Lisa Simone: Bazı şeylerden pişmanlık duyuyorum, evet

Lisa Simone: Bazı şeylerden pişmanlık duyuyorum, evet

Geçen ekim CRR Konser Salonu’nda izlediğimiz Lisa Simone`la röportaj yapma imkânı bulduğum için mutlu ve heyecanlıyım. kafamda uçuşan isimler ve binbir soruyla dolu olarak konser öncesi konakladığı otelde buluştuk. İçtenliğiyle etkileyen, heyecan verici bir kadın karşımda duran. Açıksözlü ve dürüst. Zamanı iyi değerlendirmeli, doğrudan sohbete başlamalı.

 

Leyla Diana

 


 

Dünyanın geri kalanının Nina Simone’u tasavvur etmesi çok zor

 

Leyla-Diana: Öncelikle Cazkolik adına sorularımızı cevaplandırma nezaketinde bulunduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Şunu söylemeliyim ki, bugüne kadar birçok sanatçıyla röportaj yaptım ama, sizinle buluşmak çok özel. Karşınızda oturmak ve Nina Simone’un bir parçası olduğunuzu bilmek farklı bir duygu. Bu yüzden şaşkın, mutlu ve heyecanlıyım.

 

Lisa Simone: Ben de size teşekkür ederim. Nina evet bir parçam.

 

Leyla-Diana: O zaman hemen ilk sorumu sorayım. Nina Simone’un kızı olmak nasıl bir duygu? Annenizle geçirdiğiniz çocukluğunuz hakkında anlatmak istedikleriniz?

 

Bazı şeylerden pişmanlık duyuyorum, evet

 

Lisa Simone: Sen nasıl hissediyorsun anneni düşündüğün zaman? Annem, ya da senin annen... Anne annedir. Önemli değil, annen ile aramızdaki göbek bağı olsun ya da olmasın, sevgi her zaman vardır. Dünyanın geri kalanının Nina Simone’u tasavvur etmeleri çok zor. Bir çocuk olarak... annemdi. Bu yüzden onu özlediğimi söylediğimde, aramızdaki o ilişkiyi özlüyorum. Bazı şeylerden pişmanlık duyuyorum, evet. İnsanlar onun çok erken dünyadan ayrıldığını düşünüyorlar, daha ben tam büyümeden. Ama bu mirası gurur ve sevinçle sürdürüyorum. Ve bütün bunlar belgeselde bir araya geldi. Nasıl hissediyorum? Harika hissediyorum o benim annemdi.

 

Adaletsizliklere yeni bir bakış açısı getirmek istiyordu

 

Leyla-Diana: Nina Simone’u size iki türlü sorsam; birincisi nasıl bir anne ve ikincisi sizin hissettiğiniz, gördüğünüzle nasıl bir müzisyendi?

 

Lisa Simone: İki farklı dünya. Benim de çocuklarım var. Ben de bir anne ve müzisyenim. Müzisyen olmaktan bahsedecek olursak; o zamanlar biliyorsunuz. O ırkçılığın çok olduğu bir yerde dünyaya gelmişti. Şu anda da hâlâ ırkçılık var ama o zaman çok daha belirgindi. Annemin deneyimleri... O dünyaya müziği ve sahnedeki performanslarıyla adaletsizliklere yeni bir bakış açısı getirmek istiyordu.

 

Bense, dünyayı dışarıda bırakmayı seçiyorum. Hepimiz dünya ile ilgilenmek zorundayız. Ben şarkı söylediğimde insanlar beni görmeye geldiklerinde, her şeyi unutuyorum.

 

Manik depresifti, bipoları vardı ve suiistimallerin kurbanıydı

 

Sorunlar ve endişeler içinse, bir arada olmak ve kutlamak. Müzisyen olarak annem bir dâhiydi. Manik depresifti, bipoları vardı ve suiistimallerin kurbanıydı. Ve bütün bu şeyleri ve dahasını yüreğinizde hissettiğinizde yaratıcı oluyorsunuz. İçindeki bir çok acıyla, sahnede kendi kişisel yerinden bize hikâyesini sunuyor.

 

Anne olarak; sanırım bizler anne olarak birçok şeyi öğreniyoruz. Neyi nasıl yapacağımızı bize direkt olarak söyleyen olmadı. O, bir çocuğa verebileceği en güzel sevgiyi bana verdi. Fakat şunu düşünüyorum, onun müziği ile yarışıyordum. Müzik onun ilk aşkıydı ve ben dünyaya geldiğimde, sanki artık o yoktu ve ben kazanmıştım. O elinden geleni yapmıştı.

 

 

Fotoğraflar ekim 2018 konserinde Leyla-Diana tarafından çekilmiştir.

 

Annem çok içerdi biliyorsunuz

 

Leyla-Diana: Yıllar evvel bir röportajinızda annenize şoförlük ettiğinizi okudum. Daha 12 yaşındaymışsınız nasıl oldu bu?

 

Lisa Simone: Evet.. 12 yaşındaydım ama şoför değildim tabii ki. 11 yaşımda araba kullanmayı öğrenmiştim. Her türlü araba kullanmayı. O zamanlar Afrika`da Monrovia Liberya`da annemle beraber yaşıyorduk. Zor günler geçiriyorduk ve yine öyle bir gündü. Bütün eşyalarımı alıp o kocaman arabaya attığım gibi uzaklaştım oradan. Cadillac diyorduk o arabalara. Pontiac Catalina`ydı. Benim bir ailem vardı yani annemle birlikte yaşamadan önce. O gün peşimden gelip, bana yardımcı olacağına söz verdi ve eve döndük. Ama annem çok içerdi biliyorsunuz. Babamdan ayrı yaşıyorduk. Annemin menajeriydi de. Yalvardım tekrar bir arada yaşamaları için. Düşününce, hem iş hayatınızın hem de özel hayatınızın bir arada olması çok da kolay değildi sanırım. Bu durum hepimizi sarstı. Sonrasında güçlenip, tek başına ebeveyn oldu ve iş dünyasını da kendisi yönetmeye başladı. Bu hikâye de böyle neticelendi.

 

Leyla-Diana: 2014 yılında çıkarttığınız “All is Well” gerçekten her şey yolunda mıydı?

 

Lisa Simone: Yani her zaman, her zaman iyi ve yolunda. Ben bu şarkıyı yazdığımda hayatımda çok zor bir dönemdi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Çok mutsuzdum. Yaptığım şeyi yapmaya devam etmek istemediğimi biliyordum. Ama başka ne yapacağımı bilmiyordum. Ve bir saat kadar ağladım. Ormanda arabamda oturuyordum. Yaklaşık bir saatliğine ağladım.

 

Ve ağlamayı bitirdiğimde hâlâ çok iyiydim. Kapım açıktı, bilmiyorum, “sincap, bir sincap gibi” dedim. Altımdan çıktı. Orada olduğumu bilmiyordu. Tüm gözyaşlarından sonra nasıl ve hâlâ sessiz ve sakindi. Ve iki dakika kadar onu izledim. Beni hiç farketmedi sanki. Sonra dedim. Hayır Tanrım! Ve bu şarkıyı yazmaya başladım. ‘All is well’ (her şey yolunda) Gözyaşlarım durmayınca ben de yazmaya başladım. Bir öne bir arkaya sallanıyordum. Bittiğinde her şey ruhumla yolunda olacak. Bak bitti işte ! ve sabahın dördünde kızımın piyanosunun başına oturup akorları çalmıştım. Bu yüzden hâlâ en sevdiğim şarkılardan biri olmaya devam ediyor.

 

İsmim çok fazla acıyla ilişkiliydi

 

Leyla-Diana: 2016 yılında çıkarttığınız ‘My World’ hakkında biraz konuşalım mı? Bu albümde kendi besteleriniz var sanırım. Kendi dünyanızda neler gizliydi?

 

Lisa Simone: Evet, benim dünyamda hepimiz gülümseriz. Hepimiz eşitiz ve birlikte birçok şey yapabiliriz. Benim dünyam bana, kim olduğumdan kaçamayacağımı anladığım zamanı hatırlatıyor. Annem ağrılar yüzünden ölmeden önce bazı şeylerden kaçtım. Öldükten sonra 10 yıl ismimi hiç kullanmadım. İsmim çok fazla acıyla ilişkiliydi, ben de her zaman, Nina öldüğünde Lisa`nın olduğunu söyledim. Annem ölmeden önce mirasımdan kaçamayacağımı anladım. Geri dönüp yüzleşmek zorunda olduğumu fark ettim ve yüzleştim de. Yüzleşebilmek için de onu bir eğitime tabi tuttum. Bu eğitim kızını ne kadar sevdiği ile âlâkalıydı. Bunu ona hiç söylemedim ama ben biliyordum. Kötü bir gün geçirdiğinde, kendini daha iyi hissettiği bir zamanda, bütün bunların hepsini ona söylemem gerekiyordu. Ve beni gerçekten kötü hissettirdiğinde bunu bilmesine izin verdim. Annene söylemen gerek acı verdiğini. Annen seni sever ve acı verdiğini bildiğinde bunu yapmaya devam eder mi? Böyle bir mantık kurdum. Yaptığında da bunu yapmaya devam ettiğini söyledim, böylece nerede durduğumuzu anladım. Kendi dünyamda, onun dünyasında nasıl yaşadığımı öğrendim.

 

O öldüğünde ilişkimiz gelmiş geçmiş en iyi ilişkilerdendi

 

Onların dünyasında yaşıyoruz. Büyürken biz, onlar bize bir şeyler öğretmeye kalktıklarında artık çocuk olmadığımızı bilmeleri gerekiyor.

 

İşte böyle sayın Nina Simone, senin dünyanda iyiz ama her zaman iyi hissetmedik. Bu da eğitimin bir parçasıydı ama işe yaradı. O öldüğünde ilişkimiz gelmiş geçmiş en iyi ilişkilerdendi.

 

Leyla-Diana: Türk müziği ya da cazı hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

 

Lisa Simone: Şu anda bir bebek gibiyim, pek fazla bir bilgim yok. Bana lütfen önerebileceğiniz müzisyenler varsa onları dinleyebilirim ve bir dahaki gelişimde üzerinde konuşuruz.

 

Lisa soruyor bu defa: Peki bu akşamki konserime geliyor musunuz? Bana konser sonrası düncelerinizi ve şovum hakkında ne düşündüğünüzü söylemenizi isterim.

 

Tabii ki benim de cevabım, şov harikaydı. Öylesine insancıl, dinleyicisiyle bütünleşen ve bize güzel enerjisini geçiren bir konserdi ki. Nerdeyse, salondaki tüm dinleyicilerle tek tek tokalaştı. Yine gelmesini diliyoruz, istiyoruz.

 

Leyla-Diana

 

Cazkolik.com / 24 Aralık 2018, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Leyla Diana Gücük

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.