Cazda yılın son kaybı 93 yaşındaki Yusef Lateef oldu

Cazda yılın son kaybı 93 yaşındaki Yusef Lateef oldu

Caz dünyası neredeyse yüzyıla tanıklık etmiş bir dev ismini daha kaybetti. Başka alanlarda olduğu gibi cazda da çok sayıda kaybın olduğu bir yıl olarak tarihe geçecek 2013. 20. yüzyılın ilk nesli diyebileceğimiz 1900`lerin ilk 25 yılında dünyaya gelen isimler arasında bugün kaç kişi hayatta kaldı tam olarak bilmiyoruz ama olanlar da bir bir aramızdan ayrılıyor. Dün Twitter başta olmak üzere sosyal medyada sık paylaşılan bir haber oldu Yusef Lateef`in ölümü. Bir kaç gün önce benzer bir haber Horace Silver için de çıkıp da sonradan doğru olmadığı anlaşılınca insan bu haberin de doğru olmamasını umuyor ama neticede doksanlı yaşlarındaki insanlardan söz ediyoruz.

 

 

Cazda flüt deyince aklan ilk gelen isimlerdendi Yusef Lateef

 

 

Sadece flüt mü? Elbette başta flüt olmak üzere tüm nefesli enstrümanlarda dünyanın en saygın ve üretken ikonlarından biriydi ve lider olarak hayatı boyunca yüzden fazla albüm kaydetti.

 

9 Ekim 1920 tarihinde William Emmaniul Huddleston olarak Tenessee`de dünyaya gelen Lateef ilk işini bir çelik fabrikasında buldu. Ailesi Ohio`ya oradan Detroit`e taşındı ve Lateef de burada bir otomobil fabrikasında işe girdi. Detroit`e taşındıklarında aile ismini Evans olarak değiştirmeyi uygun gördü ama ilginçtir Yusef Lateef babasının bunu niye yaptığını hiç bilemedi. Bir başka ilginçlik daha, Yusef Lateef profesyonel olarak ellili yıllarda kullandığı ismi yasal olarak Yusef Abdul Lateef adına geçmeden Bill Evans`tı.

 

Anne ve babası boşanan Lateef 1932 yılında babasıyla Detroit Arcadia sinemasının üst katındaki bir apartman dairesine taşındı. Arcadia sineması Cumartesi geceleri küçük müzik gruplarının konser verdiği yerlerden biriydi. Lateef müzisyen olmak isteğine ilk burada kapıldığını söyler ki onun yaşındaki bir çocuk için kaçınılmaz bir etkinlenmedir kuşkusuz.

 

Yusef Lateef`in babasının hayatındaki rolü çok önemli ki bir başlarına kalan baba-oğul için bu duygu hiç de anlaşılmaz değil. Sinema sahnesindeki konser gecelerinde oğlunun müziğe ilgisini farkeden baba, oğlunun trompet çalma isteğine çevresinde gördüğü, tanıdığı trompetçilerin dudaklarının nasıl yara bere içinde olduğunu bildiği için başka bir enstrüman seçmesini söyler, Lateef saksofonu seçmeyi tercih eder.

 

Yine bir başka ilginç not daha; Babası oğluna kullanılmış bir saksafon almayı kabul eder ancak bir şartı vardır, 80 dolarlık ücretin yarısını oğlu kendisi ödeyecektir. İlk enstrümanı olan alto saksafonu Lateef Detroit`teki Ivan C. Kay müzik mağazasından bu sayede satın alır.

 

1940 yılında 20 yaşındaki Lateef ilk işlerini Ace High Club`ta almaya başlar. Arkasında dansçıların olduğu blues şarkıcısı Wynonie Harris`in grubunda çalmaktadır. Coleman Hawkins, Duke Ellington dinlemektedir. Liseden sonra Sadie Harper ile evlenir, iki oğlu dünyaya gelir.

 

1943 ile 45 yılları arasın aralarından Sonny Stitt ve Lucky Thompson`ın da olduğu swing topluluğu Lucky Millinder`de çalar. 1946-47 yıllarını ise basçı Eugene Wright`ın "The Dukes of Swing" isimli grubuyla geçirir. Burası önemli zira grubun piyanisti sonradan büyük bir efsane olcak Herman "Sonny" Blount yani Sun Ra`dan başkası değildir. İkili birlikte Congo Club, Pershing Hotel ve Birdland gibi yerlerde çalarlar.

 

1948 yılında James Moody`nin yerine Dizzy Gillespie`nin orkestrasına katılan Lateef burada orkestranın congacısı Sabu Martinez tarafından Bille Holiday`le tanıştırılır. Lateef bu sayede Holiday`e olan minnettarlığını ve sevgisini ifade etme fırsatı bulur.

 

1949 yılında gruptan ayrılan Lateef aralarında solo pasajlar çalma imkanı da olan "St. Louis Blues" ve "Dizzier and Dizzier" isimli albümlerde çalma imkanı bulur.

 

 

İslamiyetle gelen yeni isim

 

 

Trompetçi Talib Dawud`dan etkilenerek 1946 yılında ilk kez ilgilendiği islamiyeti 1949 yılında geçmeyi tercih eder. 1949 yılı aynı zamanda Lateef`in bir `gig` sonrası Art Blakey vasıtasıyla Charlie Parker ile tanıştığı yıldır.

 

1950 yılında birden şaşırtıcı bir karar alan Lateef Detroit`e geri döner ve Chrysler otomobil fabrikasında çalışmaya başlar. Hatta, fabrikanın eğitim kısmında mühendislik eğitimi alır.

 

Müzikten kopması düşünülemeyeceğine göre bir süre sonra haftada üç gün Forest Club`da T-Bone Walker, Clarence `Gatemouth` Brown gibi isimlerle çalmaya başlar.

 

 

Yusef Lateef`i flüt çalmaya ikna eden Kenny Burrell`dir

 

 

Kenny Burrel ile ilk kez 1953`de çalmaya başlayan Lateef ünlü gitaristle hem klüplerde hem albümlerde çalar. Aynı yıl Burrell`in teşvikiyle flüt çalmaya karar veren Lateef yeniden okula döner Larry Teal`s School of Music`de flüt çalışır.

 

Obua, flüt ve fagot gibi enstrümanlarla ilk kez canlı sahnelerde görünmesi 1955 yılıdır. Yeniden hızlı gece hayatına dönmüştür. Klein`s Show Bar`da haftada altı gece trombonda Curtis Fuller, piyanoda Hugh Lawson, basta Ernie Farrow ve davulda Louis Hayes ile çalar. Aynı grup 1957`de Savoy firması için bir de kayıt yapar. Büyük sanatçı bu dönem "Jazz for the Thinker", "Sounds of Yusef Lateef", "Eastern Sounds" gibi albümleri kaydeder.

 

1960 yılı sanatçının yeniden New York`a taşındığı yıldır ve hemen Half Note`da trompetçi Lonnie Hillyer ile çalmaya başlar. Bir sonraki işi ise Charles Mingus`un grubunda olur. Grupta Eric Dolphy, Ted Curson, Dannie Richmond, Rahsaan Roland Kirk gibi isimler vardır. Bir sonraki yıl ise Babatunde Olatunji ile ayrı bir grup kurar ve içinde Mingus`un da olduğu kayıtlar yaparlar.

 

Manhattan School of Music`e 1966 yılında kayıt yaptıran Lateef 69 yılında okuldan mezun olur ve bir yıl sonra da aynı okulda ders vermeye başlar. Konusu is `Autophysiopsychic Music` ya da mental, spiritual benlikten gelen müzikler gibi temalardır. 1972 yılında Dr. Roland Wiggins tarafından Massachusetts Üniversitesi`nde doktorosını yapması için davet alır. Mezuniyet teziyse "An Overview of Western and Islamic Education"dır ve tezini 1975 yılında tamamlar.

 

Bu arada 1973 yılında ikinci karısı Tahira ile evlenir ve oğlu Yusef dünyaya gelir. 1981 yılında "The Repository of Scales and Melodic Patterns" isimli ünlü kitabını yayınlar. Bu dönemin öncesinde ise İngiltere`den Hindistan, Mısır`a kadar olan büyük bir coğrafyayı gezme imkanı bulur. Kitabını yayınlamasının ardından Nijerya`da Ahmadu Bello University`de 1984 yılına kadar kültürel araştırmalar yapar. Bu dönemin sonu ise 1987 yılında "Best New Age Performance" dalında Grammy kazandığı ve tüm enstrümanlarını kendisinin çaldığı albümü olur.

 

1992 yılında YAL Records isimli kendi firmasını kuran sanatçı kendi etiketi atında kırktan fazla albüm yayınlar. Hayatının son yıllarında yavaşlasa da albümler yayınlamaya devam eden büyük sanatçı Massachusetts, Amherst`te yşamaya devam etti.

 

Yusef Lateef diskografisi:
1957 Other Sounds, New Jazz
1957 The Sounds Of Yusef, Prestige
1960 The Centaur And The Phoenix, Riverside
1961 Eastern Sounds, Prestige
1963 Jazz `Round The World, Impulse!
1964 Live At Pep`s, Impulse!
1964 Psychicemotus, Impulse!
1966 The Golden Flute, Impulse!
1969 Yusef Lateef`s Detroit, Atlantic
1976 The Doctor Is In Out, Atlantic
1977 Autophysiopsychic,  CTI
1983 In Nigeria, Landmark
1987 Yusef Lateef`s Little Symphony, Atlantic
1992 Tenors Of Yusef Lateef And Archie Shepp, YAL
1996 The African-American Epic Suite, Act
1997 The World At Peace, Meta
1998 Like The Dust, YAL
2006 Yusef Lateef At The Bottom Line, YAL

 

Bu haber Brad Ferberman`ın hazırladığı biyografiden özetlenmiştir.

 

Cazkolik.com / 24 Aralık 2013, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.