|
|||||
Radyo Cazkolik
İnternet üzerinde cazkoliklerin
buluştuğu bir caz radyosudur |
|||||
![]() |
|||||
|
Türkiye'nin Caz Takvimi
Olten Filarmoni Orkestrası KonseriSanatçı: İbrahim Yazıcı şef, Jess Gilham saksofonMekan: AASSM Büyük Salon, İzmir Tarihi: 18 Aralık.2019 Saat: 20:30 Web Adresi: http://www.oltensanat.com Etkinlik Bilgisi : Ayrıntılı bilgi ve bilet oltensanat.com adresindedir. TRIONSTAGE - TRIO KONSERİ![]() Mekan: Yeldeğirmeni Sanat, Rasimpaşa Mah. İskele Sok. No: 43/1, Yeldeğirmeni, Kadıköy (Tel: 0 216 337 0058) Tarihi: 18 Aralık.2019 Saat: 20:00 Web Adresi: http://kultursanat.kadikoy.bel.tr Etkinlik Bilgisi : Bugüne kadar pek çok organizasyonda birlikte sahne alan TriOnStage, 2017 yılında Türkiye?de benzeri olmayan bir performans gerçekleştirmek için bir araya gelmiştir. Enstrümantal müziği dans ve koreografi ile harmanlayan grup, altyapı müzikleri ile sundukları enerjik performanslarıyla oldukça ilgi görmektedir. Türkiye`deki geleneksel Trio anlayışına daha önce denenmemiş bir alternatif yaratan grup, Dünya klasiklerinden Pop`a, Swing`ten Jazz`a uzanan repertuarıyla farklı tınılar ve enstrümanlar ile klasik ve elektronik müziği bir araya getiriyor. Batu Şallıel Fusion Band![]() Mekan: The Badau, Akasya (Rez: 0 532 306 4334) Tarihi: 18 Aralık.2019 Saat: 21:30 Web Adresi: https://www.facebook.com/events/4 Etkinlik Bilgisi : Giriş: 50 TL. Jeff Lober ve Yellow Jackets parçaları çalan grup, dinleyicilerine enerjisi yüksek ve müzikal bir gece yaşatmayı planlıyor. |
Mayıs sonuyla birlikte biten bir sezonun son ayını yeniden gözden geçiren Deniz Türkoğlu kendi notlarını iletiyor...
![]() Mayıs`a Veda Ederken...Yazın, hoş geldin partisi vererek güneşin saatlerce gök kubbede asılı kaldığı bu günlere varmadan önce kışı oldukça yoğun bir şekilde yaşadık, eminim ki sizlerde bana katılıyorsunuzdur bu konuda. Ruhumuz bedenimizi aşıp uzaklara kaçmak istiyor. Tabii iş böyle olunca bir sahil kuytusu, bir ağaç altı ev sahipliği yapıyor hepimize yahut ayaklarımız altındaki çimenler. Ama Mayıs ayına veda ederken en son neler izledik şöyle bir üstlerinden geçelim ve sonraki yazılarda yıldızların altındaki konserlerden yayın yapalım. Ama öncesinde hep beraber Cemal Reşit Rey’in kapanış gösterilerini tekrar hatırlayalım. Sizlere daha önceden de bahsettiğim gibi İstanbul geçen ay İspanyollar tarafından adeta işgal edildi. Son iki Flamenko gösterisi ise dünyaca ünlü Antonio Najarro Dans Topluluğu tarafından gerçekleştirildi. İki gece üst üste sahne alan topluluk dünya turnesi kapsamında sırasıyla Flamenco Oriental ve Jazzing Flamenco gösterilerini sergilediler. Najarro klasik bale eğitimlerinden, flamenko dansına kadar birçok türde eğitip alıp, dereceyle bitirmiş bir dansçı. İş böyle olunca gösterilerinde modern danstan, klasik dansa; klasik danstan etnik danslara kadar uzanan figürler karşımıza çıkıyor. İstanbul’da sergiledikleri gösterilerine dönecek olursak; benim açımdan Flamenco Oriental oldukça başarılıydı. Şunu belirtmekte yarar var, çünkü oryantal kelimesinin sizlere sıradan gelmesini istemem. Gösteride duyduğumuz müzik düşündüğünüz gibi Arap ezgilerinin baskın olduğu türden değildi. Aksine daha batıya yakın, Akdeniz’in öte yakasının melodilerinin, flamenko ateşi ile yanmasından doğan bir füzyondu. Daha Endülüs, daha Cezayir ve gizemli Fas’ın havası vardı kulaklarımızda. Yani anlayacağınız öyle klasik Mısır ya da Arabistan çöllerinin esintisi değildi izlediğimiz. Açılış dansı olarak hep beraber sahneye çıkıp figürlerine başladıklarında tanıdık bir şeyler sezmiştim. Sonra bir baktık ki bizim ülkemizden de geçerek sahnede Mevlana’nın semazenlerine selam ediyorlardı. Daha sonra rotamız güneye dönerek toprak kokusunun buram buram duyulduğu diyarlardan geçtik. Bunu nasıl bu kadar net söyleyebiliyorum çünkü kahve, beyaz tonlarındaki kıyafetleri zihnimde o duyguyu canlandırdı. Bellerine ve kafalarındaki tüllerine eklenmiş para şeklindeki demirlerde az çok dünyanın neresinde olduğumuz konusunda fikirler veriyordu bizlere. Kastanyetlerin tıkırtısı, zapateado’nun ritimleri sırasında duyduğumuz seslerin hepsi oryantal ezgilerle uyum içinde bir birliktelik oluşturuyordu. İlerleyen dakikalarda çölün verdiği uçsuz bucaksızlık hissinden kurtulup sahrada bir vaha bulduk. Kızların o klasik uzun İspanyol etekleri, gözümüzde denizkızlarının kuyrukları gibiydi. Karşı gruptaki erkekleri kendilerine çağırırlarken el figürleriyle, sesi bir sirenin ki gibi büyüleyici olan solistten yardım almaktan geri kalmadılar. Kıyafetlerin tonları bu bölümde mavinin yeşille iç içe geçmiş haliydi. Adeta mistik bir gezintiye çıkmıştık Antonio Najarro Dans Topluluğu ile beraber. Tıka basa dolu olan salon gösteri bitiminde tamamen ayaktaydı. İş böyle olunca alkışların verdiği coşkuyla dansçılarda salon ışıkları altında neredeyse 20 dakikalık sokak flamenkosu gerçekleştirdiler. Gelelim ikinci geceye yani Jazzing Flamenco’ya. Öncelikle şunu belirteyim ki şarkılar tamamen 5 üzerinden 5 vokal performans sergileyen solist olsun, orkestra olsun caz konusunda kelimenin tam anlamıyla muhteşemdiler. Lakin her zaman yaptığınız füzyon başarılı olacak diye bir kaide yok. Geçen sene Tango Flamenco gösterisi çok başarılıydı keza dünya turnesine çıktıklarında kapalı gişe performans bile sergilediler, ayrıca gösterinin şarkılarının olduğu bir albüm bile mevcut. Ama şöyle bir dünya haritasını gözünüz önünde canlandırın. Flamenco Oriental ya da Tango Flamenco benzer yer küre kuşaklarının tınısı. Ritim, kültür, güneşin eğimi bile fazla değişmiyor bu bölgelerin etnik melodilerinin üzerinde parlarken. Lakin caz deyince akla gelen New York yukarıda kalıyor ve inanın bana kuzeye gidildikçe melodiler tamamen farklılaşıyor. O yüzden de Jazzing Flamenco’da bana göre müzik ve gösteri arasında uyumsuzluklar vardı. Kadının kastanyet takırtıları caz müziğin üzerinde adeta ağaçkakan gibi kalıyordu. Ve son olarak da bahsedeceğim isim Fado’nun Prensi diye adlandırılıyor. Çoğumuz fadoyu kadın sesinden dinlemeye alışmışızdır. Hem zaten Fado’yu tüm dünyaya hediye eden isimlerde kadınlardır; Maria Severa ve Amalia Rodrigues. ’79 yılında Grande Noite do Fado ödülünü kazanan Camané Fado, konser gecesi tüm hüznünü, kalp kırıklıklarını şarkıları aracılığıyla bizimle beraber paylaştı. Uzun yıllardır sahne almasına rağmen şarkı söylerken sade, varoluşundan vazgeçmiş bir tavır sergileyen Camané belki de bu sayede tamamen duygu dünyasının içine hapsediyor. 6 milyondan fazla albüm satan Camané, beklenenden de daha uzun bir süre sahnede kalarak en can yakan şarkılarını teker teker söyledi. Onu dinlerken okyanusun rüzgârını tenimde, dalgalarının sesini kulağımda ve tuzunu adeta dudaklarımda hissettim. Bu kadar mı bir insan alıp bizi götürebilirdi bambaşka kıyılara? 20’den fazla şarkı söyleyen Camané, anlaşılan müziği ve fado’nun matemini o kadar çok seviyor ki sona doğru daha fazla bu matemi ruhlarında taşıyamayıp salondan ceylan misali kaçan seyircilere inat, şarkı söylemeye devam etti. Kapanışta söylediği Sei De Um Rio’yu da sizler için yazıma eşlik eden şarkı olarak seçtim.Umarım hepiniz dinlerken keyif almışsınızdır. Deniz Türkoğlu Bu bölümde yayınlanmış önceki yazılar
|