Asım Ekren; Müzikle geçen 45 yıl

Asım Ekren; Müzikle geçen 45 yıl

Müziğin içinde geçen 45 yıl... Neresinden bakarsanız bakın, koskoca bir ömür. Sevgili Asım Abi. Asım Ekren. Bizim ülkemiz için şu bir gerçek ki, gözümüzü açtığımız anda öyle ya da böyle müziğin içine doğarız. Yine öyle ya da böyle çevremizde, ailemizde, sokakta, orda burda illa müzik duyarız, yan evden gelir müziğin sesi, yan odadan, radyodan, bahçeden, televizyondan... Bu konuda hiç de zayıf bir toplum olmadık. Geçen gün Asım Abi ile bu röpotajı yapmak için düşünürken aklıma bu ilginç değerlendirme geldi birden bire ve neden bilmem işte bizi çevreleyen tüm bu müziğin içinde tam 45 yıldır çaldıklarıyla, davuluyla, neşesi ve gülümsemesiyle, zerafeti ve içtenliğiyle, kurup dağılan grupları, yıllarını verdiği efsanevi İstanbul Gelişim Orkestrası’yla, çıkan albümleri, binlerce gece programlarda ve her yerde çaldığı müzikleriyle hep hayatımızın müzikal cümlelerinden biri oldu sevgili Asım Abi. İşte yine yeni bir grup daha kurdu genç müzisyenlerle, albüm de yayınlandı; Folkestra.

 


 

Eskiden orkestralar adeta maça hazırlanan

 

bir takım gibi hazırlanırdı konsere

 

Cazkolik: Asım Abi, konuğumuz olduğun için teşekkür ederim. Türk pop müziğine altmışlardan beri yön veren isimlerdensin, öncelikle son sıralarda neler yaptığından başlayalım mı?

 

Asım Ekren: Bu yıl müzik yaşantımın 45. yılını yaşıyorum. Geçen bu süre içinde ülkedeki hemen hemen tüm starlara kurduğum orkestralar ile stüdyo çalışmalarında ve sahne performanslarında eşlik ettim. Bu çalışmaların yanısıra yine kırk yıldır İstanbul Gelişim Orkestrası’nda Garo Mafyan, Attilla Özdemiroğlu, Uğur Başar, Selçuk Başar ile birlikte çaldım ve çalıyorum. Onbeş yıldır T.C. Kültür Bakanlığı’nın "Devlet Modern Folk Müzik Topluluğunda" pek çok önemli müzisyen ile birlikte müzik çalışmalarıma devam etmekteyim. En son olarakda bundan beş ay evvel piyanist, kompozitör Cengiz Özdemir ve bas gitarist Eylem Pelit ile birlikte modernize edilmiş Türk Halk Müziği ezgilerini enstrümantal olarak yorumladığımız "FOLKESTRA" isimli bir grup kurduk ve bu çalışmalarımızın albümünü de Ulus Müzik’ten çıkardık. Halen yaz turnesi ve konserler için provaları sürdürmekteyiz. Tüm bunlara bir de hafta sonları Kültür Okulları bünyesinde uyguladığımız "enstrüman eğitimi sertifika programları"nı eklersek sanırım "vakitsizlik sorunu" yaşadığımı söylememe gerek yok.

 

Cazkolik: Tahmin ediyorum... Yeni albüm hayırlı olsun, peki cazla ilişkinden bahsedebilir misin? Bu müziği çok sevdiğini biliyorum.

 

Asım Ekren: Aslında müzik yaşamımda kendime "caz müzisyeni" dersem başkalarına haksızlık ettiğimi düşünürüm. Zira ben hiç bir dönem maalesef bir caz müzisyeni gibi yaşayamadım ve çalamadım. Her çocuğun babasından harçlık aldığı yaşlarda benim müzikten para kazanmak zorunluğum, beni ister istemez müziğin paraya dönüştüğü ortamlarda çalmaya zorladı ve ben kendimi çocuk yaşlarda ’commercial’ müziğin içinde buldum... Bunu takip eden yıllarda ise İstanbul Gelişim ile Chigago Transit, Blood Sweat and Tears gibi o dönemin caz rock gruplarının repertuvarları ile içli dışlı bir dönem geçirdik. Bunun yanısıra Sergio Mendes, Antonio Carlos Jobim latin müzik ile tanışmama neden oldu ve bu tarz bundan sonraki müzik tarzımı belirledi. O dönemden beri de en ilgi duyduğum ve çalmaktan da en fazla zevk aldığım tarz latindir.

 

Cazkolik: Senin neslin tüm türlerde çok büyük davulcular yetiştirdi, cazda sevdiğin isimlerden, gruplardan, ekollerden bahseder misin?

 

Asım Ekren: Yerli davulculardan Volkan Öktem ve Turgut Alpbekoğlu hayran olduğum meslektaşlarım. Dinlerken gurur duyduğum müzisyenler. Çok yerli yerinde, nüanslı ve müzikal davul çalıyorlar. Blood ve Chicago dönemlerinde Boby Colomy, Daniel Seraphine hastasıydım ve taklitçisiydim. Sonra Bill Cobham enerjisi ile tanıştım ve ister istemez ben de daha sert ve tuşeli çalmaya başladım zaten. Sonra bir Steve Gadd çıktı ki ortalığa çok farklı bir lezzetle tanıştım ve uzun süre resmen fanatiği oldum... Sonrasında da malum Dave Weckle ve Vinnie Colaiuta’yı dinliyor ve dehşete düşmekten kendimi alamıyorum. Benim için hakikaten insanüstü varlıklar.

 

Cazkolik.com: Asım Abi, istersen eski yıllara dönelim, genel bir değerlendirme yapsan o günkü müzik üretimi ile bugün arasında olumlu ya da olumsuz farklar ne sence?

 

Asım Ekren: Öncelikle aşağıda anlatacağım kıyaslamalarda halen Türkiye’nin yüzakı olmuş, sanatının zirvesinde olan müzisyen arkadaşlarımı hariç tuttuğumu belirtmek isterim... Onlar  halen bizim büyük gururumuzdur ve kendilerini dinlemek ve izlemek bizler için zevktir, hatta yerine göre eğitimdir... Örneğin bugün bir Volkan Öktem’in veya bir Turgut Alp Bekoğlu’nun çaldığı davulda mesleğinde istediği kadar yıllar tüketmiş olsun her davulcunun bulacağı güzellikler mevcuttur. Bu konuda iki dönemi de yaşayan bir müzisyen olarak  kendimi son derece şanslı görüyorum. Şöyle ki; 45 yıllık müzik yaşamımda geriye dönüp baktığımda eşlik etmiş olduğum starlar ve orkestralarla hep uzun soluklu çalışmalar yapmışım. Örneğin İstanbul Gelişim Orkestrası ile 40 yıl, Ajda Pekkan ile 35 yıl, Kayahan ile 20 yıl vb. çalışmalar yapmışım ve yapmaktayım... Dolayısıyla bahsettiğim sanatçıların dün ve bugünlerini onlarla yaşamış oluyorum. Bu da bana senin sorduğun geçmiş dönemle bugün arasındaki müzik üretiminin farklarını belirlememde yardımcı oluyor. Bu gün bu sanatçılarda ve İstanbul Gelişim’de gözlediğim en önemli özellik 40 yıl önceki titizlik, disiplin ve pırıltılarını, duruşlarını hâlâ muhafaza ediyor olmaları. Bugünün (bir kaç isim dışında) pop yıldızlarında hele hele kurulan orkestralarda bunu görmek maalesef imkansız. Aynı gece aynı isim altında üç yerde bir orkestranın çalıyor olması yeni jenerasyon orkestracılığa nasıl bakıldığının açık anlatımı bence.

 

Repertuvar konularına ise girmeye sanırım hiç gerek yok. O dönem teknoloji ve iletişim bu denli gelişmemiş olmasına karşın dönemin grupları ve müzisyenleri kendilerini geliştirme adına daha amatör bir ruhla ve iştahla tüm dünya müziklerinin takipçisiydiler. Örneğin İstanbul`a kazara gelen 5-10 adet LP el altından anında meraklı müzisyenlerle buluşur ve çok kısa bir süre sonrasında da o müzisyenlerin gruplarının repertuvarlarında yer alırdı. Bu repertuvarları oluşturmak için yapılan provalarsa ayrı bir konuydu. Her konserin ayrı repertuvarı ve de provaları olurdu. Adeta maça hazırlanan takım mantığı ile hazırlanırdı gruplar konserlerine. Günümüzde kurulan gruplarda müzisyenlerin ilk sorusu "provalarda kaç para alacağız" oluyor ne yazık ki. Sanırım bu da dünün ve bugünün müziğine bakışın bir anlatımıdır.

 

Cazkolik: Söylediklerin Asım Abi tam 45 yılın birikiminden damıtılan son derece rafine ’durum tespitleri’, yukarıdaki cümleleri herkesin okuması lazım. Sanırım bir çok müzisyen, profesyonellik ile müzisyen olma arasındaki farkın ince çizgisini kaybetmiş durumda, bu yakınılması gereken hayli detaylı bir konu. Peki abi son yıllarda artık eğitimci olarak da gençlere hizmet veriyorsun, biraz bize bu yönünden bahseder misin?

 

Asım Ekren: Kültür Üniversitesi’nde başlattığımız "Enstrüman Kursları Sertifika Programları“nı ilgi olunca okul dışındaki katılımcılara da açtık. Bunu takiben diğer Kültür Okulları`nda da aynı uygulamaları yapıyoruz. Önümüzdeki yıl kendi binamızda devam etmek üzere hazırlıklarımız var. İsimlerine aşina olduğunuz müzik adamları eğitim veriyor. Tüm enstrüman ve branşlara ilginin yüksek olduğunu söyleyebilirim. Daha hayal ettiklerimizi gerçekleştirdiğimizi söyleyemeyiz ama doğru yolda gittiğimizde birgerçek.

 

Cazkolik: Sizden son olarak sitemiz için yaptığın seçimlerin dışında mini bir caz önerileri listesi alsak, hangi albümleri okurlarımıza dinlemeleri için önerirsin?

 

Asım Ekren: Kaliteli olan her müziğin içinden kendime uygun bir şeyler bulup dinlerim. Yine de latin ve latin cazın tadı başka, o yüzden sana yine bu kulvardan biriki isim ve albüm söyliyeyim istersen, mesela şimdi aklıma gelen ve son sıralarda büyük bir keyifle dinlediğim Caribbean Jazz Project var, mesela Chico Hamilton çok severim, gençlerden Arturo O’Farrill, çok yetenekli. Harika müzisyenler bunlar.

 

Cazkolik: Sevgili Asım Abi, bu söyleşi için çok teşekkür ederim. Yeni grubun ve albümün ’Folkestra’ tekrar hayırlı olsun. Umarım 2009 sizin yılınız olur.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 14 Nisan 2009, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • huseyin avni unuvar
    10 Ekim 2012 Çarşamba 12:22

    asim ekreni ve takipci muzisyenleri Cape Towna BEKLIYORUM gelin ulan hirtolar burasi aradiginiz ve yasamayi hayal ettiginiz memleket Asim beni Ayhan ( Canavar ) Caddebostan dan hatirlar F.Bahcedeki H.Ersoyun evini kiraya vermisdim Zeyneple beraberlerken Avin Emlak Bagdat caddesi Caddebostan Akbank ustu / Berc Yeremyanida bulun telim : +27824253379

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.