Kerem Görsev'le yeni albümü "Diversion"ı konuştuk

Kerem Görsev'le yeni albümü "Diversion"ı konuştuk

Biz, Cazkolik olarak henüz bir kaç günlük bir siteyiz. İstiyoruz ki, herhangi bir amaç gözetmeden Türkiye de zaten yok denecek kadar az sayıda olan caz konuşulan platformlara bir yenisini ekleyelim, bu işin internette olması daha da olumlu, pratik ve hızlı sonuç veriyor. Gelişen haberleri ve gündemi hızla takip edebiliyor, hemen yayınlayabiliyorsunuz. Bu röportaj Cazkolik.com’un ilk röportajı, bizim için bu ilk röportajın Kerem Görsev’le gerçekleşmesi ayrıca bir şans. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.

 

Tabii, Kerem’in yeni yıl ile ilgili yeni haberleri bu albümle de sınırlı değil, çok kısa bir süre sonra büyük bir ses getireceğine inandığımız bir albüm daha yolda... Türk caz müziğinin bir başka ustası Fatih Erkoç’la birlikte kaydettikleri ve caz standartlarından oluşan DVD ve CD albümleri de yolda, buradan öncelikle duyurmuş olalım.

 

Kerem Görsev’le bir kaç gün önce yayınlanan yeni albümü "Diversion" hakkında uzun ve detaylı konuştuk. İşte, merak ettiklerimiz ve cevapları.

 

Cazkolik.com

 


 

 

Yeni şeyler sunarak kendime ait bir renk bulma uğraşı müzikal duruşumu anlatıyor

 

 

Cazkolik: Kerem merhaba, yeni albümün hayırlı olsun, tüm trionun eline sağlık. Öncelikle bizimle yani cazın bu çok yeni sitesi cazkolik.com ile buluşmayı kabul ettiğin için teşekkür ederiz. Cazda 2009’un ilk albüm haberlerinden biri senden geldi... Öncelikle merak ettiğimiz ilk şeyle başlayalım; Albümünde McCoy Tyner ile ilgili 2 parça var, bu bir ithaf mıdır, Tyner’ın müziğine olan bir gönderme midir, nedir? Albüme 90’ların başından birlikte çekilmiş bir resminizi de koymuşsun çünkü, albümü alanların mutlaka merak edeceği bir detay olacağı için soralım istedik.

 

Kerem Görsev: McCoy Tyner benim Bill Evans ile birlikte kahramanlarımdan biridir. Kendisini ilk defa 1993’te dinledim ve o fotoğraf benim mutluluğumu yansıtır. Parçanın hikayesi ise, Tyner 2003 yılında Akbank Jazz Festivali’ne gelmişti, konserden sonra selam verip kulise doğru yürürken dizindeki sorun aksamasına sebeb oluyor, rahat yürüyemiyordu, bu beni çok üzdü. Sonra McCoy Steps yazım ve sonra Part 2. Bu iki parçayı 1935 doğumlu olan, müzikleriyle benim hayatıma önemli bir yön veren ustaya, bir dev isme ithaf ettim.

 

Cazkolik: Anısı olan bir resim demekki. Peki, albüme geçersek, açılış parçan olan "Tiramisu" melodi duygusu çok yüksek, harika bir parça olmuş. Hayli enerjik ve iyimser... Arada bas ile girdiginiz diyalogda çok şık, mutlu bir gecenin içinde dostlarla şakalaşmalar gibi, eminiz hayli keyifle bestelenmiş ve çalınmış bir parçadır, ne dersin?

 

Kerem Görsev: Benim tatlılarla aram iyidir, tiramisuyu da ayrıca çok severim. Bu albüm interplay bir albüm, herkesin eşit solalarla aklındakilerini, duygularını ve müzikal bakışını anlatma tarzı. Kağan (Yıldız) ve Ferit (Odman) ile albümde böyle paslaşmalarımız var.

 

Cazkolik: Müzisyenlerin karşılıklı paslaşmaları cazda dinleyiciye hep çok sevimli gelmiştir, özellikle doğaçlamalarda. Yazarken klasik müzik duygusuna çok yaklaştığını sandığımız aynı zamanda albüme adını da veren "Diversion"da kararsız bir melodramla ilginç bir ironi arasında gidip geliyoruz dinleyici olarak. Şaşırtma, yanıltmadan kastın böyle bir şey mi? İşin melodram kısmını arşe basa, ironi kısmını kendine almışsın sanki... Bir öyküsü var mı acaba parçanın?

 

Kerem Görsev: Aslında ben zaten klasik kökenli bir müzisyenim, büyük orkestralar ve arşe ile çalınan müzikler beni çok etkiler. Parçadaki melodiyi Kağan çalarken Ferit ve ben ona eşlik ediyoruz. Süpürge ve malet ile Ferit resim yaparken ben ise boşluklu akorlar ile Kağan’ın çaldığı melodinin arasını doldurdum. Ardından, melodiden sonra sakin bir solo ile kendi hikayemi anlattım. "Diversion"ın kelime olarak hedef saptırma, ilgiyi başka yöne çekme, şaşırtma, eğlence gibi sözlük anlamları var. Her parçanın yaşanmış bir hikayesi var. Klasik müzik dünyanın ilk, jazz ise ondan sonra var olan 2. müzik tarzı. Bu parçada ikisinden de kokular var.

 

Cazkolik: McCoy Tyner’a geri dönelim istersen... McCoy’un müziğinden burada yansıtmaya çalıştığın belirgin izler var sanki. Mesela McCoy’un 67 tarihli "The Real McCoy" albümünden bu izleri bulmamız mümkün mü? Ya da onun başka albümleriyle nasıl bir ilişkin oldu?

 

Kerem Görsev: McCoy Tyner 1961 yılında çalmaya başladığı John Coltrane’den çok şey öğrendi ardından kendi guruplarını kurup kendi müziğini yarattı ve çaldığı müzikte pentotanik ezgilere yer verdi. Bu gamlarla birlikte dikey çalma sistemi ve stakato dokunuş McCoy Tyner sesini icat etti. Elbette ki ben de tüm dünya müzisyenleri gibi bu tarzdan etkilenen biriyim.

 

Cazkolik: Elbette etkilenmemen mümkün değil. Senden sonra İzmir Caz Festivali’nde konser verecek olan ünlü Kenny Barron’da Tyner ile ilgili aynı etkiden bahsediyor söyleşilerinde. Peki, kızınla ilgili sevimli bir öyküsü var albümün, özellikle kapaktaki çizim kızının ellerinden çıkma bir çizim degil mi?

 

Kerem Görsev: Kızım Nisan doğduğundan beri ben hep ona çeşitli isimler takarım. Bu hala devam ediyor. 2002 yılında kızıma "Existance" isimli bir albüm yapmış ve albümün bütün parçaları onunla aramızda geçen hikayeleri anlatan parçalar oluşturmuştu.  Bunları 6 ay evvel onun son taktığım lakap olan VACİCU Nisan tarafından resmedildi bende sürpriz yapıp albüme kapak resmi olarak kullandım, albüm kapağına ismini yazınca çok mutlu oldu, keyiflendi.

 

Cazkolik: Etkileyici. Bana Martin Scorsese’nin "New York Üçlemesi" isimli bir filmini hatırlattı. Üç kısa filmden birinde sürekli turnede olduğu için kızını çok az görebilen çok ünlü pan flütçüsü bir müzisyenin kızı ile arasındaki aşkı anlatıyordu, öyle bir şey. Neyse, Kerem, senin bütün albümlerini dinlemiş biri olarak, senin bir çeşit markalaşmış ifaden diyebileceğimiz müzikal duygunun bu albümde en çok "Mastic Puding"de varolduğunu söylersek tespitimiz doğru mu, yanlış mı? Ne dersin?

 

Kerem Görsev: Evet çok haklısın "Mastic Pudding"  benim müzikal duruşumu birebir anlatan bir parça olmuş. Bunu çevremden söyleyenler oldu.

 

Cazkolik: Bu albümde basta Kağan Yıldız, davulda Ferit Odman’la birlikte çalışmışsınız. Nasıl bır işbirliği oldu?

 

Kerem Görsev: Kağan ile 2006 mayıstan beri sürekli beraberiz. Ferit New York’a gittiği 2006 eylül tarihine kadar ara sıra çaldığım ve sevdiğim bir arkadaşımdı. New York’ta benim en sevdiğim piyanist olan Mulgrew Miller’in yönettiği müzik okulunda 2 senede mezun olup bambaşka bir ruhla döndü. Son iki sene ben New York’a gittiğimde beraber konuştuk ve gurubun temellerini New York’ta attık gelince bir turne, arkasından "Diversion" kaydı derken 14 Aralık 2008’de askere gitti, 17 Mayıs 2009’da dönecek. Kağan Kerem Ferit birlikte yola devam edecek...

 

Cazkolik: Albümle birlikte yoğun bir konser dönemine giriyorsunuzdur sanırım, önümüzdeki günlerde neler var?

 

Kerem Görsev: Konserler 7 Şubat "JTI İzmir Caz Festivali" İzmir 14 Şubatta, Umman Muskat Amerikan Art Center’da devam ediyor.

 

Cazkolik: Günümüzün aynı zamanda en üretken bestecilerinden birisin, hatta bu ilk albümünden beri böyle, düz ve yukarı ilerleyen bir çizgin oldu hep, şeytanla anlaşma gibi bir şey bu, bedelini nasil ödedin?

 

Kerem Görsev: İnandığım (tam olarak kalben) her şeyin arkasında durmak bizim aileden kalan bir miras veyahut gelenek diyelim. Ben tahta müziğini sevdim, daha sonra kendi hikayelerimi anlatmaya başlamaya çalıştım. Dünyaya kendimce yeni bir şeyler sunmaya çalışıp kendime ait bir renk bulma uğraşı benim müzikal duruşumu anlatıyordur sanırım.

 

Cazkolik: Türkiyede caz albümlerinin satış ortalamaları malum, ilginin daha çogalması için ne yapmak lazım? Konser salonlarına bakarsan, tanınmış bir isim gelmişse biletler günler öncesinden bitebiliyor ama aynı insanlar o albümleri almıyorlar?

 

Kerem Görsev: Türkiyede ki genel gidiş çok mükemmel hiç de karamsar olmamak lazım. 365 gün jazz her yerde. Yazın 15 gün dünyanında en önemli caz festivallerinden biri olan "İstanbul Caz Festivali" Türkiye nin amiral gemisi  Akbank Caz Festivali, Ankara Caz Festivali, İzmir Caz Festivali, İş-Sanat, Cemal Reşit Rey konser salonu, İstanbul Jazz Center, Nardis, Naima ve küçük bazı cafelerde çalınan jazz’lar büyük holdinglerin kutlamalarında artık dünya starlarını getirmeleri, TV ve Radyoların desteği, yazılı basında caz müziğinin epey yer bulması, kültür sanat programları Türkiye de meraklıları ile buluşuyor. Nitelikli, kaliteli CD’lerinde yapılmaya başladığı ülkemizde dinleyici ile sanatçının buluşma ortamları artık sağlanıyor. Sadece yapmamız gereken sevdiğimiz, inandığımız caz müziğinin arkasında inançlı ve sağlam durmak. Ne ekersen onu biçersin. Cambazlıkla, aldatmayla bu iş olmaz. Hem şu müziği çalayım hem de caz olsun olmaz. Seyirci, dinleyici artık çok bilinçlendi, bilet satışları düşmesinin nedeni bence ekonomik kriz değil. Sahnedeki müziğin bir hikayesi olmaması. Unutmayalım ki müzik bir hayal kurdurma mekanizmasıdır.

 

Cazkolik: Sevgili Kerem, bu samimi açıklamaların için teşekkür ederiz. Ayrıca, kaydettiğin her albümü, inşa ettiğin kendi caz dünyanın içine biz dinleyicileri de kabul etme, davet etme isteğin gibi gördüm hep, bu içtenliğini koruduğun için de en azından bir dinleyicin olarak ayrıca teşekkür ederim.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 19 Ocak 2009, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.