Tunçel Gülsoy bu programda koç Yücel Kosal’ı ağırlıyor...

Tunçel Gülsoy bu programda koç Yücel Kosal’ı ağırlıyor...

Sevgili müzik dostlarım merhaba,

Karakış ülkeyi esir aldı, hayat durdu, ama esir alan sadece kara kış olsa biraz sabırla ondan kurtulmak mümkündü. Ne yazık ki bugünlerde karamsarlık, ülkenin geleceğine inançsızlık, farklı olana karşı hoş görüsüzlük ve ayrımcılık gibi kavramlar da bizi esir aldı, onlardan kurtulmak çok kolay olmayacak gibi gözüküyor.

Dün İKSV’nin başkanı, değerli sanat insanı Şakir Eczacıbaşı beyi kaybettik. Tüm sanatseverlerin başı sağ olsun.

Dün aynı zamanda rahmetli Uğur Mumcu’nun da aramızdan ayrılışının 16. yıldönümü idi. Eski vali Hayri Kozakçıoğlu, Mumcu’nun katillerinin bilindiğini çok açık olarak ima ediyor ama konuşamıyor. Hrant Dink’i kaybedeli de 3 yıl olmuş. Toprağı bol olsun. Onun katilleri ise açıkça korunuyor. Hükümet halka “referandumlara alışacaksınız” diye buyururken genelkurmay başkanı orduya yapılan ithamlardan bunalmış vaziyette “nasıl böyle şeyler denebilir, insaf” diye ağlıyor. Ağca Mesih gazeteci olarak milyon dolarlık tanıtım kontratları imzalıyor, Ermeni açılımı, Kıbrıs Açılımı, Suriye Açılımı ve Kürt açılımı yoğun kar yağışı sebebiyle gecikmeli olarak yapılıyor. İsrail ile papaz olmak, papazın ruhban okulunu kapalı tutmak ise şimdilik serbest. IMF bir hayalet gibi, “ey ruh geldiysen 25 milyar dolar” at şeklinde kapını arkasında pozisyon almış vaziyette bekliyor. Doğalgaz ile olmasa da vergisi ile şişirilmiş fahiş fiyatları ile ısınmaya çalışan yurdumun insanı büyük gruplar halinde kömüre kaçıyorlar. Günlerden beri kar geliyor diye bilen sürücüler nedense kabak lastiklerle “bize bir şey olmaz ağabey” mantığıyla otomobillerinde “buzda çıra” dansı yapıyorlar. Dün Polat Alemdar hayran sitesinin yöneticisi “cimcime” kod adlı kız “Necati beye 3 yıldan beri ulaşamıyoruz, varlığımızı ret ediyor” diye okumuştum. Bu sabah ise gazetelerin bir tanesinin “cemiyet haberleri” ekinde gerçek Louis Vitton çantaların sahtelerinden farkının nasıl anlaşılabileceğini okurken bir yandan da kafama takacak bir huni aradım. Ama yoğun kirli bilgi sebebiyle huni fiyatlarına zam geleceğinden piyasada bulamadım.

Bu hafta Radyo Cazkolik’te “Evde Çalamadıklarım” 392. defa karşınızda olacak ve sevgili meslektaşım, Koç Yücel Kosal ile “Atlarla Liderlik” konusunda gerçekleştirdiğimiz sohbeti sizlerle paylaşacağız.

Müzikleri Yücel’in izni ile ben seçtim.

1 - Paul Winter & The Dimitri Pokrovsky Singers  / CD: Earth Beat  / The Horse walked in the grass
2 - Barb Jungr  / CD: Every grain of sand  / I will be your baby tonight
3 - John Pizarelli  / CD: My Blue Heaven  / My Blue Heaven
4 - Randy Crawford & Joe Sample  / CD: Feling Good / Everybody’s talking
5 - Williard White  / CD: The Paul Robeson Legacy  / Mood Indigo
6 - Bill Charlap and New York Trio  / CD: Begin the Beguine / My Heart Belongs to Daddy

Ben kötümser değilim, Türkiye nelerden geçti, nelerden. 25 Ocak 1910 yılında benim bu satırları yazdığım yer kurak bir arazi idi, şimdi orada muazzam bir bina duruyor. Hunimi hep yanımda taşıyacağım ama içimdeki güzelliğe olan özlemi de hiç unutmadan yaşayacağım.

Hepinize güzellikler, barış ve sevgi dolu bir hafta bir diliyorum.

Tunçel Gülsoy
25 Ocak 2010, Pazartesi
tuncelgulsoy@cazkolik.com

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Tunçel Gülsoy

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.