Borusan konseri merakla beklenen Markus Stockhausen ile arkadaşımız Okan Aydın konuştu.

Borusan konseri merakla beklenen Markus Stockhausen ile arkadaşımız Okan Aydın konuştu.

Dinlediğiniz müzik sanatçının 2008 tarihli albümü Abendglühen`den seçtiğimiz Aus Der Tlefe isimli çalışmadır.


Markus Stockhausen ile ilgili rastladığınız her bir cümlenin önünde öncelikle babası, büyük besteci Karlheinz Stockhausen`e dair bir nota rastlasanız dahi Markus Stockhausen babasının gölgesinin derinliğinden ayrılalı çok olmuş ama bir anlamda müziğe babasının bıraktığı yerden devam ettiği kesin. Özellikle sezgisel müzik, doğaçlama müzik kavramlarında uzun yıllardır çok sayıda albüme imza atan Markus Stockhausen 8 Mart akşamı Borusan Müzikevi`nde konser verecek. Bu çok önemli sanatçıyla konuşmak ve bizi Borusan konserinde nelerin beklediğine dair söyleceklerini öğrenmek, çalışmalarındaki son durumu bizzat kendisinden dinlemek istedik. Bu açıdan, aşağıda okuyacağınız söyleşiyi Cazkolik için yapan yazarımız ve arkadaşımız sevgili Okan Aydın`a çok teşekkür ediyoruz. Sevgili Okan, Markus`un müziğini yakından takip eden biri olarak bu önemli söyleşinin ortaya çıkmasını sağladı.


Markus Stockhausen: "Eserlerimde bestelenmiş

müzikle doğaçlama müziği bir arada kullanmayı

seviyorum..."

Okan Aydın: Besteci ve doğaçlama müzik yapan biri ve özellikle de solist olarak uzun yıllar Moving Sounds, Klangvisionen, Inside Out, MAP gibi farklı grupların içinde yer alıp birer parçası oldunuz, kendinizi bu projelere nasıl adapte ediyordunuz ve bu çalışmalarda sizin kendi müzikal kimliğinizin farklı yanlarını ortaya çıkaran ve kendinizi daha kolay ifade etmenizi sağlayan şeyler nelerdi?

Markus Stockhausen: Her projenin farklı bir enerjisi var. Benim için her bir grubun kökeni grup üyelerinin kişilikleri ve müzikal kimlikleriyle ilgilidir. Her zaman içimizden biri çıkıp ‘hadi gelin bir şeyler çalalım’ der. Kendimi farklı yollarla ifade etmeye çalışmaktan, zorlamaktan hoşlanırım. Her grubun ulaştığı zirveler var, bu zirvelerin kimi sadece bir kaç yıl yıl sürer, kimi ise bizim Lichtblick Trio gibi 10 yılı aşar, bu tamamen müzisyenlerin müzikal gelişimi ve enerjilerini yenilemesiyle alakalı bir şeydir.

Okan Aydın: İstanbul konserinde piyanoda Comisso, davulda ise Thome ile trio formatında çalacaksınız ve bu ekiple 2005 ve 2007’de kaydedilmiş iki albümünüz var, peki, dinleyicileriniz sizden yeni bir şeyler dinleme imkanı olacak mı ve bu trio ile yakında yeni bir albüm haberiniz var mı?

Markus Stockhausen: Şu an planladığımız yeni bir şey yok ama geçen yıl küçük bir İtalyan firmasından Angelo Comisso’nun Stabat Mater adını verdiği albümünü yayınladık. Caz üçlüsü ve bir kadın sesi! Oldukça güzel bir müzik! Konserlerimizde doğaçlama bölümler her sefer çok farklı oluyor ve bunların yeni ya da eski kompozisyonlar olması bizim için çok da önemli değil.

Okan Aydın: Genel anlamda merak ettiğim şey bestelenmiş müzikle tam karşısında duran doğaçlama müzik arasındaki dengeyi nasıl sağladığınız, özellikle de ‘Besteci’ ve ‘Solist’ kimliklerinizi ayrı ayrı düşünürsek, farklı fikirleriniz oluyor mu?

Markus Stockhausen: Doğrusu ben her iki yaklaşımın da tadını çıkarıyorum. Daha yeni 3 solistli, caz davullu ve arkasında senfoni orkestrası olan The Awakening Heart isimli büyük bir besteyi tamamladım. Prömiyeri 27 Martta Hamburg Senfoni Orkestrasıyla olacak. Tekrarlamam gerekirse, bu son büyük eserimde olduğu gibi bestelenmiş malzemeyle doğaçlama müziği birlikte kullanmayı seviyorum. Daha doğrusu, bunu heyecan verici buluyorum. Bu benim hayatımdaki müzikal deneyimlerin bir sentezi gibi. Çok uzun bir süre gruplarımda tamamen doğaçlama müzik vardı. Bu dönem hepsi fantastik müzisyenlerle oldukça üst seviyede yaptığım Electric Treasures albümümle bir şekilde sona erdi. Oldukça heyecan vericiydi ama artık yeterli olduğuna inanıyorum. Şimdi doğaçlama müzikle bestelenmiş malzemeyi bir arada kullanıyorum.

Okan Aydın: Siz aynı zamanda hem bir eğitmensiniz hem de ‘Sezgisel Müzik’ konusunda seminerler veriyorsunuz. Bu sanırım babanızın kullandığı bir tabirdi. Bunu bize kısaca açıklamanız mümkün mü?

Markus Stockhausen: Ben bu tabiri kesinlikle icra edilen doğaçlama müzik bağlamında kullanıyorum. Shaneye çıkmadan önce hiç bir angajman yok, sadece iç konsantrasyon ve dinleme... Bu konudaki görüşlerimi www.intuitive-music-and-more.com sitemde detaylı olarak açıklıyorum, orada her bir yanıtı bulabilirsiniz. Şu sıralar bu konuda yani ‘Sezgisel Müzik’ konusunda çok güzel iki albüm çıkıyor, Hollandalı müzisyenler Beam ki şu sıralar çıkmış olması lazım (Cazkolik notu: Bu albümde Markus Stockhausen’in kendisi de var!), bir diğeri de Wergo Records’dan çıkacak olan Spaces And Spheres. O da Mayıs’ta çıkmış olur.

Okan Aydın: Cevaplarınız için çok teşekkür ederim.

Markus Stockhausen: Müziğime gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. (www.markusstockhausen.de)

Okan Aydın
okanokan@yahoo.com
fasitdaire.blogspot.com
twitter.com/fasitdaire

Cazkolik.com / 07 Mart 2013, Perşembe

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.