Galaksinin en iyi müzikleri... Blues müziğe altın yıllarını yaşatan efsane plâk firması: Chess Records

Galaksinin en iyi müzikleri... Blues müziğe altın yıllarını yaşatan efsane plâk firması: Chess Records

Blues’dan bahsedip bu türe en iyi sanatçıları kazandırmış ve adeta altın yıllarını yaşatmış olan Chess Records’dan bahsetmemek olmaz. Bu sebeple bu yazımda Blues için, özellikle Chicago – Electric Blues’un gelişimi için çok önemli rol oynayan Chess Records plak şirketinden bahsedeceğim. Blues’un günümüzde artık hemen hepsi efsane olmuş muhteşem sanatçılarının plak şirketi olan Chess Records’un hüzünlü bir öyküsü var.

 

Nasıl ki hemen her dönem popüler olan türlere ve bu türü icra eden sanatçılara öncelik veren plak şirketleri varsa, sadece belli bir türü portföyüne alan ve o türü icra eden sanatçıların albümlerini yayınlayarak o türe yoğunlaşan ve emek veren plak şirketleri de az değil. Klasik Müzik için Deutsche Grammophone, Caz için Blue Note, ECM ve ACT gibi örneklerin yanında Blues için de parmakla gösterilen önemli bir plak şirketi var: Chess Records. Muddy Waters, Little Walter, Willie Dixon, Howlin’ Wolf, Chuck Berry, Etta James, John Lee Hooker, Bo Diddley, Hubert Sumlin ve Buddy Guy gibi efsane sanatçıları Blues dünyasına kazandırmış Chess Records’un öyküsüne gelin hep birlikte bir göz atalım.

 

 

 

Leonard Chess ve Chess Recods'un kuruluşu

 

 

Öykümüz Polonya’da başlıyor. 1917 yılında doğan Lejzor Szmuel Czyz veya bilinen adı ile Leonard Chess 10 yaşındayken annesi ve iki kardeşi ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne göç ettiğinde Blues’un altın yılları olarak anılacak 1945 – 1960 dönemine damgasını vurarak bu müziğe yön vereceğinden habersizdi. Öyle ki, Chicago - Electric Blues olarak bilinen akım öncelikli olmak üzere, Blues kökenli Rock’n Roll ve Blues ile harmanlanan Caz müziği, sahibi olduğu plak şirketi ile anılacak, ismi bu tür müzik ile ilgilenen müzisyenlere referans olarak verilecekti.

 

ABD’ye göç ederek önce New York’a yerleşen aile, bir süre sonra Chicago’da çalışan babalarının yanına gelerek Chicago’ya yerleşti. Babaları Chicago’da alkol işi ile uğraşıyor ancak zor günler geçiriyordu. İki kardeş bir süre değişik işlerde çalıştıktan sonra Leonard henüz 20’li yaşlarındayken, 1946 yılında kardeşi Phil ile şehrin güneyinde bir gece kulübü açtı. “Macomba Lounge” ismini verdikleri kulüp kısa sürede adını kulüpte sahne alan Afrika kökenli siyahi müzisyenlerle duyurmaya başladı. İşler iyi gidiyor, siyahi müzisyenlerden dolayı radikal kesimlerden çeşitli tehditler alsalar bile kulübün müdavimi olan önemli bir kitle kulübü boş bırakmıyordu. Kulüp işletmeciliği bir süre sonra iki kardeşi bambaşka bir dünyanın içine çekecekti, müzisyenlerin ve müziğin dünyasına.

 

 

Chess kardeşler

 

Kulüpte Afrikalı müzisyenlere sık sık sahne veren iki kardeş, bir süre sonra şaşırtıcı bir şekilde bu müziğin oldukça geniş bir dinleyici kitlesi tarafından ilgi gördüğünü ve sevildiğini fark etti. İki kardeş müzik sektöründen bazı yapımcılar ve stüdyo sahipleri sayesinde kulüplerinde çalan bazı yetenekli  müzisyenlere kayıt yaparak, bunları yerel radyolara vermeye başladılar. Muddy Waters bu sanatçıların ilkiydi ve o güne dek görülmemiş gitar tekniği sayesinde müzik hayatında çok başarılı olacağının işaretini veriyordu. Leonard Chess bunu görmüş ve artık bu alanda iş yapmaya karar vermişti. Chess kardeşler 1947 yılında, o dönemde sıradan işler yapan Aristocrat Records isimli plak şirketi ile kısa bir görüşme yaparak şirketin hisselerinin küçük bir kısmını satın aldılar.

 

Müzik dünyası hareketliydi, iki kardeş işin içine girdikçe yapabileceklerinin farkına varıyor fakat mevcut yapı ve hisse ile istediklerini yapamıyorlardı. Sadece burada tanıştıkları bazı sanatçıları kulüplerine davet ederek sahneye çıkartıyorlar ve böylece hem destek oluyorlar hem de bir nevi menajerliklerini yapıyorlardı. O dönemde güney Chicago’da kulüp işletmek, üstüne bir de siyah müzisyenlere kulüpte yer vermek oldukça cesur bir hareketti. Fakat bu uzun sürmedi ve kulüp 1950 yılında bir patlama ile çıkan yangın sonucunda kapandı. Chess kardeşler Aristocrat Records’da henüz üçüncü yılını doldurmuşken sigortadan aldıkları para ile şirketin hisselerinin tümünü alarak şirketin tek sahibi oldular ve ilk iş olarak şirketin adını Chess Records olarak değiştirdiler. İkinci işleri ise Chess Records’un meşhur ikonik logosu tasarlamak ve bunu stüdyonun girişine asmak oldu. Blues henüz farkında olmasa da artık kendine yepyeni bir ev sahibi ve önemli bir kaynak bulmuştu. Sıra altın çağını yaşamaya başlayan bu türe yepyeni sanatçılar ve ölümsüz eserler kazandırmaya gelmişti. İşte Chess Records böyle ve bu amaç için kuruldu.

 

 

İlk 45'lik; Gene Ammons

 

 

İlk plâklar

 

 

Şirket kendi adı ve logosunu taşıyan ilk plağını kurulduğu yıl olan 1950 yılının Haziran ayında yayınladı. Plak, 1925 yılı Chicago doğumlu, tenor saksafon çalan “Jug” lakaplı Gene Ammons isimli caz sanatçısına ait 78 devirli, bir yüzünde “My Foolish Heart”, diğer yüzünde ise “Bless You” şarkısı olan single’dı. Gene Ammons, Chicago’da bir dönem Charlie Parker ve Dexter Gordon ile çalmış, o dönemde saksafonuyla yorumladığı “Blowin’ the Blues Away” ile dikkat çekmişti.

 

Şirketin Muddy Waters ve Little Walter’dan sonra 78 devirli single plak yaptığı diğer önemli sanatçı  1910 yılı Mississippi doğumlu, Howlin’ Wolf olarak bilinen Chester Arthur Burnett idi. Kendisinin bir dolunay vaktinde kurtlar ulurken mezardan çıktığını söyleyen bu efsane Blues sanatçısı ölüm yılı olan 1976 yılına dek tüm albümlerini Chess Plak’dan çıkarttı. Bu süreçte yazdığı şarkı sözleri ile bu sanatçılara destek veren Willie Dixon kontrbas çalarak kayıtlara eşlik etti.

 

 

Muddy Waters

 

Şirket 33 devirli ilk uzunçalar plaklarını ise 1958 yılında yayınladı. Bu plaklar daha önce yayınladıkları single’lardan yapılan derlemelerden oluşan “The Best Of Muddy Waters”, “Best Of Little Walter” ve “Best Of Bo Diddley” albümleriydi.

 

 

ve Chuck Berry

 

 

 

Chess Records tarafından Blues dünyasına kazandırılan ve adeta sektörde ikon haline gelen Muddy Waters, Howlin’ Wolf, Bo Diddley, Chuck Berry gibi sanatçılara sonraki yazılarımda yeri geldikçe yer vereceğim ancak Chuck Berry’nin 1987 yılında yayınladığı otobiyografisinde bahsettiği şu anekdotu yazmadan geçemeyeceğim. Chuck Berry 1955 yılında gittiği Chicago’da hayranı olduğu, Chicago Blues’un babası sayılan ve aynı zamanda pek çok sanatçıyı etkilemiş olan Muddy Waters’ı sahnede dinledikten sonra yanına giderek heyecanla “Ben de plak yapmak istiyorum” demiş.  Muddy Waters’ın cevabı ise çok kısa olmuş: “Leonard Chess’i gör!”.

 

 

Howlin' Wolf

 

Ertesi gün, Leonard Chess kapısını çalan Chuck Berry’i dinlemiş, Blues, Rock’n Roll ve Country türlerini müthiş bir şekilde harmanlayıp kendine has bir tarz oluşturan bu heyecanlı ve yetenekli genç adamın vokal ve gitar tekniğinden o kadar etkilenmiş ki, ilk single’ı “Mabellene”‘i hiç vakit geçirmeden kaydetmiş. “Mabellene” Chuck Berry için harika bir başlangıç olarak çıkar çıkmaz liste başı oldu. Chuck Berry bu tarz ile dönemin Rock And Roll sanatçıları Bill Halley, Buddy Holly ve Elvis Presley’e de bir anlamda öncülük etti.

 

 

Beyonce ve Etta James

 

 

Sona doğru

 

 

Yeni isimler, yeni plaklar ardı ardına geliyordu. Şirket zirveye çıkarken, Leonard ve Phil 1952 yılında Checker Records isimli başka bir plak şirketi kurdu. Bu şirketin görevi Chess’in plaklarının radyolarda daha fazla çalınmasını sağlamaktı. Radyolarla yapılan anlaşmalar ve hatta o dönemde işlerin yürümesi için haricen yapılan bazı ödemeler bu şirket üzerinden yürütülüyordu. Bu yıllarda Leonard ve Phil kardeşler plaklarını bizzat kendileri kaydederken, 1960’larda bu işi Ralp Bass isimli bir mühendise verdiler. Böylece kayıtlar çok daha profesyonel seviyelerde yapılmaya başlamış ama maliyetlerde artmıştı. Leonard kazandığını işi ve sanatçısı için harcayan bir insandı ama gösterişi de seven bir tarafı vardı. Lüks Amerikan arabalarına meraklıydı. Kardeşinin aksine, özel hayatı oldukça haraketli, para harcamayı seven bir karakterdeydi.

 

1969 yılında işler değişmeye başlamıştı. Şirket mali krize girerek sanatçıların teliflerini ödemekte sorun yaşıyor ve sanatçılarının bir kısmını kaybetmeye başlıyordu. Çıkış yolu olarak Chess’in isim hakkını General Recorded Tape (GRT) isimli firmaya sattılar. Aynı yıl ekim ayında Leonard kalp krizinden öldüğünde şirketin başında oğlu Marshall vardı. Marshall o yıllarda New York’da yeni bir ofis ve Londra’da da “Middle Earth Records” isimli bir şirket kurmuş ve o dönem İngiltere de parlayan Psychedelic Rock akımına yönelik albümler yapmaya çalışmıştı. Ancak Britanya pazarı öyle büyüklerle doluydu ki, şirket bunlarla rekabet edemedi, sadece 4 albüm ve 12 single çıkarttıktan sonra 1970 yılında kapandı.

 

1972 yılında Phil şirketten ayrılarak WVON isimli bir radyo istasyonu kurdu. 1975 yılında GRT bünyesindeki şirketi All Platinium isimli plak şirketi satın aldı ve Chess Records kataloğunun sahibi oldu.

 

Marshall Chess, 1980’lerde eski Chess Records kataloğunu yeniden basarak All Platinium etiketi ile piyasaya verdi ancak bir süre sonra işler karıştı, All Platinium’un mali krize girmesi ve firmanın MCA tarafından satın alınması ile bu efsane katalog öne MCA’ye, MCA’in ise daha sonra Universal Music bünyesinde bulunan Geffen Records’a satılmasıyla Universal/Geffen Records’a geçti.

 

Universal Music 1997’de Chess Records’un 50’nci yılı anısına 11 adet Compliation CD albümünden oluşan bir seri yayınladı. 2000’lerin başında ise Muddy Waters, Bo Diddley, Chuck Berry ve Little Walter’dan oluşan Chess sanatçıları için özel tasarlanmış bir dizi CD yayınlandı.

 

Bu kadar el değiştiren efsane kataloğun başına gelen son olay ise gerçekten çok üzücü. 2008 yılında Universal Stüdyoları deposunda çıkan o büyük ve talihsiz yangında Chess Records kataloğuna ait pek çok master kayıt ne yazık ki yanarak yok oldu.

 

İşte Chess Records’un öyküsü böyle hüzünlü bir son ile bitiyor. Bugün kalan bazı master ve kopyalar Universal Music tarafından Chess etiketi ile yeniden basılıyor. Kataloğun en önemli albümleri 1956 – 1970 yılları arasında basılan, LP-1425’den başlayıp LPS-1553’e uzanan seri numaraları ile biliniyor.

 

Firmanın sektöre kazandırdığı hemen tüm sanatçılar, sahibi Leonard Chess’de dahil olmak üzere sonraki yıllarda “Rock And Roll Hall Of Fame” ile onurlandırıldı. Döneminde çok popüler olan bu sanatçıların aradan yıllar geçtikten sonra bu şekilde onurlandırılmalı bile Chess Records’un aslında ne kadar büyük bir iş yaptığını gösteriyor.

 

 

 

Cadillac Records

 

 

Öykümüzün bir de filmi var: “Cadillac Records”. Chess Records ve erken dönem sanatçılarının bir kısmının öyküsünü konu alan, temelde gerçek hikayeye dayanan, biraz biyografik, daha çok da kurgusal bir film. Senaristliğini ve yönetmenliğini Darnell Martin’in yaptığı 2008 yapımı film ülkemizde “Aşkın Müziği” adıyla gösterime girmişti. Biyografik olarak biraz zayıf kalsa da müzikseverler için Chess hakkında fikir verebilecek nitelikte güzel bir film. Filmde özellikle Rolling Stones’un Chess Records’un kapısında Muddy Waters ile tanışmalarını gösteren sahne filmi izlemek için bile başlı başına bir sebep. Ne de olsa Keith Richards’ın “Life- Hayat” isimli kitabında altını defalarca çizdiği üzere “kuruluş amacı Chicago Blues’u Britanya’da yaymak” olan Rolling Stones’un filmde bu amacını Muddy Waters’a aynen bu şekilde söylemesi gerçekten çok etkileyici. Filmin ayrıca soundtrack albümü de mevcut.

 

 

Beyonce ve Adrian Brody (filmden)

 

 

Galaksinin en iyi müzikleri

 

 

Yazımı bitirmeden önce konu ile yakından alakalı bir albüm tavsiyem olacak. Tüm bu katalogda yer alan eserlerden toplam 40 seçkinin bulunduğu bir albüm 2016 yılında Dr. Feelgood isimli Blues-Rock grubunun kurucusu ve gerçek bir Chess/Blues hayranı olan Wilko Johnson tarafından yapıldı. Wilko Johnson albümün adını Buddy Guy’ın “The First Time I Met the Blues” isimli şarkısına dayanarak koymuş. Uzun adı ise “Wilko Johnson Presents The First Time I Met the Blues: Essential Chess Masters”. Sanatçı 1960’larda genç yaşında gitar çalmayı öğrenirken kendisini en çok etkileyen müziklerin Chess Records’dan çıktığını fark etmiş ve “galaksinin en iyi müzikleri” olarak adlandırdığı bu katalogdan güzel bir seçki yaparak Chess Records’a yakışan bir selam göndermiş. Wilko Johnson 2014 yılında The Who’nun kurucusu Roger Daltrey ile çıkarttığı “Going Back To Home” isimli Blues albümü de Chess Records etiketi ile çıkartmıştı.

 

Chess’i zor zamanlarında terk eden bazı sanatçılarının aksine, kıymet bilmek böyle bir şey sanıyorum.

 

Tamer Tekelioğlu

 

Cazkolik.com / 13 Nisan 2021, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Tamer Tekelioğlu

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.