The Puppini Sisters iki yıl aradan sonra yeniden İstanbul`da

The Puppini Sisters iki yıl aradan sonra yeniden İstanbul`da

Cazda büyük bir gelenek olan kız vokal gruplarının günümüz en önemli temsilcilerinden The Puppini Sisters iki yıl sonra yeniden İstanbul`da ve iki yıl önceki gibi yine Cenk`le buluştu. Aşağıda, hem iki yıl önceki, hem yeni 2014 röportajını arka arkaya okuyabilirsiniz.

 


 

1940’ların Hollywood filmlerinden fırlamışcasına son derece nostalji yüklü ve sahnede de oldukça eğlenceli ve romantik bir vokal grubu The Puppini Sisters. Sadece swing pop şarkılarını değil, swing havası vererek Gloria Gaynor’dan `I Will Survive` ya da Beyonce’den ‘Crazy in love’ gibi ünlü pop şarkılarını da yorumluyorlar. Rock parçaları ve ışıl ışıl yeni yıl şarkılarıyla The Puppini Sisters 20 Aralık Cumartesi ve 21 Aralık Pazar Akasya Acıbadem’de sahne alıyor.

 

The Puppini Sisters 10 yıl önce kurulmuş. 1930’lu ve 1940’lı yılların şarkılarını söylerlerken, bir yandan da dönem kıyafetlerini giyerek sahneye müthiş bir nostalji duygusu getiriyorlar. Michael Buble’nin satışta 1 numara olan Christmas albümü için kaydettikleri şarkılar ve video kliplerle popülerlikleri dünya çapında artan ekibin kurucusu Marcella Puppini ile müzik öykülerini ve şarkılarını konuştuk.

 

Cenk Erdem

 


 

"1940`lı yılların savaş gerçeğine rağmen beni en çok çeken Hollywood`un yarattığı romantizm ve mutluluk tabloları" diyen The Puppini Sisters ile konuştuk

 

Cenk Erdem: İsminizle swing döneminin efsanevi grubu The Andrew Sisters’a gönderme yapıyorsunuz; size ilham veren grup olduğunu söyleyebilir miyiz?

 

The Puppini Sisters: Çıkış şarkımız ‘Boogie woogie bugle boy’ onların şarkısı ve bize ilk ilham veren şarkılardan biri. The Andrew Sisters şarkılarıyla sadece bize değil Bette Midler gibi birçok ünlü isme de ilham veren gruplardan. Christina Aguilera ‘Candyman’ şarkısında da yine ‘Boogie woogie bugle boy” şarkısından melodiler kullanmıştı.

 

Cenk Erdem: Müzik tarzınız için swing- punk tanımı kulağınıza nasıl geliyor?

 

The Puppini Sisters: Özellikle canlı performanslarımız için swing- punk kesinlikle doğru. Swing döneminin şarkıcıları gibi sakin bir şarkı söyleyişimiz olduğu pek söylenemez; sahnede şakalar yapmayı, her ne kadar dansçı olmasak bile dans etmeyi ve izleyici ile iletişim kurmayı çok seviyoruz. Coşkulu bir swing- pop grubu sayılabiliriz.

 

Cenk Erdem: Tarzınızı oluştururken size ilham veren başka neler oldu?

 

The Puppini Sisters: Her zaman uyum içinde şarkı söylemeye büyük tutkum vardı. Kardeşimle beraber İtalyanca şarkılar söylerdik. Aslında Manhattan Transfer gibi toplulukları da çok seviyordum ama swing pop döneminin kıyafetleri de bana ayrıca cazip geliyordu. Aslında müzik okulundan önce moda okudum; hatta Vivienne Westwood’la çalışıyordum. Sanırım o dönemle ilgili olarak müzikler dışında beni en çok çeken moda faktörü.

 

Cenk Erdem: 1940’lı yılların şarkılarının dışında, dönemsel olarak en çok neleri seviyorsunuz?

 

The Puppini Sisters: Bize nostaljik ve romantik geliyor. Sahnede şarkı söylemek demek, biraz tiyatro demek, ayrıca bana göre kılık kıyafetle de moda yaratabilmek demek ve o dönemde her ikisi de var. Ama beni en çok o dönemde gerçek hayatta olup bitenlere ve savaş dönemine rağmen Hollywood’un yarattığı dünyadaki peri hikayeleri ve şarkılardaki mutluluk çekiyor.

 

Cenk Erdem: Grey’s Anatomy gibi çok ünlü televizyon dizileri de şarkılarınızı kullanırken nasıl reaksiyonlar aldınız?

 

The Puppini Sisters: Grey’s Anatomy benim arkadaş çevremde de çok popülerdi. Şarkılarımızın kullanılması elbette bizi çok mutlu etti ama açıkçası kendi adıma dizileri seyrettiğimi söyleyemem. Yine de arkadaşlarımdan harika reaksiyonlar aldım, hem ayrıca bizim kızlardan Kate, Grey’s Anatomy dizisini izliyordu.

 

Cenk Erdem: Klip çekimlerinde daha önce Vivienne Westwood tasarımı kıyafetler giydiğinizi biliyorum; peki sahnede giydikleriniz?

 

The Puppini Sisters: Bir kısmını ben tasarlıyorum. En başından beri kostümlerimiz ve dönem kıyafetlerimize çok önem veriyoruz. Sahne şovlarımız için de farklı farklı tasarımcılarla çalışıyoruz ama söylediğim gibi ayrıca benim tasarladığım kıyafetlerle de çıkıyoruz.

 

Cenk Erdem: Sahnede yanınıza ünlü bir pop yıldızı eşlik edecek olsa kimi seçerdiniz?

 

The Puppini Sisters: The Puppini Sisters olarak sadece pembe saçlımız yok, bu yüzden Nicki Minaj harika olurdu. Ciddi olmak gerekirse Nicki Minaj’ı çok beğeniyorum. Popülerliği artınca daha farklı bir tarza geçmiş oldu ama özellikle ilk dönem şarkılarına bakacak olursanız çok yenilikçi biri. Şarkı aralarında rap yapardı ve harika olurdu.

 

Cenk Erdem

 

Cazkolik.com / 20 Aralık 2014, Cumartesi

 


 

Nostaljik ve Romantik: The Puppini Sisters

 

The Puppini Sisters kırkların Hollywood filmlerinden çıkmış imajla, hem o dönemlerin swing pop şarkılarını, hem de swing pop yorumuyla en ünlü pop şarkılarını yorumlayan nostaljik ve romantik bir vokal üçlüsü. 2004 yılında kurulan grup, otuzlu ve kırklı yıllara hepsi birbirinden şık dönem kıyafetleriyle yeniden hayat verirken, swing türünü tüm dünyada yeniden sevdiriyor. Özellikle Michael Buble’nin satış 1 numarası olan Christmas albümü için kaydettikleri şarkılarla daha da ünlenen üçlü, otuzlardan, ellilere kadar onlarca hit şarkı çıkararak Amerika`da büyük başarı yakalayan The Andrew Sisters ve The Boswell Sisters gruplarına gönderme yaparak, sımsıcak şarkılar söylüyor. The Puppini Sisters, 19 Aralık’ta ilk kez Türkiye’ye geliyor olacak ve ve neşeli şarkılarını İş Sanat sahnesine taşıyacak.

 

Marcella Puppini’nin kurduğu The Puppini Sisters gerçekte kız kardeş olmadıkları halde, vokalde müthiş bir uyum yakalıyor ve tıpkı Michael Buble gibi, Cyndi Lauper`dan, Prens Charles`a kadar çok ünlü hayranları da var. Sahnede coşkulu ve eğlenceli bir punk tadı da veren grup, ayrıca `I Will Survive` ve `Walk Like An Egyptian` gibi efsanevi pop şarkılarına bambaşka bir hava katıyor. Son olarak hepsi ünlü olmuş, klasik sinema filmlerinin şarkılarını yorumladıkları `Hollywood` albümlerini yayınlayan grubun şarkıcıları arasından grubun beyni ve kurucusu Marcella Puppini ile görüştük.

 

Cenk Erdem

 


 

Marcella Puppini: "Sahnede şarkı söylemek demek biraz tiyatro, biraz da kıyafetle moda yaratabilmek demek..."

 

 

 

 

Cenk Erdem: The Puppini Sisters, isminizle swing döneminin efsanevi grubu The Andrew Sisters’a gönderme yapıyorsunuz; peki onların meşhur şarkısı ‘Boogie woogie bugle boy’ ‘u çıkış şarkınız yapmaya nasıl karar verdiniz?

 

Marcella Puppini: ‘Boogie woogie bugle boy’ grup olarak bize ilk ilham veren şarkılardan biri. The Andrew Sisters’ın en çok bilinen şarkılarından biri olduğu gibi üstelik sadece bize değil Bette Midler gibi birçok ünlü isme de ilham vermiş bir şarkı. Hatta Christina Aguilera ‘Candyman’ şarkısında da yine The Andrew Sisters’ın bu ünlü şarkısından melodiler ödünç almıştı.

 

Cenk Erdem: Bazı eleştirmenler tarzınızı swing-punk olarak yorumluyorlar; katılıyor musunuz?

 

Marcella Puppini: Özellikle canlı performanslarımız için bu yorumu yapıyorlar ve kesinlikle doğru. Swing döneminin şarkıcıları gibi sakin bir şarkı söyleyişimiz olduğu pek söylenemez; sahnede şakalar yapmayı, her ne kadar dansçı olmasak bile dans etmeyi ve izleyici ile iletişim kurmayı çok seviyoruz. Coşkulu bir swing- pop grubu sayılabiliriz.

 

Cenk Erdem: Belleville Rendez-vous adlı animasyon filmini izledikten sonra ilham alıp 2004 yılında The Puppini Sisters’ı kurduğunuzu okumuştum; peki böyle bir grup oluştururken diğer motivasyonlarınız nelerdi?

 

Marcella Puppini: Her zaman uyum içinde şarkı söylemeye büyük tutkum vardı. Kardeşimle beraber İtalyanca şarkılar söylerdik. Aslında Manhattan Transfer gibi toplulukları da çok seviyordum ama swing pop döneminin kıyafetleri de bana ayrıca cazip geliyordu. Aslında müzik okulundan önce moda okudum; hatta Vivienne Westwood’la çalışıyordum. Sanırım o dönemle ilgili olarak müzikler dışında beni en çok çeken moda faktörü.

 

Cenk Erdem: Kırkların caz ve swing müziklerinin şimdiki çağdaş temsilcileri gibisiniz; peki müzikler ve o meşhur kırmızı rujlar dışında o dönemin en çok nelerini seviyorsunuz?

 

Marcella Puppini: Bize nostaljik ve romantik geliyor. Sahnede şarkı söylemek demek, biraz tiyatro demek, ayrıca bana göre kılık kıyafetle de moda yaratabilmek demek ve o dönemde her ikisi de var. Ama beni en çok o dönemde gerçek hayatta olup bitenlere ve savaş dönemine rağmen Hollywood’un yarattığı dünyadaki peri hikayeleri ve şarkılardaki mutluluk çekiyor.

 

 

Billie Holiday`i keşfettikten sonra pop dinlemeyi bırakıp bir dönem caz standartları ve operaya merak sardım

 

 

Cenk Erdem: Başlangıçta İngiltere’deki en prestijli müzik okullarından the Trinity College diğer kızlarla tanıştığınız yerdi; sizin müzik beğenilerinize nasıl bir katkısı oldu?

 

Marcella Puppini: Bir genç kız olarak Billie Holiday’i keşfettikten sonra birden pop dinlemeyi bırakıp caz standartları ve operaya merak sardığım bir dönem oldu ama Trinity College boyunca daha çok modern caz dinler hale gelmiştim. Açıkçası kolejden sonra tekrar otuzların, kırkların caz şarkılarına ve erken swing döneminin şarkılarına kapıldım.

 

Cenk Erdem: Şarkılarınız ünlü televizyon dizileri Grey’s Anatomy ve Chuck’ta kullanılmıştı; hangisi favoriniz?

 

Marcella Puppini: Grey’s Anatomy benim arkadaş çevremde de çok popülerdi. Şarkılarımızın kullanılması elbette bizi çok mutlu etti ama açıkçası kendi adıma dizileri seyrettiğimi söyleyemem. Yine de arkadaşlarımdan harika reaksiyonlar aldım, hem ayrıca bizim kızlardan Kate, Grey’s Anatomy dizisini izliyordu.

 

Cenk Erdem: Kırkların şarkılarının aşk ve hatta cinsellik hakkındaki şarkı sözlerinde bile müthiş bir zarafet ve masumiyet var; peki bugünlerdeki liste şarkılarının sözlerini nasıl buluyorsunuz?

 

Marcella Puppini: Hem şarkı sözlerindeki küfürlere, ya da çok açık sözlerle kişisel olarak çok aldırmam hem de bugünlerdeki şarkıların sözleriyle ilgili hiç sorunum yok çünkü bugünlerin pop şarkılarını çok dinlemiyorum. Bu aralar daha çok indie şarkılar ya da indie pop dinliyorum. Liste şarkıları arasında da elbette kimi zaman Fun ve şarkısı We are young gibi iyi şarkılar da oluyor.

 

Cenk Erdem: Ayrıca Beyonce’nin Crazy in love şarkısı gibi Gloria Gaynor’ın disko klasiği I will survive gibi meşhur pop şarkılarını da yeniden yorumladınız; swing pop olarak yorumlayacağınız şarkıları nasıl seçiyorsunuz?

 

Marcella Puppini: ‘Crazy in love’ bizim Soho’da bir gece kulübünde sahneye çıktığımız dönemde çok popülerdi. Her gece DJ biz sahneden indikten sonra geceye Crazy in love şarkısıyla geçiyordu. ‘I will survive’ aynı şekilde sahneye çıktığımız kulüpte çok seviliyordu. Aslında şarkıları seçerken o dönem yaptığımız sahne şovları etkili oluyor. Bir başka kulüpte Kate Bush şarkısı ‘Wuthering Heights’ çok seviliyordu ve repertuvarımızda olmadığı halde çok kısa bir süre içinde repertuvara aldık. Sonrasında kulüpte bizim yorumumuzla, o şarkı olduğu anlaşıldığı her anda yine büyük coşku oluyordu.

 

Cenk Erdem: Diyelim tüm izinleri aldınız; swing tarzında en çok okumak istediğiniz pop şarkısı hangisi olurdu?

 

Marcella Puppini: Benim için bir pop şarkısı olarak türünün zirvesi Deee-Lite ve ‘Groove is in the heart’. Hem melodisi çok yakalıyor, hem dans ettiriyor, ayrıca kılık kıyafetleri çok stilli ve üstelik çok mutlu bir şarkı. Kesinlikle en sevdiğim pop şarkısı. Ama ayrıca hip hop şarkılarını da çok seviyorum.

 

Cenk Erdem: ‘Jilted’ klibiniz için Vivienne Westwood tasarımlarıyla dönem kıyafetleri giymiştiniz; İstanbul’da İş Sanat’ta 19 Aralık’ta sahne alıyorsunuz; peki sahne kostümleriniz?

 

Marcella Pupppini: Bir kısmını ben tasarlıyorum. En başından beri kostümlerimiz ve dönem kıyafetlerimize çok önem veriyoruz. Sahne şovlarımız için de farklı farklı tasarımcılarla çalışıyoruz ama söylediğim gibi ayrıca benim tasarladığım kıyafetlerle de çıkıyoruz. İstanbul’da da en çekici kostümlerimizle sahnede olacağız.

 

Cenk Erdem: Son albümünüzle ünlü sinema filmlerinin müziklerini yorumladınız; filmini de göz önüne alacak olursak, en çok hangi şarkıyı yorumlamaktan keyif aldınız?

 

Marcella Puppini: Kesinlikle Cole Porter’ın yazdığı Grace Kelly ve Bing Crosby’nin oynadığı High Society filminin şarkısı True Love. 2005 yılında, evlenirken düğünümde de kızlarla birlikte söylemiştik. Vivienne Westwood tasarımı kırmızı gelinliğimle söylediğim şarkı da True Love.

 

Cenk Erdem: Pop yıldızları arasından bir şarkıcı seçecek olsaydınız; imajıyla ve şarkılarıyla 4. kız kardeş olarak aranıza kimi konuk etmek isterdiniz?

 

Marcella Puppini: The Puppini Sisters olarak sadece pembe saçlımız yok, bu yüzden Nicki Minaj harika olurdu. Ciddi olmak gerekirse Nicki Minaj’ı çok beğeniyorum. Popülerliği artınca daha farklı bir tarza geçmiş oldu ama özellikle ilk dönem şarkılarına bakacak olursanız çok yenilikçi biri. Şarkı aralarında rap yapardı ve harika olurdu.

 

Cenk Erdem

 

Cazkolik.com / 17 Aralık 2012, Pazartesi

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.