Deniz Türkoğlu popüler müzik gündeminin ilgi çeken isimlerinin son albümlerini gözden geçiriyor, yanına kendi notlarını düşüyor ve bizlere iletiyor...

Deniz Türkoğlu popüler müzik gündeminin ilgi çeken isimlerinin son albümlerini gözden geçiriyor, yanına kendi notlarını düşüyor ve bizlere iletiyor...

Dinlediğiniz müziği tanıtmaya gerek yok herhalde zira son günlerin her yerde dinlediğiniz şarkısı Zaz`ın "Je Veux"sünden başkası değil.


CapCazlı Bir Yazı

Yeni yazının açılışını son dönemlerin İstiklal Caddesi şarkısı olmuş Je Veux ile yapıyoruz. Fonda dinlediğiniz şarkı, Avrupa’nın en beğenilen Fransız şarkıcısı unvanını alan Zaz’ın kendi adını taşıyan albümünün en iddialı parçalarından biri. Asıl adı Isabelle Geffroy olan sanatçı ülkemizde ilk olarak video paylaşım siteleri üzerinden keşfedildi. Zaz adını seçmesindeki sebebini A’dan Z’ye ve Z’den A’ya tüm şarkıları söyleyebileceği olarak açıklıyor. Çocukluk döneminden beri müziğin içinde olan sanatçı, blues, caz, afro-küba ritimleri olmak üzere birçok tarzda şarkılar söylemiş. Konservatuar eğitiminde keman ve piyano dersleri alan Zaz, sesiyle Piaf’ın tahtına aday gösteriliyor. Öyle ki Piaf gibi Fransa dışında en çok tanınan Fransız unvanını geçen sene kazandı. İlk albümü olan Zaz ile 500.000’den fazla satan sanatçı, keşfedilmesini bir nevi sokaklara borçlu. Duru ses arayışında olan yapımcı ve besteci Soltani ile karşılaştıktan sonra albüm hazırlıklarına girişmişler. Je Veux şarkısını onun için besteleyen Soltani, şarkı ile şöhretin ilk adımlarında Zaz’a yardımcı olmuş. Albüm arka arkaya dinlenebilecek şarkılarla dolu. Açılış parçası olan Les Passant şarkısının giriş kısmındaki melodi sanki bebeklerin uyumalarını kolaylaştıran yatağa asılı oyuncaktan çıkan melodiye benziyor. Dinlerken insan huzur buluyor adeta. Je Veux‘nun sözleri ise başlı başına bir açık sözlülük ifadesi. Tercümesini okuyunca sizde bana hak vereceksiniz. Kimi şarkılarında da kullandığı acıklı ses tonu, Piaf’ı gerçekten andırıyor. Bahar zamanı keşif albümü olarak tavsiye edebileceğim bu albüm Sony Music etiketiyle Türk dinleyicilerle buluşmuş durumda. Bu arada kim bilir belki yakın zamanda İstanbul’a gelir ve İstiklal’de yürürken bir sokak çalgıcısının yanında mola verip, bizlere Fransız chansonlarından söyler o güzel sesiyle. Ne de olsa yapmadığı bir şey değil, ünlü olduktan sonra bile Fransa sokaklarında şarkı söylediği videoları internet ortamında halen mevcut.

 

Masamın üzerinde duran bir albümle devam ediyorum yazıma. Babası ünlü bir udi bestekar olan piyanist Baki Duyarlar’ın Overseas isimli albümü 20. Akbank Caz Festivali sonrasında canlı olarak gerçekleştirilen bir kayıt. 5 parçadan oluşan albüm içeriği, adı ve kapak tasarımı ile denize olan özlememizi azaltıyor. Uneven sea adlı parça favorilerim arasında. Şarkının açılışını dinleyince zihnime ilkokulda çaldığım mandolinimden çıkan ses geldi. Mandolinin eşik kısmında sonra 3-4 parmak genişliğinde teller devam eder ve sonrada gövde de biter. O kısacık kısımda penayı yukardan aşağıya tellere vurduğunuzda elde ettiğiniz ses, sizi alıp uzaklara taşır, okyanusun en derinlerine. Sanki suya atılan ve gittikçe uzaklaşan bir objenin sesini duyar gibi olursunuz. İşte bu parçada da aynı bu duyguyu yakalıyorsunuz.

Albüm Ada Müzik’ten çıkmış. Gördüğünüz gibi kaderin işareti olarak her şey denizi hatırlatıyor. Elektrik basta Kai Eckhardt, davulda Sean Rickman ve alto saksafon ve ewi’de Stanislav Mitrovic yer almış. Eckhardt ve Rickman Atlantik’in öte tarafından geldiklerinden albümün adı da denizaşırı (Overseas) olmuş. Albümde 4 parça Duyarlar’a aitken bir tanesi de uzun yıllardır beraber çaldığı Mitrovic’e ait. Bu albüm caz severlerin kesinlikle hoşuna gidecektir. Enstrümantal olan albüm evde, iş yerinde fonda akıcılığı ile rahatlatıcı bir etkiye sahip. Hem psikolojik olarak mavi renk insanı rahatlatır. O yönden de albüm kapak çalışması adına yakışır olmuş.

Ve keşfedilecek son albümde EMI Music‘den çıkan Latin Jazz havasının ağır bastığı ama içerisinde cazın diğer müzik türleri ile de iç içe geçtiği şarkılarla dolu olan, Polonyalı şarkıcı Aga Zaryan’ın Looking, Walking, Being adlı albümü. Avrupa’nın Jazz Forum Dergilerinde üç yıl üst üste en iyi jazz vokali ödülü alan sanatçı, birçok kulüpte ve festivalde de sahne almış. Karizmatik görünüşü ve ses tonu ile akıllara kazınmasının yanı sıra, başarılı işlere imza atmak için gösterdiği hırslı çalışmaları sonucu Friedrick Chopin Ödülü’nü kazanmış. Cazın yeni jenerasyonu olarak arenada tanınan Zaryan ünlü Blue Note firmasıyla ile anlaşma imzalamış. Albümü dinlerken ilk başta şarkıları hareketli olarak devam etse de git gide sizi raya oturtan kıvamda şarkılar birbiri ardına gelmekte.

Deniz Türkoğlu
18 Nisan 2011, Pazartesi
mdturkoglu@gmail.com

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Deniz Türkoğlu

  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.