Ege`nin nargile kokulu kıyılarından Yunan ve dünya müziğinin sınırlarına uzanan Imam Baildi ile konuştuk.

Ege`nin nargile kokulu kıyılarından Yunan ve dünya müziğinin sınırlarına uzanan Imam Baildi ile konuştuk.

Dinlediğiniz iki müzik Imam Baildi`nin `Cookbook` isimli yeni albümünden alınan "Argile Mou Giati Svinis" ile "Carantino Manouche" isimli çalışmalardır.


Yunan grubu Imam Baildi “Cookbook” adını verdikleri yepyeni albümleriyle nihayet geri dönüyor. Eski Yunan melodileri ile modern müzik tarzlarını birleştiren grubun kurucuları iki kardeş Orestis ve Lysandros Falireas bu kez eski şarkılardan sadece belirli kısımları almak yerine orijinal şarkıların tamamını kullanıyor ve Yunan ve Balkan müzikleriyle harmanlayarak yine daha çok dansa müsait hale getiriyorlar.

Pasion Turca’nın Türk izleyicisine 2009 yılındaki konserlerle tanıttığı Imam Baildi,Yunanistan’dan çıkan en iddialı dünya müziği gruplarından biri haline geldi bile… Yeni albümlerinde ünlü İspanyol grup Ojos de Brujo’dan Maxwell Wright, L.A hip hop gruplarından Delinquent Habits’in ünlü MC’si Ives gibi birçok ünlü isimle işbirliği yapan grup, albümlerinde ayrıca Dimitra ve Eleni Tsaligopoulou gibi ünlü Yunan kadın şarkıcılara yaptıkları remixlere de yer veriyor… The Cookbook albümleri EMI Müzik Türkiye etiketiyle henüz vitrinlere çıkarken, albüm hakkında daha çok bilgi almak üzere gruptaki küçük kardeş Lysandros ile konuşma şansı yakaladım…

Cenk Erdem


Imam Baildi: "Türkiye’deki dinleyicinin ve Yunan halkının müzikte paylaştıkları çok fazla ortak zevkleri var ve eğlenme biçimlerimiz de oldukça benziyor bu yüzden konserlerimizde dinleyici direkt olarak şarkılardaki duyguyu aldı..."

Cenk Erdem: İlk albümünüzde Yunan melodileri ve Balkan müzikleriyle alternatif bir füzyonla karşımıza çıkmıştınız, peki yeni albümünüz “Cookbook” için ne gibi tatlar eklendi?

Imam Baildi: Yeni albümümüzde de eski Yunan melodilerini yepyeni bir makyajla yeniden düzenleyerek yola çıkıyoruz. Cookbook albümündeki fark özellikle düzenlemelerde daha çok kendi tarzımızı oluşturmuş olmamız. Bununla kastettiğim özellikle remixler için kendi yazdığımız müzikleri daha çok ilave etmiş olmamız. İlk albüme oranla orijinal şarkılara daha çok kendimizi katmış oluyoruz. Örneğin 1940’ların Vasilis Tsitsanis şarkısı Akrogialies Dilina için yaptığımız düzenlemede özellikle üflemelilere ve vurmalı çalgılara baktığınızda mambo tarzında büyük orkestralar için yapılan bir düzenleme havasında oldu. Albümde kullandığımız şarkıların birçoğunda müzikler orijinal, ilk albümde olduğu gibi sample kullanmak yerine albümün açılış parçası Carantino Manouche gibi şarkıları olduğu gibi kullandık…

Cenk Erdem: Piyasaya çıkışınızda müziğinizi global pop olarak tarif ediyordunuz, ama bu albüm bana bir öncekine göre daha deneysel gibi geldi, katılıyor musunuz?

Imam Baildi: Deneysel olup olmadığına daha çok dinleyici karar verebilir. İlk albümden önce canlı performanslarımız yoktu ama 2007 yılında ilk albüm yayınlandığından beri sürekli sahnedeyiz, sadece 2010 yılında birçoğu Yunanistan’da ve bir kısmı Avrupa’da olmak üzere 100’den fazla konser verdik ve hepimiz daha iyi birer müzisyen haline geldik diyebilirim ve bu yüzden de daha çok yeni fikirler üretmeye başladık. Çoğunlukla sahnedeyken dinleyicinin yeni şarkılara nasıl reaksiyon gösterebileceğini daha iyi tahmin edebiliyorsunuz. İzleyiciden aldığımız bu enerjiden daha çok dans edilebilir şarkılar yazmaya başladık…?

Cenk Erdem: Ünlü İspanyol grubu Ojos de brujo’dan Maxwell Wright ile “La rumba no miente” şarkısında işbirliği yapmışsınız, şarkının adı “rumba yalan söylemez “ ile ne kastediliyor?

Imam Baildi: Grubumuzun Balkan müziği konusundaki uzmanları saksafoncumuz ve trompetçimiz Yiannis ve Periklis, geleneksel bir melodi bulup Balkan usulü bir rumbaya dönüştürdüler ve biz konserlerimizde çalmaya başladık. Yeni albüm için çalışmaya başladığımızda Latin rumba ritim yapısını da ekledik. Ojos de Brujo Atina’ya konsere geldiğinde tanıştığımız Max’ten şarkıya vokal eklemesini istedik. Max’in beatbox’ı flamenko rumba ile buluşturan çok farklı bir rap tarzı var ve buna Hint ritimleri de ekliyor ve şarkıyı kaydettiğinde, “yalan söylemeyen ritim“ (‘es el ritmo que no miente’) gibi bir sözle karşımıza çıktı. Rumba’nın üç farklı versiyonunu, Balkanlar’dan, Küba’dan, ve İspanya’dan alan şarkıya bu başlık iyi olur diye düşündük. Rumba yalan söylemez çünkü tüm dünyayı dans ettirir…

Cenk Erdem: Orijinali 1950’lere ait şarkınız “logia adallaxame varia” ile trip hop deniyorsunuz ve sözlerle melodi kulağa çok uyumlu geliyor, şarkının hikayesi nedir?

Imam Baildi: Şarkıda “birbirimize ağır laflar” ettik diyor ve kavga edip birbirlerine kötü laflar eden ve içleri nefretle dolan bir çiftin artık durumu tamir etmeye çalışmalarında hiçbir mana olmadığını, en iyisinin zamana bırakmak olduğunu anlatıyor. Şarkının melodisini çok sevdik ve sözler de harika çünkü çok basit sözler ama herkesin bir şekilde başına gelen bir hikaye anlatılıyor. Piyano girişine eşlik eden trip hop çok iyi oldu ve sonradan gitar melodilerini de  kaydettik.

Cenk Erdem: Şarkılarınızdan “to diko sou to marazi” disko tadı veriyor, bir müzisyen olarak disko klasiklerini sever misiniz?

Imam Baildi: Elbette severiz, bazen itiraf etmek istemeyenler olsa da herkes disko klasiklerine bayılır. Sürekli kulüplerde çalınan bazı çok tüketilmiş şarkılar hariç, disko ve funk müziklerinden çok iyi şarkılar var. Bu şarkıyı yaparken de çok eğlendik ve sahnede de bizi eğlendiriyor. Sanırım, dinleyiciye de Imam Baildi’dan bir anda disko şarkısı duymak küçük bir sürpriz oluyor ama sonunda kendilerini dans ederken buluyorlar…

Cenk Erdem: Albümde “Thlipsi” adlı şarkınızda eski bir Porto Riko melodisi kullanılıyor, daha sonraki çalışmalarınızda da Latin tatları duymaya devam edecek miyiz?

Imam Baildi: ‘Thlipsi’, ‘Akrogialies Dilina’ ve ‘La Rumba No Miente’ şarkılarında Latin öğelerden çok fazla yararlandık. Genel olarak Latin müzikleri, Yunan melodileri ile çok yakışıyor dolayısıyla bundan sonra yapacağımız müziklerde de kesinlikle Latin öğeler olacak. Hele sahnede üflemeliler ve vurmalılarla harika oluyor, özellikle Periklis trompetinde Latin ve Balkan karışımlarına bayılıyor…

Cenk Erdem: Yeni albümünüz “Cookbook” daha önce ünlü şarkıcı Eleni Tsaligopoulou için yaptığınız remix çalışmasına da yer veriyor, sırada yine ünlü isimler için yaptığınız remix çalışmaları var mı?

Imam Baildi: Orijinali İzmir’den bir şarkı olan ‘Ta paidia tis geitonias sou’ için 2009 yılında ‘Best Of’ albümüne koyması için Eleni’ye remix yapmıştık sonra albümümüze de koymaya karar verdik. Aynı şekilde Dimitra Galani’nin ‘Pixel’ albümüne koyduğu orijinali bir Balkan şarkısı olan ve remix yaptığımız şarkısı ‘Hartina’ya da albümde yer verdik. İster remix olsun ister yeni şarkılar olsun, ünlü şarkıcılarla çalışmak çok keyifli, ilerde böyle çalışmaları daha çok yapmak istiyoruz. Bir Türk şarkıcı ile de böyle bir çalışma yapmayı çok isteriz, bir fikrin varsa haberimiz olsun!...

Cenk Erdem: Bu albümde dikkat çeken bir başka işbirliği Los Angeles’ın hip hop gruplarından Delinquent Habits’ten Ives’in yaptığı raplerle olmuş, peki nasıl bir araya geldiniz?

Imam Baildi: Delinquent Habits’in Atina konserini duyduğumuzda, Ives’in sonradan Busco Ritmo adını verdiğimiz şarkımızda MC olması için teklif götürmeyi çoktan planlamıştık. Sorunumuz aynı gece bizim de konserimizin olmasıydı, neyse ki konser alanları yakındı. Dimitra Galani ve Eleni Tsaligopoulou ile sahnedeydik, konserde bizim çalmadığımız 30 dakikalık bir bölüm vardı ve o bölüm geldiğinde hemen diğer konsere koştuk ve tam onlar arabalarına binip ayrılmadan yakaladık. Hızlıca konuştuk, e-mail değiş tokuşu yaptık ve sonra vokalleri Amerika’da kaydettik.

Cenk Erdem: 2009 yılında iki ayrı konser için Çeşme ve İstanbul’a gelmiştiniz, Türkiye’deki seyircinin müziklerinize tepkisi nasıldı?

Imam Baildi: Gerçekleştirdiğimiz en iyi konserlerden ikisiydi. Türkiye’deki dinleyicinin ve Yunan halkının müzikte paylaştıkları çok fazla ortak zevkleri var ve eğlenme biçimlerimiz de oldukça benziyor bu yüzden konserlerimizde dinleyici direkt olarak şarkılardaki duyguyu aldı ve dans etmeye başladı. Bizi gelip izleyen herkese teşekkür etmek istiyorum.En kısa zamanda yeniden gelmek isteriz.

Cenk Erdem: Yeni albümünüzde orijinali 1935 yılına ait nargile üzerine yazılmış enteresan bir şarkınız var, bu şarkının hikayesini paylaşır mısınız?

Imam Baildi: Nargile içmekten keyif alan bir kızın hikayesi anlatılıyor. Ancak ne zaman içmek istese, nargile sönüyor. Kız bunun erkek arkadaşının artık ondan hoşlanmadığına işaret olduğunu düşünüyor. Bu fikre nasıl kapılıyor hiç sormayın, nargile içerken aklı başından gidiyor. Bu bir İzmir şarkısı ve Eleni Tsaligopoulou’dan şarkıyı söylemesini istedik 1935 yılında kaydedilen orijinal buzuki melodisini de kullandık ve şarkıya geleceğin en iyi Yunan MC’lerinden biri olarak ayrıca Eisvoleas eşlik ediyor…

Cenk Erdem: Şarkınız “Hasaposerviko” yüksek tempo üzerine geleneksel bir Yunan dans şarkısı sunuyor, peki siz dans etmeyi seviyor musunuz?

Imam Baildi: Elbette seviyoruz, bu geleneğimizin bir parçası ve Yunanistan’la birlikte, Türkiye ve Balkan ülkelerinin de geleneği. Ama dürüst olmak gerekirse, dans etmekten daha çok sevdiğimiz, konserlerimizde insanların dans ettiğini görmek.Kısa bir süre içinde yeniden Türkiye’ye gelmeyi diliyoruz ve geçen sefer olduğu gibi harika bir eğlencemiz olacak…

Cenk Erdem
Cazkolik.com
/ 03 Mayıs 2011, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.