Kayahan Bey ile yirmi yıl öncesinden bir

Kayahan Bey ile yirmi yıl öncesinden bir

Kayahan Bey ile yirmi yıl öncesinden bir "jazz" anısı…

Sevgili Kayahan Bey ile doksanların ortası ile ikibinlerin ortalarına kadar, hatta belki daha bir kaç yıl fazla birlikte çalışma imkanım olmuştu. Bu anı, o günlerde, özellikle her yeni albüm yayınlanma günlerinde yaşanan yüzlerce anı arasında en değerli olanlarındandır benim için.

* * *

Doksanlı yılların başlarında, dönemin muktedir müzik firması Raks`ın reklam ve tasarım departmanının başında çalışmaya başladığımda o yılların aynı zamanda Türkiye müzik tarihinin en önemli pop müzikal patlaması yaşanan yıllar olacağı doğrusu aklıma bile gelmemişti ama yaşanan günlerin inanılmaz bır hıza dönüştüğünün hepimiz farkındaydık. Şu anda, hepsi birer star olan ve bir çoğu orta yaşlarındaki isimler o zamanlar gencecik birer çocuk ilk albümlerinin heyecanlarını yaşıyorlardı. 1992, 93, 94… Raks`ın Korukent merkezindeki heyecan ve telaş bir daha yaşanır mı bilmem ama artık o yılların tarihi ve anıları mutlaka yazılmayı bekliyor...

* * *

Bu anılardan (kendi yaptığım iş çerçevesinde) şahsen bende de çok sayıda var ve özellikle birisi benim için çok değerli, ve özellikle sevgili Kayahan Bey`i kaybettiğimizi öğrendiğim bugün...

* * *

Kayahan Bey`in Yaşar Plakçılık sonrası Raks firmasıyla anlaştığı yıllar... Yaşar Plakçılık ile çok başarılı albümler yayınlamış, şarkıları herkesin dilinde ve inanılmaz bir üne sahip ve üstelik Kayahan Bey, dönemin gencecik pop star adayları isimleri gibi yeni yetme biri değil, kırklı yaşlarının başında, müziği Türkiye pop sahnesinin en sağlam isimlerinden ve başarılı bir söz yazarı. Tek başına kendinden önceki dönemin Ümit Yaşar Oğuzcan`ı gibi bir kaleme sahip ve daha ötesi çok iyi bir müzisyen...

* * *

Yıl 1994 olmalı… Raks grubuna ait S Müzik firmasınca yayınlanacak "Benim Penceremden" albümünün son çalışmaları. Artık tüm stüdyo, kayıt, mastering gibi işlemler bitmiş iş sadece tasarım ve baskı süreçleri olarak benim ve teknik ekibin devreye girdiği günlere gelmiş. S Müzik`in kurucu ismi ve ortağı Sacit Bey beni arayıp `hadi Kayahan`a gidiyoruz, sen de gel deyince` çantamı toplamaya başladım. Korukent merkezli Raks ile Kayahan Bey`in evi zaten çok yakındı, bir kaç dakika sonra kapıdaydık. Kapıyı açan da bizzat kendisiydi… O güne dair fotoğraflar halen hatırımda… Basamaklı salonun alt geniş kısmında, tam ortada yuvarlak deri ve siyah büyükçe bir oturma bölümü, üstü kağıtlar, notalar, müzik malzemeleriyle kaplı… Bir kenarda Kayahan Bey`le özdeşleşen gitarlar ayaklıklara yaslanmış yeni gelen bizleri izliyor... Kağıtları, notaları bir kenara toplayıp oturduk, o an salondaki en yeni kişi benim, diğer herkes birbirini iyi tanıyor. Kayahan Bey ile el sıkışıp tanıştıktan sonra konu türlü çeşitli pek çok şey üzerinde dönüp dolaşıyordu, en çok da çıkacak albümle ilgili detaylar… Bir ara, Kayahan Bey -öyle bir huyu var mıdır emin değilim ama belki de bizi test etmek içindi kimbilir- ya "Allahım Neydi Günahım" ya da "Unutma" hangisi tam emin değilim ama bu iki parçanın birinde kullanacağı bölüm için iki farklı düzenlemede kararsız kaldığından söz edip elindeki iki farklı versiyonu da bizlere dinletti ve sordu sizce hangisi olmalı? Sanırım kendi istediği versiyon -ki albümde yayınlanan versiyondu- konusunda emin olmak istiyor, farklı kulakların eğilimini öğrenmek istiyordu. (Kayahan Bey, dinleyicisini yakından tanımayı isteyen, çok merak eden biri olduğunu hatırlıyorum, hatta ikibinlerdeki bir albümüne böyle bir anket de koymuştuk ve çok ilgi görmüştü)

* * *

Herkes bir anda konuşmaya başlayınca pek anlamlı bir sonuç çıkmadı, bu yüzden tek tek tercihimizi adımızın yanına bir kağıda yazdı. Bu yanı ilk ilgimi çeken özelliği olmuştu ki sonraki yıllarda Kayahan Bey`in bu not alma özelliği hep dikkatimi çekmeye devam etmiştir. Bir ya da bir kaç kağıdın üzerine değişik bir çok not... ama düzenli değil, bazen kargacık burgacık, kağıdın önüne arkasına, ters-düz her yerine. Uzaktan bakınca aradığı notu bir daha bulamaz sanıyordunuz ama tam tersine, böyle çok başarıyla işleyen bir kendi çalışma sistematiği vardı. En azından benim rastladığım zamanlar hep böyleydi...

* * *

O gün biz orada, Raks olarak Sacit Bey ve ben toplam üç kişiydik, diğer arkadaşı maalesef hatırlamıyorum Sacit Bey ve diğer arkadaşımız bir nedenle bir müddet dışarı çıkmak zorunda kaldılar, Kayahan Bey`le ilk uzun ve hatta sohbete dönen konuşmamız o zaman olmuştu. Salonun sağ tarafında duvara yaslanmış büyük bir müzik sisteminin önünde müzikleri koyup çıkarmaya devam ediyordu, bana döndü ve müziği sevip sevmediğimi sordu, iyi bir müzik dinleyicisi olduğumu söyledim, müzik üzerine biraz konuştuk ama benim açımdan bu sohbetin en ilginç yanı caz müziğine olan tutkumdan bahsetmedim, bunu bilinçli olarak söylemedim, sanırım söyleseydim ukala biriymiş gibi görünmekten çekinmiştim.

* * *

Bu hatıranın en ilginç kısmı aslında bundan sonraki kısa an, Kayahan Bey`in insanları iyi tanımak hatta bir bakışta tanımak gibi bir özelliği olduğuna inanmışımdır, bir yandan şimdi hatırlamadığım bir şeyler daha konuşurken onun müzik sisteminin önünde bir şeyler aradığını ya da karıştırdığını hatırlıyorum, hep hatırlıyorum diyorum, aradan yirmi sene geçmiş… Bir anda aradığını buldu gibi çalan müziği durdurup elindekini taktı, o anda ben de elimdeki kağıtlarda albümle ilgili bir şeylere bakıyordum ve bir anda biraz da volümü artırılmış bir müzik yayıldı odaya; "JAZZ"... Groover Washington Jr.`ın soprano saksofonunu gayet iyi hatırlıyorum, albümü bilemiyorum ama ta kendisiydi… Şimdi hala çok iyi hatırlarım ve çok gerçekten şaşırmıştım. Ama daha o an tam bitmeden odaya Sacit Bey ve başka birileri daha girdi, Groover Washington`ın volümü iyice düştü, bir süre sonra da yerini Kayahan Bey`in yayınlanacak yeni albümünden şarkılara bıraktı.

* * *

Sonraki en az on yıl Kayahan Bey`le çok sefer ve hep albüm çıkışları öncesi sayısız kez bir araya gelme imkanım oldu ama nedense o günkü Groover Washington Jr.`ı sorma fırsatım hiç olmadı. Acaba hatırlar mıydı? Ferasetinden dolayı ona daha o an büyük saygı duymuştum, saygım ve sevgim hiç eksilmedi… Ruhu şâd olsun…

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 03 Nisan 2015, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.