Ahmad Hani: Türkiye`de arabesk dediğiniz Mısır`ın pop müziğidir

Ahmad Hani: Türkiye`de arabesk dediğiniz Mısır`ın pop müziğidir

Yeni röportajımda sizi kökleri Mısır ve Türkiye’de olan, bas gitar çalmaya kendi imkanlarıyla başlayan, müziğe rock ile başladığı yolculuğunda yönünü caz ve dünya müziklerine çeviren, besteleri dünya çapında ilgi gören müzisyen ve besteci Ahmad Hani ile tanıştırmak istiyorum. Onunla klasik bir soru vevap söyleşisi yerine konuşmayı istediğimiz başlıkları belirleyerek irticalen sohbete başladık ve konuştuklarımızdan çıkan notları sizler için derledim.

 

Leyla-Diana Gücük

 


 

Müzik hayatına başlangıç

 

Dubai’de büyüdüm. Sıkı bir evde yaşıyordum, hayatımızda okumak dışında hobilere pek yer yoktu. 17 yaşıma geldiğimde Mısır’a gittim. Ailem, memleketime giderek ticaretle ilgili eğitim almamı söylüyordu ama müziğe karşı tutkumu bilmiyorlardı. Mısır’a gittim ama babam Dubai’de kalmıştı. Bu süre zarfında ne istediğimi anlamak için özgür kalmış ve 21 yaşında kendime bir bas gitar almıştım ancak büyük bir sorun vardı, o da, gitarı öğretecek kimsenin olmamasıydı. 1997 yılıydı, o zamanlar ne internet ne doğru dürüst müzik aletlerinin satıldığı yerler vardı. Canlı müzik çalınan yerler de yoktu, belki biraz oteller... Ben de öylece başladım, yani, kendi kendime öğrendim. Bir yıl sonra ilk grubumu kurdum ve beş yıl içinde bas gitarda Mısır`ın en genç basçısı ve tanınan biri olmuştum.

 

Mısır kökenleri ve Mısır müziğiyle Türk müziği arasındaki ilişki

 

Aslında babamın ailesinin kökleri Türkiye’ye dayanıyor ama annem Mısırlı, babam da Mısır`da büyüdüğünden ailemin tamamı Mısır’lıdır. Müzik yeteneğimi annemden almışım, annem klasik piyanist irve halen bale ile çalışıyor, amcam Kahire Konservatuarı’nın başındaydı, dedem de öğretmen ve önemli bir keman sanatçısıydı. Ümmü Kolthum ve Muhammed Abdulwahab gibi çok büyük Mısır’lı müzisyenlerle çalıştığım için bu müziği iyi biliyorum.

 

Son ikiyüz yılda Mısır, Osmanlı imparatorluk sınırları içinde olması nedeniyle Anadoluyla birbirine yakınlaşmış oldu. Otuzlu yıllarda Mısır müziğine yansıyan Osmanlı etkilerini görmek mümkündür. Kırklarda üslup farklılaşmaya başladı ve Mısır müziğinin kendi hâkimiyeti ortaya çıkmış oldu. Makamlar arasındaki hareketlerin cesareti ve mawwal tarzının (serbest şarkı doğaçlama sistemleri) doğaçlama kullanımı cesaretini ortaya koydu. Daha sonra ellili, altmışlı ve yetmişli yıllarda daha `batılı` etkiler ve enstrümanlar önem kazanmaya, seyircinin kulağına yaklaşmaya başladı. Seksenler ve doksanlarda Türkiye`de arabesk dediğiniz müzik Mısır`ın pop müziğiydi ve modaydı. İkibinlerde Mısır müzikleri Türk pop müziğinden ve şarkıcılarından çok etkilenmeye başlamıştı. Mısır müzikseverin Türk pop müziği hakkında fikri yoktu ama besteciler ve aranjörler Türk melodilerini çaktırmadan Mısırlı pop şarkıcılarına satıyordu. Mısırlılar Türk pop yıldızları hakkında artık daha çok şey biliyor.

Bas ve perdesiz gitarı neden seçtim?

 

Genç yaşta bası seçmemin sebebini her zaman dinlediğim müziklerde kulağımın basta oluşuna bağlıyorum, hatta reklamlarda bile. Biraz daha büyüyüp de pop ve rock dinlemeye başlayınca basçıları tanımaya başladım. Etkilendiğim ve ilham aldığım basçı Iron Maiden’in basçısı Steve Harris idi, onun etkisiyle  aileme bas almak ve çalmak istediğimi söyledim. Perdesiz bası dinlediğimdeyse o garip ses dizisini anlayamamıştım. İnternet de yoktu ki neyin nasıl olduğunu öğrenebileyim. Daha sonra başka gruplarda da dinledim mesela Camel grubunda Colin Bass ve işte böylece 1981 yılında ilk gitarımı almış oldum.

 

Türkiye'de yaşamak ve çalmak

 

Türkiye’ye gelmeden önce çok ülke gezdim, çeşitli gruplarla turnelere çıktım, müzisyenler, ülkeler görme/tanıma şansım oldu ancak Türkiye’ye geldiğimde şaşırdığımı söylemeliyim. Türkiye’de çok iyi festivaller (organizasyon olarak), müzisyenler ve sahneler var ancak müzisyen olarak da iyi dostlukların ve arkadaşların yoksa işin zor. Burada tanıdığım o kadar çok müzisyen arkadaşım var ki, bir çoğu üzgün ve hayal kırıklığı yaşıyor.

 

Caz üzerine

 

Müziğe rock ile başladım, çünkü dinlediğim müzisyenler de rock ile başlamışlardı. Her şeyi çalmaya hazırdım (hâlâ da öyleyim). Caz çalmadan önce bu müziği dinleyip anlamaya çalıştığımı söylersem sizi şaşırtmış olur muyum? Mısır’da bir çok otel iş işçin beni aramaya başlamıştı. Orada otelde caz çalmak hem prestijli hem de iyi kazanç getiriyordu. Haftanın her günü üç saat Real Book’tan çalıyordum, bu da, cazın ne olduğunu anlamaya başlamama sebep oldu. Sevmeye başlamıştım, sevdikçe hem cazı hem kendimi keşfettim. Mısır`da çalmaya başladığımda bir çok müzisyenle tanıştım ve onların da caz müziğini sevdikleri için çaldıklarını gördüm ancak benim seviyem onlarınkinden farklıydı. Dinlerken de, dinlediğim gibi farklı çalıyordum. Caz çalmadan evvel kendimi iyi bir caz kulağına sahip olmak için eğittim. Real Book’ta olmayan bir çok tonu ve müziği de kulaktan ve hissettiğim gibi çalmaya başladım. Bu da benim farklı bir müzisyen olmama sebep olduğuna inanıyorum.

 

Etnik müzik üzerine

 

Arabistan`da, balıkçıların söylediği şarkılar ve çaldıkları müziklerle körfez yarımadasında büyüdüm. İnanılmazdı, büyüleyiciydi! Dinlediklerim müzikal yönümü belirleyen ilk etkiler olmuştu. Bugün de dinlediğim müzikler arasında seçiciyim ve benzer tarzları arıyorum. Eğer böyle bir yolunuz varsa, 30’ların, 40’ların Mısır müzikleriyle büyümüşseniz sonra uzunca bir süre rock ve pop ardından metal ve caz rock ve aniden caz müzisyeni olarak on yıllık bir çalışma hayatı. Ama eve dönüş yolumda hep Charlie Parker, Duke Ellington ve Tanburi Cemil Bey dinlerdim. Hepsinden etkilendim. Beni dinlediğinizde ritmimde ve tonumda bunu siz de fark edersiniz.

 

 

Projelerim neler?

 

Zihnimde her zaman yeni projeler var, ama bu, bulunduğunuz ortama da bağlı. Diyelim bir trio projemiz var, sizin gibi aynı ilgisi olan ve aynı heyecanda, aynı eforda, aynı ruhta bu müziği beraber çalacağınız müzisyenler arıyorsunuz. Benim bir çok Avrupa ülkesinden müzisyenlerle bağlantı halindeyim. Dünya müzikleri fusion kategorisinde yer alacak ve kendi bestelerimden oluşacak ‘Rootation’ (Evet çift o ile) albümümü bu yaz kaydedeceğim, çalışmalarım Hollanda`da sürüyor.

 

Youtube`da yayınlanan ‘Amiss’ videosu

 

İranlı gitarist ve sevgili arkadaşım Mahan Mihrab ve perküsyonist Amir Wahba’nın İstanbul’a bir konser için geldiğini öğrenmiştim. Cenk Erdoğan hem onların hem benim yakın arkadaşım olduğundan beraber çalabileceğimiz bir parçada ben de yer almak istedim. Bu tecrübeyi videoya kaydetmenin iyi fikir olduğunda hemfikir olmuştuk. Bestem Amıss‘i seçtiler, doğrusu çok mutlu oldum. Bu proje sadece video içindi ancak gördük ki daha fazlasını yapmamız mümkün, bakalım neler olacak.

 

Leyla-Diana Gücük

 

Cazkolik.com / 21 Ağustos 2017, Salı

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Leyla Diana Gücük

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.