Yinon Muallem son albümü Nefes`te rast makamında etnik caz yaparken hayatındaki değişimleri de anlatıyor.

Yinon Muallem son albümü Nefes`te rast makamında etnik caz yaparken hayatındaki değişimleri de anlatıyor.

Dinlemekte olduğunuz parça bizim Cazkolik olarak albümden en beğendiğimiz çalışmalardan Rast`tır.


Yinon Muallem`in Nefes albümünü dinlediğimizden beri mutlaka yapmamız lazım dediğimiz söyleşilerden biri oldu birazdan aşağıda okuyacaklarınız. Söyleşiyi yaparken Yinon`un hayatına ilişkin bir dizi değişimi ve bu değişimlerin müziğinin içindeki kodlarını, bu kodların yansımalarını bir bir keşfettik birlikte konuşurken. Bu sayede albüm üzerine söyleşilerin ne denli önemli olduğunu bir kez daha farkettik böylece, bir cümlede geçen detayın o parçayla nasıl ilişkilendirilebileceğini anladık. Detayların müziklerin ruhundaki ifadeye nasıl katkı yaptıklarını anladık ve umarız siz de okurken bizimle aynı keşfetme heyecanını yaşarsınız.

Cazkolik.com


Nefes - Breath isimli albümünü kaydetme sürecinde

bir yandan oğlu Jan`ın doğumunu yaşayan Yinon

Muallem eşi ve çocuğuyla bir Nefes`te buluşan albüm

sürecini anlattı.

Cazkolik: Nefes - Breath... Öncelikle isminden başlayalım. Nefes ismi hem Ortadoğu`da hem de Ortadoğunun bütün dinlerinde aynı zamanda Can’la ilgili, insanın varlığıyla ilgili ruhanî bir anlam taşıyor. Bir de galiba ritm olarak da bir anlamı var. Böyle bir tespitte bulunsam doğru olur mu ya da senin esas koymak istediğin anlam neydi?

Yinon Muallem: Aslında o benim ilk parçanın ismi.

Cazkolik: Eşine yazdın sanırım...

Yinon Muallem: Evet. O aslında benim ve eşimin hikayesi. İki can, farklı kültürden iki insan bir araya geliyor ve aşık oluyor. Bir de Nefes dememin sebebi eşim hamile oldu ve ben erkek olarak, arkadaşı olarak nefes al, rahat ol diyorum. Yani bebek onun içinde, bedeninde oturuyor ve mucize yaratıyor. Ben de diyorum ki rahat ol, korkma. Bazı korkular vardır ya hani, iki insan birbirimize ilk olarak... Bizim tarafta ekstra bir şey daha var. Ben İsrailliyim ve Yahudiyim, o Türk ve Müslüman. Bizim için biraz daha zor oldu. Tabi dediğim gibi Nefes çok temel bizim vücudumuzda ve hayatta, ve yogada...

Cazkolik: Bir de hayatın ritmini veren bir şey. Ordaki sözleri biz anlamıyoruz tabii. Ne diyor parçada?

Yinon Muallem: Aslında iki kaybeden ruh... Kaybeden derken, iki insan bir hayat yaşıyoruz. Aslında yalnızız. İki yalnız ruh bir araya geliyor, tanışıyor, sonra bazı korkular çıkıyor. Nasıl olacak, yapabilir miyiz, bereber olabilir miyiz... Bana bebekle bakabilir misin? Ben diyorum rahat ol. Nefes al, şarkının sonu pozitif daha iyimser. O görüyor ki biz beraber yapabiliriz... İşte böyle bir şeyler...

Cazkolik: Gayet iyi anlıyorum... Çok güzel bir albüm özellikle ilk parça ve 9. parça Rast müthiş, bayıldım.

Yinon Muallem: Bu iki parça benim eşim ve oğlum için yazdığım bir şarkı. Bunun hikayesi de enteresan. Bizim oğlumuzun ismi Jan. Ama orta isim Rast. Rast makamı. Önce rast ismini verdik, sonra düşündük. Çünkü bu arada İsrail`e gittik, iki sene orda yaşadık. Ama dedik ki Rast güzel bir isim ama sadece müzisyenler anlayacak. İsrail`e de gelip gidecek diğer insanlar ve çocuklara garip gelecek. Dedik Jan olsun. Aslında Jan daha Avrupai bir isim. Bizim can gibi değil de Jan diyor herkes.

Cazkolik: Haklısın, bu iki ismin böyle çiftli kullanımı var, doğru ama bu Rast’ın melodisi muhteşem. Tam bir film müziği melodisi, dramatik yapısı enfes. Belgesel film gibi bir yerlerde kullanıldı mı?

Yinon Muallem: Aslında ben bu besteyi içimden yaptım ama kullanılmadı...

Cazkolik: Bence kaçırmazlar...

Yinon Muallem: Evet, belki daha sonra olur, çünkü albüm yeni çıktı...

Cazkolik: Evet, onu özellikle vurgulamak istedim. Çünkü melodi son sıralarda rastladığım en çarpıcı müziklerden. Final duygusu var müzikte.

Yinon Muallem: Aslında iki versiyonu var. Bir tane stüdyoda yaptım. Bir de evde oğlumla. Son parça...

Cazkolik: Orada duyduğumuz Jan’ın sesi mi

Yinon Muallem: Evet, çünkü bu beste yapılırken Dilek hamileydi, beste de kalimbaydı ama stüdyoya girerken kalimbayla olmadı, ud vs. gibi doğal enstrümanla yaptım. Sonra istedim ki doğal fikir gibi de kayıt yapayım. O yüzden iki versiyon oldu.

Cazkolik: Harika... Peki Can şimdi kaç yaşında?

Yinon Muallem: Üç...

Cazkolik: Maşallah... Artık burada mı yaşıyorsunuz yoksa gidip gelmeli mi?

Yinon Muallem: Burada yaşıyoruz.

Cazkolik: Yani evi işi filan kurdunuz artık burada...

Yinon Muallem: Eşim çalışıyor. Ben de hem müzik ham de İsrail Kültür Ateşesi’yim burada.

Cazkolik: Onu duymuştum. Bir müzisyenin kültür ataşesi olması çok isabetli olmuş...

Yinon Muallem: Evet...

Cazkolik: Belki konserler filan bir takım şeyler olur zamanla. İsrailli müzisyenlerin gelmesi gitmesi filan, zaten oluyor ya, belki daha sık ne biliyim...

Yinon Muallem: Tabii, dediğin gibi her zaman oluyor aslında. Ben böyle şeyler seviyorum. Müzisyenler ve ülkeler arasında karşılıklı işbirliği...

Cazkolik: En son, yani ben kendim konuştuğum için biliyorum. Avishai Cohen`le biz Lütfi Kırdar konseri öncesinde bir söyleşi yapmıştık. Peki, yeniden albüme gelelim... Pek çok vurmalı enstrüman kullanıyorsun ama ortadoğu coğrafyasının ortak enstrümanı Def-Bendir... Yahudi, Müslüman, Hıristiyan hepimizin ortak müzik aleti.

Yinon Muallem: Def, bendir... Aslında tüm kültürlerde var. Sadece isimleri farklı. İtalya da, İrlanda da...

Cazkolik: Onlarda da var mı? Daha farklı boyut ve seslerde o zaman...

Yinon Muallem: Tabii. Bazen zil ile bazen farklı deriyle.

Cazkolik: Ama benim kastettiğim o sesin Mezapotamya coğrafyasında ortak bir duygusu ve soundu var.

Yinon Muallem: Doğru...

Cazkolik: Albümünde dikkatimi çeken bir parça daha var. Sound of Rhythm tam bir Hint...

Yinon Muallem: Doğru.

Cazkolik: Oranın müzikal problemlerine de kafa yoruyorsun anladığım. Zakir Hussain’in tarzı vurmalı duyar gibi oldum, müzikal coğrafyanı oralara kadar genişletiyorsun diyebilir miyiz?

Yinon Muallem: Evet ben 2005 yılında Güney Hindistan’a gitmiştim. Aslında Kanjira aletini öğrenmek istiyordum, küçü def gibi bir şey, Güney Hindistan`ın geleneksel aleti. Çenay şehrine gittim, orda kaldım ve çok etkilendim. Hem gezdim, hem öğrendim hem konserlere gittim. Sonra ustalarımı İstanbul`a çağırdım. Burda çok güzel bir proje yaptık CRR`de Üsküdar Bombay projesi. Tabi benim müziğim oralardan da etkileniyor. Bu spesifik bir parça. Ritmin sesi...

Cazkolik: Albümün tamamından da farklı bir çalışma olmuş...

Yinon Muallem: Önce sadece perküsyonla besteledim, sonra dedim ki melodi hoş olabilir. Genellikle besteci önce melodiyi buluyor. Sonra ritm ekliyor. Ben önce ritmi buldum, sonra melodiyi ekledim.

Cazkolik: Peki Hint ritmlerindeki fark ne?

Yinon Muallem: Hindistan müzik ve ritm ile ilgili çok özel bir ülke. Fark ne mi? Mesela birisi tabla ya da Kanjira çalıyor di mi, adam bu kültürün içinde çalarak doğuyor. Romanlar gibi. Babadan öğreniyorlar ve bütün hayat bu ritmle, bu duyguyla gidiyor. Bizde olsun, batıda o kadar derin değil. Ben perküsyon çalıyorum iyi çalıyorum ama farklı şeyler. Hem atmosfer hem bakış çok farklı.

Cazkolik: Bunu şöyle diyebilir miyiz? Bizden itibaren doğuya doğru olan müziklerde duygusal ve anlık yaklaşım var, batı müziklerinde aritmetik kompozisyonlar ağırlıklıdır...

Yinon Muallem: Hintlilerde de aritmetik var ama sistemleri farklı. O yüzden batıdan çok müzisyen oraya gidiyor. Gitme ihtiyacı hissediyor...

Cazkolik: Batının Hint müziklerine ilgisi elli yıldan fazladır hiç azalmadı, hala orada beslenmeyi sürdürüyorlar, haklısın... Peki albümde kimlerle çaldın?

Yinon Muallem: Öncelikle kendi grubum ve Cenk Erdoğan vardı...

Cazkolik: Zaten onun stüdyosunda kaydettiniz değil mi?

Yinon Muallem: Evet, hem de Sinan Cem Eroğlu kaval ve kopuz. Kendi gurubumdan bir de iyi dostlar ve bir de udda Sevin Koytak vardı. Hakan Gürbüz ise bastaydı. Elbette sevgili Sumru Ağıryürüyen’le beraber. Biz Sumru ile beş veya altı senedir çalışıyoruz. Tabii misafir sanatçılar da var Fransa`dan.

Cazkolik: On the Mountain’deki kaval ve flüt kim çaldı?

Yinon Muallem: Sinan Cem Eroğlu

Cazkolik: Peki ordaki fısıltılar Sumru`ya mı ait?

Yinon Muallem: Vokal mi, evet Sumru’nun.

Cazkolik: Mesela o parça da çok ilginç. Kaval flüt, ordaki arka sesler hep böyle bir dağda rüzgarın uçuşurkenki seslerini çağrıştırıyor.

Yinon Muallem: İyi görüyorsun sen bunları herkes anlamıyor valla...

Cazkolik: Ben hep müzikle görsellik arasında bağ kurmaya çalışırım belki onun içindir ama müzisyene de sorarım doğru mu değil mi diye. Onun için merak ettim...

Yinon Muallem: Aslında bu parçayı Tanju Duru’nun anısına yaptım.

Cazkolik: Öyle mi, bilmiyordum...

Yinon Muallem: O benim arkadaşımdı.

Cazkolik: Albümde yazdın mı?

Yinon Muallem: Albüme yazmadım. Tanjuyla bayağı bir yol yaptık. Üçüncü albümü kaydettik beraber. Kaçkarlar seyahatine çıktık. Sonra Tanju’yu kaybettik. Ben İsrail`de düğün partimdeyken Tanju`yu kaybettiğimiz haberini aldık. Bu parça onun anısınadır... Ama sen dedin ya dağda rüzgar filan. İşte tam bu.. Önceden ne isim vermiştim biliyor musun; Anadolu Esintisi...

Cazkolik: On The Mountain daha iyi olmu. peki şimdi nasıl gidiyor albüm çalışmaları? Yeni çıktı konserler?

Yinon Muallem: Evet, yeni çıktı ama beş altı ay kadar da oldu. Konserler vardı. Son Mask’ta çaldık. Şimdi Nisan ya da Mayısta Kadıköy Oyun Atölyesi’nde olacağız.

Cazkolik: Ankara Caz Festivali temasını bu yıl ritme ayırmıştı orada bir konser verme durumu olmamış mıydı?

Yinon Muallem: Belki seneye olabilir.

Cazkolik: Sevgili Yinon Muallem, bu içten söyleşi ve cevapların için çok teşekkür ediyoruz. sayenede albümle ilgili müziklerin ötesine geçen bir dolu şey öğrendik.

Cazkolik.com / 27 Şubat 2012, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.