Ölüm hem amansız bir düşman, hem adil bir öğretmen

Ölüm hem amansız bir düşman, hem adil bir öğretmen

English text below.


Bu yaz, 25. İstanbul Caz Festivali kapsamında izleyeceğimiz Amerikalı caz piyanisti ve eğitimci Fred Hersch yetmişli yıllardan beri müzik dünyasının içinde olan gerçek bir entelektüel, etkileyici bir deha. Batılı anlamda “aydın” kelimesi, “kişisel olarak kendi sorunu olmadığı halde o sorunların doğru bildiği yönlerinin egemen olabilmesi için harekete geçen kişi” olarak tanımlanır. Otuz yaşında HIV pozitif olduğunu öğrenen bir eşcinsel olan Hersch, eşcinsel hakları ve HIV araştırmaları konusunda gönüllü çalışmalara katılır. Yani, bireye tercih özgürlüğü sunan bir düşünce için mücadele eder. Saygınlığını ve bilgeliğini yaşantısına ve görüşlerine dayanarak insanlık yararına kullanır. Bu bağlamda, Hersch, kendisi için aydın tanımını kullanabileceğimiz türden bir müzisyen.


Duruş sahibi olabilmek ve bunu çalışmalarıyla kazandığı başarıların kendisine belirlediği pozisyonda sadece müzik üreterek otuz yıldan fazla sürede 10 Grammy adaylığıyla süslediği kariyerinden başka hiç birşey olmadan yapabilmek büyük meziyet. Doğruyu-yanlışı göremeyen, görüp de ayırtedemeyen, edebilse dahi konfor alanı bozulmasın diye ifade edemeyen sözde “aydın” kesiminin çevremizi sardığı, her taşın altından zuhur ettiği sanat ve kültür yaşamımızda Hersch, tam bir bulunmaz Hint kumaşı.


Pek çok müzisyen girip çıkıyor hayatımıza, tabir yerindeyse dinleyiciden çok müzisyen var ama her müzisyen bu takdim yazısını hak etmiyor. Zaten, olumsuza, mutsuzluk getirene odaklanıp karanlığa ve çaresizliğe hapsolmak insanın güzeli ararken verdiği savaşta savunmasız kalmasına neden oluyor.


Hersch, 2008’de girdiği komadan iki ay sonra mucizevi bir şekilde uyanmış. Uyandığında ilk hatırladığı şey capcanlı bir rüyaymış ve bunu müziğine aktarmak istemiş. Tedavi sürecinde her gün bir avuç ilaç almak zorunda olan bir insan için ölüme diğer insanlara göre daha yakın olduğunu bilmek ve buna rağmen sürekli üretmek insani değerlere inanç devamlılığı açısından ilham verici. İngiliz moleküler biyolog, fizikçi ve nörobilimci Francis Crick kanserin son evresinde olduğunu öğrendiğinde, önce, bir süre sessizlikle baş başa kalmış ardından, “başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır” diye yorumlamış. Hastalığı, üretkenliği konusunda kendisine ateşleyici güç olmuş ve yaşamının son gününe kadar üretmeye devam etmiş. Ölüm, hem amansız bir düşman hem de adil ve iyi bir öğretmen. Hersch, yıllardır savaştığı hastalığın yaratıcılığını etkilemesine izin vermemiş, kendine bahaneler üreterek müziğini, sanatçılığını rafa kaldırmamış. Tartışmasız yaratıcılığı, sımsıcak akıcılığıyla senelerini dolu dolu geçirmiş. Sürekli yeni kayıtlar hazırlayarak takipçilerini mutlu etmiş ve ne mutluyuz ki devam ediyor.


Yola başladığından beri dayanak aldığı derin mirası incelediğimizde karşımıza Toots Thielemans, Stan Getz, Joe Henderson gibi ışık kaynağı isimlerle karşılaşıyoruz. Kendi özünde toplanan müzikal birikimin süzüldükten sonra bir imbikten geçerek bestelerine ve eğitimciliğine sirayet etmesi bununla birlikte Brad Mehldau ve Ethan Iverson gibi isimleri beslediğini bilmek ise heyecan verici. İcra derinliği civa gibi bir ifadesel güce sahip. Solo veya grup olması aldığımız zevki değiştirmiyor. Belli ki dinleyici dinleme esnasında dinleme eylemine katılana kadar Hersch yaşadığı anlardan yani yazımdan, ayıklamalarından, düzeltme sürecine kadar her safhada ayrı bir haz doygunluğuna eriyor.


Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı derler ya ben bu sözü görüyor ve arttırıyorum. Bilmek eylemini, müziği dolayısıyla hayatı doğru anlayabilmek ve geliştirmek olarak çeviriyorum. Hersch, yarattığı müzikal evrenle doğru okuyabilen gezginler için iştah açıcı bir bilgi sunuyor. Öyle ya, gezmek bir çeşit dünyayı okuma eylemi, okumakta bir çeşit dünyayı astral yolla gezme yöntemiyse müziği doğru anlayabilmek için çağımızın en yetkin yol göstericilerinden ve hikayecilerinden Hersch’ten daha iyi bir rehber bulunabilir mi?


Hersch’ün “Songs without Words” albümünü dinlerken Beckett’in o çok bilindik sözü aklıma geldi: “Her sözcük sessizlik ve hiçlik üzerine gereksiz bir leke gibidir.” Hersch’ün sessizlikle kurduğu ilişki kulaklarıma çok dengeli geliyor. Sessizliği kullanışı, notaları ve melodik sözcükleri boşluğa yerleştirişiyle hiçliği dengeyle, ahenkle lekeliyor. Sanırım yaşayan piyanistlerin hiçbirini dinlerken böyle bir samimi icraya ulaşamıyorum. Uzun süre sonra karşılaştığım bir dostun sohbetindeki sıcaklığı ayrımsıyorum. İçe dönük bir ruh adamı oluşu beni ilk dinlediğimde etkilemişti, yıllar geçtikçe her dinleyişte yalan söylemeden yaşamak kadar dolaysız icrasıyla beni daha da etkiliyor. Hersch’ü ülkemizde ilk defa İstanbul Caz Festival’i kapsamında dinleyecek olduğumuz için kendimi şanslı hissediyorum. Bakalım Fred Hersch ve uzun süreli yol arkadaşları, Milton’ın söylediği yıldızların toz zerreleri gibi gökyüzüne serpilişleri gibi güzel müzikleri üzerimize serpecekler mi?


Burak Sülünbaz


Cazkolik.com / 23 Mayıs 2018, Çarşamba


Meraklısı için Fred Hersch`ün otobiyografik kitabı "Good Things Happen Slowly" önerilir.



Death is a relentless enemy and a brilliant teacher


American pianist and educator Fred Hersch is a true intellectual and impressive genius that has been in the music world since the `70s. In the Western sense, the word" intellectual" is defined as "the person who takes action sothat his or her own problems are not dominated by the correct directions ofthose problems". At age 30, Hersch, a homosexual who learns to be HIV positive, volunteers for gay rights and HIV research. That is, the individual prefers to contribute to the advocacy of a structure of thought that offers freedom of choice. He uses his prestige and wisdom for the sake of humanity based on his experience and his views. In this context, Hersch is one of the kind of musicians we can use for the definition of intellectuals.


It is agreat virtue to be able to be a pacemaker and to be able to do without anything other than his career, which he has garnered with 10 Grammy candidates for more than 30 years by producing music only in the position he has achieved with his accomplishments. Hersch is a precious artist in our life of art and culture where the so-called "intellectual" section, which can not see the true-false, can not see and distinguish, can not stay strong for not to löse his/her comfort zone.


Many musicians goin and out of my life “there are so many music lovers listening to them”, but not every musician deserves this presentation. Already negatively, focusing on bringing unhappiness and being trapped in darkness and helplessness makes it vulnerable to the battle that people make when they are looking for it.


Hersch woke up miraculously two months after his coma in 2008. The first thing he remembered when he woke up is a vivid dream and he wanted to pass it on to music. It is very inspiring to know that for aperson who has to take a pills full of his hand for cure every day during the treatment process and he is struggling fort this sickness and still produce constantly. When the British molecular biologist, physicist and neuroscientist Francis Crick learned that cancer was the last stage, he first stood silently for a while and then said, "Everything that starts isan end." His illness became an igniting force for his productivity and hecontinued to produce until the last day of his life. Death is a relentless enemy and a brilliant teacher. Hersch has not allowed the influence of his illness that he has been fighting for years to grow, he didn’t produceself-excuses and has not lifted his music. Unquestionably creativity, it hasproved to be full of years with a warm playing technic. He constantly made newrecords and kept his followers happy.


He has worked and influenced by the names of light sources such as Toots Thielemans, Stan Getz, and Joe Henderson. It is thrilling to know that his musical accumulation in itsessence is filtered and spreads through a storm to its compositions and education, along with names like Brad Mehldau and Ethan Iverson. The skillfull of his playing depth has an expressive power like mercury. Whether he plays solo or in a group does he always plays good.


We have a phraseWho knows the best? Reader or traveller? I think the act of knowing as a way of understanding and developing life because of the music. Hersch offers an appetizing knowledge for travelers who can read correctly with the musical universe he creates. Is there a better guide than Hersch, one of the most instructive guides and storytellers of our time, to understand the music correctly if it is an act of reading a world of traveling, a kind of astral wayof reading a world in reading?


As i listen Hersch`s "Songs without Words", Beckett`s very familiar words came to my mind: “Every word is like an unnecessary stain on silence and nothingness. ”The relationship Hersch creates with silence is so balanced that my ears sound soquiet, the melodic words in the absence of the nullity is stained by thebalance. I guess I can not reach such a sincere performance while listening toany other living pianists, I can not distinguish the warmth of a friend`s conversation that I haven`t seen him/her for a long time. I was so impressed when I first listened to him cause he was so good a soul man who plays with his heart turned out to influenced me every time with his genuine playing directly to the heart. I feel lucky that we will listen to Hersch for the first time in our country during the Istanbul Jazz Festival.


Burak Sülünbaz


Cazkolik.com / May 23, 2018, Wednesday


BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Burak Sülünbaz

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.