Cazda artık eskileri merak etmiyorum...

Cazda artık eskileri merak etmiyorum...

Jiri Sliva`nın free jazz karikatürü, ortada fotoğrafı.

Caz ve karikatür

Orta Avrupalılar, Polonyalılar, Çekler, Slovakların caz tutkusuna hayranım, müthiş adamlar. Bu köşe için `caz ve karikatür` diye bir PUL yazmak istemiştim ama konu bir puldan daha uzun olduğu için vazgeçtim fakat elimde iyi malzeme birikti, ayrı bir yazıya saklıyorum, derken aklıma Niklaus Troexler üzerinden Jiri Sliva geldi. Troxler`in caz afişlerinden oluşan bir web sergi hazırlığımız var, Jiri Sliva`da benim çizgilerini sevdiğim bir sanatçı, iyi bir cazsever ve gitar çalıyor. Bu yıl 69 yaşına basan usta sanatçının müzikle, cazla ilgili kitapları var. Sözlü yani balonlu çizgilerini görmedim, zaten orta Avrupa karikatür geleneğinde pek o tür karikatür olmaz. Desene kuvvet çizgilerle kavramların çelişkisini vurguluyorlar. Yan tarafa aldığım örnek gibi, dilerseniz araştırın, cazın başka bir yüzü, başka bir kahramanı. Aslında, tıpkı günlük gazeteler gibi Cazkolik`te günlük bir karikatür köşesi olmasını çok isterdim, tıpkı Tan Oral`ın T24`deki köşesi gibi, hadi cazda günlük zor, haftalık diyelim, bilmiyorum, belki ilerde olur, güzel olmaz mı?


Cazda artık eskileri merak etmiyorum... (dermişim!)

Caz tarihine merak ve keşiflerin sonu yok mu?

Kastettiğim şu, ben de dahil cazseverler genellikle caz tarihine dönük yaşar, eski yılların kıyıda köşede kalmış ya da baş köşeleri tutmuş ya da uzun yıllar gizli kalmış albümlerinde saklı güzellikler arar, ben de ararım, hâlâ da arıyorum, ismini yeni duyduğum, kapağını yeni gördüğüm biri, bir albüm olursa ünlü bir ressamın bilinmeyen resmini bulmuş koleksiyoner heyecanıyla dinlerim ama artık yeni müzikleri daha çok seviyorum, ya da merak ediyorum diyeyim, daha adil olsun, yeni müzikler bana heyecan veriyor, keşfedecek bir şey arıyorsanız yeni olana bakın, ben öyle yapıyorum, üstelik bunu epeydir yapıyorum ve size bir itirafta bulunayım, yaptıkça birçok yeni albüm, yeni müzisyen hatta yeni müzik şirketi keşfediyorum. Caz dinleyicisi için yazılı olmayan kural dinleyicinin kendinden önceki nesillere merak duymasıdır, efsaneler böyle beslenir, gençlere şans tanımak sonraki iş, zamanı gelince diye bir kenarda tutulur, isimler hafızaya atılır. Ben bunu biraz değiştirmekten yanayım, keşfettikçe de merakım artıyor, size de öneririm.


Vokal cazda yeni albümler

Kadın vokalde yeni albümler

Cazda vokal albümlerin sayısı hep daha fazla değil midir? Özellikle kadın vokal konusunda caz hiç sıkıntı çekmedi. Sayısız isim var ve her yıl sayısız albüm yayınlanıyor. Önümüz yaz, müzik şirketleri projelerini duyurmaya başladı, bakın dikkat çeken albümler hangileri? Doksanların ünlü Ally McBeal dizisindeki şarkısıyla meşhur olan Jacqui Naylor multi enstrümentalist Art Khu ile duo albüm yayınlamış. Jazzy, bluesy, pop bir albüm ama kulak verin bence. Türkiye`de iyi tanınan ve sevilen Viktoria Tolstoy filmlerde seslendirilen klasiklerden oluşan albümünü yayınlamış. Eminim ilgi görür. Bu yıl malum Ella Fizgerald`ın doğumunun yüzüncü yılı, konserler, etkinlikler vs. tabii albümler de öyle. Şu ya da bu albüm demeyeyim ama bakmakta fayda var, epey gürültü kopuyor. Swing retro şarkılar ilginizi çekiyorsa Adrianna Marie`nin "Kingdom of Swing" albümüne kulak verin. Bu isimler yeni keşifler de olabilir. Mesela Sarah Partridge de yeni albüm çıkardı. Julia Fordham`ın iki yeni albümü görünüyor, "Invisible War" caz dışı remix albüm ama "The Language of Love" klasik Fordham soundu. Karen Souza bir derleme yayınlamış, Champian Fulton`ı unutmayalım. Başka isimler de var… Vee tabii ki Somi! Yani, anlayacağınız kadın vokali hep hareketli.


MCoy Tyner`ın albümü de 50 yılı dolduranlar klübüne katıldı

The Real McCoy albümü de 50 yılını aştı

Cazın yaşayan devlerinden McCoy Tyner`ın ünlü albümü The Real McCoy`da 50 yaşını devirmiş. Albümler yaşlanırken biz de yaşlanıyoruz, hatta, Cazkolik bile büyüyor. 2010`da yayın hayatına atıldığımızda, bu memlekette bir caz web portalı tutar mı acep diye merak eder, arkadaşlarımız hafiften dalgasını geçer, caz tarihinin en önemli yılı 1959 ve o yıl yayınlanan albümlerle ilgili gecikmiş haber yaparken o albümlerin de 50. yıllarıydı. Nerdeyse on yıl olmuş! Allah sağlık versin. Artık, ellilerin değil altmışların sonlarında yayınlanan albümlerin 50. yıllarını kutluyoruz, önceleri `ooo benim doğumumdan çok öncenin albümü` der tesellli bulurdum, şimdi işler değişti. Sanırım bu yazı McCoy`un albümüne değil kendime dertlenme yazısı oldu. Ben yine McCoy`a döneyim... Şimdi 50`yi deviren bu albüm ama daha eski albümleri var. Bildiğim en eskisi "Inception" 1962, "Today and Tomorrow" 1963, "Reaching Fourth" 1963... Bunlar kendi albümleri tabii esas ününü Coltrane`in Bill Evans sonrası genç piyanist McCoy`u tercih etmesiyle kazanmıştı. Ama ben yine de diyorum ki, Monk nasıl bir türlü tam anlaşılamadıysa McCoy da benzer bir âkıbete uğradı, anlaşılmadı demeyeyim, geç anlaşıldı diyeyim.


Müzik dergisi önerileri...

Müzik dergilerine erişmek artık daha kolay ve ucuz

Müzikle ilgili gelişmeleri takip etmeyi seviyorsanız müzik dergilerini takip etmek zorundasınız. Dergiyi ele alıp sayfaları hışır hışır okumaktan daha güzeli yok ama bu zevk giderek azalıyor, malum, dergiler ekonomik olarak ayakta durmakta zorlanıyor, ayrıca, bu dergilerin çoğu Türkiye`ye gelmiyor ama dijital üyelik ekonomik ve pratik bir seçenek. İlginizi çekecek birkaç öneride bulunmak istiyorum. Sağda kapak resimlerini gördüğünüz dergiler. Soldan başlıyım. Akordéon Fransa`nın (muhtemelen dünyanın) tek aylık akordiyon dergisi. Sadece akordiyon değil, bandoneon benzeri enstrümanlarla ilgili herşey bu dergide mevcut. Aynı şekilde kapağında Trio Chemirani`nin resmi olan TradMag de özellikle etnik ve geleneksel müziklerle ilgili haberlere ayrıntılı ulaşabileceğiniz bir dergi. Beyaz kapaklı dergiyi aldım ama çeşit olsun diye, tabii Japonca biliyorsanız mesele yok... Mojo`yu zaten herkes bilir. Özellikle pop, rock, klasik ve müzik endüstrisiyle hi-tech konusunda çok seçenek var, onları da gözden geçirin bence. Klasik için ben mesela Clasica`yı önermişim. Kapağında efsanevi on şef diyor. İlginç! Future Music mesela sadece teknolojik olarak değil başka açılardan da müziğin geleceğine kafa yoran içerikler yayınlıyor. Benden önermesi...


Müzede caz ama nasıl?

Müzede caz ama nasıl?

Cazın sunumu, konserlerin konseptinde yeniliğe, değişikliğe, yaratıcı çizgilere ihtiyaç var. Müzede caz diye başlık attım ama muhtemelen aklınıza müzede normal bir caz konseri gelmiştir, evet, ama nasıl? Ben caz konserlerinin yeni sunumlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum, varolanı aştık da yenisi mi kaldı demeyin, sanat disiplinlerini içiçe geçiren etkinlikler bu yöntemlerden biri olabilir. Yanda gördüğünüz resim benim yaptığım bir çeşit kolaj. Dünyada böyle şeyler yapılıyor mu bilmiyorum, yapılıyorsa da azdır. Kanada, Fransa, Japonya galiba böyle işlere daha meraklı ama bizde niye yapılmasın? Sabancı Müzesi veya İstanbul Modern veya Pera Müzesi Ankara`da Cer Modern vs. yılda bir böyle bir proje niye yapmasın? Mesela, bu yıl cazda Ella Fitzgerald`ın yüzüncü doğum yılı değil mi, fotoğraflarıyla dolu bir konsept bir sergiyle salonda Ella şarkılarıyla dolu bir gece. Olmaz mı? Bu konu öyle güzel projelere açık bir alan ki!


Caz fotoğrafları...

Caz fotoğrafçıları buluşması

Geçen hafta Akbank Sanat`ta sürdürdüğümüz aylık Caz Atölye çalışmasının konusu "Caz ve Görsellik"ti. Müzisyen ya da caz profesyoneli olmadığı halde caz müziğine emek veren insanları çok takdir ederim, müsaade ederseniz Cazkolik`de yazan, çizen, radyo programı yapan arkadaşlarımı da katmak isterim, hepimizin ortak tutkusu caz. İşte, geçen hafta atölye çalışmasında bu kez caz fotoğrafçısı dostlarım Sedal ve Sedat Antay, Leyla-Diana Gücük, Seda Erdoğan, Yusuf Biton ve İbrahim Göksungur`u ağırladım, atölye çalışmasında gördük ki bu arkadaşlarımızın ellerinde zamanla muhteşem bir arşiv birikmiş. Hem o gün birlikte konuştuk hem burada sesli düşünmüş olayım, bu arşivi nasıl değerlendiririz acaba? Hem fotoğrafçı arkadaşlarımızın emeğinin karşılığını alabilecekleri hem de tüm cazseverlerin faydalanabileceği bir arşiv sistemi. Fikri olan haber versin...


Kedi kapıları da akıllanıyor?

Kedilerin işi zorlaşacak!

Teknoloji her yere girer de evcil hayvanların hayatına girmez mi? SureFlap isimli firma bu yaz akıllı kedi kapıları satmaya başlayacakmış. Bu sayede ev sahipleri kedilerinin giriş çıkışlarını gözetlemesini takip edebilecek. Kedilerin boyunlarındaki mikroçiplere bağlı olan kapı mikroçipi sadece kendi kedinizin girip çıkmasını sağladığı gibi kedinizin gece dışarı çıkmasını istemiyorsanız saat sınırı getirmeniz de mümkün. Bu kapılar kedilerini evde bırakıp tatile gidenlerin de aklını evde bırakmayacak deniyor. Kedi kapılarını kapıya monte ya da ayrıca satın almanız mümkün tabii her ikisinin ayrı fiyatı var. İkisi birlikte modeli 160 Euro, sadece kedi kapısını satın almak isterseniz 50 Euro harcamayı göze almanız lazım.


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 24 Nisan 2017, Salı

Kaydet

Kaydet

Kaydet

Kaydet

Kaydet

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.