Barselona Caz Festivali ve ciddiyetsiz müzik!

Barselona Caz Festivali ve ciddiyetsiz müzik!

Bazı insanlar, Barselona Caz Festivali direktörü Joan Cararach`a caz festivali programı içeriğinde bir fado şarkıcısı olan Mariza`nın konserinin uygun düşmeyeceğini söylemiş, onaylamamışlar. Ben de onların gerekçelerini hiç bir şekilde kabul etmiyorum ama sorun aslında bundan daha derin. Tüm dünya üzerinde caz festivalleri son otuz yıldır kendi isimlerini, kimliklerini güç bela koruyarak da olsa cazda büyük bir gelişimin, değişimin öncülüğünü yapıyor. Burada olan ise cazın ismini kötüye kullanmaktan başka bir şey değil. Caz, 20. ve tabii 21. yüzyılın en heyecan verici, en ilginç ve en saygı duyulan müziklerindendir. Festivallerin kurucuları, finansal destek sağlayanları (aynı zamanda ticari açıdan da) farklı olanı korumayı, sahip çıkmayı, daha çok vokali öne çıkarmayı önemsediler.

 

Birisi öne çıkıp artık bu şeyin ismini değiştirmeli. "Contemporary Music Festival" (Güncel, popüler müzik festivali) ismi mesela ama yeterince seksi değil, kimbilir belki de adını "Unserious Music" (Ciddiyetsiz müzik) festivali, festivalleri filan koymalıyız. Elvin Jones`un sık kullandığı bir cümleyi hatırlıyorum da; "Tüm müzik türlerini kendi terimleri ile tanıyıp, anmalıyız".

 

International Herald Tribune`da köşe yazarken sık kullandığım bir esprim vardı; "Benim ilgi alanıma tüm müzik türleri girebilir, ciddi müzik hariç!" Gil Evans mesela neyse de Igor Stravinsky üzerine yazmayı yeterince ciddi bulmamıştım. Benim cidiyetsizliğim bana benim yöntemim gibi gelirdi ya da Gil ve Igor benim için aynıydılar, neyse... öyle bir şey işte.

 

Gelin şöyle bir fikir yürütelim, siz de düşünün... Müziği niçin  alır da küçük küçük kutulara yerleştirip, ayırırız? O vakit bizim kendi müziğimiz doğru yerde durmaz diye? Öyle mi?

 

Barselona muhteşem bir şehir. Belki de son yılların ön gözde şehri. Sahip olduğu kültürel nitelikleriyle birinci sınıf Avrupa şehirleri içinde kendine has yeri var. Her tür etkinliğin gerçekleştirildiği modern bir şehir, bir metropol. İspanya`nın şehri olsa da esasen İspanyol şehri değil Barselona. Sanırım İspanya iç savaşı sıraları Sosyalist Cumhuriyetin çok güçlü kalesiydi o zamanlar (şimdi kalmadı o özelliği). Aynı yıllarda Count Basie ile Lester Young`da en iyi zamanlarındaydılar. Sanırım bir şekilde o dönemler birbirine bağlantılıydı.

 

Umarım şimdi diyeceğimi yargılamazsınız ama Avishai Cohen`in "Eastern Unit"i benim zevkime göre basite kaçan bir çalışma olmuş, fazlaca `etnik` bir lezzeti vardı. Bilmelisiniz ki `fazlaca etnik` tabirini Basie tarzı swing`in olmadığı bir festival için fazlaca etnik anlamında kullandığımı belirteyim. Cohen, İspanya`ya tekrar geri geldiği için ne kadar mutlu olduğunu söylediğinde çevremdeki koltuklardan yuhalamalar ve ıslıklar yükseldi. Barsolena, Katalonya`nın kalbi, merkezi. İspanya ve Katalonya farklı tarihlere ve rakip kültürlere sahip iki ayrı millet.

 

Konserde Avishai Cohen ve ekibi 500 yıllık İbranice ve Aramca, hatta Bedevi halk şarkıları söyledi. Sekiz kişilik orkestrası etnik müzik yapmakla çok meşguldü, sonuç olarak böyle diyebiliriz.

 

Ne kadar ironiktir ki Mariza`nın "uygunsuz programı" Bebop snoblarından başka herkese yakın ve sevimli geldi. Öyle ya da böyle, herkes eğlendi. Mariza bir şarkıyı nasıl sunacağını doğrusu iyi biliyor. Fransız Hot Club`ın beşlisine yakın tarzda 3 akustik gitarı ön plandaydı. Angelo Freire henüz 16 yaşında olmasına rağmen, çaldığı Portekiz gitarında bana Django Reinhard`ı hatırlattı.

 

Chucho Valdes`in orkestrası Irakere`nin müziğe getirdiğinin bir benzerini 21. yüzyıl için gerçekleştireceği benziyor. Ekibin davulcusu Juan Carlos Rojas ne davulcuydu öyle...

 

Chick Corea / John McLaughlin konseri izleyicilerin ara ara terkettiği tek konseri oldu festivalin. Festivalin all-star cazibesi aynı zamanda festivalin en büyük hayal kırıklığına dönüştü. Kötü ve sıkıcıydı...

 

Bütün o insanları oldukları haliyle sevdiğim için üzgünüm, geçmişteki bütün o müzisyenleri de oldukları halleriyle sevmiştim... ama geçmişte. 2008`de bütün o muhteşem müzisyenler paraları aralarında anlaştıkları şekilde paylaşan asık suratlı, somurtkan insanlar olmuşlar. Benim gözümün önünde `fusion çamaşırhanesi`nde kaybolmuş bir hippinin tişörtü gibi bir fotograf var. İlginç ve dikkat çekici olan hiç bir şey yapmadıkları gibi yetenekleriyle benim zekamı da aşağıladılar.

 

Mike Zwerin
Yazar ve eleştirmen

 

Cazkolik.com / 15 Aralık 2009, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.