Fatih Erkoç ve Kerem Görsev İzmir`i salladı

Cazkolik İzmir: Öncelikli olarak İzmir’e hoş geldiniz diyoruz. Klasik bir soru olacak ama Kerem Görsev Trio ve Fatih Erkoç’un yolları nasıl kesişti?

Fatih Erkoç: 1998’de kulüp performansları ile başladık. O zamandan beri sık sık bir araya geliyoruz. Uzun zamandır istediğimiz ancak bir türlü fırsat bulamadığımız albüm çalışması "The Lady From İstanbul’’ 2009 yılında çıktı. Birlikte çalışmaktan keyif aldığımız bir albüm oldu. Şimdilerde ise daha çok konser programlarında bir araya geliyoruz ve bu konserler devam edecek.

Kerem Görsev: Birlikte çaldığımız zamanlarda Fatih’e albüm yapmamız konusunda oldukça ısrar ettim. Trombon, ud, piyano, saz, gitar neredeyse tüm enstrümanları çalan ve klasik müzik kökenli olan Fatih Erkoç ile ilgili ileriki günler için ısrar ettiğim bir çalışma daha var. O da Fatih Erkoç’un yaylı orkestraların önünde şarkı söylemesi... Fatih’in karizması, sesi ve müzik bilgisinin; Frank Sinatra, Nat King Cole, yeni jenerasyondan Harry Connick Junior, Diana Krall’dan geri kalır yanı yok. Sadece Fatih’in bestelerini 1940, 1950 ve 60’ların ruh yapısında yazıp çok iyi bir orkestra ile ortaya koymak gerekiyor. Yaylı orkestra ile çalmak deniz üzerinde yelkenliyle olmaya benziyor. Kendisi de yelkenci olan Fatih’in bu zevki tatmasını istiyorum. Müziği bilmeyene bile müziği sevdirecek tarzda çalışmalar bunlar. Ben müzik kariyerimde bunu 2 kez gerçekleştirdim. Şimdi ise hayalim New York Flarmoni Orkestrası ile çalmak. Belki insanlar bunu farklı algılayacaklar ama hayal kurmazsanız gerçekleştiremezsiniz. Bizim de hayallerimiz devam ediyor. Hayallerimizin gerçekleşmesinde sponsor bulamıyor olsak da kendi kendimizin sponsoru oluyoruz. Fatih Erkoç’un da Şubat ayında çıkacak pop albümünün caz projeleri için destek sağlayacağını düşünüyoruz ama yine de şu anki gelişmelerden, yaptığımız çalışma ve albümlerden, satışlarından memnunuz. Çok satış yapan albümün kaliteli müzik anlamına gelmediğini de biliyoruz. Nitelikli ve şahsiyetli müzik yapmanın gururunu taşıyoruz. Mesajımızı müzikle veriyor, Kağan Yıldız ve Ferit Odman’la hayatımızın en mutlu günlerini geçiriyoruz.

Cazkolik İzmir: Fatih Bey sizin son albümünüz Seher Yeli’nde yer alan türkülerden popa, poptan caza geniş bir yelpazeniz var. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fatih Erkoç: Bu benim müzikal kişiliğimi, müzik yolculuğuna çıkacak sanatçı adaylarına önermiyorum. Bir tek tarzda müzikle uğraşıp bir tek müzik enstrümanı çalmanın dünyaca ünlü bir sanatçı olmanın yolu olduğuna inanıyorum. Virtüöz olabilmeniz için saatlerce sıkı bir şekilde çalışmanız gerekiyor. Tek bir enstrümana yoğunlaşmayı; eğer bir şarkıcı ise beste yapacak kadar enstrüman çalmalarını öneriyorum. Beni bu şekilde çok yönlü olmaya karşıma çıkan nedenler itti. Müziğe udi olan babamın etkisiyle 3 yaşında Türk Sanat Müziği ile başladım. Keman çaldım konservatuar yıllarına dek. Konservatuar yıllarında klasik batı, dışarıda yaptığım çalışmalarda ise pop ve cazla ilgilendim. Flüt de çaldım, gitar da çaldım. Müzikle ilgili her çalışmaya farklı enstrümanlarla, farklı tarzlarla dahil oldum. Tabi her enstrüman farklı bir haz, farklı bir duygu ama dünya çapında bir müzisyen olmak için uygun bir yöntem değil.

Ferit Odman: Ben burada Fatih Erkoç’un mütevazi davrandığını düşünüyorum. Çoğu tromboncudan daha iyi, piyano da aynı şekilde.

Cazkolik İzmir: Birlikte çalıştığınız "The Lady From İstanbul’’ adlı albümde Fatih Erkoç’un 4 parçasını da çalıyorsunuz. Bu parçalar size neler hissettirdi, ne düşünüyorsunuz?

Kerem Görsev: Klasik Amerikan caz standardı formunda, müzik formunu taşıyan parçaları icra etmiş olduk. Zaten Fatih’in müzikal geçmişi poptan önce cazdı. Pop ve cazın yanı sıra Fatih’in öteki yüzünde de aileden gelen musiki çıkmaktadır. Stevie Wonder gırtlağında musiki söyleyen enteresan bir vokaldir. İncelenmesi gerekir diye düşünüyorum. İnsanın doğduğu yer müziğini de etkiliyor. Aslında Türkiye’de yaşadığımız zorluklar ve ikilemler var. Yurtdışında plak şirketi bulmak, oradaki işlere dahil olmak zor oluyor. Ancak Türkiye’nin de bize kattığı çeşitlilik var. Orada doğsaydık bu ruh yapısı olmayacaktı. Kafada hep bir karışıklık oluyor. Burada doğmanın da yarattığı zorluklar var. Aslında keşke ile hayat gitmiyor, yine de yurtdışındaki fırsatları denemek, zorlamak gerek.

Fatih Erkoç: Ben tercihen hareketli parçaları daha çok seviyorum. Orjinal caz standartları ve fıkır fıkır olunca bütün çalanlar eğleniyor gibi geliyor. Hızlı ritimlerde tüm grubun dahil olup eğlendiğini hissediyorum. Slow parçalarda daha çok solist zevk alıyor, çalanların eşlikçi olduğunu düşünüyorum. Caz müzikten, birlikte işler yapmaktan çok keyif alıyorum işin özeti bu aslında.

Cazkolik İzmir: Şu an Kerem Görsev’in Theraphy albümü ve Ferit Odman’ın Nommo isimli albümü en çok satan caz albümleri satış listesinde ard arda bulunuyor. Bu durum aranızda bir rekabet yaratıyor mu?

Kerem Görsev: Biz bu durumdan çok keyif alıyoruz. Rekabet söz konusu bile değil. Ferit’in yapmış olduğu albümü çok beğeniyorum. Albümünün daha iyi yerlere geleceğini biliyorum. Şu an hazırlayıp bitirdiği albümü de çok güzel, çıkınca çok güzel başarılara imza atacak. Bunu bilmek beni rekabet değil, gurur duygusuna yöneltiyor. Konserlerimizi de etkiliyor bu durum. Onun albümünün dinleyicileri konserlerimize geliyor. Konserlerin gördüğü ilgi de yeni konserleri getirmiş oluyor. Caz müzik bir kartopu gibi, çığ gibi git gide büyüyor. Hiçbir caz müzisyeni tepetaklak olmaz yavaş yavaş beklentisi düzeyinde yolunda ilerler ve hak ettiğini de bulur. Caz müziği yaptığın zaman beklentin bellidir ve çaldığın onurlu, şahsiyetli müzik seni mutlu eder.

Fatih Erkoç: Birlikte çalıştığımız insanlar iyi kalpli insanlar. Ve iyi insanlar başarılı olunca gurur duyuyorum. Çünkü bunu hak ediyorlar. Bu nedenle rekabet yerine insan seviniyor, gurur duyuyor. Hele ki genç isimlerin başarısı oldukça iyi. Ferit Odman’ın da, Kağan Yıldız’ın da konserlerde gördükleri ilgi beni çok mutlu ediyor.

Cazkolik İzmir:  Peki albümlerden bahsetmişken Kağan Yıldız’ın albümü çıkacak mı?

Kerem Görsev: 2 senedir başının etini yiyorur, albüm çıkarması için ısrar ediyorum. Ancak daha dinlettiği bir şey yok. Kağan’ın swingten çok klasik kokan bir çalışma yapacağını düşünüyorum. Şu aralar haftanın neredeyse 6 günü çalışıyor. Uygun zamanı bulduğunda, çalışması için yeterli zamanı olduğunda Kağan da albümünü yapacaktır. Caz müziği at yarışı değildir, dingin olmak gerekir. Kağan da o dinginlik içerisinde albümünü hazırlayacaktır.

Kağan Yıldız: Albüm yapmayı ben de istiyorum. Ancak acele etmek de istemiyorum. Şu an çok yoğunum ve albüm için ayırabileceğim bir zamanım da yok.  Haftanın neredeyse 6 günü müzik çalışmalarım var. Yeterli zaman ayırmam gerekiyor. Yeterli zamanı ayırabildiğim zaman, içime sinen bir şeyler ortaya çıktığında benim de albümüm çıkacak.

Cazkolik İzmir: Son olarak bizler Cazkolik.com’da internet aracılığıyla müzikseverlere ulaşıyoruz. Peki sizin internet kullanımız, sosyal medyadaki paylaşımlarınız nasıldır?

Kerem Görsev:  Benim uzun süredir www.keremgörsev.com adresli sitem var. Ferit’in ısrarları sonucu Twitter’ı kullanmaya başladım. Ancak iyi ki de ısrar etmiş diyorum. Bu sayede insanlara ulaşıyor, konserlerimizi, müziklerimizi paylaşıyoruz. Bunlar çok güzel paylaşımlar oluyor. İnterneti de, Cazkolik.com’u da takip ediyoruz.

Söyleşinin ardından İzmirlilerin yağmura rağmen doldurduğu salona geçtik ve İzmir; Fatih Erkoç (vokal), Kerem Görsev (piyano), Kağan Yıldız (kontrabas) ve Ferit Odman (davul)’ın yer aldığı muhteşem konser ile caz dolu bir gece daha yaşamış oldu.

Ekibin diğer konserlerinin 29 Ocak 2011’de Antalya, 10 Şubat 2011’de İstanbul Caddebostan Kültür Merkezi, 2 Mart 2011’de İzmit, 19 Mart 2011’de Ankara MEB Şura Salonu’nda devam edeceğini; yaz aylarında ise İzmir Açıkhava Tiyatrosu, Bodrum, Çeşme ve Marmaris’te de süreceğini şimdiden müjdeleriz.

Söyleşi: Beliz Hazan, Ceren Erdur, Yasemin Seymenoğlu
Fotoğraflar: Yasemin Seymenoğlu

Cazkolik.com / 27 Ocak 2011, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN