Yağmurun azizliğine uğrayan Stanley Clarke & Hiromi konserini izleyen sevgili Cenk Akyol`un kaleminden konser izlenimleri...

Yağmurun azizliğine uğrayan Stanley Clarke & Hiromi konserini izleyen sevgili Cenk Akyol`un kaleminden konser izlenimleri...

"Donuna kadar caz!!!"

Geçtiğimiz yaz İstanbul’lu cazperverler olarak dört telli üstadı Stanley Clarke’ı biraderleri Marcus Miller ve Victor Wooten ile Cemiz Topuzlu beyefendinin amfi-tiyatrosunda seyretmiştik. Aşağı yukarı aynı güruh ile birlikte bu sefer de Osman Hamdi Bey’in himayelerindeki Arkeoloji müzesinde bir buluşma vardı dün gece.

Konser öncesinde gün içinde sel, tufan uyarıları yapılınca Eminönü’ne vapur ile geçmenin daha akıl kârı olduğunu düşündüm. (En azından can simidi bulabilirdim filikalarda) Murat Beşer ile buluşup Gülhane parkı kapısının hemen ardındaki hafif rampadan çıkmaya başlarken, konser için gelen orta sınıf ve üstü, “iyi eğitimli” yönetici kılıklı cici beyler ve hanım ablaların Arkeoloji müzesinin istikametini parkın önündeki kahya Yahya’lara sorması ile eğlendik. Yokuşun sağında solunda bulunan koca koca lahitleri her gördüğümde Osman Hamdi’nin Sayda’daki o eşsiz İskender lahdinin çıkarılışındaki fotoğrafı aklıma gelir. Bizim Indy Spielberg’inkinden daha bir Jones !!!

Bu kadar laf-ı güzaftan sonra konsere geçelim yavaş yavaş. Konser öncesi tuvalette gördüğüm bir yeni yetmeyi sonradan sahnede görünce gözümün bir yerlerden ısırdığı bu genç yeteneği hatırladım !! Stanley Clarke’ın Toys Of Men albümü ve geçen seneki SMV projesinde de yeralan Ukrayna kökenli klavyeci Ruslan Sirota. Yamaha piyanosu ile sahnede yeralacak Hiromi ablasına yine Yamaha Motif sinti ile eşlik edecek bu harika çocuk ile beraber davulda da yerinde duramayan harika davulcu Ronald Bruner’in eşlik edeceğini anladım. İKSV nedense konser gününe kadar grubun kadrosunu caz festivali sitesinde duyurmamıştı. Ben bir önceki albümün kadrosunu bekliyordum. Yani davulda Lenny White ile beraber Stanley Clarke, Hiromi üçlüsü. Tabii ki piyano, sinti, davul bastan oluşan ensemble benim gibi füzyoncu jazzer-rocker için çok daha iyi...

Artık konser başlanmak üzere, konseri festivalin bu seneki yaşam boyu başarı ödülü sahibi Hülya Tunçağ ile beraber seyretmek çok hoş. Sahnede ihtiyar delikanlı, imbiği (*) ile kısa bir girizgâh yaptıktan sonra doğruca bir ebeveyn gibi davulcu Ronald’ın yanına seğirtti. Hiromi ve Ruslan’ın stereo ve elektro-akustik akorları eşliğinde gümbür gümbür bir davul-bas hengamesi dinledik. Bir konservatuar hocası gibi tek tek öğrencilerinin yanına giden Stanley Clarke her birini teşvik edip ısındırdıktan sonra bir önceki albümden ve bir önceki akşamdan Chick Corea’dan No Return ile grubuna yön verdi Hiromi’nin hemşerisi Yamaha ile olan dansından sonra davulcu Ronald yaşının verdiği ilhamla bir "çift pedal" davul senfonisine girişti ve akabinde herkese konser girişinde dağıtılan beyaz yağmurluklardan Ku Klux Klan formalarını giymek zorunda kaldı. Ortada yanan bir haç olmamasına rağmen herkes büyülenmiş gibiydi ki yukardan diğer kovalar ardı ardına dökülmeye başladı. Kontr-bas’ını arşe  ile yumuşatarak çalmaya çalışan Stanley Clarke hem yağmuru hem de davulcu Ronald’ı susturmaya çalıştı eliyle. Ronald laf dinledi fakat yukardaki laf anlamıyordu. Bu arada gözüm sahnenin üstündeki tenteye takıldı, Hiromi’nin hemen üstündeki bölümdeki brandada yarım ton su birikmiş ve sehim vermişti. Hiromi’ye zoraki duş aldıracak su balonunu Mr. Stanley’nin amcaoğlu zannettiğim turne menajeri ve İKSV’den veya Pozitif’den Recep suyu tahliye etmeye çalıştılar ama sopaları yeteri kadar uzun olmadığından konser yetersiz derecede kısa olmak zorunda oldu ve artık dayanamayan Stanley Clarke olaya müdahale etti ve vefakâr İstanbul seyircisine teşekkür edilerek konser iptal edildi. İliklerimize kadar cazı hissettiğimiz geceden aklımda kalanlar bunlar. Nihayetinde hatırlanacak bir geceydi tramvaydaki teyzenin dediği gibi...

- - - - - - - - -

(*) Stanley Clarke ile neredeyse özdeşleşen el yapımı bas gitararı yapan Alembic firmasının adı Arapça’dan geçen imbik kelimesinden geliyor.

Cenk Akyol

Cazkolik.com / 09 Temmuz 2010, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cenk Akyol

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • Rasin Düzceer
    11 Temmuz 2010 Pazar 01:00

    İki gün öncesinden konser gecesi normalin üzerinde bir yağış (160 kg/m2) olacağını haber veren meteoroloji yetkililerinin uyarılarına rağmen konseri kapalı bir mekana alma becerisini gösteremyen İKSV yetkilileri herhalde dağıttıkları beyaz naylon yağmurluklarla seyircilerin keyifle konser izleyebileceklerini düşünecek kadar iyimserdiler. Evet, İyi müziğe gönül vermiş, iyi eğitimli küçük bir topluluk ne yazık ki bu beceriksizlik nedeniyle gerçekten donlarına kadar ıslanarak, konserden çok önlerinde oturanların şemsiyeleri izlemek zorunda kalarak büyük hayal kırıklığına uğradı. Organizatörlerin ne yapalım böyle bir yağmuru beklemek mümkün değildi bahanelerini duyar gibiyim. Aynı akşam Cemil Topuzludaki Sevil Berberi operası becerikli organizatörlerce seyircilerin fazla ıslanmasına gerek bırakılmadan bir sonraki güne kapalı mekana alınarak ertelendi. Bağıra bağıra gelen sağanak yağmur için organizatörlerin 'B' planı olmalıydı. Bu sorgulamayı yapmak her müzikseverin hakkı ve görevi olmalı. Tamam, bilet paralarının iadesi mümkün olmayabilir ama o akşamki izleyicilere en azından bir özür borçları var!

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Emir Gürpınar
    11 Temmuz 2010 Pazar 03:16

    O konserde değildim ama Rasin Beye son derece hak veriyorum çünkü yıllar önce böyle bir geceye bende denk gelmiştim sonra avrupada yine yağmurlu bir konsere gidip oradaki organizasyonun nezaketini ve akilci planlamasini görünce bana birden kandırılmışız hisi geldi ve kendime o zaman niye çok kızdım. Rasin Bey çok haklı lamı cimi yok sonuna kadar katılıyorum.

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • berna berkman
    23 Temmuz 2010 Cuma 04:19

    donana kadar caz..

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.