Buika ile çok özel bir söyleşi...

Buika ile çok özel bir söyleşi...

Dinlemekte olduğunuz parça Seal’ın Buika ile kaydettiği "You Get Me" isimli şarkısıdır.


BUIKA EXCLUSIVE 2011

Türkiye’de ilk kez konser verdiği 2009 yılından beri her geçen gün hayranları artan, albümleri en çok satanlar arasına giren Buika sadece ülkemizde değil tüm dünyada parlayan bir yıldız olarak yükseliyor.

Son albümü "El Ultimo Trago" ile Latin Grammy’lerini kucaklayan Buika, sadece flamenko ve caz şarkılarıyla değil, Seal ve Nelly Furtado gibi dünyaca ünlü pop yıldızlarıyla yaptığı düetlerle dünya listelerine girerken, içtenliğini ve şarkılarını 4 Şubat’ta bir kez daha İstanbul’a getirdi… Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda konser veren Buika ile yine sımsıcak bir sohbetimiz oldu…


Cenk Erdem: Bundan 10 yıl önce Las Vegas’ta Tina Turner’ı taklit ederek çalışırken, şimdi uluslar arası bir yıldız haline geldiniz, o günlerde hiç bu kadar başarılı olacağınızı düşünüyor muydunuz?

Buika:
Hayır uluslararası bir üne sahip olmak gibi bir derdim hiç yoktu. Las Vegas’ta harika zamanlar geçirdim ve mutluydum. 16 yaşımdan beri şarkı söylüyorum ve şimdi yaşadıklarım bir mucize gibi geliyor ama ben bunu hiçbir zaman hayal etmedim. Sadece şarkıya söylemeye hep inandım ve o zamanlarda da sahnede olduğumda tüm dünyayı unutuyordum. Her ne yaşıyorsan onu kabul etmeli ve ben de her zaman yaşadıklarımla mutlu oldum…

Cenk Erdem: Geçtiğimiz Ekim ayında Kuzey Amerika’daki ilk büyük turnenize çıkmak üzere tekrar Amerika’ya döndünüz, aslında bir şekilde rüyalarınız gerçek oldu diyebilir miyiz?

Buika:
Şimdi düşlediklerim gerçekten de çok daha fazlası, ama işinizi inanarak yapıyorsanız eninde sonunda düşlediklerimizin gerçekleşiyor… Benim düşüm müzik, albüm satışları, ya da Grammy ödülleri değil. Kendimi güzel şarkılarla düşlüyorum.

Cenk Erdem: Müziğinizi kategorize etmekten asla hoşlanmıyorsunuz ama Nelly Furtado ve Seal gibi pop yıldızlarıyla çalıştıktan sonra kendinizi gelecekte bir pop yıldızı olarak hayal eder miydiniz?

Buika:
Bazen pop yıldızlarının videolarını ya da sahne şovlarını seyrediyorum ve yaptıklarının ne kadar zor bir iş olduğunu görüyorum. Ben kendimi sahneye zıplarken ve şarkı söylerken, akrobatik hareketler yaparken sahnede alevler içinde hayal edemiyorum. Michael Jackson’ın danslarını ya da Madonna’nın sahne şovlarını düşünün. Dansçılar, ışıklar, alevler ve olağanüstü bir enerji ama aslında bu kadar görsel olmadığı halde kimi zaman piyanonun arkasında da aynı yangınlar oluyor. Kimi şarkılardaki yalnızlıklarla ya da aşkla sahnede müthiş bir enerji oluşabiliyor.

Cenk Erdem: Bir keresinde ünlü DJ David Vendetta ile çalıştınız ve her an her tür müziğe yakın hissedebilirim diyorsunuz, peki bu aralar kendinizi elektronik müziğe de yakın hissediyor musunuz?

Buika:
Aslında elektronik müziğe bayılıyorum diyebilirim. Üstelik geçen yazdan beri üzerinde çalıştığım yepyeni şarkılarım var ve bitmek üzere. Şimdilik şarkılar menajerim Mariana ile aramızda sır… Dans şarkılarıyla sürpriz yapıyor olacağım…

Cenk Erdem: Chavela Vargas’ın şarkılarını yeniden yorumladığınız albümünüz El Ultima Trago’nun Latin Grammy’lerindeki başarısından sonra, tekrar Vargas ile görüşme fırsatınız oldu mu?

Buika:
Chavela Vargas ile ilk tanışmamızda karşısında o kadar çok heyecanlandım ki, benden şarkı söylememi istediğinde neredeyse titriyordum. Benim ondan çok çekinerek şarkı söylediğimi hemen anlamıştı ama kısa süre içinde arkadaş haline geldik, haftada en az bir kez mutlaka telefonda konuşuyoruz. Ödülleri aldığımda da çok mutlu oldu. Mart ayında Meksika’ya gidiyorum ve Latin Grammy’lerini ona vereceğim. Onun şarkılarını söyleyerek bu ödülleri aldım ve bana göre bu ödüller aslında benim değil ona ait…

Cenk Erdem: Annenizin eski Gine halk şarkılarını dinleyerek büyümüşsünüz, peki siz oğlunuza neler söylerdiniz, o sizin şarkılarınızı seviyor mu?

Buika:
Çok küçük yaşlardan itibaren her konserde onu hep yanıma aldım. Hep sahne arkasında şarkılarımla büyüdü. Joel şimdi 11 yaşında ve gitar çalıyor. Gitar çalmayı öğrenirken beraber çalışıyorduk ve çok eğleniyorduk. Teknolojiyi benden çok daha iyi anlıyor ve şimdi de bana stüdyoda kayıtlarda çok yardımcı oluyor.

Cenk Erdem: Her zaman etkilendiğiniz isimler olarak Billie Holiday, Bonnie Raitt ve Nina Simone gibi büyük isimlerden bahsediyorsunuz, peki bugünün müzik arenasında sizce kimler en güçlü kadın şarkıcılar?

Buika:
Bahsettiğin isimlerden hala çok etkileniyorum. Benim kulağım kalbimde ve kalbinden şarkı söyleyen herkes beni çok etkiliyor. Açıkçası bugünün şarkıcıları arasında da  gencecik bir şarkıcının binlerce kişi karşısında şarkı söylüyor olması bende hayranlık uyandırıyor. 25 yaşında bir pop yıldızı on binlerce kişilik bir konser verdiğinde bana çok sihirli geliyor ve bunu başarabilen herkes çok güçlü hatta bir politikacıdan bile daha güçlü…

Cenk Erdem: 2009 yılında ilk kez Türkiye’de sahneye çıktığınızdan beri hayranlarınızın sayısı her geçen gün artıyor, peki siz de verdiğiniz konserlerden sonra Türkiye’deki dinleyiciye kendinizi artık daha yakın hissediyor musunuz?

Buika:
Bu beni çok heyecanlandırıyor ve Pasion Turca’dan Türkiye ile ilgili güzel haberleri alınca çok mutlu oluyorum. Ama bir yandan da ister bir şarkıcı olsun ister bir sevgili kalbimizi vermek beni korkutuyor. Kalbimiz bize lazım. Hepimiz öncelikle kendimizi sevebilirsek daha çok mutlu oluruz. Türkiye’deki seyircilere şarkı söylerken de, beni değil kendi duygularını dinlemelerini istiyorum…

Cenk Erdem: İspanyol prodüktör ve şarkı yazarı Javier Limon sizin için “Birçok farklı kaynaktan besleniyor” diyor, peki sizin için bir ilham olarak aşk nerede duruyor?

Buika:
Benim için aşk başlı başına ilham demek. Aşkın herhangi bir süse ve anlatılmaya ihtiyacı yok. Aşk bu dünyadaki yegane ilham. Ayrıca ilham kendinizde. Başarılı olmak için enerjinizi öncelikle kendinize ayırmanız gerekiyor. Güvenebileceğimiz tek kişi yine kendimiz. Enstrümanlarımızın farkına varmamız ve kendi fikirlerimizin peşine düşmemiz gerekiyor. Aynada gördüğümüzü ve yalnızlığımızı sevdiğimizde yaratıcılık başlıyor.

Cenk Erdem: Ünlü İspanyol yönetmen Almodovar, “La Piel Que Habito” filmine sizin de şarkı söyleyeceğiniz bölümler koydu, peki sinemada sırada başka projeleriniz de var mı?

Buika:
Asla iyi bir oyuncu değilim ama benim yazdığım bir şiiri erkek kardeşim Robacho bir öykü haline getirdi ve filmini çekti bile. Kardeşim 31 yaşında ve çok yetenekli bir yönetmen. Filmde 4 oyuncu rol alıyor ve ilginç bir film oldu. ”Yalnızlıktan Cehenneme” adını verdiği filmi ile benim şiirimden yola çıkarak bir film çekmiş oldu…

Cenk Erdem: İstanbul’da bir kez daha 4 Şubat tarihinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alıyor olacaksınız ve her ziyaretinizde İstanbul hakkında daha fazlasını öğrendiğinize göre, bize kendi sözcüklerinizle İstanbul’u nasıl tarif edersiniz

Buika:
İstanbul bana zamanın mucizesi gibi geliyor. Son on yılda ne kadar çok geliştiğini biliyorum ama buna rağmen eski gelenekleri sokaklarında hissediyorsunuz. Dünyanın neredeyse bütün büyük şehirlerinde ilerleme geleneği ve geçmişi öldürüyor ama İstanbul’da aynı anda geçmişi ve şimdiyi beraber yaşıyorsunuz. Bana geçmişle bağı büyüleyici geliyor.

Cenk Erdem

Cazkolik.com
/ 07 Şubat 2011, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.