George Benson, Nat King Cole tribute konser turnesiyle İstanbul'a geliyor

George Benson, Nat King Cole tribute konser turnesiyle İstanbul'a geliyor

George Benson bu yıl 16. İstanbul Caz Festivali’nin son konserinde kapanışı yapacak ama Benson’ın “Nat ‘King’ Cole” ‘tribute’ temalı konserlerinin açılışını ise Mayıs ayında, Cleveland, Ohio’da ki 30. Tri-C Jazz Festival’inde yapmıştı. Burada da aynı konseri vereceğini biliyoruz. Tri-C festivalinde Cole’un 11 unutulmaz şarkısını seslendiren Benson’ın Cole diskografisinden “Mona Lisa”, “Unforgettable” ve “Nature Boy” gibi tüm evrenin bildiği şarkılar vardı, arkada yaylılardan oluşan geniş bir ekiple elbette. Hatta bu konserde Benson sahip olduğu RB ses renginin Cole’un tonuyla uyuşması için kendi tonunu biraz daha düşürdü. Sahnede Cole’un 50’li yıllarından, şarkılarından günümüze pasajlar taşıyan etkileyici bir Benson vardı.

 

Tribute konserlerinin gerisindeki güçlü vokal grubunu yöneten Inger Janie Kluger ise “Unforgettable”, “When I Fall in Love” gibi tanınmış şarkılarında da Benson’a düet olarak eşlik ediyor, en azından Amerika’da ki konserlerinde bu böyleydi, burada da aynısını mı yapacaklar bilemeyiz ama akışı değiştireceklerini sanmıyoruz. Kluger’in muhteşem bir ses tekniği ve derinliği var, düette Benson’a eşlik etmesi ortaya müzikal kalitesi çok yüksek bir düet/yorum çıkartıyor. Kluger’le birlikte yorumladıkları bölümün bitişinin ardından eline gitarını alan Benson piyano solosunda Randy Waldman’ın eşlik ettiği “Route 66”yı söyledi.

 

Benson konserlerinde Cole ile ilgili ‘tribute’ kısmı tamamladıktan sonra 70’li, 80’li yıllara, kendi şarkılarına ve müziğine dönüyor bir müddet sonra. Bu bölüm arkada string grubunun olmadığı, çift klavye, kendisinden başka ikinci bir gitar, bas ve davuldan oluşan bir müziğe dönen Benson bu bölümde de izleyiciden harika bir reaksiyon almayı başardı. Dinleyici alkışlarının dozunu artırdıkça Benson söylemeyi sürdürdü. Yorumları ve gitar soloları muhteşemdi, gözalıcıydı.

 

George Benson’ın en önemli özelliği cazda olduğu kadar soul, RB hatta popta da çok başarılı bir müzisyen, gitarist, yorumcu, şarkıcı olmasıdır.

 

Burada gerçekleşecek konserin fotoğrafını bu şekilde okurumuza sunduktan sonra söylemeliyiz ki George Benson gibi bir figürü sadece böylesi bir konserin çerçevesi içerisinde anlatamayız. Festivalin kapanışında vereceği konserin içeriğine değinmiş olmak için önceki aylarda bu kapsamda verdiği konserleri tarayıp hakkında neler söylendiğini, nasıl karşılandığını sizlere aktarmak istedik ama Benson tüm bunların çok ötesinde bir müzisyendir. Caz gitarı tarihinde yerini özellikle kendi belirlemiş bir stildir o. 66 yaşına gelen büyük müzisyen caz gitarının 20. yüzyılın başlarında yola çıkan serüveninin 60’lı yıllardan bu yana bire bir içinde olmuş, bizzat bu tarihi yazan isimlerdendir. 50’li yılların öncesinde sahnede icra edilen müziğin banjo gibi bir ritm unsuru konumunda olan caz gitarı başta Charlie Christian gibi dönüşümcü müzisyenlerin çabalarıyla 40’lı yıllardan itibaren kendi kimliğini öne çıkarmayı başarmış bir enstrümandır. Charlie Christian elindeki Gibson ES-150 gitarını öyle bir çaldı ki, zamanla gitar saksafon, trompet gibi solist enstrümana dönüştü. George Benson’da Charlie Christian ve Wes Montgomery ekolünün devamı bir müzisyendir.

 

George Benson bir Quincy Jones keşfidir dersek yanılmış olmayız. Benson 8 yaşındayken, Jones’un kendisi de henüz 18 yaşındadır. Benson 1954 yılında, henüz 11 yaşındayken üvey babasının aldığı gitarla kendi rock band’ını kurup RCA için ilk kaydını yapmıştı bile. 1962’de (yirmi yaşında bile değilken) Brother Jack McDuff’ın  grubunda çalmaya başladı. 1965’de Columbia için ilgiyle karşılanan iki albüm kaydeden bu yıllarda soul caz ve hard bop türünde içlerinde Miles Davis’in “Miles in the Sky” albümünün de olduğu muhtelif kayıtlara katılır. Benson’ın 1967’de Verve şirketine geçmesinden kısa bir süre sonra 1968’de Wes Montgomery hayatını kaybeder. Ünlü yapımcı Creed Taylor 68-69 arası Benson’la arkasında big bandlarınde olduğu kayıtlar yapar. Bu dönem ve sonrasında yaptığı çalışmalar müzik dünyasında caz gitaristi olarak önemli bir isim haline gelmesine katkıda bulunmuştur.

 

1976 yılında Warner Bros. şirketine geçen Benson bu şirket için ilk albümü “Breezing”i kaydeder. “Breezing” kariyerinin de çok önemli albümlerinden biridir. Albümden “The Masquerade” top ten listelerine kadar yükselir. Bu dönem Quincy Jones ile işbirliği yaptığı bir dönemdir ve RB, soul caz ve pop üçgeninde daha çok pop sarmalıyla örülü kayıtlardır zaten hemen ardından çok tanınan “Give Me The Night” gelir ki Türk müzikseverinde çok yakından bildiği bu parça kendisine küresel bir şöhretin yolunu da açmıştır. Sözünü ettiğimiz yıllar 1980’li yıllardır ve yine bir büyük albüm “Tenderly” gelir hemen ardından.

 

1998’de “Standing Together”, 2000’de “Absolute Benson”, 2001’de “All Blues”, 2004’te “Irrepleceable” ve 2006’da Al Jarreau ile “Givin’ It Up”ı kaydeder. Prodüktörlüğünü geçtiğimiz günlerde festival çerçevesinde S.M.V. olarak konser veren Marcus Miller’ın yaptığı albüm müziğin iki büyük ustasını yanyana getirmiştir. Çok önemli müzisyen kadrosu da eşlik eder ikiliye. Marcus Miller’ın ayrıca bas çalıp, aranjörlüğünü üstlendiği albümde Patrice Rusheen, Rex Rideout, Herbie Hancock, Stanley Clarke, Vinnie Colaiuta gibi isimlerinde olduğu geniş bir ekip kayıtlara katılır.

 

27 Temmuz’da müzikseverler sadece ünlü bir müzisyeni değil, müzik tarihinin son 50 yılına her notasıyla ruhunu vermiş gerçek bir ustayı izleyecekler.

 

Cazkolik.com / 17 Temmuz 2009, Cuma
 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.