Yapay zekâ kültür endüstrisi için ne kadar büyük bir tehdit?

Yapay zekâ kültür endüstrisi için ne kadar büyük bir tehdit?

Photo: MATTHEW RODIER/SIPA USA via AP IMAGES

 

Hollywood yazarlar grevinin düşündürdükleri: Bugün artık yapay zekâ kullanılmalı mı tartışması aptalca bir soruya dönüştü. Elbette kullanılacak ama nasıl?

 

 

Hollywood'daki grev haberini okuyana kadar yapay zekâ ile ilgili haberler bana hâlâ gelecek ile ilgiliymiş gibi geliyordu. Bu grev haberiyle yapay zekâ tartışmalarının geleceği günümüze hızla getirdiğini görmek doğrusu beni afallattı.

 

Önce Hollywood grevinin detaylarını öğrenmek istedim, çünkü grevin esas aktörleri hayatını kalemleriyle geçiren yazarlardı.

 

Basında; 'yapay zekâ aktörler ve yazarlar için gerçekten tehdit mi?' başlıklarıyla belli ki konu hâlâ anlaşılmaya çalışılıyor ama olan bitenin farkında olanlar gelişmelerin tahmin edilenden hızlı ilerlediğini biliyor. Hollywood emekçileri de biliyor olmalı ki bu grev başladı.

 

 

Peki bu grev ya da benzeri protestolar neyi değiştirir?

 

 

Galiba hiç bir şeyi değiştirmeyecek ama insanlar haklı olarak tepkilerini göstermeye devam edecek.

 

Oxford Üniversitesi Said Business School'da medya ve yapay zekâ üzerine ders veren araştırmacı Dr. Alex Connock ve Büyük Britanya Yazarlar Birliği Başkanı, aynı zamanda TV/tiyatro oyunları yazarı Lisa Holdsworth bu konuda Sky News televizyonundan Gemma Peplow'a açıklama yaptı. İki yazarı okuyunca anlıyoruz ki, Hollywood grevi sadece yapay zekâ ile ilgili değil, önemli ama -şimdilik- ikincil sebep, asıl sebep hâlâ var olan konular, yani, ücret ve çalışma koşulları hakkında ama çalışanlar geçerli haklı endişeleri kadar bugünden itibaren işlerini ellerinden almaya başlayan [ya da başlayacak olan] yapay zekâ konusunda da endişeliler, grevin güçlü bir yan sebebi de bu bilinmezlik durumu. Sanki distopik bir dünyaya adım atar gibiyiz.

 

İki yazarın, Black Mirror dizisinde Salma Hayek'in canlandırdığı karakterin başına gelenleri hatırlatması artık sadece dizilerde kalacak bir fantezi değil, günlük hayatın gerçeği olmaya başladı.

 

 

Ufukta yaklaşan yapay zekâ bulutu sadece kültür endüstrisi değil, bütün endüstrilerin üzerinde asılı şekilde duruyor

 

 

Kimileri ise bu kaygıları haklı bulmakla beraber biraz abartılı buluyor. Yukarda bahsi geçen iki yazar aynı konuşmanın bir yerinde yapay zekânın henüz 'gerçekten' yaratıcı bir metin üretmediğini söylüyor. Yapay zekâ ile ilgili tartışmaların ne kadar yeni olduğunu düşünürsek eğer, bu fikrin içimizi rahatlatmadığını söylemem lazım. Bırakın on yıl sonrasını, bir yıl sonra dahi ilerlemenin hangi seviyeye gelebileceğini bilen biri var mı?

 

 

Hollywood grevi gibi gelişmeler bu işin hukuki alt yapısının düzenlenmesi konusunda ön fırsatlar sunuyor

 

 

Üstelik yapay zekâ uygulamaları sadece yazar çizer takımını tehdit etmiyor, aktörler de bu tehditten kendilerine düşen payı fazlasıyla alıyor. Bu tehdidin kısa sürede kültür sektörünün diğer alanlarına, müziğe, plastik sanatlara vs yayılmayacağının garantisi var mı? Sanatın, sanat üretiminin insanın elinden çıkabilme ihtimalinin dahi tartışılmaya başlandığı günlerdeyiz ve beni bu konuda en fazla ürkütenler ise yapay zekânın gıkını çıkarmayan bir iş gücü olmasının kendilerine faydalarını bilen işverenlerin/büyük şirketlerin fırsatçılıkları ile kaliteyi ve insanî hasletleri önemsemeyen, sadece kârı kutsayan yaklaşımları olacak. O yüzden, bu konu bugünün meselesi değil diyenlere katılmıyorum.

 

 

El Pais gazetesinde çıkan yeni makale bizleri bir kez daha uyarmalı

 

 

Aralarında ünlü ekonomist Daron Acemoğlu'nun da olduğu Simon Johnson ve Austin Lentsch isimli üç yazar El Pais için bu konuda yeni bir makale kaleme aldı.

 

 

Hollywood yazarlarının yapay zekâ savaşı herkesin savaşıdır

 

 

Yukardaki başlıkla ele alınan konu yalnızca sendikanın ücretleri ne kadar artıracağı olarak görülmemeli, öte yandan, yaratıcılığı desteklemek adına teknolojinin nasıl kullanılabileceğinin tartışılması gerektiğini belirtiyor.

 

"Yapay zekânın büyük işletmeler için nasıl lezzetli büyük bir lokmaya dönüştüğünü" üç yazar da söylüyor. Şirketler bu yeni üretken yapay zekâ modellerini hayata geçirmek için kesinlikle acele ediyor. Makalade belirtildiği gibi, "bu tarz uygulamaların verimliliği artıracağı kesin ama ortaya çıkan faydalar herkesin kullanımı için nasıl tanzim edilecek?"

 

 

El Pais yazısında bir kritik soru daha gündeme getirilmiş

 

 

"TV ve film yapımcıları yapay zekâyı yazarların yerini alarak maliyetleri düşüren bir fırsat olarak mı görecek, yoksa yapay zekâyı daha kaliteli içerik oluşturmak, yaratıcı alanda çalışanların daha üretken olmaları ve daha yüksek gelir elde etmelerini sağlamak için mi kullanacaklar?"

 

Kendimizi kandırmayalım. Elbette birinci şık tercih edilecek.

 

El Pais yazısı yapay zekâ sorunun bugün için yeni ama üretimin değişimi konusununun eski olduğunu, "20. yüzyılın başlarında hareketli montaj hatları ve elektrikli makineler gibi üretim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, üretkenlikte keskin bir artışa yol açtı" cümlesiyle belirtiyor diyerek "Bu teknolojilerin uygulanmasında öncü olan Henry Ford, motorla çalışan makinelerin tek başına sanayinin verimliliğini en az iki katına çıkardığını ve aynı zamanda çok daha büyük fabrikalar kurmayı mümkün kıldığını öngördü ancak işçiler bu kazanımlardan hiç bir pay almadı" sözleriyle tamamlıyor.

 

Yazıda belirtildiği gibi, "bugün de 20. yüzyılın başındaki gibi bir değişim dönemiyle karşı karşıyayız". Yalnızca roller değişmiş, 20. yüzyılın büyük sanayi şirketlerinin yerini bugün teknoloji odaklı şirketler almış durumda. Bakın mesela, aklıma gelen bir başka örnek, bankacılık hizmetlerinin son yirmi yılda ne kadar hızla değiştiğini takip ediyor muyuz? Artık şubelere gerek kalmadı, akıllı uygulamalar bütün alt yapıyı değiştirdi. Peki bu durumun ne kadar iş gücü kaybına yol açtığının bilgisine sahip miyiz?

 

Bugün artık yapay zekâ kullanılmalı mı tartışması aptalca bir soruya dönüştü. Elbette kullanılacak ama bu uygulamaların yarattığı potansiyel sorunlar nasıl öngörülecek, işgücü ve hak kaybının önüne nasıl geçilecek? Asıl sorular bunlar olmalı.

 

 

Müzik endüstrisinden örnek verelim

 

 

Milenyumun başından itibaren müzik sektörü dijital dönüşüme girdi. Önce şarkılar dijital dosyalara dönüştü, bu dosyalar bilgisayarlarda saklanamaz hale gelerek internetin sağladığı açık paylaşım ortamıyla dağılmaya başlandı, çok geçmeden bu dosyalara da (mp3) gerek kalmadı, bulut eknolojisi, yaygın hızlı internet ağları ve nihayet dijital stream platformlarla koskoca endüstri adeta yokoluşun eşiğine geldi ve orada durdu, hâlâ kendine gelmeye çalışıyor. 21. yüzyılın insanı mülksüzleştirme projesinin parçası olarak hiç bir şeyin sahibi olmamamız öngörülmüyor mu? Uzun süreli internet kesintisi yaşansa kaç kişi müzik dinleme lüksüne sahip? Şimdi düşünün, sektörel olarak yirmi küsur yıldır ne kadar büyük hak kaybının oluştuğunu tahmin edebiliyor muyuz?

 

El Pais makalesinde dendiği gibi, "Önümüzdeki seçimler çığır açıcı çünkü film yapımcıları için 'yapabildiğiniz her şeyi otomatikleştirin' alt yolunu seçme eğilimi bariz. Bu yaklaşım, daha az sayıda senarist, oyuncu ve daha az sayıda programın ucuza üretilmesine izin verirse kısa vadede kârlı olabilir ancak stüdyo kârları ile yüksek kaliteli sanat ürünleri aynı şey değildir. Hâlâ insanî yaratıcılığın yerini tutacak bir şey yok. Aldatmacanın ötesine bakın ve bir cümle sonraki kelimeyi (yapay zekâ ile) tahmin etmenin ve internette mevcut olan 'bilgeliği' toplamayla vasat durum komedileri üretilse bile, üstün sanat yapıtları üretme ihtimalinin düşük olduğu açıktır".

 

 

Bu yola sapmak bize çok şeye mâlolacak

 

 

Ben şahsen bunu kesin olarak görebiliyorum. Yapay zekâyı işlevsel ve insanlığın yararına kullanmakla sınırlamak nasıl mümkün olur? Yapay zeka, yeni fikirlerin araştırılıp geliştirilmesine yardımcı olarak yaratıcı sanatçıların elinde faydalı bir araç olabilir. El Pais yazarlarının dediği gibi, "eğer bu yola girmeyi tercih edersek teknolojik ilerlemeden insanlık ortak şekilde faydalanabilir".

 

Hollywood yazarlarının grevi bu konuda bakın nasıl bir öncü role sahip olabiliyormuş. Ama yine de iyimserliğin gerçek olma ihtimalini bu satırları okuyan herkes gibi ben de son derece zayıf görüyorum.

 

Bu yazıda, Sky News yazarı Gemma Peplow'un "Hollywood strikes: How much of a threat is AI to actors and writers?" ile El Pais gazetesinde yayınlanan Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve Austin Lentsch imzalı "The Hollywood writers’ AI fight is everyone’s fight" makalelerinden alıntılar yapılmıştır.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 27 Ağustos 2023, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.