Kerem Görsev "Four Days" albümünde hatıralar galerisini harekete geçiriyor

Kerem Görsev "Four Days" albümünde hatıralar galerisini harekete geçiriyor

Kerem Görsev`in yeni albümü "Four Days" biten yılın son sürprizlerinden. Her albümde yeni bestelerini dinlediğimiz Görsev "Four Days"de albüme ismini veren parça hariç diğerleri 1994 ile 97 yılları arasında yayınlanmış albümlerinden seçtiği parçaların yeni yorumlarına yer vermiş. Ama, albüm playerda dönmeye başladığı an aslında yeni bir albüm dinlediğinizi farkediyorsunuz.

 

Nasıl mı? Anlatalım

 

Albüme ismini veren "Four Days" yeni beste, onu hariç tutup ikinci parça "Be Be Be"ye geçelim. Bir çeşit mukayeseli anlatım olsun… İlk olarak Görsev`in "Existence" isimli albümünde yayınlanan "Be Be Be"de cazseverlere ilginç gelecek doublebass çello ikilisi vardı; çelloda Reyent Bölükbaşı, kontrbasta Volkan Hürsever ve davulda Ateş Tezer`den oluşan ekibin müzikleri hem Görsev`in kişisel tarihinde hem Türk caz tarihinde dikkat çeken karşılıklara denk geliyordu. "Be Be Be" ilk albümde Reyent Bölükbaşı`nın çellosu ile Görsev`in piyanosunun paylaşımlı solistliğinde ilerleyen bir besteydi, yeni albüm "Four Days"de Görsev çelloya göre daha önde `lead` bir enstrüman olan tenor saksofonda Ernie Watts ustaya melodi gücünü emanet etmiş ama kendi partisyonları yine baskın ve güzel yorumlar (hatta daha güzel yorumlar). Parçanın introsundaki yaylı Kağan Yıldız`ın arşesiyle başlıyor. Arkasından Ernie Watts`ın tenoruyla parça önceki albüme göre daha tempolu, enstrüman etkileşimi daha yüksek bir icraya dönüşmüş. Görsev`in piyanosu daha heyecanlı, daha güçlü, parçanın temposu da yeni yüzyılın hızına yakışır estetik akıcılıkta. Sadece bu parçada değil, albümün genelinde Ferit Odman`ın kendini her yıl aşan performansını vurgulamak bir cazsever borcu. Son dönem caz davulunda zilleri bu kadar efektif kullanan başka birini bulması zor!

 

Albümün üçüncü çalışması "Conversation with the Bass" sanki yeni beste gibi durmakla birlikte -belki diğer bestelere göre daha az tanındığı içindir- Görsev`in dördüncü albümü "Relaxing"den gelen bir çalışma. Görsev`in kişisel tarihinde ve albüm kayıtları bazında ayrı trio dönemleri varsa ilki basta Eric Revis, davulda Bob Demeo`lu triodur. Özellikle Eric Revis ile işbirlikleri hem daha eski hem daha uzun sürelidir. "Conversation with the Bass"ın hem orijinal hem yeni yorumu bir çok gözlem yapma imkanı sağlıyor. İşin güzel yanı önceki ya da yeni yorumu tercih etmekten ziyade aradan geçen bunca yılın ardından yeni tatları keşfetmekte yatıyor. Eric Revis`in bası daha gergin, Kağan Yıldız`ın ise daha melodik ve akışkan. Tabii en önemli faktör basla sohbetin arasına saksofonuyla giren Watts sanki ben de burdayım demesi! Zaten, yeni albümdeki yeni yorumun en belirgin yanı basla sohbetin parçanın ilk bölümünde piyanoyla, ikinci bölümünde saksofonla devam etmesi dikkat çekici.

 

Yeni albümün dördüncü parçası "I Love May" Kerem Görsev`in "Hands and Lips"ten bir yıl sonra yayınladığı ikinci albüme adını veren beste. "I Love May" Görsev`in sadece caz değil, caz dışı çevrelerce de çok sevilen albümlerinden oldu. Bu parça uzun bir beste. Orijinali 12 dakika olan "I Love May"in "Four Days" için yeni versiyonu beş dakikalık tasarrufa uğramış. Parçanın bir diğer versiyonu da St. Petersburg Philharmony Orchestra ile başladığı büyük orkestralı kayıtlar serisinin ilki olan "November in St. Petersburg"da da var ama tabii o çok daha farklı bir düzenleme. Aslında, Görsev besteleri ve albümleri arasında geçişkenlikler sağlamayı seven bir müzisyen. İlk albümünden itibaren kimi bestelerini değişen zaman içinde daha `fresh` yeni yorumlara dönüştürerek kaydediyor, bir anlamda bestelerin ruhunu yenileyip iyice havalandırıyor. Bu duruma bir örnek, en sevilen bestelerinden "Hands and Lips" hem orijinal albümde, hem üçüncü kaydı "For Murat"ta (ki bu albümdeki yorum Alan Harris`in sesinden sözlü yorumdur ve sözler de Harris`e aittir), hem "November in St. Petersburg"da üç farklı zaman ve albümde yer almıştı.

 

Albümün beşinci parçası "Mango" 1994-97 arası hangi albümde yayınlanmıştı hatırlamadım ama hatırladığım 2001 tarihli "New York Days" albümünde dinlediğim. Görsev`in Amerikalı müzisyenlerle birlikte çalmaya ve albüm kaydetmeye başladığı dönemler... Aslında, az evvel değindiğim gibi daha ikinci albümden itibaren bu izleri takip etmek mümkün, bu birlikteliklerin geçmişi de seksenli yıllarda başta Korukent Caz Bar gibi birçok yerde yurtdışından gelen Amerikalı müzisyenlerle aynı sahneleri paylaşmanın getirdiği alışkanlık aynı dilden konuşma ve uyum var. Nitekim, "New York Days"de Görsev`in trompette Russell Gunn, tenor saksofonda J.D. Allen, trombonda J.D. Jackson, basta Eric Revis, davulda Alvester Garnett ve perküsyonlarda Khalil Kwame Bell gibi hepsi kuşağının usta isimleriyle çalması ve albümde seslendirilen parçaların da yarı yarıya kendi besteleri ve Amerikan besteleri olması Görsev`in bundan böyle daha çok uluslararası dilde konuşacağının belirgin işaretiydi. Kariyerinin bundan sonraki bölümü hep bu çizgide geçti. Formül şöyle işliyordu: Kendi besteleri + inandığı güvendiği çekirdek yerli kadro + bir büyük şef, solist, aranjör ve orkestra ile proje bazında çalışarak Türkiye imzalı bestelerin uluslararası caz sahnesine taşınması. "Mango" bu perspektite bir albümün içinde yeralan kendi kaleminden çıkma bir beste olması, bizim için tropik ve az tanınan ama lezzetli ve bereketli ve ustalıkla dilimlenmiş bir meyve… Peki "Four Days"de nasıl bu parça diye soracaksanız eğer Ferit`in davulunu Alvester Garnett`tan daha fazla beğensem de ben yeni albümde ilk defa orijinal kayıttan yanayım.

 

Albümün playlistini incelemeye başladığımda ilk dikkatimi çeken Görsev`in ilk albümü, 1994 tarihli "Hands and Lips"den üç parça; "Dream of Saxello", "Hands and Lips" ve "Sir Ali" oldu. Aradan geçen bunca yıla karşın ilk albüm "Hands and Lips" -bence- Görsev`in -hâlâ- en önemli albümlerinden. Öncelikle, şu an hepsi Türk cazının en usta isimleri arasında yer alan müthiş bir kadro biraraya gelmişti; Nefeslilerde İmer Demirer, Hakan Beşer, Hakan Çimenot ve Çınar Apay, gitarlarda Neşet Ruacan ile Ricardo Moyano, baslarda Volkan Hürsever ve Oğuz Durukan davulda ise Can Kozlu. bu kadronun bir benzeri bir sonraki "I Love May"de de var! Hem ilk albümü, hem ikinci albümü içindeki parça eşleşmeleri var diye mukayese etmek doğru değil. Hem ilk, hem ikinci albümde gitarla önemli mesela. Neşet Ruacan ve Ricardo Moyano müthiş pasajlar kaydetmişler, özellikle Moyano`yu ayrı hatırlıyorum. Mesela genç nesiller fazla ismini bilmeyebilir, saxello çalan Çınar Apay var mesela, klasik müzik orkestralarında nefesli sanatçısı olan Apay smooth jazz tarzında yerli soundlarla cazı kaynaştıran müzikler kaydetmişti. "Dream of Saxello" bu konuda tekil bir örnek olabilir. "Hands and Lips" yine öyle, "Sir Ali"de keza… Yeni albümde Görsev"in "Dream of Saxello" kaydında Görsev`in piyanosu bence çok daha önemli. Müthiş bir performans olmuş, mutlaka ayrı kulak vermenizi öneririm.

 

Caz üzerine yazan, yazmaya çalışan biri için de Kerem Görsev`in yeni albümü "Four Days" yirmi yıllık bir geçmişin yeniden kurcalanması, eskilerle yenilerin yeniden playerda dönüp durması yanında kişisel geçmişlerin de ister istemez hatıralarla dolu bir galeriyle müziklere eşlik etmesinin önüne geçilemiyor ya da geçmemek daha iyi, müziklerin tadı böyle daha iyi çıkıyor.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 07 Aralık 2015, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.