"Öyleyse onun kadar iyi çalacak bir müzisyen getirin". Geçen yıl Joe Zawinul'un 90. doğum günü için hazırlanmıştı bu yazı

"Öyleyse onun kadar iyi çalacak bir müzisyen getirin". Geçen yıl Joe Zawinul'un 90. doğum günü için hazırlanmıştı bu yazı

 

Joe Zawinul’u hatırlamak

 

 

7 Haziran 1932’de doğmuştu Avusturyalı müzisyen. Tesadüf bu ya, geçen yıl eğer yaşasaydı 90. yaş gününü kutlayacak Zawinul’un anısına yeni bir yazı yayınlanmış. Öncesinde, kendisiyle yapılan bir röportajın da derlemesiyle belki de onun bugüne kadar bilmediğimiz yönlerini ortaya koyan bir yazıydı bu ve ben de sanatçının bu yılki doğum gününü düşünerek Cazkolik okurları için tercüme ederek derledim.

 

Leyla Diana Gücük

 


 

 

 

Hikâye anlatıcısı

 

 

O bir yenilikçiydi, elektronik cazın öncülerinden ve 20. yüzyılın büyük ses düzenleyicilerinden biriydi. Eğer hâlâ aramızda olsaydı, büyük klavyeci, besteci ve "Weather Report"ın kurucularından Joe Zawinul 7 Temmuz'da 91. yaş gününü kutlayacaktı.

 

'Etki' veya 'özgüven' gibi kavramlar ansiklopedilerde resimle tasvir edilecek olsaydı, belki de Joe Zawinul'un fotoğraflarıyla süslenirdi. Çünkü, Viyanalı müzisyen, Cannonball Aderley veya Miles Davis gibi isimlerle çalışırken, solo sanatçı olarak, "Weather Report" veya "The Zawinul Syndicate"in lideri olarak, müziğimizi şekillendiren, hatta belki de kalıcı bir şekilde değiştiren tarzıyla, elektronik düzenlemeleriyle, ritimler ve ses renkleriyle çalarak cazı etkilemiştir.

 

 

Tam bir özgüven abidesi

 

 

Joe Zawinul yaptığı şeylerle ilgili en küçük bir şüphe taşımadı. Hiç yanlış nota çalmamış kendi deyimiyle. Eylül 1996'da tanıştığımızda, selamlaşma sırasında "Hip Hop" terimi geçti. Bunun üzerine Joe Zawinul şöyle dedi: "Hip Hop mu? Biliyor musun, kimin icat ettiğini? Ben icat ettim. 'Weather Report' albümündeki 'Sweetnighter' parçasını dinle ve ritme dikkat et. Bir çok rap sanatçısı ilerleyen zamanlarda bu ritmden ilham aldı, birçoğu da örnek aldı". Röportajımız sırasında yaklaşık bir saat sonra Joe Zawinul ilk büyük orkestral eseri "Stories of the Danube" (*) hakkında şu değerlendirmeyi yapacaktı: "Bir senfoni yazdığımda her zaman şunu hissettim, bunu Beethoven veya Mozart kadar iyi yazabilirim".

 

Benim, şüphe ve biraz da gülümseyerek izlediğimi fark edince şunları söyledi: "Bilirsin, övünmeyi ya da gösterişi sevmem, çünkü sahip olduklarım bana miras kaldı, şanslı bir adamım, anlıyor musun ve bununla gurur duyamam. Sadece çalışma ahlakımla gurur duyuyorum ve bir yeteneğim var: Formu doğaçlayabilirim".

 

 

Gerçek ilham rasyonel düşüncenin bittiği yerde başlar 

 

 

Josef Erich Zawinul bir içgüdü adamıydı, duygularını özgür bırakan, fikirlerin sadece akıp gitmesini seven, müzik üzerine düşünmekten mümkün olduğunca kaçınan biriydi. 1996 röportajında bana şunu da söylemişt: "Gerçek ilham, rasyonel düşüncenin bittiği yerde başlar". Müziği genellikle anlık ilhamlardan, spontane girişimlerden doğardı. Sonrasında, çoğunlukla bilinçaltı ve ruhun çalmadan önce ona fısıldadığı şeylerle renklendirir ve orkestrasyonunu yapardı. Müzik yaparken hikâye anlatmak onun için önemliydi; "Bu yapabildiğim bir şey. Notalar ve akorlar umurumda değil, eğer bir hikâye yoksa müzik de yok, bin tane nota çalmak herkesin yapabileceği bir şey" demişti.

 

 

Haydi, sınırsız olanakların ülkesine gidelim

 

 

Viyanalı kozmopolit Joe Zawinul Çek Cumhuriyeti ve Macaristan kökenli bir aileden gelir ve sintizayzırın atalarından biri olduğunu sürekli vurgulamıştır. Erken yaşta keman ve özellikle akordeon çalmayı öğrendi. Akordeon çalım tarzının daha sonraki piyano ve klavye çalışmalarını etkilediğini söylediğini röportajımızda belirtmişti.

 

Genç müzisyen, cazın özgürlüğünün doğasına uygun olduğunu hızlı bir şekilde fark etti. Bu müziğin doğduğu yere gitmesi kaçınılmazdı. Bu yüzden, Amerikan dergisi Down Beat'in düzenlediği yarışmaya katıldı ve ünlü Berklee Müzik Koleji'nde burs kazandı ancak Rororo Jazz Lexikonu'na (**) göre 1959'da bu okulu birkaç gün sonra terk etti, çünkü orada öğrenecek bir şey kalmadığını düşünüyordu. Asıl okulu, büyük şarkıcı Dinah Washington'ın kendisine eşlik etmesine izin vermesi ve ardından 1961'den itibaren efsanevi alto saksofoncu Cannonball Adderley'nin dokuz yıl boyunca piyanisti olması olmuştu. Ona duyduğu bu güveni soul dolu dünya hitleri "Mercy Mercy Mercy" gibi hitlerle geri ödedi. Adderley, piyanist seçiminden dolayı zaman zaman eleştirilere maruz kalsa da 'neden siyah bir piyanist tercih etmedin' diye sorduklarında Zawinul, Cannonball'un verdiği cevabı anlattığında güler: "Öyleyse, onun kadar iyi çalan birini getirin".

 

 

1960’larda öncü bir çalışma

 

 

Aslında Joe Zawinul'un Cannonball ile 60'larda çaldığı 'soul jazz' ve hardbop'tan daha fazlasını anladığı görülmüştü. O dönemler zaten zihninde ileriye dönük ses düşünceleri vardı. Zawinul'un o dönem solo albümlerini dinleyenler piyanistin Miles Davis üzerindeki etkisinin ne kadar güçlü olduğunu ve "In A Silent Way" ve "Bitches Brew" gibi çığır açan albümlere katkısının nasıl göründüğünü merak etme hakkına sahiptir.

 

 

Weather Report

 

 

Joe Zawinul, 1971'de kurulan Weather Report ile ikon haline geldi. Başta emprovizasyon odaklı bir kolektif olarak başlayan topluluk ardından saksofoncu Wayne Shorter ve Joe Zawinul liderliklerini üstlendiği ve cazı kalıcı şekilde etkileyecek bir "imza sesi" geliştirdi. Dünya genelinde birçok etkiden ve sayısız türün unsurlarından yola çıkan Weather Report kendi benzersiz ses evrenini yarattı ve bu yaratımın başrolünde Joe Zawinul vardı. Akustik olarak duyulan elektronik müzik yapmayı amaçladılar. Zawinul, birçok tuşlu enstrümanı (bazı enstrümanları daha sonra kendisi de icat etti) zengin ve hatta orkestral şekilde kullanarak, melodileri ritimleri sürekli dans ettirdi, bestelerinde karmaşık ve akılda kalıcı unsurları bir araya getirdi. Zawinul'un ayırt edici ses tasarımı ve Weather Report'ın grup idealleri uzun ömürlü devam ettirdiği grubu olan The Zawinul Syndicate'te de kendini gösterdi.

 

 

Kapsanması zor bir hayat hikâyesi

 

 

Joe Zawinul ile ilgilenenler için gurur verici ve neredeyse kapsanması zor bir biyografi açılır önlerinde. "Stories of The Danube" gibi orkestral eserleri de bulunur, aynı adı taşıyan toplama kampındaki olaylarla ilgilenen "Mauthausen" gibi eserlere de rastlanır. Viyana'daki "Birdland" caz kulübü hakkında okunacak bir şeyler de bırakmıştır. Zawinul'un hayatının son dönemlerinde kurduğu ilişkiler, Ben Webster, Dinah Washington, Nancy Wilson, Yusef Lateef, Cannonball Adderley, Miles Davis, Weather Report ve The Zawinul Syndicate ile yapılan birçok kayda işaret eder ki bu kayıtlar olmadan caz tarihi eksik kalırdı.

 

 

Kırık bir kalp

 

 

Joe Zawinul 11 Eylül 2007'de Viyana'da bu dünyayı terk etti. Aslında, tedavi edilebilir nadir bir deri kanseriyle mücadele ediyordu ve bu kadar enerjik bir insanın daha uygun koşullarda bu hastalığın üstesinden gelebileceği düşünülüyordu. Fakat, hayatının büyük aşkı eşi Maxine daha yeni öldüğü için yakın arkadaşları Joe Zawinul'ün kanserden değil kalp kırıklığından öldüğünü düşünüyordu.

 

Bu makale arkadaşımız Leyla Diana Gücük tarafından Zawinul'un 90. yas gününe istinaden 7 Temmuz 2022 tarihli Jazztime dergisinden çevrilmiştir. (Moderasyon Ssirus W. Pakzad)

 

* Bu albümün kaydında Arto Tunçboyacıyan ve Burhan Öçal gibi Türkiye'den sanatçılar da yer almıştı.

 

** Martin Künzler isimli yazar tarafından hazırlanan kitap.

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Leyla Diana Gücük

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.