Marcus Miller`ın Afrodeezia festival projesi bir insanlık trajedisini işaret ediyor

Marcus Miller`ın Afrodeezia festival projesi bir insanlık trajedisini işaret ediyor

Marcus Miller yeni projesi "Afrodeezia" ile üstlendiği misyonerliği müziği üstünden anlatıyor

 

2 Temmuz Perşembe akşamı Cemil Topuzlu Açıkhava sahnesinde izleyeceğimiz Marcus Miller bu kez yeni albüm projesiyle İstanbul`a geliyor. Geçen senelerde hem festivalin özel projesi, hem Dünya Caz Günü İstanbul kutlamaları için bütünüyle kendine ait olmayan ama hepsinden zevk aldığımız çalışmalarda izlemiştik. Sanatçı, bu kez sahnede tümüyle yeni albümüne odaklanmış olacak, yani "Afrodeezia" projesine. "Afrodeezia" Marcus Miller`ın bir caz müzisyeni olmasından daha öte hedefleri artık menzili içine aldığını bize gösteriyor. Biraz Herbie Hancock, biraz Wynton Marsalis gibi içinde bulunduğu Afro-Amerikan caz toplumunun daha geniş sosyal duyarlılığına işaret etmek gibi mesela diyebiliriz. Bize bu cümleleri aslında tümüyle yeni albümü "Afrodeezia" kurduruyor.

 

"Afrodeezia" albümü aslında daha büyük bir projenin parçası. Marcus Miller`ın albüm için esin kaynağı bizzat sanatçının geçmişi 1994 yılına kadar uzanan Birleşmiş Milletler`in "The Slave Route" projesi için Barış Elçisi sözcüsü olmasına dayanıyor. Bunun ne olduğunu anlayabilmek için önce "The Slave Route Project" nedir ondan söz etmek gerek.

 

 

"Köle Rotası" projesi 1994 yılında Benin-Quidah`da başlatılan bir proje. Benin, Afrika boynuzunun Atlas okyanusuna bakan kısmında küçük bir Afrika ülkesi. Birleşmiş Milletler, büyük tarihi olayların bazen cehalet, bilgisizlik, bazen de kasıtlı gizleme gibi nedenlerle insanların ve halkların karşılıklı anlayış, uzlaşma ve işbirliğine gitmelerinde engel teşkil ettiğini inanıyor. Bu sorunun üzerine gitmeyi kendine misyon edinen BM örgütü kölelik ve köle ticaretinin tüm boyutlarını ve sonuçlarını inceleyerek ilk yıllarından bugüne yapılan köle ticaretinin yarattığı toplumsal deformasyonu saptamaya, modern toplumların oluşması sürecinde köle ticaretinin nasıl büyük trajedilere yol açtığının tespitine çalışıyor. Bugün, modern dünya birlikte yaşama konusunda hala ne kadar yol alınabildiğini tartışmaya devam ederken bu işin en eski kökenlerine kadar inmeye çalışan böyle bir projenin sözcüsü olmak ise Marcus Miller gibi bir müzisyene hem insani hem sanatçı olarak eminiz çok şeyler katmış olmalı. En azından, bu duyarlılıklara açık biri olduğunu bilmek ona ilişkin sempatimizi daha da artırıyor kuşkusuz.

 

 

Bu bilgiler ışığında 2 Temmuz gecesi izleyeceğimiz projeye dönersek eğer, sanatçının yeni firması Blue Note için kaydettiği ilk albümün "Afrodeezia" olması ayrıca kayda değer bir not olmalı. Miller`ın uzun zamandır birlikte çalıştığı çekirdek kadrosu; yani alto saksofonda Alex Han (ki onu İstanbul`da hep yanında izledik), trompetçi Lee Hogans, piyanoda Brett Willams, gitarda Adam Agati ve davulda Louis Cato`lu ekibe albümde ayrıca oldukça uzun bir misafir müzisyen grubu eşlik etmiş ki bu müzisyenlerin önemli kısmı Afrikalı isimler.

 

Bizi, 2 Temmuz gecesi `köle rotası`nda yüzyıllar boyunca evlerinden, ailelerinden, çocukların, anne-babalarından zorla koparılarak hiç tanımadıkları Güney Amerika, Karayipler gibi yerlere götürülen köle ruhlarının kıtalararası ritmleri ve melodilerinin RB, Hip Hop ve caz gibi müzikal temalar içerisinde ustalıklı olarak harmanlanmasıyla kendi dilini bulduğu müzikler karşılayacak. Mesela, albümün açılış parçası "Hylife" Senegalli müzisyenlerin perküsyon ve geri vokallerle örülü çağdaş bir caz funk çalışması. Parçanın lead vokalinde ise Senegalli ünlü basçı Alune Wade yer almış. Albümün ikinci parçası "B`s River"da ise geleneksel enstrüman olan Kora çalgıcısı Cherif Soumano ve konuk olarak da ünlü trompetçi Etienne Charles`ın solosu Miller`ın bas ve bas klarnetine eşlik ediyor. "Preacher`s Kid" şarkısı ise bir African-American modern caz gospeli.

 

Albümdeki müziklere ilişkin olarak yukarda yazdıklarımız ancak çok kısa bir giriş olabilir, gerisini konserde büyük bir heyecanla izleyeceğimiz muhakkak. Albümde yer alan konuk müzisyenler elbette sahnede olmayacak, o kadar büyük bir kadroyu tek bir konsere toplamak nerdeyse imkansıza yakın. Ama bu detay bile albümün nasıl büyük bir konsept olduğunu göstermesi bakımından önemli bir ayrıntı olabilir.

 

Yazının yayına giriş tarihine göre konsere fazla bir zaman kalmadı, biletlerin bitmesi çok büyük ihtimal, bu nedenle bir an önce, hemen bu yazının ardından yazının hemen başındaki linke tıklayarak biletinizi almayı ihmale etmeyin.

 

Cazkolik.com / 17 Haziran 2015, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.