Ömer Faruk Tekbilek: Yaşamımın tek hâkikati nefesimin ve an`ın farkında olmak

Ömer Faruk Tekbilek: Yaşamımın tek hâkikati nefesimin ve an`ın farkında olmak

12 ekim cuma akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu`nda hepimize nefes olan hârikâ bir konser izledik. Hem bu projeyle ilgili hem müzik hayatına dair geçmişten bugüne ortaya koyduğu çalışmalara dair Ömer Faruk Tekbilek ile bir röportaj yapmak istedim. Kırmayıp kabul ettiği için Cazkolik okurları adına kendisine çok teşekkür ediyorum.

 

Leyla-Diana Gücük

 


 

Leyla-Diana: Öncelikle son çalışmanız "Love Is my Religion" albümünden bahsedelim. Geçen yıl çıkan ve Transglobal World Music listesinde yedinci sıraya yükselen albümde `Aşk’ın büyüklüğünden yaşam biçiminize dönüştüğünü anlayabiliyoruz. Biraz albüm ve içeriğinden bahseder misiniz?

 

Ömer Faruk Tekbilek: Özellikle film müzikleriyle isim yapan ve şu anda da “Avatar 2” filminin müziklerini hazırlayan yapımcı Amotz Plessner ile ilk defa çalıştım, Yasmin Levi (vokal), İdan Raichel (piyano), Alex Alessondrony Jr. (piyano), Bahadır Şener (kanun), Serkan Çağrı (klarnet), Hacı Ahmet Tekbilek (ney), Yossi Fine (bas), İtamar Erez (gitar), Ethan Margolis (gitar), Chris Wabish (davul), River Guerguerian (davul), Lili Haydn (keman), Niv Ashkenazi (keman), Hamid Saidi (santur), Şöhrab Pournazeri (tanbur, kemançe), Raquy Danziğer (kemençe), Liron Peled (gırtlak şarkıcısı) gibi çok sayıda yerli ve yabancı müzisyen arkadaşımın da katıldığı bu albüm, ismini, içeriğindeki bir sûfî melodisinden aldı. Her zamanki gibi yaşamımızın Üç Aşk’ını (iahi aşk, romantik aşk ve hayata bağlılık) anlatan ve yabancı kültürlerin de harmanlamasıyla birlikte ve tabii Amotz`un da zevkine uygun tarzda bir müzik buketi yaratmaya çalıştık.

 

Leyla-Diana: Tasavvuf dinden öte insanın kendini tanıması konusunda bir yol gösterici.. ve aradaiğimiz tüm cevaplar burada saklı. Sizin bu bağlamda Sufi müziğine nasıl ilgi duydunuzu öğrenebilir miyiz? Ve bu müziği paylaşma dolayısıyla da yayılması konusundaki düşünceleriniz. (yerli yabancı büyük kitlelere hitab ettiğiniz için bu sorum)

 

 

Cemal Reşit Rey konserinden (Fotoğraf: Leyla-Diana)

 

Ömer Faruk Tekbilek: Benim için özet olarak, evrensel bir zekânın varlığına hayran ve aşık olup, bundan dolayı da “yaratılanı severiz yaradandan ötürü” diyen ve de görünen âlemin sadece gören için bir misâl olduğunu, bir tek yaradan ve O’nu seyredişten başka bir gerçek olmadığını söyleyen tasavvufî düşünce tarzına ilgim çok erken yaşlarda başladı. Hayatın gerçek mânâsının ancak böyle bir yaklaşım tarzıyla idrâk edileceğine inandım, yaşam tarzımı ve müziğimi hep bu anlayışla geliştirdim (hamdolsun). Dünya piyasasında müziğimin başarılı olmasında Sûfî melodilerinin büyük payı olduğuna inanıyorum. Tasavvuf ve dinlerin temeldeki birlik anlayışı gün geçtikçe daha çok kabul görmekte. Müziğimi sevenlerden de aynı yanıtı alıyorum.

 

Leyla-Diana: Amerika’ya gitme fikri nereden doğdu? Dünyaya açılmak için bir fırsat mıydı?

 

Ömer Faruk Tekbilek: Bu benim planladığım değil hayatın bana verdiği bir hediye oldu. 1971 yılında müzisyen olarak New York’a, Türkler için konser vermeye gittimde daha sonra eşim olacak insanla tanıştım, ardından, 1976`da ABD`ye göç ettim, evet, dünyaya açılmamda burada yaşamamın çok büyük etkisi olduğuna inanıyorum.

 

Leyla-Diana: Metropolitan Müzesi’nde ‘Muhteşem Süleyman’ sergisi için müzikler yaptınz. Nasıl bir deneyim oldu, sonrasını etkileyen bir durum söz konusu oldu mu?

 

Ömer Faruk Tekbilek: Evet çok doğru, bu proje hayatımın en önemli dönüm noktası oldu. Yapımcı Brian Keane ile tanışmam ve çalabildiğim bütün enstrümanları kullanarak potansiyelimin idrâkine varmam ve bu albüm büyük başarı kazanınca Brain ile hâlâ uyguladığımız repertuvar formatının geçerliliğini görmek yaptığımız işlerde çok güçlü bir temel oldu. Hep şimdiye odaklanıp sanatımı hayatımın akışıyla paralel tutmayı öğrendim.

 

Leyla-Diana: Müzik hayatınızda çok önemli bir yer teşkil ediyor, müziğinizle istediğiniz yere ulaştığınıza inanıyor musunuz ve bundan sonraki hedefiniz nedir?

 

Ömer Faruk Tekbilek: Müzik benim için bir yaşam tarzı ve benim yaşam tarzımın tek hakikati de nefesimin farkındalığıyla an’da olmak... Gelecek şimdi de olduğu için ulaşılacak bir yerden ziyade hep olduğum yerden ayrılmamayı diliyorum. Hayat bana her zaman benim isteyebileceğimden çok fazlasını vereceğini ispat etti. “Sabır Ağacı” eserimde “Görüyoruz yaradan ne güzellikler verecek” dediğim zaman meğer sadece buzdağının tepesini görüyormuşum; verilenler hayalimin fevkînde oldu, hamdolsun hâlâ da devam ediyor. Onun için, istemek yerine sağlıklı bir şekilde nefes almaya devam edebilmekten başka bir hedef görmüyorum... Bu anlamda, bestesini de yaptığım Sabır Ağacı’mın sözlerini paylaşayım sizlerle:

 

Sularız gönlümüzü, şükretmenin suyuyla
Geleceğe bakarız, şimdinin huzuruyla
Gelecek şimdi idi, şimdi ise gelecek
Görüyoruz yaradan, ne güzellikler verecek
Doldurdu gönlümüzü, kendisinin nuruyla
Alev alev yanarız, aşkımızın koruyla
O ateşin içinde, her zorluk eriyecek
Sabır ağacı bir gün, meyvasını verecek
Hamdolsun nasip edene
Meyvalarını çoktan vermeye başladı

 

Leyla-Diana Gücük

 

Cazkolik.com / 11 Kasım 2018, Pazar

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Leyla Diana Gücük

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • Ayla Pakkan
    11 Kasım 2018 Pazar 09:04

    Güzel bir pazar gününü, takdir ettiğimiz ve her zaman zevkle eserlerini dinlediğimiz dünyaca tanınmış tasavvufî eserleriyle bizi gizemli derinliklere seyahat ettiren sayın Ömer Faruk Tekbilek"in nadide eserleri ve röportajınızla buluşturarak harika bir sürpriz hazırladınız. Sevgili sanatçımızın samimi ve özünden gelen itirafları yaşamının sırrında huzura erdiğinin müjdesi. Ne mutlu sizlerle birlikteliğin zevkine varanlara. Çalışmalarınızda başarılar diler, güzel katkılarınızın sağlık, sevinç ve bereketle devamını dilerim. sevgi ve saygılarımla Ayla Pakkan

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.