Yeni sezon başlıyor...

Yeni sezon başlıyor...

Yeni albümlerde patlama yaşanıyor

Cazda yeni sezon bombaları

Eylül ilk gününden yeni albüm haberleriyle gelmeye başladı. Cazı sevmenin güzel yanı yeni albümler değil mi? Bu hafta köşenin ilk PUL`unda güzel şeyler yazıyım dedim. Çok sevilen Mike Stern yeni albümü "Trip"i yayınladı. Davulcu Tony Allen`ın "The Source" albümü adından çok sözettirecek gibi. Victor Wooten "Trypnotyx" isimli albümünü çıkardı. Bill Charlap`ın tarzının üst seviye icrası "Uptown, Downtown" çıktı. Monk`estra`nın başı John Beasley yeni albümünü, Christian McBride yeni big band kaydını çıkardı. Vijay Iyer Sextet, Portico Quartet, Markus Stockhausen, Matt Wilson, Adam Baldych & Helge Lien, Gary Peacock Trio, Harold Mabern, Herb Alpert, John McLaughlin, Kamasi Washington, Dee Dee Bridgewater, Cecile McLorint Salvant, Lizz Wright, Stacey Kent ve daha kimler… Yazmakla bitmez. Yeni müzikler bakımından güzel bir sonbahar olacağa benziyor.


Osman Hamdi Bey ve müzik

Osman Hamdi Beyin "Müzisyen Kızlar" tablosu

Sanat tarihçileri bu toprakların yetiştirdiği en önemli sanatçılardan Osman Hamdi Bey`in eserlerini yorumlarken onun klasik oryantalist bakışın dışında kaldığının altını çizer, yani, Avrupalı oryantalistlere göre Türklerin ev ve harem hayatı sürekli çıplak gezen kadınlar ve yoğun cinsellik algısı üzerinden şekillenirken Osman Hamdi Bey Osmanlı gündelik hayatını bilen biri olarak gündelik yaşamı giyinik, nezih, güzel ve dekoratif resmeder. Resimleri tüm nesillerin hâlâ en iyileri arasındadır, fırçası, deseni, kompozisyonları Avrupalı ressamlarla kıyaslanabilecek az sayıda ressamımız arasındadır, zarafeti ön plana çıkarır, gerçi, bu bakış da oryantalisttir ama bu, o dönemin gerçeğidir, resmi bu bakış açısıyla öğrenmiştir, bense, mesela bu resimde müziği evin içinde icra ederek yaşayan insanların olduğu geçmişimizden bugüne nerdeyse müzik dinlemeyen ya da müzikal kaliteyi hiçbir şekilde dert etmeyen nesiller haline geldiğimizi görüyorum. Maalesef.


People don`t listen to music anymore

Shannon makyajımı da yaparım, müziğimi de diyor

Bu haklı şikayet bir caz bestesinin adı. Avustralyalı tromboncu Shannon Barnett yeni çıkan albümünü keşfettiğimden beri en az iki-üç kez dinlediğim biri. Bu beste onun albümden. Trombon sevdiğimden mi bilmiyorum albümün ilginç bir cazibesi var ama esas değinmek istediğim parçanın adının mesajı. Evet, bence de artık eskisi kadar müzik dinlemiyoruz ya da müzik hayatın içinden giderek çekiliyor. Bunu hangi ölçülere göre iddia edersek edelim daha az dinlediğimiz istatistik olarak ortaya çıkacaktır. Eskiden, sokakta yürürken mutlaka açık bir camdan müzik gelirdi, apartmanlarda çocuklar müziği komşuları delirtecek kadar yüksek dinlerdi, sokaktan ıslık çalarak geçen biri olurdu, arabaların camından sadece nârâ yankılanmazdı, inşaatlardan türkü sesi gelirdi, kafelerden müzik taşardı. Berberde, bakkalda radyo açık olurdu. Şimdi bu seslerin birini duyan var mı?


Cazın görünürlüğü azaldı

Cazı ara ki bulasın...

Cazdaki en popüler tartışma konularından biri cazın eskiden daha çok ilgi gördüğü, konuşulduğuydu, benimse bu noktada farklı bir düşüncem var, yıl boyunca düzenlenen konserlerin sayısı ve çeşitliliği tam tersine, eskiye göre daha bile arttı, bir yıl içinde konsere gelen yıldız müzisyenlerin kimini görmediğimiz, duymadığımız dahi oluyor, işte, özellikle şimdi söyleyeceğim nokta bence daha önemli, cazla ilgili etkinliklerde azalma yok ama cazın görünürlüğünde ciddi azalma var. Diyelim bugün bir Sonny Rollins konseri olsa gazetelerin büyük kısmı hiç yazmayacak, televizyonların çok az kısmı çok az yer verecek, dergiler vs. zaten kalmadı, yaşayan en önemli caz efsanesi en fazla iki günlük mevzu olup gidecek. Sorun işte bu! Koskaca iki büyük festivalimiz ve daha kimbilir ne tür etkinliklerimiz var ama tüm o konserler ertesi gün unutuluyor... Üstelik, sanıyorum, bu sorun sadece bize özgü değil, dünya da böyle. (Caz dünyasını ilgilendiren daha başka sebepler de var, onları da bir ara yazarım)


Sizce caz nedir?

Molly ve annesi Chris

Bu sorunun ya tarihçiler, ya eleştirmenler ya da müzisyenlerce yapılan tariflerini çok yayınladık oysa sormamız gereken bir taraf daha var; dinleyiciler... Bu müziği satın alan ve yaşatan cazseverler, peki, onlar ne düşünüyor? Bu soruyu daha yeni Detroit Caz Festivali sokak röportajı formatında sormuş, konserler sırası sorduğu için cevaplayanların hepsi caz seven insanlar. Mesela 29 yaşındaki Molly için caz yaratıcılık ve özgürlük demek iken annesi Chris için işitsel hayalgücü demekmiş, ilginç... Festivalde tişört satan Adam için duyguların dışavurumu. 87 yaşındaki tecrübeli cazsever George`a göre caz Amerikanın dünyaya hediye ettiği doğru dürüst tek şey. Genç sevgililer Tiko ve Ana için caz huzur, barış ve rahatlık duygusuyken ailesi adına cevap veren Michael Steele`e göre caz hissetmeyi kolaylaştıran atmosfer yaratan bir müzikmiş. Peki, sizin bir tarifiniz var mı?


20. yüzyılın `tanrı eleştirmenleri` devri sona erdi

Foto kurgu ama Melnikov`un portresi konuya çok uygun

Sanatta 21. yüzyılın çarpıcı değişimlerinden biri 20. yüzyılın `tanrı eleştirmen` kavramının giderek yok olması değil mi? Modern sanatın öncü ülkelerinde dahi tek makalesiyle kitapları, albümleri sattıran ya da yerle yeksan eden kalemler birer birer yok oluyor. Bugün edebiyatta bir Fethi Naci, Tahsin Yücel ya da mesela cazda bir Leonard Feather gibi isimler yok. Bu neslin Türkiye`deki son üyesi herhalde Doğan Hızlan`dır ama o da kaleminden kan damlayan eleştirmen tipi sayılmaz. Aslında sanatta `tanrı yazar` ismiyle simgelenen isimler de kayboluyor. Bu isimlerin bence sonuncuları Attila İlhan, Yaşar Kemal, Aziz Nesin gibi isimlerdi. Nobelli olmasına rağmen Orhan Pamuk ya da kimileri yakıştırsa da Ahmet Altan da öyle yazarlar değil. Müzik dünyasında bu dönüşümün ipuçları için ta seksenlere, MTV`nin kuruluşuna kadar gitmeli.


2030`a kadar 41 milyar dolarlık kayıtlı müzik

Bu sevimli fotonun arkasında 41 milyar dolar var

Adını ekonomi haberlerinden bildiğim Goldman Sachs müzik endüstrisine yönelik tahminlerini yayınlamış. Niye yapmış bilmiyorum ama rapor ilginç. Şirket, 2030 yılında 34 milyar doları online müzik servisleri, 4 milyar doları performans hakları ve fiziki satışlardan da 700 milyon dolar olmak üzere toplam 41 milyar dolarlık ciro oluşacağını tahmin ediyor. Sıralamaya bakınca, online müzikle fiziki satış arasındaki uçurum dikkatinizi çekmiştir. Sachs, 34 milyarın 24 milyarının ücretli abonelik üzerinden, 6 milyar dolarınsa reklam üzerinden geleceğini öngörmüş. Firma, 2030`a kadar toplam 847 milyon kişinin online müziğe abone olacağını söylüyor. Aynı şirket, raporunda, Universal Music Group`a 23.3, Sony Music Entertainment`a 19.8 milyar dolar değer biçiyor. Yine de uzmanlar bu rakamlara karşı ihtiyatlı iyimserlik içinde olunması gerektiğini söylüyor. Bunlar ne de olsa tahmin ama çok mu uzak tahminler? Göreceğiz.


Futbolda scout ekipleri olur da müzikte olmaz mı?

Yetenek keşif partileri orada olağan ve işe yarıyor

Bu terim hayatımıza futbolla girdi ama büyük memleketlerde hayatın tümü için kullanılır, iyi güzel de, başlıktaki soru zor bir soru. Zorluğu bizim için, yoksa, Avrupa ve Amerikan müzik şirketlerinin A&R Scout veya Music Talent Scout dediği yetenek avcılığı departmanları harıl harıl çalışıyor, bizde böyle bir kavram yok, olmalı, ama yok! Bir üst yazıda müzik endüstrisinin ürettiği ekonomik değeri okuduk di mi, bu rakamların döndüğü dünyada firmalar yeteneklere sadece tahminle mi yatırım yapıyor sizce. Elbette değil, müzik sektöründe yüzyılda müthiş know how birikti. Bu çok değerli tecrübe aslında bizde de var[dı]. Unkapanı diye küçümsediğimiz olgu bu birikimin merkeziydi, sezgisel ve ilkeldi ama `satacak` işi bilen insanlar vardı. Sektör çil yavrusu gibi dağılınca ayakta kalan firmalar sadece hazır işlere/kişilere yöneldi, yeteneği aramak değil, yeteneğin kendi ayağıyla kaf dağını aşıp kapısını çalmasını bekler oldu. Bu işin sadece yeni starlar için kısmı, işin bir de `entainment` boyutu var, festivaller, mekanlar sahnesinde yer vereceği isimleri nasıl seçiyor acaba? Onu da başka bir yazıda konuşalım.


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 11 Eylül 2017, Pazartesi

Kayd

 

Kaydet

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.