Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Caz Ana Sanat Dalı`ndaki kurucu hocalık görevini sona erdirme kararı alan Emre Kartarı kararının nedenleri ve yeni görevini okurlarıyla paylaşıyor...

Hacettepe`ye Veda...

Belki kulaktan kulağa yayılmış bir şekilde haberiniz olmuştur ya da Facebook sayfamdaki açıklamayı okumuşsunuzdur, Hacettepe Konservatuvarı`ndaki görevimden ayrılmış bulunuyorum. Eylül`ün ikinci yarısından itibaren Yaşar Üniversitesi`ne başlıyorum...

Öncelikle söylemek istiyorum ki, Hacettepe`yi bırakmak hiç kolay olmadı. Son iki senedir, Fulbright Uzmanı olarak gelen vibrafoncu Jon Metzger`la ders programlarının ve içeriğin hazırlanmasından, sınıfların eşya gereksinimlerinin ve yerleşim düzeninin belirlenmesine, bölümün ilk öğrencilerinin seçilmesinden Amerikan Büyükelçiliği`nin desteğiyle planlanan etkinliklerin gerçekleştirilmesine kadar her şeyde emeğim ve anılarım var...

Hacettepe ve VCU`daki bağlantılarım ve sonucunda çıkardığımız ortak çalışma rüyalarımdan birini gerçeğe dönüştürdü: Senelerdir derin saygı beslediğim, gelişimimin mimarları olan hocalarım ülkeme geldi, böylece Türkiye`deki caz ortamını deneyimleme imkanları oldu. Aslında beklediğimden de fazlası oldu, öğrencilerim  -tıpkı benim onların yaşlarındaki halim gibi- hocalarımdan aldıkları ilhamla doldular. Elde ettiğimiz sonuç sadece öğrencilerime ilham dolu bir ortam yaratmakla kalmadı, aynı zamanda gördük ki Ankara`da gerçekten kaliteli bir caz ortamı oluşmuş, geçen yıl içerisinde Ankara`da çok ciddi isimleri konuk etmişiz... Peki madem her şey bu kadar mükemmeldi, neden gitmek istiyorum, hem de Hacettepe kadar köklü bir kuruluşta kadrolu görev şansı bulmuşken Türkiye`nin en büyük ve en eski konservatuvarını neden bırakıyorum?

Hacettepe tarafından görevlendirilmemin amacı öncelikle `yabancı uzman` ünvanıyla bölümün kuruluş çalışmalarını yürütmekti. Daha uzun kalmak elbette hem benim hem de öğrencilerim açısından iyi olurdu ancak bölümün şu an geldiği noktada işleyişine, bensiz de devam edebileceğini düşünüyorum.

Gelecek Olan Öğretmenlere Mesajım:

Hacettepe`de geçirdiğim zaman, Türkiye`deki yükseköğretim sistemine dair ilk deneyimlerimi edindiğim zaman dilimiydi. İlkokul son sınıftan masterım bitene kadar Amerika`da okudugum düşünülürse buraya gelişim kültür şokunu da birlikte getirdi diyebilirim. Öğrenci - öğretmen arasındaki hiyerarşik ilişki VCU`daki öğretmenlerimin yaklaşımıyla kıyasladığımda anlamakta zorluk çektiğim ve Skip Gailes`le sıkça konuştuğumuz bir konuydu. Skip`le geçirdiğimiz zaman içerisinde öğrencilerim aramızdaki ilişkiye tanık oldular ve bu işin gelenek ve felsefesinin nasıl olması gerektiğini görüp benimsediler. Yeni gelecek olan hocalara mesajım: Yeni `hocam` sıfatınız sizi yanıltmasın. Burada hiçbirimiz müziğin `üzerinde` değiliz, olmamalıyız. Skip bu hiyerarşik gelenekle her zaman dalga geçti ve bu durumun adını `Hocam Power` koydu. Müziği, müzisyenliği, caz bölümünü herkes için ilham verecek şekilde korumak ve geliştirmek insanların size göstereceği  itibardan ve aslında bir yanılsamadan ibaret olan güç gösterisinden çok daha önemli. Unvanınız, odanızdaki makamınız ne kadar büyük olursa olsun- "It don`t mean a thing, if it ain`t got that swing."

Yaşar Üniversitesi

Ankara`ya ilk geldiğimde Amerikan Büyükelçiliği`nden iki harikulade insanla tanıştım; Kültür İşleri Sorumlusu Craig Dicker ve asistanı Gözde Doğan. Zamanla çok da iyi arkadaş olduk. Caz programının henüz daha ilk hazırlanmaya başlandığı günlerde Craig, Türkiye`de bir caz bölümü açılacaksa aslında en uygun ortamın İzmir olduğunu dile getirmişti. Düzenlediğimiz etkinliklerin İzmir ayağı, Ankara`nın ağır bürokrasi ortamından sonra bu canlı ve güzel şehrin enerjisiyle hem bize hem de konuk sanatçılarımıza çok iyi geliyordu. Yaşar Üniversitesi`nin yemyeşil kampüsü ve küçük ama dünyanın dört bir yanından özenle seçilmiş, yabancıların büyük çoğunlukta olduğu akademisyenlerden oluşan müzik fakültesiyle artık benim ve konuklarımın yeni evi olacak.

Bu sene Fulbright Uzmanı olarak Dena DeRose`u, bir süredir aklımda olan ve Yaşar Üniversitesi`nin desteğiyle daha da keyifli olacak projeler içinse Doug Richards, Howard Curtis ve Jason Scott`ı getiriyoruz. İzmir`e gitmem inzivaya çekilmek gibi görünüyorsa eğer, hayır aslında tam aksi. Daha yapacak çok şey var...

Emre Kartarı
Ağustos, 2011


Leaving Hacettepe Conservatory

As you may have seen on my Facebook account or heard it through word of mouth, I resigned from my teaching position from the Hacettepe Ankara State Conservatory last week. As of mid-September, I will continue my teaching at Yasar University.

Leaving Hacettepe was not an easy decision. During my two years at Hacettepe, I was involved with every aspect of the new Jazz Department. This included writing the class program with fulbright specialist Jon Metzger, designing classrooms with the university architects, working with the American embassy in Ankara, to accepting the first students. 

Through my contacts through Hacettepe and VCU, I was able to experience my dream come true - to bring my teachers whom I`ve had deep respect for, and have them experience Turkey. What I had was actually more than what I had hoped for, my students feeling the same musical inspiration as I once experienced at their age.

Not only my students were inspired, but we were able to provide an actual quality jazz scene to Ankara. In the last year, some of the best jazz musicians in the world performed in Ankara. 

So when things were going so perfectly, why would I want to leave? Especially when Hacettepe Conservatory is such a deep rooted institution?

I was initially hired by the university to set-up the department under a "foreign specialist" contract. Although it would have been nice to stay longer, I felt that the program was ready to function and grow on it`s own.

Message to the Incoming Teachers:

My time at Hacettepe was also my first experience at the higher education system in Turkey. Having studied my last year in elementary school to my masters degree in USA, this was a culture-shock of an experience for me. The difference in the hierarchy between students and teachers compared to VCU was something I talked to Skip Gailes about extensively. In the year I`ve spent with students along with Skip, the students absorbed some of our learning tradition and teaching philosophy. My message to the incoming teacher is: Don`t get lost in your new "Hocam" title, or any title. None of us are "above" music.  Skip always made a joke of this hierarcy, and called it the "Hocam Power". If you are a jazz musician, you are an eternal student. If you can`t convince and  inspire your student with music, you will not be able to inspire them with your "Hocam Power". Our job is music, musicianship, and keeping the jazz department in a state of inspiration. It`s not about protecting the illusion of respect. And no matter what your title is, what size desk you have in your office - "it don`t mean a thing if it ain`t got that swing".

Yasar University

When I first arrived in Ankara, I met two brilliant people from the American Embassy, cultural affairs officer Craig Dicker and his assistant Gözde Doğan. We became very close friends through out the year. From the very begining of our work to put the jazz program together, Craig was convinced that the ultimate place for a jazz department in Turkey would be in Izmir. Being away from the heavy beaurocratic system of Ankara, and the life rhythm, beauty of Izmir was perfect for the incoming artists as well as the students. Yaşar University, with it`s beautiful campus, and the small but world renowned music faculty, will be our new home for jazz studies with the visiting American professors.

This year we are planning to have Dena Derose, Doug Richards, Howard Curtis, Jason Scott among other as artists in residence among others.

Emre Kartarı
2011, August

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Emre Kartarı

  • Email

YORUMLAR

  • Salim Zaimoğlu
    21 Ağustos 2011 Pazar 07:25

    Sevgili Emre Hocam, Yazılarınızı ilgi ile izledim, izleyeceğim de.Yeni göreviniz nedeniyle kaleme almış olduğunuz yazıyı da okudum, çalışmalarınızın nasıl üstün bir görev bilinci ile yerine getirdiğinizi, nasıl uğraşlar verdiğinizi çok iyi anlıyorum ve sizi de tebrik ediyorum.Yeni görevinizde, işinizde başarılı olacağınızı da biliyorum size mutluklar ve esenlikler diliyorum. ayrıca bence İzmir çok daha güzel bir kent, Ankara"nın gri havası ve insanlarından çok daha iyidir. Sevgi ve saygıyla. Salim Zaimoğlu

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • hatime karaoğlu
    31 Ekim 2011 Pazartesi 12:02

    sayın emre KARTARİ Hacettepe’de Caz Ana Sanat Dalı bölümünü kurmak için göstermiş olduğunuz üstün performansı okudum.yıllarca amerikada yaşamış bir insanın türkiyede özelliklede bir devlet üniversitesi bürorasisinde ne denli zorluklarda çalışmış olabileceğinizi tahmin ediyorum .ben de bir caz tutkunu olarak size saygılarımı sunuyor bundan sonraki hayatınızda ve müzik yaşantınızda başarılar diliyorum. Sizden bir konuda yardım almak istiyorum. Oğlum lise son sınıfta okuyor ve üniversite sınavına girecek.3 yıldır elektro gitar çalıyor.konservatuara gitmek istiyor bizde her anne baba gibi oğlumuzun mühendis olmasını istiyoruz.Hacettepe caz bölümünün açıldığını yeni öğrendim.Genel yetenek sınavlarına girmeden önce oğlumun nasıl çalışması gerektiğini veya bu konuda bana yardımcı olacak bir isim önerebilirseniz çok sevinirim. saygılarımla,hoşçakalın

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.