Cazın duayen kalemlerinden sevgili Sevin Okyay 16 Mayıs akşamı İş Sanat`ta konseri olan Ravi Coltrane ile konuştu.

Cazın duayen kalemlerinden sevgili Sevin Okyay 16 Mayıs akşamı İş Sanat`ta konseri olan Ravi Coltrane ile konuştu.

Sevgili okurlarımız, 16 Mayıs`da gerçekleşmesi gereken Ravi Coltrane konseri yaşanan elim Soma maden kazası sonrası ilan edilen 3 günlük ulusal yas nedeniyle iptal edilmiştir Önemle duyurulur.


Ravi Coltrane hem sahip olduğu aile hem de günümüzün en önemli caz müzisyenlerinden biri olması bakımından çok önemli ve dikkat çekici bir isim. 16 Mayıs akşamı İş Sanat sahnesinde gerçekleştireceği konser öncesi sevgili ustamız Sevin Okyay, sanatçıyla özel bir söyleşi gerçekleştirdi. Bu söyleşinin gerçekleşmesi için başta Sevin Okyay olmak üzere, İş Sanat`a ve Lobby PR`dan sevgili arkadaşımız Işıl Gerek`e özel teşekkürlerimizi iletiyoruz.


Ravi Coltrane: "Olasılıkların

peşinde koşmalıyız. Bence

yaratıcılık bunu gerektiriyor."

Sevin Okyay: Sayın Coltrane, babanız John Coltrane bir efsaneydi. Anneniz Alice Coltrane ise dünyaca tanınmış bir isim. Böyle bir çiftin çocuğu olmak zor mu? Siz kendini kanıtlamış birisiniz. Anne ve babanızın bu kadar ünlü olması önünüzde bir engel oluşturdu mu yoksa belli avantajlar mı sağladı?

Ravi Coltrane: Yaşam avantajlar ve dezavantajlarla doludur. Hepimizin karşısına kendimizle barışık olmak için fırsatlar çıkar. Böyle bir anne ve babanın çocuğu olduğum için kendimle gurur duyuyorum. Ancak hepimiz farklı bireyleriz. Neticede ben de onlar gibi sanatçıyım. John ve Alice Coltrane’in oğlu olmanın avantajları kadar dezavantajları da oldu. Müzik dünyası kendi yolunuzu çizip, kendi yolunuzda ilerlemenizi gerektiriyor. Nereli olursak olalım, hepimizi içimizdeki sesi bulabilmek için içsel yolculuğa çıkmak zorundayız. Nereli olursak olalım, bunu hepimizin kendi dünyasında yapması gerek. Bu hayatınızın özgürlüğü için çok gerekli.

Sevin Okyay: Kendi müzik konseptinizi oluşturmak biraz zaman aldı diyebilir miyiz? Röportajlarınızdan birinde 1986’da sadece John Coltrane’în oğlu olarak biliniyordum demişsiniz. Çocukluğunuz annenizden dolayı klasik müzik dinleyerek geçmiş. Bir yerde okuduğuma göre, sevdiğiniz sanatçılardan birinin John William olduğunu en yakın arkadaşlarınızdan bile saklamışsınız. Bu süreç müzik konseptinizi nasıl etkiledi?

Ravi Coltrane: (Gülüyor) Birçok müzisyen gibi ben de farklı sanatçılardan ilham aldım. Ray Charles, Stevie Wonder… Bu arada R&B ve pop şarkıcılarından da etkilendim. Genel anlamda söylemek gerekirse beni etkileyen çok farklı müzik türleri vardı. Gençlik dönemimde bütün bu farklı türlerden ilham aldım. Çok güzel bir dönemdi. Müzik bağlamında çok farklı ifade şekilleri vardı. Annem evde bütün gün müzikle uğraşırdı. Üzerimde olumlu etki yapan pek çok faktör oldu. Bütün bu faktörler zaman içerisinde doğal olarak birleşti ve belli bir konsept oluştu. Az önce de dediğim gibi bana ilham kaynağı olan ve beni etkileyen pek çok sanatçı oldu. Bütün bu etkilerin bir parçam olduğunu düşünüyorum. Tabii burada bütün bu etkileri birleştirerek kendinize has otantik bir konsept yaratmak size düşüyor. Dolayısıyla insanlar kendi iç dünyalarındaki yolculuğu müziğe dönüştürmek için özgün şeyler yaşamak zorunda.

Sevin Okyay: Caz müziğin en büyük isimleriyle çalışmak nasıl bir şey? Örneğin Elvin Jones babanızla birlikte de çalmıştı.

Ravi Coltrane: Elvin, benim bu işte gerçek anlamdaki ilk patronumdur. Jones’un grubuna 1991’de katıldım, 2 yıl boyunca Jones’un grubunda çaldım. Ancak aramızdaki bağ hiç kopmadı. Elvn Jones’u gerçekten çok severim. Harika bir insan ve muhteşem bir müzisyen. Caz dünyasına adım atmam onun sayesinde oldu. Jones babamla birlikte de çalışmıştı. Benim için amcamdan farksızdı. Onu aileden biri gibi görüyorum. Bence müzik dünyasının en iyi bateristlerinden biridir. Onunla çalıştığım için çok şanslıyım.

Sevin Okyay: Kültürel bir mirası sürdürdüğünüze inanıyor musunuz? Yoksa siz tamamen yeni bir sound yaratma çabası içinde misiniz?

Ravi Coltrane: Konu sanat olduğunda herkesin takip ettiği belli bir çizgi belli bir gelişim süreci vardır. Adını müzik tarihine yazdırmayı başarabilmiş sanatçıların ayak izlerini takip etmek zorunda olduğumuzu biliyorum. Caz müziğin geçmişinden ilham alarak bayrağı taşımaya devam ettiğimiz için gurur duyuyoruz. Bizden önce atılan adımları unutmadan gözümüzü geleceğe çevirmeye çalışıyoruz. Müziğin yüzünün geleceğe dönük olması gerekiyor. Müzik ancak bu şekilde gelişir ve yaşar. Müzik konusunda geleneklerin önemine inansam da bir sonraki sayfa benim için her zaman önemlidir. Olasılıkların peşinden koşmamız gerekir. Bence yaratıcılık bunu gerektiriyor. Geçmişi unutmadan geleceğe bakmak zorundayız. Bir sonraki adım her zaman önemlidir.

Sevin Okyay: Blue Note’taki ilk çalışmanız Spirit Fiction çok büyük bir başarı hikayesi oldu. İki farklı grup olmasına rağmen bir bütünlük söz konusuydu. Yıllarca birlikte çalıştığınız arkadaşlarınızla yeniden bir araya gelmeniz nasıl oldu?

Ravi Coltrane: Aslında planlanmış bir şey değildi. Yaklaşık 10 yıldır birlikte çalıştığım grubumla birlikte stüdyoya girdim. Ama çıkan malzemeyi yeterli görmedim, biraz daha malzemeye ihtiyacım vardı. Yakın çevremdeki müzisyen arkadaşlarımı devreye sokmaya karar verdim. Sonunda iki albüme yetecek kadar malzeme çıktı. İlk albümden geriye kalanları bir sonraki albümde kullanmaya karar verdim. İki seansı birleştirmek ve iki grup arasında denge sağlamak çok hoştu. Bir şey denedik ve başarılı olduk diye düşünüyorum.

Sevin Okyay: Belirgin bir liderlik özelliğiniz var. Bu yüzden de Spirit Fiction’daki iki grup da liderlerine olan bağlılığını kolaylıkla göstermiş oldu. Peki, hala eksikleriniz olduğunu düşünüyor musunuz?

Ravi Coltrane: Evet, her zaman… Bence sanatın ve yaratıcılığın en güzel tarafı bu. Sanatçılar için asla son durak yoktur. Bizim için yolculuk hep devam eder. Sürekli olarak yeni şeyler keşfetmeye çalışırız. Kendimizi daha fazla keşfetmek için çaba sarf ederiz. Bence bu çok güzel bir yolculuk. Bizim için ‘yapacağım her şeyi yaptım, daha fazla bir şey yapmama gerek yok’ demek imkansız. Yaşadığımız ve bu gezegende olduğumuz sürece yaratmaya ve yeni fikirler geliştirmeye devam edeceğiz. Sanatçıların işi asla bitmez.

Sevin Okyay: Müzik sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce RKM sektörün dayatmalarına boyun eğmeden istediklerini serbestçe yapabiliyor mu?

Rvi Coltrane: RKM, 1999- 2000 yılları arasında kuruldu. Amaçlarından biri, oluşumda yer alan müzisyenlere mümkün olduğunca serbesti tanımaktı. O dönem, internetin yaygınlaşmaya başladığı bir dönemdi. İnternetle birlikte pek çok şey değişmeye başladı. Özellikle plak şirketleri bundan oldukça fazla etkilendi. Plak şirketleri internet sayesinde çok büyük değişim yaşadı. İnternet sayesinde müzik sektöründe de sınırlar ortadan kalktı. Kişisel olarak yaratıcılığın gücüne inanan bir insanım. Bana göre piyasaya sürülmeyi bekleyen harika albümler var. Dünyanın dört bir yanında piyasaya sürülmeyi bekleyen muhteşem müzikler var. Müzik sektörü artık çok farklı. Çok büyük değişimler yaşandı. Ama ne olursa olsun bizler üzerimize düşeni yapmak zorundayız.

Sevin Okyay
14 Mayıs 2014, Çarşamba
Cazkolik.com

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.