Avrupalı cazcılar daha mı politik?

Avrupalı cazcılar daha mı politik?

Kültür sanat bize uzak...

Kültür sanat tüketicisi değiliz!

Kültür sanat emekçileri çoğunlukla havanda su dövdüğünü düşünür, haksız sayılmazlar. Oldum olası ülkemizde kültür ve sanata olan talep acınası durumdadır. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) yürüttüğü kültürel faaliyetleri yanında yayınladığı araştırmalarla da bu konulara dikkat çekiyor. Vakıf, geçen ay "Kültür-Sanatta Katılımcı Yaklaşımlar" isimli bir kitap yayınladı, daha doğrusu bir araştırma. İstanbul kültür-sanat hayatının fotoğrafını çeken araştırma hane halkı başına düşen kültür tüketimini gözler önüne seriyor. Bundan bir süre önce sosyal medyada kültür-sanata uygulanan KDV oranları düşürülsün ya da kaldırılsın diye küçük çaplı bir kampanya vardı hatırlarsınız, KDV oranlarıyla bu konu arasında bağlantı kurmak mümkün. Geçen hafta, devletin en yetkili isimlerinin katıldığı milli kültür şurâsında kültüre olan uzaklığımız konuşuldu, devlet katında neler yapılması gerektiği oluşturulan 11 farklı komisyonda tartışıldı, raporlar hazırlandı. İKSV`nin raporu bize gösteriyor ki, öyle uzun aralıklarla değil, 2013 ile 2015 arasında dahi, yani iki yılda (TÜİK verileri itibariyle) hane başı %3,3 olan kültür-sanat harcaması %2,9`a düşmüş durumda. Çok acıklı! Kitapta açıklanan verilere göre Türkiye toplumunun %70`i hiçbir kültür-sanat faaliyetine katılmıyor. Bunlar 2016 rakamları. "Evet, bilet satın alarak bir veya daha fazla kültür-sanat etkinliğine katıldım" diyenlerin oranları %24`ten %17`ye gerilemiş durumda, "bilet satın almadan bir veya daha fazla kültür-sanat faaliyetine katıldım" diyenlerin oranıysa %12`den %8`e gerilemiş. Geri kalanı katılmamış! İnsanın nutku tutuluyor değil mi?


Amerikan caz basını algı oluşturmada başarılı.

Craig Taborn ve albümü yılın albümlerinden!

Yaşadığımız günlerin popüler kavramı "algı". İçerik muhtelif olsa da her şey bir "algılama" sorunu gibi görünüyor. Hatta, sosyal bilimciler gerçeğin yerini algının almaya başladığından şikayetçi. Bunun cazla ne ilgisi var? Şöyle ki; başta Down Beat gibi önemli yayınlar ve önde gelen Amerikan caz basını ve kalemleri bir dönem bir sanatçıya ya da bir albüme kafayı takıyor, takıyor derken, olumlu anlamda, yani önemsiyor ve uzun süre dillerinden, kalemlerinden eksik etmiyorlar. Tabii burada sanatçıların hakkını yemeyelim, onlar da bu ilgiyi hakedecek bir iş üretmiş oluyor, orası şüphesiz, arkası boş eğil yani. Hatırlar mısınız, 2009-2010 dönemi sonradan İstanbul`da da konser veren -ve çok güzel bir konserdi- Darcy James Argue`nun Secret Society isimli topluluğu ilk albümü "Infernal Machine"i yayınladığında yer gök, bu albüm ve Argue`nun yaratıcı, devrimci müziğiyle dolmuştu. Ondan önce trompetçi Christian Scott 21. yüzyılın Miles Davis`i nidalarıyla karşılanmıştı, son dönem Kamasi Washington rüzgarı esti, ne rüzgarı, kasırga esti! Yine aynı kalemler şimdi Craig Taborn`un yeni çalışması "Intellectual Beauty"e kanca atmış durumda, Down Beat Mart kapağını Taborn`a ayırmış mesela ama yine söyleyelim, bu albümler tüm bu ilgiyi gerçekten hakediyor, bu kesin ama sorun bu ilginin eşit dağılmaması, yukarda saydığımız albümler çıktığında çok sayıda müzikal eşdeğerde başka albümler de çıkmıştı ama onlar bu ilginin hiç değilse bir kısmını maalesef nail olamadı!


Spotify, Apple karşısında liderliğini açık ara sürdürüyor.

Spotify CEO`su Daniel Ek

Tech Insider Magazine geçen perşembe Spotify CEO`su Daniel Ek`in ağzından 50 milyon ücretli üyeyi geçtiklerini duyurdu. Bu demekki yaklaşık bir o kadar da ücretsiz dinleyen var, öyle varsayabiliriz. Dijital stream yayıncılığın İsveçli dev şirketi en yakın rakibi Apple ile aralarındaki liderlik farkını önde kalmayı başararak koruduklarını söylüyor. Buna rağmen, TechCrunch`ın şubat raporuna göre büyüme için harcama yapmayı sürdürdüğü için dev şirket henüz kârlılığa ulaşmadığını, ABD borsasına açılmayı düşündüklerini belirtmiş. Merkezi Stockholm`de bulunun şirket New York`ta önemli büyüme gerçekleştireceğini duyurmuş. Yakında binden fazla insanı işe alacağını bildiren şirket New York merkez ofisini de yeni yapılan Dünya Ticaret Merkezi`ne taşıyacakmış. Büyüme oranının ne denli yüksek olduğunu anlamak için Spotfy`ın eylül ayında 40 milyon ücretli üyesi olduğunu, aradan geçen beş ay içinde 10 milyon daha yeni ücretli üye kazandıklarını düşünmek yeterli. Bu tarz dijital yayıncılığa biz burada net bir isim bulamadık gitti ama ingilizcede "on demand streaming platforms" yani "isteğe bağlı akışlı platformlar" denilen yayıncılık üzerinde geçen yıl tam 431 milyar şarkı dinlenmiş!


İtalyan cazcılardan yeni keşiflerim...

Tosky Records`dan yeni albümler...

Enrico Rava`nın son Caz Şubatı konserindeki genç müzisyenleri çok beğendiğimden duymadığım başka isimleri merak etmeye başladım, sonra aklıma Tosky Records geldi, genç İtalyan caz müzisyenleri konusunda iyi bir firmadır, kataloglarını karıştırınca güzel albümler düşmeye başladı. İlk elimi attığım albüm bile güzel çıktı ama zaten iyi müzisyenleri var, tanıdık çocuklar. İki İtalyan; Gianluca Lusi ve Andrea Rea`ya Amerikalı ustalar Reuben Rogers ve Gregory Hutcinson eşlik etmiş. "Never Fault Behind the Scenes" albümünü yazın bir yere. Hemen arkasından bariton saksofoncu Marco Giudolotti ve albümü `S Wonderful geldi. Zaten bariton saksofon severim, albüm de iyi, standartlar gezintisi ama bariton saksofon ve trompetle, bunu da yazın bence. Guidolotti`nin bir albümü daha var firmadan; "Blueport" onu daha dinlemedim ama güven veriyor. Bir albüm daha söyliyim sonra dinlemeye devam. Gitarist Luigi Mascari piyanoda Aaron Parks, davulda Roberto Giaquinto ile (bas yok) "The G-Session" albümünü kaydetmiş.


Kulaklıkları kablosuz hale getiren mini cihaz!

Kablosuz müzik dinlemek!

Ben yolda kulaklıkla müzik dinleyerek yürüyen biri olmasam da benden başka herkesin öyle olduğunu görüyorum ve artık cep telefonlarından kulaklık girişlerinin kalktığı yeni nesil cihazlar geliyor (benimki zaten bir işe yaramıyordu), bu konuda epey sızlanmalar olduğunu biliyorum ama teknoloji boşluk kaldırmaz, hemen yerine yenisi gelir. Hatta, iPhone 7`ler sanırım artık kulaklık girişi olmayan cihazlar bu yüzden özel adaptörler çıkmış. Bu cihazların en dikkat çekeni Jack by Podo Labs isimli bir cihaz, yandaki resimde gördüğünüz parmak kadar cihazın kullanımı son derece kolaymış. Sadece kulaklıklarınızı Jack`in üzerindeki 3 milimetrelik ses portuna takmak ve bluetooth ile eşleştirmek yeterli. Sadece bu kadar da değil, bluetooth bağlantısı olmayan araçlardaki AUX çıkışıyla da uyumluymuş, bir özelliği de kablosuz paylaşım yapabilmesi, bu cihazdan bir başka arkadaşınızda varsa eğer dinlediklerinizi paylaşabiliyormuşsunuz, ben yine dinleyemem ama size bir faydası olsun.


Avrupalı cazcılar Amerikalı meslektaşlarına göre daha politik.

İngiliz firması Edition Records`un kataloğu!

Bu bir yargı mı, kanaat mi? Her ikisi de, burada bence demem doğru olacak ama bu gözle bakarsanız eğer sanırım siz de bana katılırsınız. Bir yerde normal aslında bu durum. Dünyanın politik gelişmeleri Avrupa ve yakın coğrafyasında gelişiyor. Savaşlar, karşıtlıklar, göç, paylaşım, nüfuz savaşları... ne ararsanız bu tarafta. Avrupa eski sorunların aşamamış bir kıta, yanıbaşında Ortadoğu gibi alev alev bir bölge. Bunları bana yeniden düşündürten 9 yıllık albüm "Every Woman is A Tree" oldu. Portekizli harika müzik firması Clean-Feed Records`un albümü basçı Johan Berthling, davulcu Kjell Nordeson, trompetçi Magnus Broo, alto saksofoncu Martin Küchen, tromboncu Mats Aleklint ve vibrafoncu Mattias Stahl`dan oluşan albüm çok uluslu bir kadro, kuzey Avrupa karması. Bu post bop özgür caz albümü "Her Kadın Bir Ağaç" melodik ve ritmik malzemenin kullanımı bakımından güçlü materyallere sahip ve albüm Irak işgali, Amerikan dış politikası, İsrail, artan ırkçılık -ki 2008`den bu yana katlanarak arttı-, göç, -2008`den çok daha felaket haldeyiz- gibi konulara sanatçıların yaklaşımını da yansıtan müzikler olduğunu söylüyor bu değerli ve önemli müzisyenler. (Albüm dijital platformlarda mevcut)


Sınırsız cazda algılarınızı açan davulcu albümleri var...

Bu albümlerin tamamı dijital platformlarda mevcut.

Jerome Jennings; "The Beast" (2016)
Kulağa ve kalbe iyi gelen bir caz. Christian McBride ekibinden davulcu Jerome Jennings`e trompette Sean Jones, trombonda Don Tucker, tenor saksofonda Howard Wiley tıkır tıkır eşlik ediyor.

Rudy Royston Trio; "Rise of Orion" (2016)
Geçen şubat kaydedilen albümde Monk ödüllü saksofoncu Jon Irabagon, Japon bas virtüözü Yasushi Nakamura harika bir trio kombinasyonu oluşturmuş. Müziği takip etmek kadar zevk almak da önemli, bu albümde ikisi de var!

Franklin Kiermyer; "Closer to the Sun" (2016)
Davulcu Franklin Kiermyer gerçek bir John Coltrane kilisesi mümini. Coltrane`in hakikat ve aşkınlık arayışının diğer müminleri Elvin Jones, McCoy Tyner ve Jimmy Garrison ve Pharoah Sanders`a katılan Kiermyer ve arkadaşları kalıcı bir iş yapmış.

Olivier La Goas; "Reciprocity" (2016)
Fransız caz davulcusu Olivier La Goas`ın son albümü muhtemelen buradaki dört albümün en zayıf halkası ama eleştirmenlerden hayli yüksek not aldığını söyliyim, hatta verilen puan bakımından belki diğerlerinden daha yukarda bile olabilir, benimki kişisel kanaat. Kadro süper, ona lafım yok!


Kaydet

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 06 Mart 2017, Pazartesi

 

Kayde

Kaydet

Kaydet

 

Kaydet

Kaydet

Kaydet

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.