Her Aydın Esen konseri benim için bir yaşam deneyimidir

Her Aydın Esen konseri benim için bir yaşam deneyimidir

Caz ve inovasyon son günlerde zihnimde sıklıkla tartıştığım kavramlardan. Çalışmalarını ilgiyle takip ettiğim caz gitaristi Onur Ataman seminerlerinde bu konuyu işliyor. Anlatımları sırasında caz dünyasının geçmişinden geleceğine yaptığı yolculuklarda sürekli yeniliği kovalayan bir müzik oluşundan bahsettiğine tanık oluyoruz. Yenilikçilik fikrinin cazda yer alan karşılıklarından ders alarak, yaşam kalitemizi ve üretkenliğimizi arttırmanın yollarını arıyor. Günümüz müziğinde yeniliği takip etmek, yerine hiçbir şey koyamadığımız gerekliliklerden. Damarlarınızda siyah bir müzisyenin kanı dolaşmıyorsa, cazda yetkin olabilmek için yapmanız gereken tek şey sadece yerel değil, evrensel dünyanın çevresini saran oksijenden nefes alabilmektir. Aydın Esen, bu nefes alışverişini en başından beri yapan bir piyanist, besteci ve doğaçlamacı. Günceli takip ederken aksayan beyinlerin çevremizi sardığı bu dünyada, bu tip sorunları kendine yıllar önce dert etmiş inovatif bir müzisyen. Kendisine gösterilen saygı, belki biraz da bu cesur yaklaşımından kaynaklanıyor.


Geçen hafta Akbank Sanat`ta çaldığı müzik pek çok kişinin kapıdan çıkarken kulaktan kulağa söylediği gibi dinlediğimiz en nadide çalışmalarından biriydi. Solo konseri için piyano başına geçti. Dinleyicisiyle samimi diyalogu tercih ediyordu. Yıllarca Amerika’da yaşamanın verdiği alışkanlıkla kelime aralarına bol İngilizce kelimeler karışıyordu. Parlak fikirlerin ruhu okşayan bir işçilikle kulaklara ulaştığı, esprili pasajlardan didaktik icralara sıçradığı bir performanstı. Looplarla genişleyen müzik, kayıttan çalınan bas davulla zaman zaman trio formuna ulaştı. Doyurucu bir caz akşamı yaşadık.


Aklımda dinleyiciyle karşılıklı birbirlerine dokundukları anlardaki kesişim kümelerinde neler biriktiği sorusu takılıyordu. Öyle ya böyle; bir müzik dinleyicisiyle etkileşmeden nasıl yaratılabilirdi? Yarattığı müzik senelerce gelişen bir el alışkanlığından çok öte, içinde uçarak yarattığı bir müzik evreniydi. Sona geldiğimizde, konserin başından beri köşede kurulu snare ve zilin kimi beklediğini öğrendik. “Takdime gerek yok" Okay Temiz, setin başındaydı ve birlikte bir parça çaldılar. Müzikal anılarımda yer edecek bir performanstı. Konser sonrası birçok dost kulise gelmişti. Görür görmez o meşhur lafı “Good to see you bro” döküldü dudaklarından, "Seni gördüğüme sevindim dostum” diyordu. Tebrikler, değerlendirmeler, röportaj için sözleşmeler kulislerin vazgeçilmez konuları. Müziğe değer veren, titizlikle takip etmeye çalışan, yaşadıklarını, konuştuklarını dostlarına aktarmayı isteyen müzikseverler için konserin taçlandırıcısı anlar. Her Aydın Esen konseri bir yaşam deneyimidir diye düşünürdüm. Ne mutluyum; bir kere daha yaşadım bu deneyimi.


Burak Sülünbaz


Cazkolik.com / 04 Mayıs 2017, Perşembe



BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Burak Sülünbaz

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • Eda Şen
    29 Nisan 2017 Pazartesi 02:29

    Bugün Levent Küçük Ev"de ödeme sırasında tanışmıştık. Yazınızı okudum, çok beğendim. Tebrik ederim. Yazılarıma haber24.com"dan ulaşabilirsiniz. Ayrıca mail adresimi de yorum girerken ekledim. Olur da ulaşmak isterseniz mail adresim bulunuyor.

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.