Bir müzik mağazasının yalnızlığı

Bir müzik mağazasının yalnızlığı

Geçen gün, Bağdat Caddesi`nin arka sokaklarında hava güneşli bir sonbahar sıcağı ama dökülen yapraklar sadece geçip giden mevsimi değil başka şeylerin hüznünü de sürüklüyor.

 

Acelesi olmayan işim için âvâre yürürken birden bu yalnız dükkan çıktı karşıma. Hem de yapayalnız. Yanıbaşında bir sokak kuaförü. Kapı önüne sigara içmeye çıkmış genç bir kadın. Saçlarına parlak kağıtlar sarılı. Oturduğu sandalyede cep telefonuna öyle gömülmüş ki, orada ayakta dikili duran varlığımın farkında değil, uzun süre boş dükkana bakıyorum. Üzerinde DoReMi yazıyor. Belli ki yakın zamana kadar bir müzik mağazasıymış. Böyle ara bir sokakta hem de. İçerde plâk, kaset, CD rafları hâlâ duruyor. Terkedilmiş. Henüz yeni boşatılmış olmalı, içeri bir dolu eşya yığılmış.

 

DoReMi

 

İlkokul yılları bir türlü çalınamayan o sevimli mandolinleri hatırlatan naif bir ifade; Bitişik yazılmış üç nota bir dönemi anlatıyor adeta. Bu raflardan ne albümler geldi geçti diyor bakana, kimbilir kaç kişi bu kapıdan içeri girip bir müzik albümü sordu, tezgahın arkasındakilerle sohbetler edildi. Albümler belki hemen oracıkta dinlendi. Bir albüm almak için gelmişken birkaçı alınıp çıkıldı. Bir daha gelmek için haberleşildi.

 

Daha da üzücüsü

 

Müzik mağazasında kapının iki yanının dekoratif resimlerle bezenmesi. Herbiri birer enstrüman çalan müzisyenler. Keman çalan, kastanyet şıklatan, viyolonsel, hatta arp çalan kadınlar, saksofon, trompet çalan cazcı görünümlü adamların yanında daha hercâi, rock müzisyeni gibi duran bandanalı bir gitarist. Detaylarla süslü bu zarif çaba beni iyice geriye götürdü. Çocukluğumun müzik mağazalarına. Kadıköy Altıyol ve Üsküdar çevresinde nerdeyse her mahalledeki müzik mağazalarına. Zaman içinde hepsi birer birer kapanmış, birçoğunun sahibinin belki artık hayatta olmadığı günlerin müzik mağazalarına.

 

Temassız bir müzik

 

Kapanmış, terkedilmiş DoReMi mağazasının sembolik olarak görselleştirdiği dönem geride kaldı. Yavaş yavaş anıları da kaybolacak bir dönem. Müziği artık kimseye temas etmeden alıyoruz ya da alıyor muyuz? Mağaza duvarlarına asılmış yeni albüm posterleri de yok artık ya da o an kapıdan içeri giren çaycı çocuğun tepsisine bakıp `bi çayımızı iç abi` diyen tezgahtar da yok. Aldıklarını torbaya koyarken `abi duydun mu filancanın albümü çıkmış` diyen de yok. O kısa sohbetin insanı medenileştirmesinden uzağız artık. Çevremizde sadece müzik konuştuğumuz kaç kişi var? Oysa bu mağazalarda hiç tanımadığımız insanlarla bile müzik hakkında konuşurduk. Dedikodu değil, müzik konuşurduk.

 

DoReMi`nin kapanması sadece bir müzik mağazasının kapanması değil. Kültürel geçmişimize ait önemli bir parçanın yokolması aslında. Anılarını da alıp gitmesi.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 20 Ekim 2017, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.