Türkiye’de Enstrüman Çalan Kadın Caz Müzisyenleri: Toplumsal Cinsiyet Söyleşileri 7, Piyanist Eda And

Türkiye’de Enstrüman Çalan Kadın Caz Müzisyenleri: Toplumsal Cinsiyet Söyleşileri 7, Piyanist Eda And

Caz sahnesindeki enstrüman çalan kadın müzisyenlerin sayıca azınlıkta olmalarının sebeplerine duyduğum merak, yüksek lisans tezimin çıkış noktası oldu ve bu doğrultuda toplumsal cinsiyet bağlamındaki soru(n)ları araştırmak üzere Türkiye’de enstrüman çalan kadın caz müzisyenleri ile görüşmeler yaptım. Çalışmaya dâhil olan kadın caz müzisyenlerinin hepsi, değerli deneyimlerini ve hislerini benimle tüm samimiyetleriyle paylaştı, bunun için minnettarım. Çok severek ve heyecanla yaptığım çalışmamdaki söyleşileri seri şeklinde Cazkolik’te paylaşıyor olmaktan da çok mutluyum.

 

Bir önceki söyleşi bas gitarist Ceyda Köybaşıoğlu ile idi. Serinin bu ay paylaştığımız yedinci söyleşisinde üçüncü kuşaktan* piyanist ve besteci Eda And yer alıyor. Serinin son söyleşisi olan bir sonraki söyleşi ise piyanist Bilge Günaydın ile olacak.

 

Deniz İlbi

 


 

Sanki şarkıcılığa müsaade var ama enstrüman çalmaya, beste ve aranjman yapmaya gelince işler değişiyor

 

 

Deniz İlbi: Kaç senedir caz müzisyenliği yapıyorsun? Ortalama ne sıklıkta konser veriyor, albüm çıkarıyor, beste yapıyorsun?

 

Eda And: Beş yıl. Daha önceki dönem klasik ağırlıklıydı. Aslında okulda, lise yaşlarında başladım ama aktif olarak lisede caz çalmadım; ilk olarak üniversitede, buraya, Almanya’ya geldiğimde caz çalmaya başladım. Klasik kompozisyon okuyordum, bölümüm caz piyanistliği değildi ama ben kendi kendime caza yöneldim. Uzmanlaştığım alan klasik kompozisyon ve caz kompozisyon olduğundan daha çok kendi bestemi, kendi ürünümü ortaya koymak, seyirciyle yeni bir şey paylaşmak amaçlı bir kariyer hedefim var.

 

Deniz İlbi: Oradaki (Almanya) konserlerin ne durumda?

 

Eda And: Konserlerim oluyor ancak şöyle bir durum var. Mesela Türkiye’deki gibi caz kulüpler burada çok revaçta değil. Küçük kulüplerde, sürekli, her hafta çaldığın bir yer yok; genelde randevulu, salon gibi yerlerde oluyor konserler. Yılda 10 konser veriyorumdur, en fazla ama bu, yani ayda bir konsere denk geliyor. Bu çok az bir konser sayısı. Şu an yurt dışında fazla tanınmıyor oluşumun, yabancı oluşumun da getirdiği bir şey. Eda And Trio adlı bir grubumuz var, onlarla altı yıldır çalıyorum, hatta ilk caz konserimi de onlarla vermiştik. Babam [Kürşat And] için çaldığım konser benim ilk caz konserim. Ayrıca NDR Bigband ile konserlerimiz ve stüdyo kaydımız olmuştu. Onun dışında türkü formlarını caz stilinde yorumladığım, buradaki Türk toplumuna cazı tanıtmaya çalıştığım konserler de oluyor.

 

 

 

’Tuna Ötenel olacağım ben!’ diye geziniyordum evin içinde

 

 

Deniz İlbi: Caz müziği kariyerine ne zaman/nasıl karar verdin? Caz müziği eğitiminden bahseder misin?

 

Eda And: İlkokuldan üniversiteye kadar İzmir Devlet Konservatuvarı’nda klasik piyano eğitimi aldım. Lise sonda, 17 yaşındayken bir piyano konçertosu besteledim ve bu konçertoyu İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile seslendirdik, ardından aynı eserin Avrupa prömiyeri için Almanya Bremen Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası şefinin teklifiyle Almanya’ya davet edildim ve Almanya’ya ilk gidişim bu şekilde oldu. Bu eser orada yoğun ilgi gördüğü için Almanya’da okumaya karar verdim ve Hamburg Müzik ve Tiyatro Yüksek Okulu’nun (Hochschule für Musik und Theater Hamburg) sınavlarını kazanarak Klasik Kompozisyon Bölümü’ne girdim; yüksek lisansımı da yine aynı üniversitede caz kompozisyon üzerine yaptım. Aslında caz müziği kariyerine lise zamanlarında karar verdim ama klasik yanım da olduğu için, bir Chopin çalmayı da çok sevdiğim için her zaman orta yolu bulmaya çalıştım. Kendi tonumu bulmaya, yolumu bulmaya çalışmam lisede başladı. Ortaokulda da mesela, 13-14 yaşlarındayken Tuna Ötenel kaseti dinlemiştim, hayatımı değiştiren kaset olmuştu. O albümü dinledikten sonra; “Ben hem beste yapmalıyım hem de böyle piyano çalmayı öğrenmeliyim.” dedim. “Tuna Ötenel olacağım ben!” diye geziniyordum evin içinde ☺

 

 

 

Genç yaştaki müzisyenin kesinlikle örnek görme ihtiyacı oluyor

 

 

Deniz İlbi: Tuna Ötenel’i örnek aldığın gibi, örnek olarak alabileceğin kadın caz piyanisti rol modeli daha çok görebilseydin kendini ileride ‘orada’ hayal etmek daha kolay olur muydu?

 

Eda And: Tabii ki. Genç yaştaki müzisyenin kesinlikle örnek görme ihtiyacı oluyor. Alaylı ya da okullu fark etmeksizin usta-çırak ilişkisinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ne kadar çok mentor olursa o kadar çok seçme ve kendi kategorini bulma şansın oluyor.

 

 

 

Sakalın olmuyor ki senin tuttuğun sopaya uygun çalmıyorlar

 

 

Deniz İlbi: Caza yönelirken cinsiyetinin dezavantaj olacağını düşündün mü? Ya da caz müzisyenliğinde, kadın olmanın sana herhangi bir avantaj kazandırdığını düşünüyor musun?

 

Eda And: Bu konuyla ilgili bir anımı paylaşabilirim... Yüksek lisansta bestecilik okuduğumuz için yeni parçalarımızı yazmıştık, yazdığımız besteleri de okulun bigband’i çalıyordu, bir nevi deniyorduk. Benim bestemin çalındığı ve bigband’i benim yönettiğim bir gün müzisyenler aralarında gülüşmeye başladı, “Kıza bak, kız yönetiyor!” gibi şeyler konuştular. Benimle birlikte bir erkek de o sınıfta okuyordu, iki kişiydik zaten; o erkek arkadaşıma bunu yapmamışlardı. Ben parçayı yönetirken, ne yapılması gerektiğini söylerken, “Şurası şöyle olmalı.” vs. dediğimde “Ama orayı öyle yazmamışsın, yani dediğin gibi değil yalnız…” gibi tepkiler aldım. Sürekli bir eleştiri ve sözlerime güvenilmeme durumu söz konusuydu, sonradan hoca müdahale etti; “Orası gerçekten öyle, Eda doğru yaptı.” diyerek desteklemesi gerekti beni ve hep böyle sorunlar oldu o bigband’de. Bunu kişisel algılamadım çünkü orada sevilen bir insandım, kesinlikle kız olduğum için bu yapılıyordu, sakalın olmuyor ki senin tuttuğun sopaya uygun çalmıyorlar; bacaklarını üst üste atıp çaldılar, o kadar ciddiye almadılar ve saygı göstermediler.

 

Deniz İlbi: Peki, hoca yeterince müdahale etmiyor mu?

 

Eda And: Müdahale edebilir ama müdahale ettiğinde de sen orada güçlü gözükmüyorsun, mücadele etmiyor gibi gözüküyorsun. Bunu konuşmuştuk hatta hocayla çünkü ben ağlayacak noktaya gelmiştim artık. Hoca demişti ki; “Ben orada seni özellikle bıraktım, seni denemek için değil, duruma bak ve alış diye, çünkü başına çok gelecek…” Ben o zaman anladım ki çok dominant bir insan olman gerekiyor, insanların psikolojilerine yönelik davranman gerekiyor ve yaptığın işte lider olman gerekiyor bu sorunu aşmak için.

 

 

 

Kadınların empati yeteneğinin gelişmiş olmasının caz müziğinde avantajı olduğunu düşünüyorum

 

 

Deniz İlbi: Kadın olmanın mesleğinde avantaj kazandırdığını düşündüğün oluyor mu?

 

Eda And: Kadınların empati yeteneğinin gelişmiş olmasının caz müziğinde avantajı olduğunu düşünüyorum. Örneğin konserlerde diğer müzisyenlerle empati yapabilmek, kendi partin dışında karşı tarafı da gözlemlemek, hislerini almak çok önemli.

 

Deniz İlbi: Caz dünyası sence erkek egemen bir alan mı? Eğer öyle düşünüyorsan, bu durum üretkenliğini ve şevkini etkiliyor mu?

 

Eda And: Yok, üretkenliğimi etkilemiyor. Ben dışarıdan etkilenmiyorum müziği yazarken. Her gün yazıyorum zaten, bunu alışkanlık haline getirdim. Şevk anlamında da, damarlarımdan çıkan o istek pek kaybolmuyor ama dediğim gibi saygısızlıkları, anlam karmaşalarını yıkmaya çalışmak çok zor. Bu anlamda da şevkim kırılıyor tabii zaman zaman.

 

Erkek egemen olduğunu düşünüyorum evet ama erkek egemen durumunu geçtim, dünyada da caz müziği egemen değil. Herkes istiyor da sadece erkekler alabiliyor sahneyi diye bir şey yok. Zaten sınırlı, sınırlı sayıdakileri de erkekler kapıyor gerçekten, böyle bir durum var.

 

 

 

Piyano ve vokal kadınlara daha uygun görülüyor

 

 

Deniz İlbi: Caz müziğinde kadınlara atfedilen rollere dair görüşlerin neler?

 

Eda And: Sanki şarkıcılığa müsaade var ama enstrüman çalma, beste, aranjman yapmaya gelince işler değişiyor. Piyano ve vokal kadınlara daha uygun görülüyor. Vokal zaten genel geçer, piyano da feminen bulunduğundan, kadına ‘yakıştığı’ düşünüldüğünden... Saksafon ve davul gibi enstrümanlarda da bünyesi yetmeyecek, diyaframı kısılır, hacmi yoktur gibi doğru olmayan şeyler düşünülebiliyor ki hacim konusunda mesela operacılar, şancılar nasıl yapıyor? Bir operacıdaki diyafram hiçbir saksafoncuda yoktur. Maalesef akla, mantığa uymayan bazı normlar var.

 

Deniz İlbi: Caz müziğinde enstrüman çalan kadınların görünürlüklerinin düzeyi sence nedir?

 

Eda And: Kadınsan hakikaten ilk tercih olmuyorsun, birçok anlamda. “Bir kız bir gruba girdiğinde kesin biri âşık olur, o grup dağılır” gibi yaygın bir algı vardır. Mesela bana ilk grubumda bu söylenmişti: “Sen geldin grup dağılır, çünkü bir kız gelir grup dağılır”, “Bu kızı almayalım demiştik abi” gibi yorumlar yapmışlardı ve çok sinirlenmiştim ben.

 

 

NDR Big Band ile

 

 

Besteci olmak başka bir yönümdü benim, bana bir imza oldu

 

 

Deniz İlbi: Ailevi/özel yaşamın caz kariyerini herhangi bir şekilde etkiliyor mu?

 

Eda And: Babam ünlü bir caz müzisyeni olduğu için genellikle artısı oldu. Ama bu durumun baskı hissettirdiği durumlar da oldu tabii: “Babası zaten Kürşat And, kızı da çok iyidir” algısı endişesiyle yaşadım. O yüzden; “çok iyi olmalıyım, kendimi çok geliştirmeliyim, eğitimini almadığım şey kalmamalı” gibi düşüncelerle yıllarımı geçirdim. Ama motivasyonum biraz da bu baskı oldu. İlk albümümü [Augmented Life – 2018] çıkardığımda sonunda gurur duydum kendimle. Mesela besteci olmak başka bir yönümdü benim, annem ya da babamın müzik kariyerinden farklı bir yoldu, bana bir imza oldu.

 

NDR Bigband gibi caz tarihinde önemli bir grupla CD kaydetmek ve bestelerimi onlarla çalmak da büyük gurur olmuştu benim için. Bu grupla çalışan ilk Türk kadın besteci oldum. Böyle böyle, yavaş yavaş bir şeyleri değiştireceğimize inanıyorum.

 

Deniz İlbi: Türkiye’de ve Almanya’da/yurt dışında kadın caz müzisyeni olmanın herhangi bir farkı var mı?

 

Eda And: Ülkemi çok seviyorum, İzmir veya İstanbul’da yaşamayı çok isterdim, ama buradaki [Almanya] insan haklarının gelişmişliği burada yaşamaya devam etmemin en büyük sebeplerinden. Toplum daha bilinçli olduğu için ve burada kadın caz müzisyeni örneği daha çok gördükleri için, yani rol model görebildikleri için ‘olamaz’ gözüyle bakılmıyor. Mesela kontrbasçı, saksafoncu, tromboncu kadınlar burada bigband içinde yer alıyorlar. Ama yine de “Ben besteciyim.” dediğimde, okulda bile şaşkınlıkla karşılanıyordu. Mesela “Piyano çalıyorum.” dediğimde; “Aa ne güzel, ben de çalmak isterdim.” gibi tepkiler alırken, “Caz kompozisyon okuyorum.” dediğimde; “Ne!”, “Gerçekten mi?” gibi tepkiler alıyordum.

 

Bir de şöyle olumlu şeyler yaşamıştım: Lisansta toplam beş kişiydik, iki kızdık ve bazı destekler görmüştük. Bir kere bir burs almıştım, çünkü bursa kadın müzisyen seçiliyordu. Bir sefer de film/oyun müziğiyle ilgili çok değerli kişilerin katıldığı bir workshop için burs veriliyordu ve bu bursla ilgilenen dört, beş kişi vardı okulda, iki kızdık, o sene de bir kız öğrenciye vermeye karar vermişler bursu ve bana verildi bu burs, çok mutlu olmuştum.

 

Deniz İlbi
Nisan 2019

 

Cazkolik.com / 10 Haziran 2022, Cuma

 

Not: Bu söyleşi, Deniz İlbi’nin, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü’nde Doç. Dr. Esra Karaol danışmanlığındaki “Türkiye’de Enstrüman Çalan Kadın Caz Müzisyenlerinin Toplumsal Cinsiyet Bağlamında İncelenmesi” başlıklı tez çalışması için yapılmıştır.

 

* Notta künyesi verilen yüksek lisans tezi kapsamında yapılan kuşak çalışması için bk. s. 36/51.

 


 

Arkadaşımız Deniz İlbi'nin "Türkiye'de Enstrüman çalan Kadın Caz Müzisyenleri: Toplumsal Cinsiyet Söyleşileri" röportaj serisinin önceki söyleşilerini aşağıdaki linklerden okuyabilirsiniz.

 

- Nilüfer Verdi röportajı
- Ayşe Tütüncü röportajı
- Canan Aykent röportajı
- Selen Gülün röportajı
- Ceyda Köybaşıoğlu röportajı
- Esra Kayıkçı röportajı

 

 

ETİKETLER: #edaand  #denizilbi  #caz  #röportaj  #cazkolik  #cazmüzisyenikadınlar  #kadıncazmüzisyenleri  #toplumsalcinsiyet  #cazpiyanisti  #cazbestecileri

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Deniz İlbi

Müzikoloji yüksek lisansı mezunu Deniz İlbi Porto Üniversitesi’nde doktora yapıyor, toplumsal cinsiyet ve caz üzerine akademik çalışmalarını sürdürüyor.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.