"Nefes" projesini neyzen Kudsi Erguner ile konuştuk

"Nefes" projesini neyzen Kudsi Erguner ile konuştuk

Kudsi Erguner ile «Nefes» Üzerine

 

 

Bu yıl 24. kez cazın farklı renklerini İstanbullu müzik dostları ile buluşturacak olan Akbank Caz Festivali programı kapsamında farklı müzikal keşiflerin yanı sıra özel projelere yer veriyor. Festival’in en özel buluşmalarından biri ise 25 Ekim Cumartesi akşamı saat 18:00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu sahnesinde gerçekleşecek olan Kudsi Erguner Michael Wollny buluşması. İkilinin geçtiğimiz yıl Bremen’de düzenlen Jazzahead Festivali’nde seslendikleri bu projenin İstanbul buluşmasında sanatçılara perküsyonda Hamdi Akatay eşlik ediyor. İki farklı müzik dünyasının (Piyano - Batı ve Ney - Doğu) iki sembolik enstrümanı bir araya getiren proje piyanonun bir oktavda yaklaşık 41 değişik ses gerektiren Makam müziğine ayak uyduramaması nedeniyle doğunun batıya uyum sağladığı bir proje. Daha önceki albümleri Islam Blues ve Ottomania‘da saksofon, kontrbas, gitar, trompet ve tuba gibi enstrümanları makam müziğinin seslerine uyarlamaya çalışan Erguner bu kez bir oktavında 12 eşitlenmiş ses aralığına sahip piyano ile bir yolculuğa çıkıyor. Yeni sesler ve önerilerle dolu olan bu yolculukta Erguner İstanbul, Rumeli Bektaşi nefes ve ilahileri çerçevesinde doğaçlamaya dayanan bir dünya kuruyor. Sanatçı ile festival kapsamında seslendirecek olduğu “Nefes” isimli projesi ve gelecek dönemdeki çalışmarı üzerine konuştuk.

 

 

Kudsi Erguner: "Michael Wollny ile verdiğimiz tamamıyla doğaçlama konserde yakaladığımız ahenk bizde bu buluşmayı tekrarlama arzusunu pekiştirdi"

 

 

 

Sami Kısaoğlu: 24. Akbank Caz Festivali kapsamında piyanist Micheal Wollny ve perküsyonist Hamdi Akatay ile birlikte seslendirecek olduğunuz projeniz nasıl doğdu?

 

Kudsi Erguner: Aslında piyano haricinde enstrüman kullanan caz müzisyenlerine, caz, blues ve makam müziğinde kullanılan bazı sesler, hiç de yabancı değildir. Blue Note olarak adlandırılan özellikle pesleştirilmiş üçlü, beşli ve yedili aralıklar bizim müziğimizde de kullanılmaktadır. 2000 yılında Fazıl Say ile New York’ta başlayıp, Avrupa’da devam ettiğimiz konserlerden sonra, İstanbul’da son bulan turnede, piyanonun yapısı nedeniyle ortaya çıkan teknik engellerin aşılabileceğine olan inancım daha da arttı. Michael Wollny ile ilk kez, 2011’de Ahmet ve Nesuhi Ertegün’ün anısına ithaf edilen, Bremen Jazzahead Festivalinde bir araya geldik. Hiç bir prova yapamadan tamamiyle doğaçlama olarak verilen bu konserde, çalınan enstrümanlar ne olursa olsun, birbirimizi iyi dinlediğimizde bir ahenge ulaşmanın mümkün olduğuna tekrar şahit oldum. Sanki ben piyano, o ney olmuştu. Ardından Köln’de verdiğimiz bir ikinci konser, bizde bu buluşmayı tekrarlama arzusunu pekiştirdi.

 

Sami Kısaoğlu: Konserde seslendirilecek olan repertuvardan bahseder misiniz? İleride bu projeyi kaydetmek gibi bir düşünceniz var mı?

 

Kudsi Erguner: Akbank Caz Festivali’nde yapacağımız doğaçlamalarda ilham kaynağımız İstanbul Bektaşi Nefesleri olacak. II. Mahmud’un 1826 yılında yeniçeri ocağını kaldırmasıyla bu gelenek terk edildi. Üçlü ve ikili ritimlerin birleşmesinden oluşan bu nefeslerin özgün yapısı ile yıllardır unutulmuş bu melodileri değişik bir estetikle yorumlamak isteği bu seçimin iki ana nedeni oldu. Michael Wollny ile bir sonraki buluşmamız 15 Kasım’da Almanya’nın Heidelberg kentindeki Enjoy Jazz festivalinde olacak. İlerde bu birlikteliği CD`ye dönüştürmeyi elbette arzu ediyoruz.

 

Sami Kısaoğlu: Önümüzdeki dönemdeki konserlerinizden bahseder misiniz?

 

Kudsi Erguner: İleriye dönük projelere gelince, ön planda Kasım başında Afganistan’da yapacağım bir müzik çalışması var. Weimard kentindeki Franz Liszt Konservatuarı’nın katkısı ile hazırladığım bu projenin konusu Hüseyin Baykara’nın eserleri ve anısı. Cengiz Han soyundan ve Timurleng’in torunlarından olan Hüseyin Baykara 1438-1506 yıllarında bugünkü Afganistan’in Herat kentinde hükümdarlık yapmış ve şiire müziğe olan ilgisi onun anısını yüceltmiştir. Alman ve Afgan müzisyenlerle gerçekleştireceğimiz bu çalışma Alman televizyonu tarafindan izlenecek. Afganistan’ın Mezar’i Şerif ve Kâbil şehirlerinde vereceğimiz konserler daha sonra Avrupa’da da tekrarlanacak.

 

Yine Kasım ayında Belçika’nin Gent kentinde kendi grubumla bir konser vereceğim. Aralık ayında Napoli’deki bir organizasyon icin Akdeniz Aşk Şarkıları başlıklı bir konser hazırlamaktayım. 2015 Ocak ayında Kolombiya’nin Cartagena kentinde yapılan Klasik müzik festivaline grubumla katılıyorum. Ana teması Mare Nostrum olan bu festivalde, ben ve topluluğum Türkiye’yi temsil ediyor olacağız.

 

Sami Kısaoğlu: Yeni yıl ve sonrasında albüm kayıtları olacak mı? Konserler dışındaki projeleriniz neler?

Kudsi Erguner: Altını çizebileceğim diğer bir önemli tarih de, Nisan ayında Venedik’te Cini Vakfı’nın himayesinde kurduğum «Bîrun» projesinin 2015 çalışması. Her yıl değişik bir başlık altında gerçekleştirdiğim projede bu yıl, İstanbul Sefarad yahudilerinin tasavvuf kültürünün etkisi ile Osmanlı makamları üzerine besteledikleri Maftirim ilahileri yer alacak. Evvelki yıllarda olduğu gibi, Cini Vakfı’nın verdiği bursu kazanan müzisyenlerle bir haftalık masterclass sonucu Venedik’te vereceğimiz konser kaydedilerek, CD ye dönüştürülecek.

 

Bunların yanısıra, Milano-Teatro dell’Arte için Mistik Müzikler ve Brüksel Bozar için de, Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi’nin Sefaretnamesini konu alan Kafirlerin Cenneti (Le Paradis des Infidèles ) adlı projeler üzerinde çalışmaktayım. Müziğin dışında 2014 Ekim ayında Fransa’da yayınlanan La Flûte des Origines adlı kitabımla ilgili vereceğim birkaç konferans, France Musique Radyosu için hazırlamakta olduğum bir dizi radyo programı ve ayda dört gün Rotterdam Codart Konservatuarında master öğrencilerine verdiğim dersler oldukça vaktimi almakta.

 

Sami Kısaoğlu
Müzikolog

 

Cazkolik.com / 17 Ekim 2014, Cuma

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Sami Kısaoğlu

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.