Youn Sun Nah gitarist Ulf Wakenius ile Borusan Müzik Evi`nde

Youn Sun Nah gitarist Ulf Wakenius ile Borusan Müzik Evi`nde

Yılın ilk günlerinde Borusan Müzik Evi sessiz ve derinden ilk büyük konser haberini duyurdu. Bu yazının konusu olan konser özellikle cazsevererin çok yakından ilgisini çekecek eminiz. Laf aramızda, Borusan Müzik Evi bu sene hayli çarpıcı konserlere hazırlanıyor sanki, aylık programlarını düzenli duyuruyorlar, Ocak ortasından itibaren Youn Sun Nah Ulf Wakenius Duo haricinde ay sonuna kadar bir çok etkileyici konser olacak, hepsini takvimden duyuruyoruz, mutlaka takip edin, dikkatinizden kaçmasını istemeyiz.

 

 

Cazın üzerine doğan Kore güneşi

 

 

Youn Sun Nah`ın albümleri acaba ülkemizde hakettiği kadar ilgi görüyor mu doğrusu emin değiliz. Ara başlıktaki tanımlama bize ait ama daha sofistike ifadeler de var; mesela "Cazın Ruhu", ya da "O bir vokalistten öte bir müzik enstrümanı" ya da "Björk ile Melody Gardot arasında yeni umutlar veren ses"... Bu listeyi uzatmak mümkün ve inanın hepsini hakediyor bu yetenekli ve güzel harika caz kadını.

 

Koreli olmasına karşın 1995 yılından bu yana Paris`te yaşayan Youn Sun Nah dramatik, duygusal ve bluesvari sesiyle hem Koreli hem de Fransız müzikseverlerin büyük beğenisini kazanmış bir isim. Son yıllarda yayınladığı yarım düzeniye yakın albümü hep kendi beşlisiyle kaydeden Nah aynı zaman paralelinde Ulf Wakenius, Lars Danielsson, Mathias Eick gibi Avrupalı bir çok usta müzisyenle aynı sahneyi paylaşan duo birlikteliklere girdi. Bu sahne birlikteliklerinin en dikkati çekenlerinden 21 Ocak akşamı Borusan Müzik Evi`nde aynı sahneyi paylaşacağı gitarist Ulf Wakenius ile olanıydı. Hatta, normalde pek bilinmese de ikilinin 17 Nisan 2010 akşamı Münih, Welt Auditorum`da verdikleri konser CD ve DVD formatında yayınlandı. Konser, Nah`ın Same Girl ve Voyage isimli albümlerinden seslendirilen parçalardan oluşuyordu. Benzersiz sesine ayrıca kalimba çalarak eşlik eden Nah ve elbette gitarda Wakenius`un burada da benzeri müzikleri seslendirmelerini bekleyebiliriz, eğer öyleyse Nat King Cole bestesi Calypso Blues ya da Tom Waits`in Jockey Full Of Burbon veya Rodgers Hammerstein`ın standardı My Favorite Things`i dinlemek aklınızdan çıkmayacak bir anı olabilir. Gerçi Nah ne söylerse söylesin mutlaka geceye katılanları mutluluk sarhoşu edeceği kesin.

 

 

Resimde 2010 yılında verdikleri bir konser esnasında Youn sun Nah ve gitarist Ulf Wakenius`u görüyorsunuz

 

 

Gelin Youn Sun Nah için işin en ilginç yanına bakalım

 

 

Annesi klasik müzik eğitimi almış bir aktris, babası şef olan Nah o durumda her çocuğun yapacağının tam tersini yapmış. Daha bu bile baştan şaşırtıcı değil mi? "Okuldan mezun olduktan sonra müzik ve caz ile ilgili hiç bir fikrim ve düşüncem yoktu" diyor Sun Nah. Zaten hemen moda sektöründe çalışmaya başlamış. "Bugün hala böylesine ünlü bir caz şarkıcısı, müzik profesyoneli olmama ailem ve ben şaşıyoruz" diyor ama ailesinin hakkını teslim ediyor. "Bilinçsiz de olsa bana verdikleri kulak eğitiminin çok faydasını gördüm, bu yüzden onlara minnettarım" diyor.

 

Hikayenin devamı da var. Moda sektöründe girdiği işten dolayı hayal kırıklığına uğrayan güzel şarkıcı bir arkadaşının tavsiyesiyle bu kez bir komedi müzikalinde şarkı söyleyerek rol yapması için başvuruda bulunmuş. Seçmelerden hiç ümidi olmamasına rağmen kabul edilmiş, o günleri hatırlayınca "niye beni seçtiler hala bilmiyorum" diyor. "Özel bir eğitimim bile yoktu" diye ekliyor. Bununla birlikte ardı ardına oynadığı üç müzikal yeteneklerine dair inancını pekiştirmekte yardımcı olmuş. İçinde, artık çok geç olsa da hala bir şarkıcı olabilir miyim düşünceleri belirmişti. Koreli basçı bir başka arkadaşı ona caz söylemeyi önerdi, Youn Sun Nah`ta arkadaşına sordu: "Cazda ne?"

 

Basçı arkadaşı küçük çaplı şaşkınlık geçirmiş midir bilmiyoruz ama cazın popüler müziğin kökeni olduğu cevabını verip örnekler dinletmiş, duyduğu sesleri çok seven Nah`ın cazla tanışması işte böyle bir öyküye dayanıyor ve anlatmaya devam ediyor; "O zamanlar oldukça saftım, cazın ne olduğunu gerçekten biliyor olsaydım başlamaya cesaret edemezdim ama biliyor musunuz Fransız chanson müziğini de çok seviyordum, olmazsa onu söylerim deyip Fransa`ya her iki müzik içinde çalışmak üzere gelmeye karar verdim..."

 

Paris`e gelmeden önce Kore`de fazla caz dinlemediğini söyleyen Nah bu konuda kaynakların Avrupa gibi olmadığından söz ediyor. Yani cazla Fransaya taşındıktan sonra gerçek anlamda tanışmış. Billie Holiday, Sarah Vaughan, Ella Fitzgerald`ları ilk dinlediğinde bu büyük seslerin Nah`ın narin bedeni üzerinde derin ama korkutucu etkisi olmuş. "Bu sesler inanılmaz, hayal edilemez seslerdi, hepsi boğuk ve düşük, derin seslerdi, benim böyle söyleyebilmemin imkanı yoktu, hayal bile edemezdim" diyor, bu yüzden caz söylemekten vazgeçmeyi dahi düşünmüş ama akıl aldığı hocaları Nah`ın bu kaygısına gülerek cevap vermişler; "Nah, sen onların sesiyle değil, kendi sesinle söyleyeceksin..."

 

Bulduğu cesaretle yola koyulan Youn Sun Nah ilk olarak kendine popüler cazın üç başarılı şarkıcısı Norma Winstone, Sidsel Endresen ve Mari Boine gibi hem eğitmenler hem de akıl hocaları bulur. Bu üç başarılı ismin de söylediği şey bu işi yapmayı sürdürmesi yönünde olur. Yukarda saydığımız üç büyük şarkıcının sesleri yüzünden uğradığı moral bozukluğunu zamanla atlatan Nah hem bu seslerle başetmesi değil onları sevmesi, dinlemesi gerektiğini anlayarak barışır hem de kendi sesiyle yol alması gerektiğini anlar.

 

İlginçtir, Youn Sun Nah gideceği yolun kendi karakteriyle şekilleneceğini anlayınca içgüdülerinin kendini yönlendirmesine izin verir. O sıralar yedi arkadaşıyla kurduğu grupla Fransız Blue Note şirketinin dikkatini çekerler, şirket onlara yedi yıllık anlaşma önerir ama içindeki sese uyarak ekonomik açıdan harika teklifi reddetmekten çekinmez. Yaşadığı durumu "üzerimde çok fazla etkiye ve tasarrufa sahip olmak istediler ben de reddettim" diye açıklar. Zaten kurulduğundan beri hayatının kalanını bu yedi kızla geçirmek istemediğini biliyordur.

 

 

Lafı getirmek istediğimiz yere nihayet geldik

 

 

Youn Sun Nah`ın kariyerinde 21 Ocak akşamı aynı sahneyi paylaşacakları Ulf Wakenius`un özel bir yeri vardır. Farklı bir şeyler yapmayı istediği sırada karşısına bir toplantıda tanıştığı Wakenius çıkar ve o taplantının sonunda Voyage isimli albüm ufukta belirir. Albüm önerisini Wakenius yapar, ilk başta ikili olarak birlikte kaydetmeyi düşünürler albümü ama o sıralar zaman olarak uygun olmadığı için basçı Lars Danielsson`u davet etmişler. Hayran olduğum bir başka müzisyen de oydu diyor Danielsson için.

 

İşte olabilecek en derli toplu haliyle günümüzün başarılı sesi Youn Sun Nah`ın bugünlere uzanan kişisel yolculuğu. 21 Ocak akşamı Borusan Müzik Evi`nde bizlerle buluşturacak bu öykü bu genç ve mükemmel sesin önünde gidecek büyük yolun ara duraklarından biri ama biz umarız ki sıklıkla uğradığı duraklardan olsun.

 

Cazkolik.com / 11 Ocak 2012, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.