Brad Mehldau; "Live in Marciac"... Piyanistler arasından bir genç usta... Sevin Okyay`dan bir albüm yazısı... Yaşayan en etkileyici caz piyanistlerinden Brad Mehldau`nun son albümü Sevin Okyay`ın kaleminde.

Brad Mehldau; "Live in Marciac"... Piyanistler arasından bir genç usta... Sevin Okyay`dan bir albüm yazısı... Yaşayan en etkileyici caz piyanistlerinden Brad Mehldau`nun son albümü Sevin Okyay`ın kaleminde.

Dinlediğiniz müzik Sevin Okyay`ın yazısında anlattığı Brad Mehldau`nun yeni albümü "Live in Marciac"dan seçtiğimiz "Lithium" isimli çalışmasıdır.


Brad Mehldau; "Live in Marciac"... Piyanistler arasından bir genç usta...

Geçen hafta piyanist bombardımanına uğramıştık, malum. Jacky Terrason, Chucho Valdes, Kenny Barron ve Mulgrew Miller’ı aynı hafta içinde dinlemek şanstan da öte bir şey. Son ikisi de birlikte çalmıştı, JC’s de. Barron, Kerem Görsev’in yolladığı piyanoyla olmak üzere. Fevkalade lirik, melodik, usta işi, şiir gibi bir geceydi. İlk ikisinin virtüozitesi, ilkinin canlılığı ve neşesi de tartışılmaz.

Bu durumda insanın aklına (gözü doymaz bir mahlûk olarak) hemen diğer piyanistler geliyor. Keith Jarrett dedim, ah Esbjörn yaşıyor olsaydı dedim (bir de Andrew Hill), McCoy Tyner’ı andım ilk ağızda. Matthew Shipp’i düşündüm.

Ve elbette Brad Mehldau... Bu yıl buraya düet yapmak için birlikte geldiği arkadaşı Joshua Redman’la ikisi Genç Aslanlar döneminde ortaya çıktıklarında, ikisi de ‘olmuş’ cazcılardı. Redman ustalığını koruyor ama Mehldau bununla da kalmayıp gözümüzün önünde an be an adım adım ilerliyor. The Art of the Trio serisi ona ‘gösterişçi’ yaftası vurulmasına yol açmıştım belki ama bizim de ilk geldiğinde (belki önyargılarla) kendini beğenmiş, soğuk ve mesafeli bulduğumuz Mehldau’nun böyle biri olmadığı kısa sürede anlaşıldı. İkinci gelişinde birinci elden ne kadar kibar, samimi, mütevazı bir sanatçı olduğunu gördük.

Hayranlık ise hep bâkiydi zaten. Hatta heyecana kapılıp albümlerini tekrar tekrar aldığım bile oluyordu. Bir seferinde CRR’de, “Bende bu albüm var mı?” diye düşünürken, çiftlediğim albümleri devralan arkadaşım Barış, “Sana şu kadarını söyleyeyim, Sevin Okyay,” demişti, “senden gelen Mehldau’lar ile ben takım yaptım.” Ama sonra n’oldu? Mehldau’nun üç yeni albümü daha çıktı. Bradford Alexander Mehldau çalışkan bir cazcıdır, 1995’teki “Introducing Brad Mehldau”dan bu yana hiç durmadı. “The Art of the Trio”ları beşledi, çok sevdiğimiz solo albümü “Elegiac Cycle”ı yaptı. Zaten sevmediğimiz albümü yok sayılır: “Places”, “Largo”, “Anything Goes”, “Day Is Done”, “House on Hill”, “Highway Rider”...

Sonra 2004’te çıkan solo piyano “Live in Tokyo” var tabii. Yeni albümlerinden “Live in Mraciac”ı görünce hemen onu hatırladım. Bir de “Elegiac Cycle”ı. Çünkü Mehldau ilkinden bir, ikincisinden üç parça almış buraya. Fena halde değişmiş, kimileri uzamış dört parça yani. Marciac, Fransa’nın güneybatısındaki seçkin bir caz festivalinin mekânı. Belli ki piyanistimiz burada keyifle çalmış. Biraz da Victor Wouten durumu söz konusuymuş. Yani, bir eleştirmen onun diğer piyanistlerde tası-tarağı toplayıp dağlara çıkma arzusu uyandıracağını söylüyor.

Bunda DVD’nin de hayli payı var. “Brad Mehldau Live in Mariac” iki CD ve bir DVD’den oluşuyor. Sanatçının çıkardığı ilk DVD olma özelliğine sahip. Bizim için çok memnuniyet verici, çünkü kameralar zaman zaman mekânı da gösteriyor ve havaya girmemizi sağlıyor, Marciac’ın renklerini bize taşıyor. Akşamın erken saatlerinde başlayıp gece biten kaydın gösterdiği bir başka şey ise, Mehldau’nun elleri. Böylece piyanist olan da olmayan da, Mehldau’nun ellerinin birbirinden ne kadar bağımsız olduğunu, onun tek elle başkalarının iki elle gerçekleştirdiğinden fazlasını yaptığını görebilir. Yukarıda bahsi geçen dağlara çıkma durumunun nedenini de böylece anlamış oluyoruz. DVD’nin ve CD’lerin kaydı tertemiz. Bir de Mehldau’nun kendi bestesi “Resignation”daki performansının, Fransız müzisyen Philippe André tarafından gerçekleştirilmiş transkripsiyonunu izlemek mümkün. Daha önce de birlikte çalışmışlardı. ‘Scrolling Score” ise (‘akan partisyon’ mu acaba?) gene Mehldau’nun yabancısı olmayan Craig Anderson’ın.

Piyanist, özgün eserlerini de çalıyor, eskilerini de yeniden elden geçiriyor. Bunların üç tanesi: Trailer Park Ghost, Goodbye Storyteller ve Resignation, onun solo albümü “Elegiac Cycle”dan. Bu arada, Marciac konseri de solo bir konser. Konserin ortasında onları çalıyor ve sonra da iyi bildiğimiz bir parçasına, Radiohead’in “Exit Music”ine (for a Film) geliyor. Hazır Radiohead aradan çıkmışken, onların yanına Kurt Cobain (Lithium) ve Beatles’ı da (Martha My Dear) katıyor. Pop şarkıları ele alıp yeniden yaratmasına alışkınız zaten. “Live in Tokyo”dan “Things Behind the Sun” da Marciac’ta yeniden hayat bulmuş. Üstelik de eskisinin neredeyse iki katı kadar uzun.

Genç Mehldau’muz 40 yaşını geride bırakıyor. Bu albümde karşımıza zaten olgun bir cazcı olarak çıkmış müzisyenin, “Live in Tokyo”dan (Nonesuch, 2004) bu yana bile ne kadar yol aldığını görebiliyoruz. Evet, Elegiac Cycle’dan bu yana da...

Sevin Okyay
31 Mayıs 2011, Salı
Cazkolik.com

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Sevin Okyay

  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.