1 gece, 2 konser

1 gece, 2 konser

Daha konserin ertesi günü gelecek sene yine izlemeyi iple çektiğimiz isimler arasına yazdık bir kere; GoGo Penguin

 

GoGo Penguin... Eğer ilk kez duyuyorsanız değişik, farklı bir isim değil mi? İlk duyduğumda ben de aynen böyle düşünmüştüm. 5 Aralık gecesi grubu izlemeye karar verdiğimde merakım daha da arttı. Aslında, İKSV grup hakkındaki açıklamasında sorunun cevabını da vermiş. Peki, nereden geliyormuş Gogo Penguin ismi. Fantastik öyküler gelmesin aklınıza, hikaye şöyle; grup kurulmuş, konserler başlamıştır ama hala bir isimleri yoktur. Yine bir konser sonrası grubun davulcusu doldurulmuş bir penguen görür ve aniden grubun ismi Penguin olsun diye atılır, diğerleri de işi biraz da neşeye vurup "Go Penguin, Go Go Penguin" diye tempo tutmaya başlarlar. Manchester`lı üçlümüz nur topu gibi bir isim sahibi olmuştur. Hikayenin özü bu.

 

Müzikleri isimlerini çağrıştırır mı bilemem ama Aphex Twin, Massive Attack, Brian Eno gibi gruplara hayransanız ve caza da yakınsanız kendinizi onlara kaptırmanız işten bile değil. Haklarındaki eleştirilere göz attığımda güncel albümleri V2.0‘ın öncesi albümü Fanfares’in karda bıraktığı izlere basarak yürümekte olduklarını anlıyorum. Ancak, parçalarındaki drum’n bass alt yapının minimalizme övgüler dizmesi, akışkan ve dinamik melodi kurgusuyla kombinasyonu sevenleri için vazgeçilmez olan Fanfares‘in kalplerdeki yerinin yeni albüm V2.0`la daha da pekiştiğini kanıtlıyor.

 

Konser atmosferine gelirsek, `full salon"da müzikseverler kendini müziğe kaptırmış, yerlerinde hafif hafif salınarak eşlik ediyor. Müzikseverler arasında, dinamizmi, her daim gençliği ve müziğe tutkusu ve derya deniz bilgisilerine her geçen gün yenilerini katmanın yanında kendini müziğin kollarına zevk alarak bırakabilmesiyle örnek aldığım sevgili büyüğüm ve ustam Sevin Okyay‘da vardı. Konser sonrası birlikte yanlarına gittik. Grubun yoğun enerji harcayıp yorulduğu belli olsa da hiç bir dinleyicilerini geri çevirmiyorlar. "Müthiş bir konserdi. Gelmeyenler hesabına üzgünüm. Geçen sene dinleyememiştim, bu sefer kesinlikle kaçıramazdım. İyi ki de gelmişim. Yine gelseler de yine koşa koşa gelsek“ diye anlatıyordu coşkusunu Sevin Okyay. Hak vermemek elde değil. Hele biste çaldıkları Massive Attack‘ın dillere pelesenk bestesi Teardrop‘un izleyicideki etkisine şahit olduktan sonra kolay kolay unutmayacağımız bir konser olduğunu teyit etmemek mümkün değil.

 


 

Beyoğlu`nun sevilen barlarından Sefahathâne`de bir caz gecesi ve mekânın cazla ilgili iyimser heyecanları

 

Go Go Penguin konseri öncesi Taksim`in sevilen mekânlarından, Atlas Pasajı’nda 1992’den beri hizmet veren Sefahathâne`ye düştü yolum. Müdavimlerinin övgülere boğduğu bu yer her zaman değilse de caz müziğine sahnesinde yer veriyor, yine böyle bir caz akşamı fırsatını bulunca L’aperitivo ile Kaan Mete Trio`yu izlemek için Sefahathâne`ye heyecanla gittim.

 

Oldukça kalabalık geceye katılanlar bir bira firmasının ikramları eşliğinde keyifli vakit geçirdikleri belli oluyorken Kaan Mete Trio’nun melodileri de bize eşlik ediyordu. Kaan Mete 1980 Ankara doğumlu. Gazi Üniversitesi Müzik Bölümü mezunu. Türk müziği etkili `jazz manouche` tarzında çalıyor. Espace Rohan Festivali (Savarne, Strasbourg), Akbank Sanat Caz Günleri, Antalya Caz Festivali, Nardis, Borusan Müzikevi, Tamirane gibi festival ve salonlarda, klüplerde sahne almış. Gitarın yanısıra keman ve ud da çalıyor. Nev-i şahsına münhasır bir müzisyen. Bulduğumuz ilk fırsatta Sefahathane caz geceleri hakkında sohbet ettik. ”Bu mekan kardeş mekanı Roxy ile birlikte caza önem veriyor” diye başladı, hatta, bu iki mekanda çalarken aynı zamanda caz danışmanı olarak destek veriyormuş, Türk dinleyicisinin caza olan ilgisinin son günlerde yeni mekanlarla giderilmeye çalışıldığından ve bu konuda gelişme içinde olduğumuz için umutlu olduğundan bahsetti. Cazın gelip geçen bir müzik olmadığından, hemen hergün standartları dinlediğinden hatta performansa gelirken bile motive olmak için Charlie Parker dinlemekten keyif aldığından bahsederken sağolsun Cazkolik olarak bizden de övgüyle sözetmesi ne yalan gururum okşadı.

 

Kendi albümü Norveç’te dijital platformlarda yayında olan Kaan Mete ve Sefahathâne işletmecisi Cenk Kırmacı bu keyifli mekanda temposu artarak devam edecek caz geceleri için Cazkolik okurlarını mekana heyecanla davet etmeyi unutmuyor. Başta Kaan Mete olmak üzere Sefahathâne`de caz etkinlikleri giderek artacak gibi görünüyor. Biz de bu izlenimleri cazseverler için güzel bir müjdeyle bitirmiş olalım. Sefahathâne ile ilgili tüm caz etkinliklerini takvimde takip etmeyi unutmayın.

 

Burak Sülünbaz

 

Cazkolik.com / 22 Aralık 2014, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Burak Sülünbaz

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.