İngiltere`nin en sempatik bluescusu Norman Beaker yeni albüm çıkardı

İngiltere`nin en sempatik bluescusu Norman Beaker yeni albüm çıkardı

Britanya`nın en sempatik bluescusu Norman Beaker grubu ile yeni albümü We See Us Later`ı geçtiğimiz günlerde yayınladı. Albümün ilk parçası harika bir boogie, Only I Got What The Other Guys (**) Want 50 yıllık adanmışlık ve inanç içeren blues kariyerinin manifestosu gibi. Bir önceki konser albümünde, albümde davul-bas-gitardan oluşan kadro klavye ve saksofonun katılımıyla kuvvetli bir blues sendikası olmuş yeniden.

 

Albüm 16 parçadan oluşuyor. Eski klavyeci Dave Bainbridge ile olan ortak beste “Thank but no thanks” dışındaki diğer tüm parçalar Norman Beaker`a ait. Albümde Louisiana, A.B.D.`li sahne ortakları Larry Garner ve 60`ların meşhur şarkıcısı Steve Ellis birer parçada konuk oluyor. Benim kuşak onun Love Affair grubuyla yayınladığı en meşhur parçası Everlasting Love`ı Sandra yorumuyla hatırlar.

 

Railway Roam canlı dinlemesi harika bir blues-rock. Norman Beaker`ın Freddie King referansı bu parçada çok belirgin. Canlı versiyonunda Steve Gibson`ın ride zilleri, John Price`ın etli bas cümlelerine Nick Steed`in org çığlıkları ekleniyordur kesinlikle.

 

Bir Norman Beaker klasiği olan Hard to be somebody`yi daha önce Belgrad`daki Attic Sessions kayıtlarında izlemiştim Youtube üzerinden. Steve Gibson bu sefer çıplak elle değil bagetlerle çalıyor groove hissi yüksek parçayı.

 

Wher does acting style`ı Peter Green parçalarına benzeten Norman`ın gitarı ve vokali mi? Steve Gibson`ın Mick Fleetwood tarzı shuffle`ı mı acaba? Ama parçayı bu havadan uzaklaştıran ve kendine özgü yapan Kim Nishikawara`nın saksofonu.

 

Soul-blues, blues-rock hatta pop karakterli parçalardan oluşan bir çok tarzı barındıran albüm. Dinlerken Bo Diddley, Freddie King, Van Morrison, JJ Cale, Stones melodileri hatırınıza geliyor.

 

 

Albümden sonra biraz da nasıl tanıştığımdan, onun kariyerinden bahsedeyim;

 

Blues Kuzey Amerika`dan eski kıtaya ithal edilirken doğal olarak ilk olarak bu adaya uğradı ve Avrupa blues`u denen bir şey var ise İngiltere`de şekillendi. Norman Beaker da Blues`un ikinci kuşak icracılarından. İlk grubunu 16 yaşında ağabeyi davulcu Malcolm ile 1967`de kuran gitarist. Kariyerinin 50. yılını yaşadığı bu sene Amerika`dan, Blues Hall Of Fame`den gelen “Efsanevi İngiliz blues sanatçısı” nişanıyla onurlandırıldı.

 

 

Yaklaşık 5 sene önce ben DVD`de Chris Farlowe`un Rockpalast konserini seyrederken keşfettiğim Norman Beaker Band efsanevi vokalistin arkasında parıl parıl parlıyordu. İzlerken hayran kaldığım grubun gitaristine internet vasıtasıyla ulaştım ve performanlarına hayran kaldığımı belirttim. Aynı senenin eylülünde grubu Twickenham`daki meşhur Eel Pie Club`de yakalayabilmek İngiltere tatilimin kreması olmuştu (Tom Coster`ı Ronnie Scott`da seyretmek de muhteşemdi tabi ki). Yaş ortalamasını düşürdüğümüz seyirciler arasında Peter French (Cactus, Atomic Rooster) da vardı.

 

 

O zamandan beri takip ettiğim Norman Beaker Band son yıllardaki en aktif blues gruplarından biri. Yılın büyük çoğunluğunu Avrupayı turlayarak geçiren grup bir çok festivalde bir çok ünlü vokalistin de arkasında yer alıyor. Chris Farlowe, Van Morrison, Pete Brown, Sonja Kristina (Curved Air)

 

Şarkı yazma stilinde Stevie Wonder, gitar tarzında ise gerçek etkilendiği sanatçının Freddie King (aynı Eric Clapton gibi) olduğunu belirten usta müzisyen.

 

1995`te büyük saygı duyduğu, en büyük oğlunun vaftiz babası olan Alexis Korner için saygı konserleri düzenleyen Norman Beaker bu konserlerde İngiltere`nin tüm kalburüstü müzisyenlerini topladı.

Sahnede beraber çaldığı isimler blues ve rock camiasında ilk akla gelecek eski tüfekler ve önemli müzisyenler. Alexis Korner, Chris Farlowe, Jack Bruce, Paul Jones, Chuck Berry, Buddy Guy, BB King, Alexis Korner, Peter Green, Graham Bond, Jack Bruce, Lowell Fulson, Jimmy Rogers, Paul Jones, Jimmy Page, Robert Plant, Louisiana Red, Fenton Robinson Van Morrison. Bu isimler ile sahne paylaşmak herkese nasip olacak bir şey değil gerçekten. Albümün açılış parçası “bir şeyleri açıklıyor gerçekten.

 

Norman Beaker haklı. O elindekileri, istediklerini ve tutkusunu bilerek kariyerini inşa etmiş bir blues müzisyeni. O çok zengin bir adam.

 

(*) Kariyerinin başında beraber çaldığı Victor Brox`a daha akılda kalıcı bir sahne ismi istediğini söyleyen Norman (gerçek ismi Norman Hume) İngiltere`yi fetheden Norman`ların yanına bir de neolitik çağlardaki ada sakinlerinin ismini (Beaker kültürü) ekleyerek hayli eklektik bir ingiliz blues`cu takdim etti Granada televizyonundaki programda.

 

(**) "Diğer adamların istediği, benim tek sahip olduğum"

 

Cenk Akyol

 

Cazkolik.com / 06 Ekim 2017, Cuma

 

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cenk Akyol

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.