Güneşli Newport`tan yağmurlu San Sebastian Jazzaldia Festivale

Güneşli Newport`tan yağmurlu San Sebastian Jazzaldia Festivale

2015 yazındaki Newport Caz Festivali deneyimimizden sonra eşim ve ben 2017 başında rotamızı Avrupa’ya çevirmeyi karar verdik. Tercihimiz ise en köklü caz festivallerinden biri olması nedeniyle San Sebastian oldu.

 

İlki 1966 yılında gerçekleştirilen San Sebastian İspanya’nın ilk, Avrupa’nın ise en eski caz festivallerinden biri olma özelliğini taşıyor. Her yıl temmuz ayının üçüncü haftasında düzenlenen festivalde bu yıl 17 bini biletli olmak üzere toplam 156 binden fazla izleyici, 17 ayrı sahnedeki 105 performansı izleme fırsatını buldular.

 

1964 yılında Paris’te Salle Pleyel’de Count Basie Big Band’i izleyen San Sebastian Turizm Merkezi Müzik Komisyonu Başkanı Imanol Olaizola’nın fikriyle başlayan San Sebastian Caz Festivali, 1975 yılına kadar Franco yıllarının politik baskıları, sansür, caz müziğine karşı ilgisizliğe ve ekonomik zorluklara karşı ayakta kalmayı becerebilmiş, daha sonra ise uluslararası arenada dünyanın önemli caz festivalleri içinde yer almayı başarmış bulunuyor. Festivalin 50 yıllık tarihçesini anlatan kısa filmi izlemenizi özellikle tavsiye ederim https://vimeo.com/170805891 . Festivalin diğer bir geleneği ise 1994 yılından itibaren o yıl festivale katılan bir sanatçıya Donostiako Jazzaldia Award adı altında yaşam boyu başarı ödünü vermesi.

 

 

San Sebastian daha önceden geldiğimiz ve gerek kültürel gerek gastronomik zenginlikleri çok sevdiğimiz bir kent olduğundan festivalde sadece iki konsere önceden bilet aldık. Bunlardan ilkine Bilbao’dan keyifli Bask manzaralarını izleyerek yaptığımız otomobil yolculuğu nedeniyle konserin başlamasına sadece bir dakika önce nefes nefese yetişebiliyoruz.

 

Kursaal Auditorium’daki ilk konserimizde Wayne Shorter Quartet sahnede. Müthiş bir uyum içinde 16 yıldır birlikte çalan dörtlüyü gerek ayrı ayrı gerek birlikte İstanbul’da defalarca izlememize rağmen her performanslarında bizleri caz cennetine götürmeleri gerçekten inanılmaz. Davulda Brian Blade, kontrabasta John Patitucci, piyanoda Danilo Perez ve tenor saksafonda Wayne Shorter bir kez daha bizleri sahnede büyülemeyi başarıyorlar.

 

 

 

İlk konserin ardından sonra sıra tabii ki San Sebastian’ın ünlü Bask mezesi pinxtosların sunulduğu barları gezmeye gelmişti. Kentin dar sokaklarından omuz omuza ilerleyerek en sonunda zar zor yer bulabildiğimiz Sirimiri Gastroleku’da gerçekten Bask bölgesinin oldukça iyi pinxtos örneklerini bulmak oldukça sevindirici oldu. İlerideki günlerde gezdiğimiz diğer barlarda ise en iyi pinxtosların kesinlikle Simiri Gasroleku’nun komşusu Atari Gastoteka’da olduğuna oybirliğiyle karar verdik. İlk gecenin sonunda otele dönerken geç batan güneşin Biscay körfezi üzerinde oluşturduğu renkler, festivalin DJ’lerle Nauticool’da devam eden müziği ve San Sebastian’ın La Concha plajının gece ışıklar içindeki muhteşem görüntüleri belleğimize kazındı.

 

 

İkinci gün için seçtiğimiz açıkhava konseri saat 18:30’da başladığı için gün içinde San Sebastian’ı gezmek için oldukça fırsat vardı. Değişken okyanus havası nedeniyle kentin yaz aylarında oldukça serin, kapalı ve ara ara yağmurlu olan günlerinden birine yakalandığımızı zannederken, bunun plajlardaki kalabalığı hiç azaltmadığını da gözlemledik. Festivalin açıkhava sahnelerinin bulunduğu Zurriola plajında sörfçüler, paraşütçüler, festival programında kendileri için hazırlanan programlara coşkuyla katılan çocuklar ve sahildeki Sebastiao Salgado’nun Genesis adlı fotoğraf sergisini merakla izleyen turistler San Sebastian’ı tüm coşkusuyla yaşıyorlardı.

 

 

İkinci gün için seçtiğimiz konser ünlü tenor saksafoncu Houston Person’ın dörtlüsü oldu. Ara sıra çiseleyen yağmurla birlikte piyano ve vokalde Dena DeRose, kontrbasta Ignasi Gonzalez, davulda Jo Krause soul cazın en iyi örneklerini sundular. Houston Person’ın aynen Wayne Shorter gibi 80’li yaşlarda olmasına rağmen sahnedeki dinamik performansı gerçekten büyüleyiciydi.

 

 

Üçüncü ve son konser günü bizi yine yağmurlu bir San Sebastian havası karşılayınca, bu kez kentin en güzel parklarından biri olan Cristina-Enea Parkı’na yöneldik. Mandas Dükü tarafından eşi Cristina Enea için yaptırılan Urumea nehri kıyısındaki 95 dönümlük bu park, aynı zamanda San Sebastianlıların en sevdikleri yerlerden biri. Çevre kaynakları merkezi, sürdürebilirlik gözlemevi, kütüphane ve sergi salonunun bulunduğu parkta, en çok sevilenler tabii ki rengarenk tavus kuşları oluyor.

 

 

Son konserimiz yine Kursaal Auditorium’da. Bu kez yine İstanbul’da defalarca dinlediğimiz Herbie Hancock’u, yeni beşlisiyle 70’li yılların funk ve fusion stilinde dinliyoruz. Davulda Vinnie Colaiuta, elektrik basta James Genus, gitarda Lionel Loueke, alto sax ve ikinci tuşlu çalgılarda Terrace Martin ve tuşlu çalgılar ve vocoderde 77 yaşındaki delikanlı Herbie Hancock, tüm salonu gerçek anlamda coşturuyor.

 

 

Newport’un bol güneşinden iki yıl sonra bu kez yağmurlu bir San Sebastian’da caza doymuş olarak eve dönerken, cazın ileriki yıllarda bizi hangi coğrafyalara götüreceğiniz merakla bekliyoruz.

 

Firuz Soyuer

 

Cazkolik.com / 29 Ağustos 2017, Salı

 

Linkler:
52 Heineken Jazzaldia: Wayne Shorter Quartet
52 Heineken Jazzaldia: Houston Person Quartet featuring Dena DeRose
52 Heineken Jazzaldia: Herbie Hancock Quintet
Donostia/San Sebastian 2017

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Firuz Soyuer

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.