Şevket Akıncı yazdı: Lale Plak kapanıyor

Şevket Akıncı yazdı: Lale Plak kapanıyor

Lale Plâk kapanıyor. Müziği CD`den dinleyen son salak olarak buna en çok üzülenlerdenim. Hatta en çok öfkelenenlerdenim, çünkü yapılacak hiç bir şey yok... Günümüz hayatında, değişim hızı o kadar büyük ki doğruyu yanlıştan ayırmaya fırsat bulamadan karar vermeye çalışıyoruz. Bu hızı kontrol eden "sistem" -ekonomik ve politik düzen de diyebiliriz bu sisteme-, neyi nerede yaşayacağımıza da karar veriyor sanki. Özellikle kültür alanında yayılan ve yaydığımız kültürün tabiatı değişen teknoloji ile değişti, ve biz doğruyu yanlıştan ayırmaya zahmet edemeden teknoloji ile birbirlerine uyumlu bir ekonomik ve politik otoritenin köleleriyiz. Eskisine göre çok daha dar ve kısa bir zamana ve mekana hapsediyoruz kültürü. Çoğu insan artık müziği, müzik setlerinden değil de örneğin kulaklıklarla dinliyor, ya da aynı zamanda çalıştığı mekanda bir masaya kurulan bilgisayarın hoparlörlerinden dinliyor. Bir kaç saniye dinleyip atladığı Spotify sayfalarında, ya da bir dakikalık Instagram paylaşımlarında. İş öyle bir yere vardı ki Instagram stroylerinden 15 saniyelik kesitlerle yayılıyor müzik ki genelde bunun sadece 2-3 saniyesini dinleyip bir sonraki story`e atlanıyor. Tüketim hızını büyük ölçüde kontrol altına alan görünmez bir elin tokadına en çok da müzik maruz kaldı. Müziği kaliteli bir şekilde yayma alanı olarak görülen konser mekanlarında da, sistemin bu görünmez elinin baskısını hissediyoruz. Her zaman kapatılma riski altına giren bu mekanların sanatçı seçimi bile son 10 yılda çok değişti. Müzik seçimi konusunda maceracı olan mekanların kapatıldığını daha sık görüyoruz, kapatmayanlar, bir çok kültürel veya finansal ödün vermek zorunda.

 

Konser mekanlarını saymazsak, kültürü imaj ve reklama dönüştüren bir teknoloji ile yaymak durumunda kalıyoruz. i-phone`lar, i-Pod`lar, Macbook, vs... kullanan insan sayısı çoğaldı ve artık neredyse birbirinden kopuk bir biçimde iletişim kuruyor. Yaşamla ilgili her şeye, örneğin, yitirilmiş yetenekler, yitirilmiş vücutlar, yitirilmiş toplumsallık ya da eski tadını yitirmiş yiyecekler konusunda hemen her alanda her şeye eski işlevi yeniden kazandırılmaya çalışılıyor. Youtube; sanal bir konser salonu, i-tunes; sanal bir medyatek. Her sanal gösterinin girişine sanal gişeler koymak, böylelikle her dinletinin parasını ödetmek, dinleyiciyi daha da tembel bir hale getirmek, çaba harcamayan tüketicinin tükettiği şeye karşı yüklediği değer.

 

Son bir kaç yılda Steve Jobs tarafından yayılan nesnelere tek iletişim ve yayma aracı gözüyle bakıyoruz. i-phone`lar özellikle bizi dar ve yalnız olduğumuz bir alana sıkıştırmakla kalmayıp birlikte yalnız yaşadığımız bir topluma dönüştürdü. Satın alınan bir plağın etrafında toplaşan müzik meraklılarının müzik setinin etrafında müzik dinlediği günler geride kaldı. Bu imtiyaz bugün oldukça pahalı plakları satın alabilen zengin bir azınlığa ait. Özellikle bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde, bu plakları satın alamayan müzisyenlerin ürettiklerini satın alabilenlerin eleştiri kabiliyetine göre şekillenebiliyor bazı sanatsal tercihler. Benim gençliğimin geçtiği 80`li, 90`lı yıllarda bir kaset alırdık mesela ve o kaset bitene kadar dinlerdik. Sevmediğimiz şarkıları bile dinlemek zorunda kalırdık. Ama sanatçıyı ancak bu şekilde gerçekten özümseyebilirdik. Bugün ise çoğu genç bir sanatçının külliyatını "indirerek" özümsediği yanılsamasına kapılabiliyor. Azıcık orasından burasından dinlenen örneğin bir Miles Davis külliyatının yüzde kaçına hakim olduğumuz dikkate alınmadan "özümseyiveriyoruz" ve elbette tecrübemizin niteliğini sorgulamadan kanaat sahibi olabiliyoruz. Özellikle öğrencilerime CD ya da plakları dinletiyorum sınıfta-real time. Konserlere götürüyorum. Kültür yaymanın ve almanın daha uzun bir zamana yayılan bir emek gerektirdiğinden habersiz bir çoğunluk, verilenle yetinip düşünme işini bir otoriteye bırakıldığı sisteme alışık olduğundan müzik dinleme işinin entelektüel ve fiziksel bir emekle ilgili olduğunu bağdaştıramıyor. Ve i-Phone`lara geri dönülüyor.

 

Steve Jobs akla geliyor, kendisini insanlardan izole ettiren ne kadar eğilim varsa, ne kadar kompleks, patoloji varsa, i-phone, i-pod, Mac Book vs... gibi yarattığı nesnelerde cisimlendirmiş ve neredeyse tüm insanlığı bu nesnelere bağımlı kılarak, bu dünyadan çekip gitmiş. Kişisel hayatında onu yalnızlığa iten başa çıkamadığı sebeplerden intikam alırcasına. Sanki kendisinden daha uzun yaşayan bu nesneleri yaratarak kendisini değil yalnızlığını ölümsüzleştirmiş.

 

Zamanla, Lale Plak, bir müzik dükkanından daha fazla bir şeye dönüştü benim için: çok fazla anım var orada... Ta 2005`de ikinci Lifeline albümüm New Frontier için A.K. Müzik`i öneren Hakan Atala`dır ki o zaman bir senedir plak şirketi arıyordum. Bu iyiliğini unutamam.... Tüm albümlerimi bulacağınız iki üç yerden biriydi. Sadece benim değil, Türkiye`de caz, deneysel müzik, çağdaş müzik yapan kim varsa, orada bulabilirdiniz. Ses sistemi o kadar iyiydi ki her yeni albüm çıktığında oraya koşup kalite kontrol yapardım ve içeride müşteri varsa yüzlerine bakardım çaktırmadan. Albümlerin vitrinde azalıp azalmadağına göre mutlu ya da mutsuz olurdum. Müziğime yön veren bir çok albümü Lale Plak`tan aldım, bir çok sanatçıyı Hakan`ın tavsiyesiyle keşfettim. Yeni çıkan ECM ya da ACT CD`lerden haberdar olur olmaz, soluğu Lale Plak`ta alırdım. Bi noktada artık başka hiç bir yer yoktu, bir Cihangir`deki Opus 3A.

 

Ama dediğim gibi, Lale Plak bir müzik dükkanından fazla bir şeydi. Bir buluşma yeriydi. Lale Plak`ta randevu vermek "klas" bir şeydi. Sevgililerle, arkadaşlarla, müzisyenlerle orada buluşulur, hatta bir süre durulur CD plak karıştırılır, Hakan ya da diğer eleman arkadaşlarla sohbet edilirdi. Şehre yabancı biri geldiğinde orada randevu verirdim. Belli bir kültürel seviyenin göstergesiydi. Yıllar geçti, dünya değişti, Türkiye değişti... Lale Plak`la birlikte içimdeki eski Türkiye`yi de geçmişe gömdüm.

 

Şevket Akıncı

 

Cazkolik.com / 17 Aralık 2019, Salı

 

Hakan Atala ve Lale Plak

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.