Yolun yarısında yeni bir hayata, caz söyleme tutkusuna yelken açmak

Yolun yarısında yeni bir hayata, caz söyleme tutkusuna yelken açmak

Albümünün ismini ilk duyduğumda Fuat Tuaç`ın ironi yapmış olabileceği aklıma gelmedi önce, şarkıda bir hikaye anlattığı intibaına kapıldım. "Late Bloomer", yani, bilhassa kendi yeteneklerinin ya da kişinin aslında ne yapmak istediğinin geç farkına varması, dolaylı olarak, çevrendekilerin de seni bir anlamda geç keşfetmesi/tanıması.

 

Hatta, böyle düşününce, Tuaç`ın albüme adını veren şarkıyı tutup albümün en sonuna koyması da ayrı bir ironi olarak görülebilir. Müziğe geç yaşta başlayan Fuat Tuaç hayatını kökten değiştirmeye karar verene kadar avukatlık yaptı ama şarkı söylemek ve caz vazgeçemediği tutkusuydu. Önceleri avukatlıktan arta kalan zamanda ders almak, ardından ufak tefek sahne çalışmaları derken zamanla içini kemirmeye başlayan `hayalinin peşinden gitme` arzusu Tuaç`ı Kanada yollarına döküp Montreal`e yerleşmesine kadar vardı. Hatta, öyle ki, kendi tabiriyle, bir cuma akşamı işinden istifa edip pazartesi sabahı Montreal Concordia Üniversitesi caz okulunda ilk vokal dersine girdi.

 

Yeni bir hayata yepyeni bir coğrafyada başlayan herkesin yapacağı gibi zaman içinde önce şöyle bir kendine gelip, gündelik hayatı yoluna koyduğunda kafasını doğrultup hem okumaya hem bir yandan muhtelif mekanlarda sahne almaya, söylemeye başladı. Derken, okulun bitmesi ve ardından ilk albüm; "Late Bloomer".

 

"Love me or Leave me" ya da "Sev ya da terket"

 

"Late Bloomer" albümü bir diğer bakış açısıyla yine ironik diyebileceğim bir seçim olarak ünlü caz klasiği "Love me or Leave me" ile başlıyor. Niye ironik, belki biraz zorlama olacak ama şarkının isminin Tuaç`ın eski hayatının tam ortasındayken seçtiği yeni hayata bir nevi gönderme yapması bakımından ironik, gerçi, bu tabirin çağrışımı bizde hiç hoş değildir o da ayrı ama meramı başka, siz en iyisi İngilizce ismiyle düşünün daha iyi. Tuaç ilk albümünde beş farklı dilde ve hepsi iyi bildiğimiz besteleri seslendirmiş. Türkçe yanında, İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Portekizce söyleyen sanatçının ana dilini üç şarkıda duyuyoruz. Albümdeki tek orijinal, kendi bestesi ve albümün hikayesi olan "Late Bloomer" ve anonim bir türkü "Havada Bulut Yok". Bu şekilde albümde yer vermeyi seçtiği kimi şarkıları orijinal dillerinde seslendirmeyi tercih ettiğini de görüyoruz. Yani; "Que reste-t-il de nos amours?"u Fransızca, "Outra vez"i Portekizce gibi. Ama "Manha da Carnaval" gibi efsane bir şarkıyı da Türkçe söylüyor.

 

Albüm yayınlandıktan itibaren Kanada radyo istasyonlarında iyi ilgi görmüş, olumlu geri dönüşler almış. Tuaç`a albümde sesini iyi besleyen, sözsüz bölümlerde ek trio lezzeti olarak kendini gösteren bir üçlü, piyanoda Paul Shrofel, basta Dave Watts ve davulda Richard Irwin eşlik etmiş. Shrofel vokal eşliğiyle ünlü bir isim. Nikki Yanofsky, Sophie Milman gibi dünyaca ünlü seslere albümlerinde eşlik etmiş, aynı zamanda prodüktörük yapan bir sanatçı. Dave Watts ve Irwin de Montrealli sanatçılar ve hem Kanada hem Amerikan caz piyasasında bilinen isimler.

 

Fuat Tuaç yolun yarısında hayatının yönünü değiştirme cesareti gösteren, kaderini suyun akışına bırakmayan insanlardan. Bir çoğumuzun yapmaya korktuğu gibi, elde edileni kazanç hanesinde görme körlüğüne kapılıp kaybedileni farkedemeyenlerden biri değil. Kuşkusuz bu tercihin de ona kimi bedelleri olmuştur ama Tuaç`ın albümüne kulak verdiğimizde bu tercihe değdiğine bir dinleyici olarak onay veriyor ve devamını bekliyoruz.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 06 Aralık 2017, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.