Kalima egzotik melodilerin ritmleriyle oynamayı seven üç kadın ve hepimiz hırslı birer gezginiz.

Kalima egzotik melodilerin ritmleriyle oynamayı seven üç kadın ve hepimiz hırslı birer gezginiz.

Bu albümü Jazz Music Shopping Club`tan hemen satın almak için lütfen bu satıra tıklayın.


Dinlediğiniz şarkı albümden seçtiğimiz ve albüme adını veren Everything Within`dir.


Kalima`nın ikinci albümü "Everything Within"e dair...

2010’daki çıkış albümüyle uluslararası ilgi uyandıran, Tremplin Jazz d’Avignon Festivali’nde seyirci özel ödülü alan Kalima kendi özgün ve yaratıcı tarzını belirginleştirmeye yeni albümünde de devam ediyor.
Oldukça melodik çizgilerin, dinamik ve ritmik anların kesiştiği, modern caz ile imgesel halk müziği arasında gidip gelen “Everything Within” albümünde de şiirselliğini bir kez daha ortaya koyarak seyirciyi özgün ve ahenkli ruh haline sürüklüyor. Alman Neuklang plak şirketi tarafından piyasaya sürülen Everything Within, Eylül 2012`′de Almanya’da Ludwigsburg’ta ünlü Bauer stüdyolarında üç gün süren sıkı çalışma sonunda kaydedildi. Sascha Ley ve Laia Genc’in dokuz bestesinin yanısıra albümde Mongo Santamaria’nın Afro Blue’su ile Charlie Mariano ve Prabha Atre’den de bazı parçalar Kalima yorumuyla revize edildi. Bu yeni çalışmada perküsyoncu Ramesh Shotham da konuk müzisyen olarak iki şarkıda üçlüye eşlik ediyor.

Sizler için Kalima grubunun (Sacha Ley vokal, Laia Genc piyano, Anne Kaftan soprano saksofon & bas klarinet) geçen, yani Mart 2013’te çıkan ikinci albümü Everything Withhin üzerine Sascha Ley ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sunuyoruz.


Sascha Ley: "Müziğimizde mesajdan çok

hedeflerimiz var. Dinleyicilerimize özel ve güzel

şeylerle ilham vermek. Bu üçümüzün de ortak

hedefi."

Leyla Diana: Üç kadın bir araya nasıl geldiniz bize anlatır mısın?

Sascha Ley: Anne (Kaftan), 2006 yılında ilk albümüm Travelling Light`ta çaldı ve çalan iki nefesliden biriydi. Daha sonra düet olarak birlikte bir şeyler yapmak istedik ve bu birliktelikte bir üçüncü kişinin daha arayışına girdik. Armonisi ve ritmi güçlü bir enstrüman olan piyanoyu da iyi icra eden biri arıyorduk. Bu titiz arayışımızdan sonra kısa bir süre sonra 2007 yılında, Laias Musik’i keşfettim. Hemen iletişime geçebilmek ve fikrimden anlatmak için kendisine e-mail attım. Kısa sürede kendisi de çok spontan ve olumlu bir cevap verdi. O zamandan beri birlikte çalıyoruz...

Leyla Diana: Kurmayı istediğiniz tam olarak bir kadın triosu muydu?

Sascha Ley: Tam olarak nereden kaynaklandığını söyleyemeyiz ama muhtemelen bana ilk eşlik eden piyanistimden olabilir. Sonuç olarak, hep ileriye dönük bir düşünceydi ve oldu. Biz üç güçlü, eşit haklara sahip olan sanatçı kadınlarız...

Leyla Diana: Peki, biraz kendini ve arkadaşlarını anlatabilir misin?

Sascha Ley: Kalima, Lüksemburg ve Almanya’dan gelmiş üç müzisyenden oluşan, ancak ortak müzikal dilde birleşen, kendini geliştiren bir trio. Anne Kaftan, klasik ve çağdaş müzik kökenli olmasina karşın, progresif pop ve diğer bir çok stil de emprovizeyi severek ve rahat kullanan bir sanatçı. Soprano saksofon onun ilk enstrümanı. Halle ve Ulm’de eğitim almış sonrasında da Charlie Mariano ile çalışmış. Bas klarnet ile tanışması daha sonra olmuş ve bu enstrüman ile farklı ifadelerin ortaya çıktığını da gözlemleyebiliyoruz. Laia Genc ise başlangıçta caz piyano çalmış, Berlin’den Köln’e taşındıktan sonra, Hubert Nüss ve James Taylor ile Musikhochschule’de birlikte çalışmışlar. Çok güçlü bir stili ve temparamanı var. Triomuz için cazın çekirdeğini oluşturduğunu söyleyebilirim. Bunun yanında folklorik ve oryantal, fantezi temalarını gözle görülür bir şekilde ortaya koyuyor. Piyanist kimliğinin yanı sıra besteci kimliği ile trionun dışında, kendi Liaison Tonique proje çalışmalarnı bir yandan sürdürüyor.

Ben kendim ise, sahne hayatımı tiyatro ile paylaşıyorum. Oyunlar ve dans çalışmaları çıkartıyorum. Müzik her zaman hayatımın bir parçası oldu. Kendi müziğimi ve içindeki özgür emprovizasyonu ile caz olarak ifade edebilirim. Öyle ki, son zamanlarda da hep caza geri dönüyorum özellikle de beste yaparken ve söz yazarken. Yaklaşımlarım çok akademik değil ama birçok müzisyen arkadaşımla (Meredith Monk, Shelley Hırsch, Sainkho Namtschylak...) bağlantım oldu.

Leyla Diana: Çok teşekkürler... Peki, bu yeni albüm üzerinde konuşacak olursak, bizimle Kalima’nın hikayesini paylaşır mısın? Öncelikle Kalima’nın özel bir anlamı oldugunu biliyoruz, nedir, sizden öğrenebilir miyiz?

Sascha Ley: Kalima, üç heceli; Hintli ana tanrıça, Scrabble`a benzeyen Afrikalı bir oyun ve sahrada sıcak çöl rüzgarı ve tonların elementleriyle, egzotik melodilerin ritimleriyle oynamayı seven üç kadın. Biz üçümüz de hırslı birer gezginiz ve bu projede ifade etmeye çalıştığımız müzikal şeylerden biri de egzotik öğelere karşı duyarlılığımızı ortaya koymak oldu. 2007 yılının sonunda başlayan ve birbirimizi tamamladığımıza inandığımız bu birlikteliğimiz hala devam ediyor. Öncelikli izlediğimiz çalışmalarımız caz ve folklorik yöndeydi ama tabii sadece bu yönde kalmadı. Bu üçlü formasyonda bizim için zorluklar olmuş olsa da, aslında hoşumuza giden müzikler yazdık ve geliştirdik. İlerleyen zamanlarda, birbirimizi daha iyi tanımaya başladığımızda ise her şey daha doğal ve uyumlu oldu.

Leyla Diana: Peki parçalarınızla söylemek istediğiniz şeyler neler?

Sascha Ley: Biz bir şey söylemek istemiyoruz, şarkılar kendiliğinden konuşuyor. Onlar anlatıyor. Onlar kimi zaman düşünceler, şiirler, hatta bazen sözsüzler. Sık sık şiirsel karakterleri var ve nadiren klasik koro yapısına benziyorlar. Böyle sonuçlanıyor. Sanırım ilginç olan, -bizim için de dinleyicilerimiz için de- sadece kendi stilimizde ve yolumuzda gidiyor olmamız. Düşünmeden, şimdi kimden ne geliyor demeden devam etmemiz. Bu niş müzikte biz bağımsız ve özgürüz. Ama kim bilir belki de arkasında bir mesaj da vardır: Kendinden başkası olma! Eğilme! Sanırım mesajdan çok hedeflerimiz var. Hedef, dinleyicilere özel ve güzel şeylerle ilham vermek. Bu üçümüzün de ortak fikri.

Leyla Diana: Müziğiniz caz ama, parçaları dinlediğimizde modern temalarla örülü folklorik yapıların olduğu hissediliyor. Folklorik olanın anlamı nedir?

Sascha Ley: Benim için folklor vatanımın kokusu, evim. Her zaman bunun eksikliğini hissettim. Çocukluğumda defalarca taşındık. Ve bu hikayenin sonu da ne Almanya ne de Lüksemburg olmadı. Beni her zaman uzak yerler ve yabancılar büyüledi. Öyleydi ve her zaman da güzel, macera dolu oldu. Ve bir şekilde kendimi evimde gibi hissettiren kendi şarkılarımı bulmaya başladım.

Leyla Diana: Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederiz.

Leyla Diana
https://twitter.com/jazzcaffee

Cazkolik.com / 03 Nisan 2013, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.