Lisa Ekdahl; Farklı dönemlerin şarkılarını kendi evrenime getirmek istedim

Lisa Ekdahl; Farklı dönemlerin şarkılarını kendi evrenime getirmek istedim

Zorlu PSM Mayıs ayını hergün, çoğu gün ise birden fazla konserle tam bir festival yoğunluğu içinde geçirdi. Yoğunluk bitmedi, Mayıs sonuna ve oradan yaz sonu ve yeni sezona kadar devam edecek. Bu süre zarfında Zorlu PSM sahnelerinde izlediğimiz dünyaca ünlü sanatçılarla röportajlar yapma imkanı bulduk. İsveçli ünlü şarkıcı Lisa Ekdahl bu isimlerden biri oldu. 4 Mayıs akşamı salondaki herkesi etkileyen bir konser veren Ekdahl bu konserin kendisi için de pandemi sonrası yeni bir başlangıç olacağını söylemişti. Ayrıca, müziğine ve hayatına dair pek çok şeyi konuşma fırsatı bulduk. Konserin ardından henüz sahneden yankılanan şarkılar hafızalarda taze iken gelin Lisa Ekdahl ile söyleşimize göz atalım.

 

Feridun Ertaşkan

 


 

 

 

Mayıs başı Zorlu PSM'de konser veren Avrupa caz sahnesinin önde gelen seslerinden Lisa Ekdahl ile konseri sonrası konuştuk

 

 

Feridun Ertaşkan: 1994 yılındaki ilk albümden beri müziğini zevkle dinliyorum. Özellikle ilk dönem albümlerinde İngilizce ve kendi dilinde söylüyordun hangi albümü hangi dilde söylemen gerektiğine nasıl karar verdin?

 

Lisa Ekdahl: Her şeyden önce, bunca yıldır beni dinlediğin için teşekkür ederim. Dinleyiciye her zaman saygım büyüktür ve dinlemek bir sevgi eylemidir, dinleyiciler olmadan sanatçının oluşturmaya çalıştığı çember eksik kalır.

 

İngilizce caz standartlarını 18 yaşında söylemeye başladım, aynı yaşlarda kendi şarkılarımı da İsveççe yazıyordum. Küçük caz kulüplerinde caz standartları söylemenin bir anlamda müzik eğitimim olduğunu hissettim ve çok şey öğrendim. Gençken mükemmel bir üçlü olan The Peter Nordahl Trio ile söylediğim için şanslıydım, bu tecrübe, bana, daha sonra yapmak için ilham aldığım şeylerin temelini atmamı sağladı.

 

“Vem vet” şarkısını yazdığımda ise caz kulüplerinde yaptıklarımdan etkilenmiştim. Lirik olarak “Vem vet” her şeyin tesadüfen mi, yoksa önceden belirlenmiş olup olmadığıyla ilgilidir. “Vem vet” İsveççede “kim bilir” anlamına geliyor.

 

Feridun Ertaşkan: İstanbul'a ilk gelişini hatırlıyor musun?

 

Lisa Ekdahl: Evet, 2010 yazı İstanbul konserine dair çok canlı bir anım var. Babam o yaz başı vefat etmişti. Vefatından sonra verdiğim ilk konser İstanbul'da oldu. Her nasılsa, bu konserde derin bir şekilde şarkı söylemekten zevk almayı başardım. Müziğin ve dinleyiciler için şarkı söylemenin beni çok rahatlattığını hissettim. Müziğimin yaşamı ve ölümü kutsamasını istiyorum, yaşamanın bir parçası ve burada, dünya gezegeninde karşılıklı anlaşmanın da bir parçası.

 

 

 

İki katlı evimi stüdyoya dönüştürdüm

 

 

Feridun Ertaşkan: Pandemi sonrası yeniden konserlere başlamak nasıl bir duygu? Pandemi dönemini nasıl geçirdin?

 

Lisa Ekdahl: Pandemi sırası seyirciyi gerçekten özledim ve tekrar ne zaman canlı çalabileceğimizi bilmeden biraz da varoluşsal bir kriz yaşıyordum.

 

Pandemi sırasında yaptığım şey oturduğumuz daireyi kayıt stüdyosuna dönüştürmek oldu. Stockholm'daki dairem neredeyse iki katlı bir ev gibi ve kayıtlar için tüm odaları kullandık. Bu şekilde, müzisyenlerin hiçbirinde semptom olmadan rahat kayıt yapabiliyorduk, her kısıtlama değişminde iptal etmek zorunda kalacağımız bir stüdyo kiralamak zorunda kalmadık, bu çözüm benim için mükemmeldi, “Grand Songs” albümünün tamamını bu şekilde kaydettik.

 

Feridun Ertaşkan: Şarkı sözlerini kendin yazıyorsun. Şarkı sözü yazmanın sırrı nedir?

 

Lisa Ekdahl: Şarkı sözü yazmanın sırlarından biri sadece sahip olmak ve iletişim kurmaya teşvik etmekle ilgilidir desem?

 

Feridun Ertaşkan: Sana göre, caz klasikleri ile senin kendi bestelerin arasındaki farklar neler?

 

Lisa Ekdahl: Açıkçası, caz klasiklerinin bestelerimden çok daha iyi ve zor olduğunu düşünüyorum, işin zorluğu ise caz klasiklerini taze ve kendime ait kılabilmektir. Öte yandan, kendi bestelerim oldukça kişisel ve kesinlikle bu amaca hizmet ediyor, onları yazmayı seviyorum.

 

 

 

On yıl önce ilk İstanbul konserime babamın ölümünün acısıyla çıkmıştım

 

 

Feridun Ertaşkan: Son albümün Grand Songs'da kendi besten yok ama ünlü ve farklı bestecilerin şarkıları var. Neden bu şarkılar?

 

Lisa Ekdahl: Pandemi sırası İsveçli bir yönetmen bana İsveçli film yapımcısı Stig Björkman hakkında bir belgesel için müzik kaydetmek ister misin diye sordu. Müzik yapımcısı ve ortağım Mathias Blomdahl ile birlikte yaşıyor ve çalışıyorum. Film için “Dream a little dream of me”yi kaydetmeye karar verdik ve kaydı evde, kendi dairemizde yaptık. Ardından, bende daha fazla şarkı kaydetme isteği doğdu. Farklı dönemlerin şarkılarını kendi evrenime getirmek ve onları bana ait kılmak eğlenceli bir meydan okuma gibi geldi.

 

Feridun Ertaşkan: Şarkıların cazla pop arasında ama aranjmanlarında çok güzel caz sololarına yer veriyorsun. Müzisyenlerinle ilişkin nasıl? Sanırım uzun süre aynı müzisyenlerle beraber çalmayı seviyorsun?

 

Lisa Ekdahl: Evet, devamlı aynı insanlarla çalışıyorum. İsveç'in çok sayıda iyi müzisyeni var ve beraber zaman geçirdiğimiz, birlikte olmaktan zevk aldığım insanlarla birlikte sahnede olmayı seviyorum.

 

Birbirinizin yanında rahat olmak önemlidir. Ayrıca, turne ekibime de büyük saygı duyuyorum. Hem biz, hem seyirciler için çok önemli, çünkü, herkesin sahnedeki performansında sayısız küçük nüansın olduğu bu tür bir müzikte mükemmel ses çok önemlidir.

 

Feridun Ertaşkan: Peki Lisa Ekdahl hangi şarkıcıları dinlemeyi sever? Senin dinlemekten bıkmadığın şarkıcı? Erkek sesinde özellikle önerdiğin biri var mı? Ya kadınlarda?

 

Lisa Ekdahl: Çağdaş müzik söz konusu olduğunda, şu an örneğin H.E.R, Labyrint, Sylvan Esso'yu seviyorum. Her zaman geri döndüğüm müzisyenler ise Billie Holiday, Nina Simone, Peggy Lee ve birçok büyük kadın caz şarkıcısı. Erkeklerde de tüm zamanların favorileri Chet Baker, Leonard Cohen, Bob Dylan, James Taylor, Tim Hardin ve daha birçoğu. Ayrıca, İsveç halk müziğinden çok ilham alıyorum. Eski geleneksel İsveç müziği damarlarımda derinlere iniyor.

 

 

 

İstanbul'da gerçekleştirmeyi istediği özel proje ne?

 

 

Feridun Ertaşkan: "Vem Vet" şarkısından bu yana 28 yıl geçti. Eski şarkılarını big band formatında kaydetmeyi istiyor musun? Ya da böyle başka özel projen var mı?

 

Lisa Ekdahl: Bir gün büyük orkestra ya da senfoni orkestrasıyla söylemeyi çok isterim. Tercihen İstanbul'da! Bu bir onur ve macera olurdu ve arada sırada bir maceraya bayılırım.

 

Feridun Ertaşkan: Son soru olsun... Yeni single "Triumfera" hakkında bilgi alabilir miyim? Sanırım "Triumph" anlamında. Bugüne dair bir gönderme mi?

 

Lisa Ekdahl: Evet. Arkadaşım David Ritchard'ın yazdığı bir şarkı. Tahmin ettiğiniz gibi "Zafer" anlamına geliyor.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 25 Mayıs 2022, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.