Lars Danielsson: Müziğin her seferinde farklılaşmasını seviyorum

Lars Danielsson: Müziğin her seferinde farklılaşmasını seviyorum

İsveçli basçı Lars Danielsson’u Türk cazseverlere artık çok fazla anlatmaya gerek yok. Özellikle Liberetto albümlerini dinlemekten kim bıkabilir. Pek çok kez İstanbullu ve Ankaralı müzikseverleri sahnede büyüleyen sanatçı, bu kez de 8 Mayıs’ta İstanbul PSM Caz Festivali’nde sahne alacak. 1958 doğumlu ve Göteborg Müzik Konservatuarı`nda eğitim alan Lars Danielsson, uluslararası modern caz dünyasında lirik kontrbas, elektrik bas ve çello çalış tekniğiyle olağanüstü bir solist ve eşlikçi olarak kabul ediliyor.

 


Lars Danielsson ile İskandinav cazının özelliklerinden en sevdiği albümlere, sadeliğe ve hayata bakışından beğendiği Türk müzisyenlere kadar merak ettiklerimizi sorduk, hepsini sabırla cevapladı. İstanbul seyircisi için olağanüstü yorumlar yaptı.

 


Nazlı Toprak

 


 

Müziğin her seferinde farklılaşması hoşuma gidiyor

 

 

Müzikal dünyası

 

Nazlı Toprak: İskandinav cazını nasıl tanımlarsınız? “Bu İskandinav cazının bir özelliği” diyebileceğimiz özellikler var mı?

 

Lars Danielsson: Bunun ne olduğunu bilen İskandinavya dışında daha fazla insan olduğunu düşünüyorum. Biz buradakiler, sadece müzik yapıyoruz ve bu terimleri düşünmüyoruz. Fakat belki de halk müziğinden gelen melodileri ve ruh hallerini yaratmanın belli bir yolu vardır. Bence Jan Johansson ve Jan Garbarek gibi daha eski caz müzisyenleri büyük iz bıraktı. Bence benim müziğim de kelimelerle açıklanmamalı, sadece deneyimlenmeli.

 

Nazlı Toprak: Müziğin hayatınız olacağını ne zaman fark ettiniz?

 

Lars Danielsson: Ben 4 yaşındayken doğum günü partisinde anneme hediye olarak bir gitar verildi. Onu kapıp kendimi doğrudan mutfağa kilitledim ve bütün gece çaldım. Bundan sonra artık müziğin hayatım olacağını biliyordum.

 

Nazlı Toprak: Klasik müzik geçmişiniz var. Caza geçmeye nasıl karar verdiniz?

 

Lars Danielsson: Çocukken elektro gitar ve Hammond Org çalmaya başladım, ama aynı zamanda okulda çello çalışıyordum. Ve aslında Santana, Allman Brothers, Jimi Hendrix ve Beatles gibi sadece rock müzik dinliyordum. Ancak ilk gençlik dönemimde cazla ilgilenmeye başladım. Bence bu da, bu kadar blues ve rock dinledikten sonra çok doğal bir adım oldu. O zamanlar klasik müzik çalıyor olsam da kalbim daha çok blues müziğindeydi. Son zamanlarda da Ravel, Stravinsky ve Bach gibi klasik besteciler üzerinde çalışıyorum.

 

Nazlı Toprak: Müziğinizi en çok hangi müzik türleriyle birleştiriyorsunuz?

 

Lars Danielsson: Bence klasik, caz ve folk müziği arasında bir karışım yapıyorum. Ayrıca rock unsurları da var. Sanırım sevdiğim müziklerden ilham alıyorum.

 

Nazlı Toprak: Ben, tüm albümlerinizi dinlemekten her zaman zevk alırım. Sizin en fazla bağ kurduğunuz albümünüz hangisi?

 

Lars Danielsson: Teşekkürler. Benim için en önemli albüm veya albümlerim Liberetto albümleri oldu, çünkü grupla birlikte çok fazla konser verdiğimiz için özel bir şey yarattığımızı düşünüyorum. Ayrıca ACT Müzik’ten çıkan ilk albümüm olan Libera Me de çok sevdiğim albümdür, çünkü o zamanlar benim için tamamen yeni bir şeydi.

 

 

Nazlı Toprak: Müziğiniz için neler size ilham verir?

 

Lars Danielsson: Diğer insanların müziklerini dinlemekten ve ayrıca insanlarla birlikte olmaktan ve çalmaktan ilham alırım. Ben doğayı dinlerken ya da televizyonda yeni şeyler izlerken ilham alan bir besteci değilim.

 

Nazlı Toprak: Avrupalı caz sanatçılarının yanı sıra, Michael ve Randy Brecker, John Abercrombie, Trilok Gurtu, John Scofield ve Charles Lloyd gibi önemli isimlerle çalıştınız. Peki, size en fazla etkileyen müzisyenler kimler?

 

Lars Danielsson: Sanırım pek çok müzisyenden pek çok ilham aldım, kahramanlarım olan müzisyenlerle çalma şansım oldu. Bu hayatımda büyük bir şeydi, ama artık daha birlikte uzun süredir çalmakta olduğum müzisyenlerden ilham alıyorum. Pek çok konserde birlikte çaldığınızda özel bir şeyler oluyor. Konuşmanıza gerek kalmıyor, sadece akışa güveniyorsunuz. Bu nedenle eğer oluşturma şansınız varsa, bir gruba sahip olmak önemli.

 

Nazlı Toprak: Doğaçlamanın müziğinizdeki ve grubunuzdaki yeri nasıl?

 

Lars Danielsson: Grubumla çaldığımda doğaçlama unsurunun olması önemli. Çaldığımız parçalarda doğaçlama yapacak alan her zaman var. Örneğin, ben şimdi senfoni orkestrası için beste yapıyorum ve çok sınırlı bir şekilde de olsa doğaçlama kısımları olacak. Müziğin her seferinde farklılaşması hoşuma gidiyor, ancak doğaçlama olsa bile bir ruh hali hep bulunmalı.

 

Nazlı Toprak: Ünlü İtalyan trompetçisi Paolo Fresu ile Summerwind isimli bir düet albüm yaptınız. İkili olarak çalmanın zor yanları var mı? Albüm yapmak için bir araya gelmeye nasıl karar verdiniz?

 

Lars Danielsson: Bir basçının vokal veya üflemeli çalgı ile ikili çalması çok özel bir şey. Bu, akortları birlikte oluşturmanız gerektiği anlamına gelir, bu nedenle düzenlemeler ve doğaçlama kabiliyetleri çok önemlidir. Paolo Fresu ile albüm yapma fikri ACT Müzik şirketinin başkanı Siggi Loch`tan geldi. Daha önce Paolo`yla çalmıştım ve çalış tarzını seviyorum, bu yüzden bu fikir için çok mutlu oldum. Albümdeki çoğu parça spontan olarak ilk kaydedilmiş haliyle yayınlandı. Bu tip kayıtlar her zaman tazelik verir.

 

 

Müzik ve hayat felsefesi

 

Nazlı Toprak: Müzik ve yaşamdaki sadeliği nasıl tanımlarsınız?

 

Lars Danielsson: Müzikte bence, teknik olarak karmaşık olsa bile doğal bir akışı olan müzik sadedir. Hayatta ise, sadece kendin değil diğer insanlar da mutlu olduktan sonra yaşamaya çalışmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu zor olabilir.

 

Nazlı Toprak: Teknoloji, küreselleşme, çok kültürlü etkileşimler ve politikaların bugünün caz sahnesini nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?

 

Lars Danielsson: Teknolojiyle, stüdyoda canlı sahneden daha çok şey yapılıyor, bugün stüdyoda geçmişte mümkün olmayan şeyleri düzeltebilir ve değiştirebilirsiniz. Bu hem iyi hem de tehlikeli olabilir. Bazen müzik kaydı çok fazla “mükemmel” oluyor. Çok kültürlülük, günümüz caz müziğine çok şey getirdi. Şimdi, farklı müzik türleri arasında çok daha fazla karışım olduğunu düşünüyorum. Müzikte bence çok heyecan verici bir dönem.

 

Nazlı Toprak: Özellikle gençler arasında heyecan yaratma konusunda cazın geleceği nedir?

 

Lars Danielsson: Daha fazla insanın tek başına kendileri için çaldığını ve internete bir şeyler koyduğunu sanırım görüyorsunuz. Bence bu durum daha da gelişecek. İnsanlar çok kısa bir süre içinde bir enstrümanda harika bir şey öğreniyor ve bunu da hızlıca ve etkileyici bir şekilde ifade ediveriyorlar, ama belki de çok büyük derinlikte olmuyor bunlar.

 

Nazlı Toprak: Nasıl mutlu olursunuz?

 

Lars Danielsson: Hayatımın en önemlisi çocuklarım ve Tanrı ile olan ilişkim. Dünyada en çok sevdiğim yer İsveç’te bulunan Mölnlycke`deki evimiz ve bölge. Orada kendimi gerçekten evimde hissediyorum ve etrafındaki doğası çok güzel. Diğer insanlarla birlikte müzik ve sanat yapabilmek, farkında olmanız gereken bir hediye. Bu yaşayabileceğiniz en iyi şey.

 

 

Türk müzisyenleri, müzikseverleri ve 8 Mayıs PSM Istanbul konseri

 

Nazlı Toprak: Türk müzisyenlerden hangileriyle birlikte çalmaktan keyif alıyorsunuz?

 

Lars Danielsson: Okay Temiz ve Robert Mehmet Ikiz, ikisi de büyük davulcu ve vurmalı çalgılarcı.

 

Nazlı Toprak: Türk müzikseverler sizi Mayıs ayında İstanbul`da tekrar görmek için sabırsızlanıyor. Türk izleyicilerini nasıl gözlemliyorsunuz?

 

Lars Danielsson: Bence kesinlikle çalmak için en iyi seyircilerden biri Türk seyircileri. Türkiye`de çalma şansım olduğu zaman hep çok heyecanlanıyorum. Hepinizle orada buluşmak için sabırsızlanıyorum. Hepinizi SEVİYORUM.

 

Nazlı Toprak: Konserde hangi albümlerinizden çalacaksınız?

 

Lars Danielsson: Sanırım Liberetto 3 albümümüzden de ve yeni bir şeyler de çalacağız. Orada görüşmek üzere.

 

Nazlı Toprak

 

Cazkolik.com / 30 Nisan 2019, Salı

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Nazlı Toprak

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.