Müzik gazeteciliği krizde mi?

Müzik gazeteciliği krizde mi?

İnternet sadece müziği değiştirmedi, aşağıda okuyacağınız gibi müzik sektörü müzisyeninden yayıncısına, yazarından kayıt mühendisine kendi içinde bir eko sistem, internet tüm bu eko sistemi değiştirdi. Müziğin raf satışları yok olmaya doğru yüz tuttuğu gibi müzik yayıncılığı da tümden değişiyor. Amerikan ve Avrupa müzik dünyasında kalemiyle varolan birçok müzik yazarı artık bir iş sahibi değil ve mesleklerini nasıl sürdüreceklerine dair cevabı bilinmeyen çok soru var. Müzik yazarı Sam Davies xlr8r.com isimli web sitesinde “Müzik gazeteciliği krizde mi?” başlıklı ayrıntılı bir makale kaleme aldı. Sadece kendi fikirlerini değil konuştuğu, görüştüğü birçok ismin düşüncelerini de aktardığı yazısının büyük bölümünü yayına alıyoruz. Bildiğimiz ve bilmediğimiz yanlarıyla Davies’in aktardıklarının önemli olduğunu düşünüyoruz.

 


Cazkolik.com

 


 

Sosyal medya ve sponsorluk sisteminin müzik yayıncılığı ve yazarlar üzerindeki etkisi

 

İnsanlar müzik yazarlığı işini yanlış yorumluyor, bir şekilde, yazarların, müzik eko-sisteminin sağlığını garanti ettiğini düşünüyor, ama öyle değil. The Guardian gazetesinin eski müzik direktörü Michael Hann’a 2019’da müzik medyasının rolünü sordum, ‘müzik yazarlarının işi en güvenilir ve dürüst bilgiyi sunmak’ diyor ve devam ediyor ‘ve tabi okuyucularını eğlendirmek’.

 


 

Sam Davies

 

 
 
 
 
 
Geçen yıl (2018) durgunluktan ötürü işten gazeteci çıkarmada en kötü yıldı. Drowned in Sound, Red Bull Music Academy, NME, Groove, i-D, The Word, Blender ve Paste gibi yayınlar ya küçülmek ya kapanmak zorunda kaldı. Pitchfork gibi hayatta kalan bazı yayınlarsa azalan gelirleri nedeniyle içeriklerinde tümüyle özgür olamayacağını beyan etti.

 

Diğerleriyse, sponsor içeriklerine ağırlık vermek durumunda kaldı. Büyük markalarla zorunlu ortaklıklarda sponsorları üzme korkusu nedeniyle yazıların oto sansüre uğradığı âşikâr. Böyle olunca, her yazar sosyal medyada eleştirilmekten çekiniyor. Bu durumda ortalığı, hep aynı sanatçıları magazin gündeminin ön cephesine iteleyen devasa PR sisteminde, genellikle freelance yazan yazarların aslında okunmamasını diledikleri yazıları dolduruyor.

 

Ayrıca, günümüz müziğinde yenilikçi, radikal yeni sesler çıkmamasının bir sebebinin medya olduğu iddiası var. Tekno müziğin kurucu babalarından Jeff Mills geçtiğimiz günlerde Resident Advisor’a sahne standartlarının çok düştüğünü, medyanın standartların düşük olmasında önemli rol oynadığını zira medyanın hiç de haketmeyen insanlar hakkında çok fazla konuştuğunu, medyada sadece özel işler yapan sanatçılara ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.

 

İnternetten önce dergiler kendilerini bayi ve ilanlar üzerinden bir satış kombinasyonu olarak kurguluyordu. Web siteleri oluşmaya başladığında içeriklerin önemli bölümü ücretsize döndü, dergi satın almak için fazla neden kalmadı. Derken, pazara Facebook ve Google girdi. Bu çevrimiçi yayıncılık 2018 yılında internet reklam gelirlerinin % 56,4’üne hükmetmeye başladı, bu yıl oranın % 61’e çıkacağı konuşuluyor. Ne dergilerin ne web sitelerinin mücadele etmek için elinde fazla seçenek yok. Abonelik ve bağış kampanyaları da etkili olmuyor.

 

Diğer seçenek de ‘advertorial’ olarak bilinen sponsorlu içerik. Bu içerik türü şu an % 18 paya sahip, 2020 yılında toplam reklam gelirlerinin % 32’ye kadar yükselmesi bekleniyor. Müzik medyasında sponsorlu içerik anlaşmaları genellikle sanatçıların bağlı olduğu müzik firmaları ve PR şirketleri üzerinden geliyor. Bu anlaşma, yakın zamana kadar reklam gösterimi, video, resim ve metin içeriklerinden oluşuyordu, ancak, Facebook ve Google reklam gelirlerini konsolide etmeye başladığı için editoryal kapsama alanı kıymetlenmiş durumda. Bu durum, bir PR şirketinin yazarlar için festival gezileri, uçaklar, oteller, VIP geçişleri ve konaklama olanaklarına fon sağlaması demek oluyor. Bu imkanlar karşılığında ise röportajlar yapılıyor, haberler çıkarılıyor, avantajlı yazılar yazılıyor.

 

Eskiden denetleme mekanizmaları dergilerin editörleri, yayın müdürleriyken artık reklam verenler olmaya başladı. Reklamcılık yoluyla sağlanan gelir eğer bir PR şirketine bağlı ve firma hakkında olumsuz şeyler yazılmıyorsa sorun yok, aksi taktirde derhal ilanı kesebilir. Bu nedenle, PR şirketleri artan oranda yayınlanacak yazıları önceden görmek istiyor. Sponsorları mutlu etme konusunda seçeneğiniz yoksa şansınız da olmuyor.

 

Columbia, Insanity, Skint ve Champion gibi müzik şirketleriyle Solid Blake, Stanton Warriors, Pris ve Lia Mice gibi sanatçılarla çalışmış PR şirketi Suess Media’nın kurucusu Clara Suess, durumun artık festivallerin ötesine geçtiğini belirtiyor. Kendisi her ne kadar ‘yazı satın almadığını’ söylese de olan biteni doğruluyor ve birçok PR şirketinin sıkıştığı taktirde bu yolu çekinmeden kullandığını belirtiyor.

 

Danimarkalı tekno müzik sanatçısı Anastasia Kristensen ise durumu şöyle açıklıyor; “Bazı kadın prodüktörlerin müziklerini öne çıkarmak ya da bir derginin kapağında yer almak için para ödediklerini duydum, bence, genellikle kıskançlıktan kaynaklanıyor ancak kimseye doğrudan ödeme kanıtı veya bilgisi yok. Bu durum basını koordine etmek için bir basın danışmanına maaş ödemekten çok farklı, bu durum başka”.

 


 

Clara Suess

 

 
 
 
 
 

Yazı satın almak ve gerekli kötülük yeni dönem kavramları

 
 
 
 
Suess şöyle devam ediyor; “Netleştirmek gerekirse, sanatçı, müzik firmaları ve halkla ilişkiler ajansları web sitelerine ya da DJ’lere şarkılarını yayınlamaları için para ödemek zorunda mı? Evet, bu her geçen gün daha da yaygınlaşıyor ve bununla ilgili firmaların isimlerini söylediğimde herkes şok oluyor. Çoğu platform şöyle diyor, belirli sayıda ücretli, belirli sayıda ücretsiz noktamız var ama öne çıkan prömiyer veya karma listeler için dört haneli rakamlara varan ödemeler yapılabiliyor”.

 

Reklam geliri düşmeye devam ettikçe marjlar genişlemeye mahkum. Geçen sene kapanan Drowned Sound eski editörü Derek Robertson sponsorlu içeriği ‘gerekli bir kötülük’ olarak tanımlıyor; “Benim fikrime göre, sponsorluk kuralları açık olduğu ve ‘şunu-bunu söyleyemezsiniz’ demedikçe bu durumla ilgili bir sorun görmüyorum” diyor. Ancak, dijital platformlarda prömiyer ve karma listeler gibi öne çıkan alanlarda ücretli yayıncılık okuru/dinleyiciyi yanlış yönlendirmek ve açıkça başarısız olmak demektir. Söz konusu olan ücretli bir röportaj olduğundaysa bu ücretli parlaklık durumu daha da kötüleştiriyor. Tüm bunlar müzikal manzarayı bozuyor, parayla iyilik satın alınıyor. The Guardian editörü Hann’a göre ‘yayınlar, eleştirilen kişiler tarafından finanse edilmemelidir’.

 

Hann, müzik yapımcılığı internetle demokratikleşince ortaya çok sayıda müzisyen çıktığı için teşekkür ettikten sonra müzik yazarlarının neyi ya da kimi yazdığı kısmı önem kazandı diyor, örneğin, elektronik müzikte kimse tek bir sanatçı hakkında hem fikir değil diyor. Öncelikle ve en önemlisi elbette cevap; İYİ MÜZİK. Yazarlar, olumlu eleştiriler kadar heyecan verici yorum ve analizler de yapmalı. Jeff Mills müzik medyasının bu basit işlevi yerine getirmediğine inanıyor. (Yukarda bahsi geçen) ‘özel bir şey’ tanımını da konuşuyoruz. “Bence özel” diyor, “nadiren gördüğümüz veya daha önce duymadığımız/görmediğimiz bir şeyin gösterilmesi ve gerçekleştirilmesi anlamına geliyor. Milyonlarca takipçisi olan bir sanatçının milyonlarca ‘like’ alan müziklerinin bu kategoriye girdiğine inanmıyorum”.

 

Müzik magazinlerinde ‘Instagram DJ’leri’ kavramı hangi sanatçıların en iyi müziği yaptığına dair algıları çarpıtıyor. Radyo 1 DJ’i Pete Tong bu yıl Ibiza Müzik Zirvesi’ndeki panelde ‘sosyal medyanın suyu şaraba dönüştürebileceğine inanmıyorum. Dergiler ve sosyal medya bu iddialarda bulunabilir ancak sosyal medyanın popülerlik yarışması güzel resimler, eğlenceli hikâyelerle dolu görsel uyaranlara dayalı. Sanatçının takip düğmesine basmak müziğinden sevinç duyduğumuzu göstermez’ diyor.

 


 

Jeff Mills
 
 
 
 
 
 

Müziğin çeşitliliğe ihtiyaç duyması ve sosyal değişimde inisiyatif gerekliliği

 

Mills günümüzde başka motivasyonların da devreye girdiğini belirtiyor. NME ve Melody Maker gibi dergilerin kapaklarını 30 yıl önceki gibi artık sadece beyaz erkek müzisyenler süslemiyor. Bugün herkes etnik azınlıklar, LGBTO ve kadınlar hakkında müzik yazma konusunda hem fikir, bunu yapmak için iki neden var. İlki, müziğin çeşitliliğe ihtiyaç duyması, müziği yapan insan çeşitliliğinden ayrılamayacağı gerçeği, diğeriyse, sosyal değişim için inisiyatifi ele alma gerekliliği. Bu gereklilik azınlık sanatçıların, beyaz olmayan prodüktörlerin, eşcinsel MC’lerin ve kadın DJ’lerin müzik sahnesine katılmını teşvik ediyor. Ancak, bazı yayınların çeşitliliği teşvik maksadıyla bu müziklerin ne kadar iyi olduğunu yeterince düşünmediği de gerçek.

 

Alman elektronik müzik sanatçısı Dana Ruh; “Tekno müzik sahnesinde yeralan kadınlarla ilgili tartışmalar gündeme geldiğinde pazarlama şirketleri genç ve güzel kadın arayışına başladı ama zamanla çoğu patladı. PR sisteminin farklı kesimlerden gelenleri sisteme katma çabası dikkat çekici. Sponsorluk anlaşmaları imzalayanlar oldu, müzik yazarlarının iyi müziği yazmaktansa kendilerine söylenen sanatçıları yazmaları endüstri bakımından endişe verici” diyor.

 

Hollandalı sanatçı Steffi ise; “Kadınları öne çıkarma fikri harika ancak yetenekli olmayan kadın sanatçıları sadece kadın oldukları için teşvik etmemeli. Kadın ve erkek arasındaki dengesizlik binlerce yıldır olan ve daha büyük ölçekte ele alınması gereken bir konu, bu işi değiştirmek yıllar alıyor” diyor.

 

Hann’ın da belirttiği gibi, müzik magazinlerin pozitif ayrımcılık yapması müzik eko sisteminin sağlığını garantiye almak anlamına gelebilir ama bu durumu sırf azınlık arka planına sahip olduğu için dürüst eleştiri pahasına yapmak müzik yazarlığı ve gazetecilik rolünü feda etmeyi gerektirmemeli.

 

Bu bizi Mills’in bir sonraki cevabına getiriyor. Tekno müzikte kadınların önemiyle ilgili bir soruyu cevaplayan Mills; “Teknoda en iyi, en ilginç kadınlar birkaç yıldır müzik sahnesinde olmayı başaran kadınlardır. Bir dergi, en göze çarpan yerinde yeni bir kadını ısrarla gösteriyorsa bu durum muhtemelen o derginin kadın DJ’leri aslında ciddiye almadığının işaretidir. Tekno tarzı müziklerde vurgulanan kadın DJ’lerden birinin harika tekniği var mı, dahice programlama yapabiliyor mu, olağanüstü müzisyen mi, elektronik müziği yeni bir boyuta ulaştıran bir kilidi mi açtı yoksa setin arkasında seksi görünümlü biri mi oldu. Eğer öyleyse, o zaman bu kişi muhtemelen bir moda veya oyunculuk modellemesi olarak kullanılıyordur”.

 


 

Steffi
 
 
 
 
 
 

Müzikte dürüst eleştiri yapma gerekliliği

 

Bu yorumları Steffi ve Ruh’a sordum, her ikisi de genel olarak katıldını belirtirken Mills son 20 yılda fevkalade işler çıkarmamasına rağmen eski yılların hatırına sayısız derginin kapağında görünmekten kaçınmaması bir çeşit ikiyüzlülük olarak tanımladı. Peki o zaman kapağa çıkacak kadar özel olan kimdir? Mills’e sevdiği en yeni tekno kayıtlardan örnek vermesini istedim reddetti. “Kimsenin işini eleştirmemeyi alışkanlık haline getirdim çünkü bunun anlamını ve amacını asla gerçekten bilemiyorum” dedi. Belki de gerçekten ‘özel’ bir şey yapılmadı.

 

O zaman, müzikle ilgili nasıl yazılacağı sorusu ortada duruyor. Herhangi biri, bir albümden hoşlandığını söylerse bir eleştirmenin işinin bir bölümü konunun uzmanlığını sağlaması, müziğin neden iyi olduğunu, sanatçının ne yapmaya çalıştığını açıklamaktır. Son dönemin öne çıkan soul/pop şarkıcısı Lizzo son albümünün 10 üzerinden 6,5 puan almasına tepki gösterdi ve ‘albümleri incelememesi gerekenler’ tabirini kullandı.

 

Mills; “Eleştirmenlerin müzisyen olmalarını beklemek muhtemelen daha sıkıcı yazmaları anlamına gelir" diyor. ‘Bu tamamen kişisel bir tercih ama daha çok teknik bilgi yerine müziğin duygulara nasıl ilham verdiğine odaklanmak daha etkili bir gösterge olabilir”.

 

Sosyal medya çağında kötü bir yazı yazan eleştirmen binlerce karşıt görüşle karşılaşmaktan çekiniyor. Robertson, Lana del Rey için Drowned in Sound’a yazdığı makale nedeniyle hayranlarından ölüm tehditleri dahi aldığını söylüyor. En saygın eleştirmenlerin en fazla onbinlerce takipçisi olabilir ama bu rakamlar yıldızların, mega starlarınkiyle karşılaştırıldığında çok zayıf kalır ve bir kötü eleştiride milyonlarca tepki alabilir. Konuştuğum bir yazar ‘sosyal medyanın dili çok kötü, eğer cildin kalın değilse yanlış bir iş yapıyorsun demektir’ diyor. Bütün bunlar, PR firmalarının korkutma taktikleriyle birleşince çağdaş müzik eleştirisi zehirli bir atmosfere dönüşüyor.

 


 

Anastassia
 
 
 
 
 
 
 

Son yıllarda müzik üzerine yazma iştahında azalma var

 

Otuz yıldır yazan müzik yazarı Simon Reynolds ‘son yıllarda müzik hakkında yazma iştahında azalma var’ diyor. Bir eleştirinin yalnızca bir kişinin görüşü olabileceği basit gerçeği müzik eleştirisinin öznelliği ve işlevselliği için çok önemli. İnsanlar da, kişisel olmayan eleştirinin mümkün olabileceğini düşünüyor sanki diye devam ediyor. ‘Bir paradoks var, sanatçılar ve halkla ilişkiler ekipleri eleştirmenleri kontrol etmek ve etkilemek için yeni formüllere yönelirken bir eleştirinin etkisi tartışmasız olarak eskisine göre artık daha az. Çekirdek müzik basını dediğimiz şey artık tekel değil’.

 

Sona geldiğimizde, bugünün ne kadar kötü olduğuna karar vermeden önce dünün de pek mükemmel olmadığını hatırlamakta fayda var. Yirmi yıl önce dergi kapaklarını ezici üstünlükle beyaz erkeklerin süslediğini hatırlarsanız eğer azınlık gruplarına ait sanatçıların artan saygınlığı bakımından günümüzde ilerleme olduğunu kabul edebiliriz. Müzik gazeteciliği krizde mi? Hahn, ‘bu düşünce, bazı açılardan, müzik eleştirisinde (geçmişte) bir altın dönem olduğu fikrine dayanıyor ama olduğundan emin değilim’ diyor. Ancak değişikliklere ihtiyaç var. ‘Bağımsızlık’ bugünlerde müzikle uzlaşmak bakımından zor bir terim olsa da medya için hayati öneme sahip. Müzik yayınları kendilerini ne kadar erken reklam ve sponsorluk anlaşmalarından koparabilirse müziğe ilgileri o kadar artar, bunun da ancak, okurların ücret ödemesiyle mümkün olacağı anlamına geliyor. Robertson ‘sonuçta, özgün içerik modelinin eninde sonunda öleceğini düşünüyorum’ diyor. ‘Müzik gazeteciliği sadece müzikle ilgili derinlemesine okumak için para ödemeyi isteyenlerin arzu edileceği bir dünya’ dedi.

 

Bazıları bunun artık gerçekçi bir amaç olmadığını, ücretsiz içeriğin artık standart kabul edildiğini ve bunun böyle kalması için sponsorluk ve reklam gelirinin gerekli bir kötülük olduğunu söylüyor. Fakat aynı zamanda, çok önemli ve erişilebilir olan müzik medyasının müzisyenlerden bağımsızlığıdır. Sosyal medya, bilhassa Twitter, sanatçı ve eleştirmen arasındaki engelleri aşındırırken elektronik müzikte nerdeyse her yazarın yarı zamanlı bir DJ olduğunu görüyoruz. Bu arada, kendileri de eleştiri yazan bir çok prodüktör var. Bu dostane ilişkilere yol açabilir ancak New York Times film eleştirmeni A.O. Scott ‘sanatçılar ve eleştirmenler arasındaki gerginlik çok önemli’ diyor. "Dürüst ve güvenilir eleştiriler yapabilmemizin esası, eleştirenlerin etkisinden etkilenmemektir, bu, sanatçıları, müzik firmalarını, festivalleri ve bunlarla bağlantılı herkesi içerir".

 

Ayrıca, yazacağımız konu sadece PR şirketlerinden gelen içeriklere dayanan gazetecilik olmamalı, müziği araştırmalı, neden önemli olduğu veya olmadığı konusunda tutkulu olmalıyız. Bunu da sanatçılar ve endüstri için değil okuyucular için yaptığımızı unutmamalıyız.

 

Bu yazının orijinali 19 Ağustos tarihinde Sam Davies tarafından xlr8r.com isimli web sitesinde yayınlanmıştır.

 

Cazkolik.com / 31 Ağustos 2019, Cumartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.