Caz dünyasının büyük ustalarıyla kaydettiği albümlerle dinleyenleri hayran bırakan flamenko gitarın tanrısı Paco de Lucia yeni albümünün dünya turnesi kapsamında 29 Kasım akşamı İş Sanat sahnesinde çalacak...

Caz dünyasının büyük ustalarıyla kaydettiği albümlerle dinleyenleri hayran bırakan flamenko gitarın tanrısı Paco de Lucia yeni albümünün dünya turnesi kapsamında 29 Kasım akşamı İş Sanat sahnesinde çalacak...

Dinlemeye başladığınız müzik Paco De Lucia`nın son albümünden alınan Patio Custodio`dur.


Flamenkonun efsane gitaristi Paco De Lucia ile çok özel...

Flamenko’ya ismini altın harflerle yazdıran efsane gitarist Paco de Lucia flamenko ateşini 29 Kasım`da uzun bir aradan sonra tekrar yakmaya hazırlanıyor. İş Sanat`ta vereceği konserle İstanbul`daki hayranlarıyla yeniden buluşacak sanatçı 2011 Dünya Turnesi kapsamında geliyor.
 
Dünyadaki tüm gitaristlerin imrendiği ve takip ettiği Paco de Lucia, yeni şarkıları ile çıktığı 2011 dünya turnesine tüm hızıyla devam ederken ayrıca bir yandan yeni bir albümün de kayıtlarını sürdürüyor, efsane gitarist 29 Kasım`da, İş Sanat`ta olacak efsane ile büyüleyici kariyeri, flamenko tutkusu, günlük yaşantısı, ailesi ve Türkiye’deki izleyici hakkında konuştuk.

Cenk Erdem


Paco De Lucia: Flamenko grupları için hiç

alışılmadık enstrümanlar kullanmaya

başladığımda bazıları beni hain ilan ettiler...

Cenk Erdem: Tüm tecrübelerinizle artık yaşayan bir efsane olarak kabul edilmek nasıl bir duygu?

Paco De Lucia: Bana bu şekilde bir yakıştırma yaptığınız için teşekkür ederim. Bugün tüm emeklerimin başarıyla sonuçlandığına şahit olmak benim için bir ayrıcalık. Yapmak istediğim geleneksel flamenkoyu modern dünyaya taşımaktı. Şimdi gördüğüm flamenkonun modern müzikler arasında kendine bir yer bulduğu ve saygı gördüğü. Artık turistler için yapılan şovlarda kalan ya da müzelik bir müzik olarak unutulan değil, yine hayatın içinde…

Cenk Erdem: Siz kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

Paco de Lucia: Ben bir flamenko gitaristiyim ve hep öyle kalacağım. Caz ya da pop gibi başka türlerin iyi müzisyenleriyle çalmış olmama rağmen ben kendimi bir flamenko müzisyeni olarak görüyorum. Diğerlerinden doğaçlamada olduğu gibi çok öğrendiğim doğru ama asla bir caz müzisyeni olmaya kalkışmıyorum.

Cenk Erdem: Çok küçük yaşlarda gitar çalmaya başlamışsınız, bu iyi bir gitarist olmak için şart koşullardan biri mi?

Paco De Lucia: Şart bir koşul mu bilemem. Benim gitar çalmaya başladığım yıldan çok daha geç yaşta başlayan çok iyi gitaristler biliyorum. Bununla beraber iyi bir müzisyen olmak için çok sıkı çalışmak gerekiyor ve ne kadar erken başlarsanız , o kadar iyi olur.

Cenk Erdem: Flamenkoda flamenkoyu caz ve klasik müzik gibi diğer türlerle bir araya getiren çok önemli bir figürsünüz, bu durumda siz “kendi flamenkonuzu “yapıyorsunuz diyebilir miyiz?

Paco De Lucia: Flamenko grupları için hiç alışılmadık enstrümanlar kullanmaya başladığımda bazıları beni hain ilan ettiler. Ancak bütün istediğim bir anlamda müziği kelepçelerinden kurtarmaktı. ”Benim flamenkom” demeyi tercih etmem ki doğru da olmaz. Benim müziğimdeki Flamenkonun yüreği, tutkusu ve duyguları aynı, ben sadece ifade etmek başka yeni yollar kullanıyorum.

Cenk Erdem: Günlük hayatınızda kimleri dinlemekten keyif alıyorsunuz, özellikle dinlemeyi sevdiğiniz bir müzisyen var mı?

Paco De Lucia: Grubumdaki genç müzisyenlerden dolayı yeni müzikleri çok duyuyorum. Hepsinin kendilerine ait farklı farklı projeleri var ve bana bol bol dinletiyorlar.

Cenk Erdem: Chick Chorea, John McLaughlin, Larry Coryell gibi ünlü müzisyenlerle yaptığınız çalışmalar çok övülüyor, ancak bir pop yıldızı ile işbirliği yapacak olsaydınız, kiminle çalışmayı isterdiniz?

Paco De Lucia: Belki, Sting olabilirdi. Aslında bu sorunun cevabını pek bilmiyorum, biraz koşullara bağlı. Öncelikle sunulan herhangi bir projeyi beğenmem gerekiyor.

Cenk Erdem: Günlük hayatınıza tekrar dönecek olursak , müzik dışında nelerden zevk alıyorsunuz?

Paco De Lucia: Dürüst olmam gerekirse, şu an hayattan büyük keyif alıyorum. Artık 60’larımdayım ve en çok ailemle evde olduğum ve hiçbirşey yapmadığım zamanlar mutlu oluyorum. Hala çok seyahat ediyorum ve ailemi de mümkün olduğu kadar yanıma alıyorum. Yazları Meksika’da çok zaman geçiriyorum. Daha önceki yıllara oranla çok daha fazla seyahat ettiğim ülkeleri öğrenmek , tanımak için zaman ayırıyorum. Seyahat ettiğim zamanlarda konserler arasında daha çok zaman bırakarak gittiğim ülkelerin müzelerini ve değişik mekanlarını görmeye çalışıyorum.

Cenk Erdem: İlk olarak 1973 yılında "Fuente y Caudal" albümünüzü yayınladığınızda ünlenmiştiniz ve şarkınız "Entre dos Aguas" çok meşhur olmuştu, son olarak Vicky Barcelona Cristina filminde şarkınız yine gündeme geldi, bu şarkı için kariyerinizin en büyük şarkısı diyebilir miyiz?

Paco De Lucia: Aslında, belki de evet…Hala bu şarkıyı grubumla çalıyorum ve çok seviyorum. Hala her şarkıda farklı yenilikler yaratarak çalmayı seviyorum, notası notasına her şarkımı olduğu gibi tekrar ediyor olmak sıkıcı olurdu.

Cenk Erdem: Daha önce de birçok kez Türkiye’deki izleyicinin karşısına çıktınız, sizce Türkiye’de izleyicinin flamenkoya ilgisi nasıl?

Paco De Lucia: Türkiye’de insanlar anlatıldığı gibi çok sıcakkanlı ve misafirperver bu beni çok mutlu ediyor. İstanbul’da yine çok sıcak bir izleyici ile karşılaşacağımdan eminim. Türkiye’de izleyici flamenko için heyecan duyan bir izleyici bu yüzden çok keyifli konserler oluyor.

Cenk Erdem
http://twitter.com/#!/thecenkerdem

Cazkolik.com / 28 Kasım 2011, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.